İnsanın ifade, iletişim ve yaratıcılığının merkezi olan, dürüstlük yeteneğini de içinde barındıran boğaz çakrasına hoşgeldiniz. Diliniz ne kadar güçlüyse, evreniniz de o kadar geniştir derler.</P><P>Bu çakra birinci, ikinci ve üçüncü çakralarınız ile başınızın üzerindeki taç çakra arasında önemli bir bağlantı kurar. Düşüncelerimizle duygularımız, dürtülerimizle tepkilerimiz arasında bir köprü işlevi görür. Aynı zamanda tüm çakralarla dış dünya arasında iletişim sağlar. Boğaz çakra</a> yoluyla içimizde olan herşeyi ifade ederiz: gülmemiz ve ağlamamız, sevgi ve mutluluk duygularımız, endişe ve saldırganlığımız, niyetlerimiz ve arzularımız ve iç dünyamızı algılamamız gibi. Fakat yalnızca içimizde bulunanı ifade edebileceğimizden, bu çakranın görevlerinden biri de, belli bir iç genişlik sağlaması, düşünce ve eylemlerimizi yansıtmaya yardımcı olmasıdır. </P><P>Tamamen açık bir boğaz çakrasıyla, duygularınızı, düşüncelerinizi, ve iç bilginizi özgürce, korkusuzca ifade edebilirsiniz. Zayıflığınızı açığa çıkartma veya gücünüzü gösterme yeteneğine sahip olursunuz. Kendinize ve başkalarına karşı dürüstlüğünüz tavrınızda görülür. Yalan söylemezsiniz. Kendinizi çok rahat ifade edebilirsiniz. Başkalarını sözünü kesmeden sonuna kadar dinleyebilirsiniz. Konuşmanız yaratıcı ve renkli, aynı zamanda da sesiniz gür çıkar. Zorluklar ve dirençle karşılaştığınızda, kendinize karşı dürüst olup “hayır “ diyebilirsiniz. Diğer insanların düşünceleri sizi yolunuzan saptıramaz veya kandıramaz. Bu çakra iletişim merkezidir. Bu çakra açık olduğu zaman eski arkadaşlarla kurulan iletişimin yönetilmesi güç hale gelir. Kişinin enerjilerinde değişmeler olur ve bu değişmeleri hisseden eski arkadaşlar karşılarındaki kişi ile iletişim kurmakta zorlukla karşılaşırlar. Bu enerjiler aynı türden düşüncelere sahip yeni arkadaşları çeker. Gerçek dostlarınız hep yanınızda olacağı için, bürünmeye başladığınız yeni kişilikten rahatsızlık duyanlar sizden uzaklaşabilirler. </P><P>Boğaz çakrasındaki enerjiler engellenmişse, bu, zihinle, beden arasındaki iletişimi bozar. Bu olay iki şekilde görülebilir. Ya duygularınızı yansıtmakta zorluk çekersiniz ve dolayısıyla çözümlenmemiş duygularınızı düşüncesiz eylemlerle ifade edersiniz, ya da kendi zihninize kapanır ve duygularınıza yaşama hakkı tanımazsınız. İzin verdiğiniz duygular, yalnızca kendi yargı filtrenizden geçebilen ve ayrıca çevrenizdeki insanların yargısıyla çatışmayan duygulardır. Bilinçdışı bir suçluluk duygusu ve içten kaynaklanan korkularınız gerçek benliğinizi görmenizi ve göstermenizi, en dipte kalmış düşüncelerinizi duygularınızı, gereksinimlerinizi, serbestçe ifade etmenizi engeller. Gerçek benliğinizi gizleyen bir yığın söz ve hareketle onları örtmeye çalışırsınız. Sesiniz nispeten yüksek ve sözleriniz derin anlamlardan yoksundur. Zayıflığınızın görünmesine izin vermez, her ne pahasına olursa olsun güçlü görünmeye çalışırsınız. Sonuç olarak taktığınız maskelerle kendinizi baskı altında tutuyor olabilirsiniz. İfade yeteneğinizi başkalarını kandırmak için yada sürekli konuşarak başkalarının ilgisini çekmek için de kullanabilirsiniz</P><P>Boğaz çakranızın yetersiz çalışması, kendinizi gösterme ve ifade etme yeteneğinizi engeller. İç benliğinizi tamamen kısıtlarsınız; utangaç, sessiz ve eziksinizdir ve dış yaşamla ilgili yalnızca önemsiz seylerden konuşursunuz. Derin düşünce ve duygularınızı ifade etmeye çalıştığınızda boğazınız düğümlenir ve sesiniz zorlukla çıkar. Bazen kekeleyebilirsiniz. Başkalarına karşı belirsiz duygular beslersiniz ve onların yargılarından korkarsınız. Kim olduğunuzu ve bu dünyada neden olduğunuzu inkar ederseniz, bu durum bedeninizde rahatsızlık olarak kendini belli eder. Kendimizden kaçmak çok yaygın olduğu için, boğaz çakrasını etkileyen hastalıklara da çok sıkça rastlanmaktadır. Bunların arasında en sık görülenleri, diş hastalıkları, boğaz ağrısı, işitme kaybı, tirioid bezi rahatsızlığı, astım, baş dönmesi, alerji, yorgunluk ve adet sorunlarıdır. Aynı zamanda cild ve solunum sistemi sorunları yaratmaya da eğilimi vardır. Bir boşluk hissi ve kendini ifade etme zorluğu gibi sorunlarla da karşı karşıya kalabilirsiniz. Detaylara olan dikkatinizi tamamen kaybedersiniz. Bu bir depresyon nedenidir.