Askeri okula mı yazdırsanız acaba?
Şaka bir kenara, çocuklara yalan söylenmemesi konusunda hemfikirim. Yalan söylediğinizde olayın sakız gibi uzama tehlikesi de var, bunu hiç düşünmüyorlar. Arabanın karnı ağrıyor. Eee o zaman ilaç verelim iyileşsin, binelim yani. Neyse... =)
Kızımla göz hizasında konuşurum. Ama şimdilik çok da mucizeler yaratan bir yöntem olduğunu düşünmüyorum. Sanırım daha çok ileriye yatırım bu.
Şu son çarşaf olayınızı ve kendinizden nefret etmenize sebep olan patlamanızı okudum. Sizin en büyük sorunlarınızdan biri kendinize çok yüklenmeniz, çoğu kişi de yazmış. Çocuğunuz annesinin de insan ve duyguları olduğunu, bazen çok mutlu olabildiği gibi bazen çok kızgın olabildiğini görsün, bunu yanlış bulmuyorum. Çocuğunuzun kişiliğine saldırmıyorsunuz, ona fiziksel, psikolojik şiddet uygulamıyorsunuz, onu ezmiyorsunuz. Ama bunları yaparken onu tüm olumsuz duygularınızdan uzak tutmaya gerek yok. Patron anne ve baba, bunu bilmesi gerekiyor. Bazı kurallar sırf sadece anne-baba öyle dedi diye vardır, mantığını çok anlamasına gerek yok. Aslında her kuralın bir mantığı var da, bazen dinlemek istemiyorlar, o zaman dinlemiyorsan sen bilirsin ama uymak zorundasın. Çatlasan da patlasan da bu böyle, üzgünüm.
Kızımdan örnek vereyim; kış günü sokağa incecik giysilerle çıkmak istiyor (çıkamadı, dış kapıya yapışıp ağladı), makarnanın üstündeki ketçapları yalayıp, tekrar sıkmak istiyor (izin vermedik, inadından yemedi, aç yattı),
yağmurda kreşe scooterla gitmek istiyor (izin vermedim, okula kadar ağlayarak yürüdü, ama tam kapıdan ayrılırken anneciğim görüşürüz diye gülücükler saçarak içeri girdi, benim balatalar iptal), karşıdan karşıya geçerken elimi tutmamak istiyor, çünkü büyümüş (önceki gün anneciğim, elini tutmalıyım, çünkü tehlikeli değil mi diye vaaz veriyordu halbuki), yolun kenarında ağaç gibi bekleyemeyeceğime göre elini kavrıyor, o çığlık atarken karşıya geçiyoruz. Parktan eve dönmek istemiyor. Son 10 dakika, 5 dakika, hadi gidiyoruz diye haber veriyorum oysa. Kurala uymuyor, kolundan tutup eve getiriyorum, sokakta bir bağırışı var, sanırsınız bir kamyon dayak yedi. Bunu 3-5 sefer yaptı, şimdi asla yapmıyor, süresi bitince tıpış tıpış geliyor. Ay liste uzar gider. Çoğu konuda esnek bir anneyimdir, sanmayın hep böyle. Ama işte bazı durumlarda despotlaşmak gerekebiliyor.
Bu arada öğretmeninin "istemediği bir şeyi asla yapmaz" dediğini okudum. Aynı cümleyi kızım için de söylüyorlar. Hatta sevmediği şarkıyı dinlemez bile, sevdiği şarkılarda Asena'ya bağlarken, sevmediği parça çıkınca sınıfta kulaklarını kapıyormuş, öyle prensipli.
Öğretmeni başka çocukları herhangi bir konuda ikna etmek kolayken, kızınızı ikna etmek imkansız diyor. Okul psikologuyla da konuştuk. Biraz mizaç, biraz da 4 yaş meselesi+ kardeş kıskançlığı... Zorlamıyoruz, kendi haline bırakıyoruz. Ama zamanla arkadaşlarından hevesleniyor, ısrar edilmediği için özgür hissedip kendi denemek isteyebiliyor... Yavaş yavaş daha esnek davranmaya başladı. Kreş kesinlikle olumlu etki bırakıyor.
Ay çok uzattım. Yaşadıklarınızı elbette tamamen anlayamam, çünkü başta dediğim gibi yazdıklarınızı okuyunca kızımın sizin canavarın levelında olmadığını görüyorum ama çoğu huyu benziyor da. Sadece, kendinize bu kadar yüklenmeyin. Geçecek de demiyorum, çünkü zırt diye düzelmeyecekler, bir huyları düzelirken başka yerden patlak verecekler muhtemelen. Kafa olarak sağlam kalmanız gerekiyor. Bunun yolu da biraz salmak, eşinize daha çok alan açmak, çocuğunuza patronun kim olduğunu göstermekten geçiyor bence.