</P><P>Günümüzde görülen bir diğer rahatsızlık da madde bağımlılığıdır. Tabii ki insanların bağımlılık gösterdiği pekçok şey vardır, fakat ilginç olan, en çok raslanan bağımlılığın madde bağımlılığı olması, alkol, sigara, yemek gibi ve bunların bedenimize boğaz çakrasının olduğu bölge yoluyla girmesidir. Bazen enerjimiz çok düşük olduğunda buzlu bir viski, bir çikolata ya da bir sigara veya uzak durmaya çalıştığımız şey herneyse ondan istersiniz, iradenizi kaybedersiniz. Bağımlılıklar, kendi gerçeğimizi yaşamadığımız zaman etken olurlar, Bağımlılıklar gerçeklerden kaçmak içindir. Aslında gereksinim duyduğunuz şey, başa çıkamadığınız ya da hakkında konuşmak istemediğiniz bir gerçekten kaçınmaktır. İnkar etmek ya da gerçeği söylememek, hayatınızda geçerli bir davranış ve yaşamı sürdürme süreci olabilir, yaşamayı tasarladığınız yol değildir. İnsanlar belirli davranış kalıplarını çocuklukta kazanırlar. Bu kalıplar, bir yetişkin olduklarında gerçek kimliklerini gölgeler.</P><P>Bu çakrayı açmak için neler yapılabilir:</P><P>Suçlamaktan vazgeçmeyi ögrenin, böylece kendi gerçeğinizi bulabilir ve onu yaşayabilirsiniz. Bu dünyadaki diğer insanlar üzerinde gücümüz yoktur, sadece kendi üzerimizde gücümüz vardır. Hayatınızdaki insanlar ne kadar sorun yaratıcı olurlarsa olsunlar çözüm herzaman sizsiniz. Bir başkasını değiştiremeyiz, ama ısrarla bizler işyerinde patronumuzu, evde eşimizi, çoğu zamanda arkadaşlarımızı ve olayları değiştirmeye çalışırız. Ama şunu unuturuz herzaman değiştirebileceğimiz tek şey vardır o da kendimizdir. Ancak kendimizin bakış açısını değiştirdiğimizde olaylardan en az etkilenmeyi sağlayabiliriz.</P><P>Bir komediye gitmek, eğlenceli bir film izlemek, bir mizah kitabı okumak harika ve eğlenceli şeylerdir. Bedensel sağlığımızın düzelmesine yardımcı olurlar. Tabii ki, mizahın iyileştirici etkisi yeni bilinen birşey değildir, sadece bu konu üzerine yazılmış pekçok kitap vardır. Gülme eylemi daha derin nefes alıp vermeye neden olur; diyaframınızın, gülmek için gerekli hızlı hareketleri yapabilmesi için ciğerlerinize daha fazla hava çekmeniz gerekir. İşte bu çekilen hava boğaz çakranızın açılmasına yardımcı olur. Solunum sistemimiz, neredeyse sadece burnunuzdan nefes alacak şekilde tasarlanmıştır. Burnunuz, karmaşık ve son derece ustalıkla yapılmış bir hava filitre sistemidir. Çok sık olarak insanlar gerilim altındayken, yaptıkları ilk şeylerden biri burunlarından nefes alıp vermektir. Yine burnundan soluyorsun deriz. Genel olarak ağzınızdan nefes alıp vermek panik halindeyken verilen bir tepkidir. Bunu yapmaya başladığınızda, bedeninize kriz durumunun gerçek olduğunu söyleyen endorfin salgılanmasını da tetiklersiniz. Sadece dikkatinizi burnunuzdan nefes alıp vermek üzerine yoğunlaştırarak, kendinizi daha az stresli bir duruma sokarak bedeninizdeki ihtiyaç fazlası endorfin salgısının seviyesini azaltırsınız. Bu çakramızın enerji dengesi, günlük hayatımızda yaşadığımız önemsiz tacizler sonucu bozulur ve küçük hareketlerle de neredeyse tamamen düzelir. Size ne zaman birisi susmanızı söylese, boğaz çakranızın da bir bölümü kapanır. Burnunuzdan aldığınız her temizleyici nefesle birlikte, boğaz çakranız da açılmaya ve iyileşmeye başlar.</P><P>Bedeninizi bir araç olarak kullanarak ruhunuzun iyileşmesini sağlayabilirsiniz. Bu çift taraflı işleyen bir ilişkidir, çünkü kendi aralarında ilişkili oldukları için, bedeniniz iyileştiğinde, zihniniz ve ruhunuz da iyileşir. Eğer boyun ağrıları, diş sorunları, boğaz ağrısı, işitme kaybı, tiroid bezi sorunu çekiyorsanız ya da bağımlılıklarınız varsa ve bunlar uzunca bir süre hayatınızı etkiliyorsa, bedeniniz sizi uyarmak için bildiği tek dil olan acı ve rahatsızlığı kullanarak size bir dengesizliğin sürüp gittiğini söylemektedir. Bu rahatsızlıklara neden olan sadece kalıtımsal koşullar ya da bedeninizi toksinle doldurmanız değildir. Bunlar, ruhunuzun kendi gerçeğini bağırarak söyleme gereksinimi ile doğrudan ilişkilidir. Ruhunuz gerçeği arzular, meditasyon yaparak, bedeniniz sizi bunu keşfetmeye yönlendirebilir.</P><P>Boğaz çakrasını açmanın diğer bir kolay yolu da renkleri kullanmaktır. Bu çakra ile ilişkili olan renk mavidir. Boğaz çakra hava öğesiyle ve işitme duygusuyla ilişkilidir. Masmavi bir denizi hayal etmek, gökyüzünün o uçuk mavisinin derinliklerine dalmak bu çakraya çok iyi gelir.</P><P>Taşlar yine bu çakrayı açmak için bir seçenektir. Sodalit üstünde beyaz benekler bulunan lacivert bir taştır ve lapise benzer. Bu taş sizi hem bu dünyanın gerçeklerinde tutar, hem de ruhunuzla güçlü bir bağ kurmanızı sağlar. Zihninizdeki gereksiz sesleri susturarak, gereksinim duyduğunuz konuya yoğunlaşmanıza yardım eder. Böylece asıl düşüncelerinizin farkına vararak amaçlarınızı belirleyebilirsiniz. Konsantrasyonu artırmak amacıyla kullanılabilir. Depresyona giren kişilerin, uyuşturucu madde kullanan kişilerin normal hallerine dönmesine yardım eder. Duygularınızı ve düşündüklerinizi kolayca ifade edemiyorsanız bu taşı boyun bölgenizde kullanmanız sizi rahatlatır. Böylece gerginlikleriniz kaybolur ve kelimeler rahatça ağızınızdan dökülür. Diğer bir taşımızda azurittir, buna lacivert taşı da denir. Yüzde beşi su olan bakırkarbonattan oluşan bu güzel mavi taş düşüncelerinizi ve duygularınızı rahatça ifade etmenizi sağlar, ruh dünyanızı hissedip, onu dışa vurma yeteneğinizi arttırır. Derin konular üzerinde konuşma yeteneği ve arzusuyla dolarsınız. Boğaz bölgesinde işlenmemiş bir parça azurit kullanmak, sizin içine gömdüğünüz duygularınızın ortaya çıkmasını sağlar. Boğaz çakrasını harekete geçirerek, ses tellerine ulaşır ve böylece konuşma arzusuyla dolarsınız. Bu taş aynı zamanda güzel bir mücevherdir. Kolye ya da küpe olarak takarsanız, ruhsal olarak uyanık kalırsınız. Ayrıca sizi merkezde tutar ve konuşkan olmanızı sağlar.</P><P>Boğaz çakrası özellikle söylenmiş kelimelerin yaratıcılık merkezidir. Bu merkezin iletişimde kullanılması sadece insanlara özgü bir özelliktir. Her sesin bir titreşim, bir görünmez enerji olarak değeri vardır, bu yüzden sadece gerektiği zaman kullanılır. Günümüzde belirli olmayan konular üzerinde sürekli konuşuyoruz bu yüzden ses duyumuz giderek köreliyor. Doğu ezoterizminde ses, herzaman mantralar halinde kullanılarak farkındalığın ve bilinç seviyesinin arttırılmasına araç olmuştur. Bu merkez şarkı söylemek için de kullanılır. Ses kullanılarak üretilen müziğin iyileştirici özellikleri vardır. Herhangi bir şekilde görsel sanatlar boğaz çakrasıyla çalışırlar. Bu çakra film sanatçıları ve tiyatrocuları yakından ilgilendirir, aynı zamanda detaycılığı da içine alır. Güçlü bir boğaz çakrasına sahip olan kişiler ince eleyip sık dokurlar. Eger bu çakra çok aşırı çalışıyorsa kişi mükemmelliyete boğulur kalır. Eger boğaz çakranız birikimle dolu ise bu da takıntıya sebep olur. </P><P>Vücudunuzdaki yağ dokusu tamamen metabolizmanızın yakma hızına göre azalır veya fazlalaşır. Özellikle hanımlar eğer kilo almak istemiyorsanız, cildinizin sorunsuz ve saçlarınızın parlak olmasını istiyorsanız bağaz çakranıza çok dikkat edin. Bir sonraki alın çakrasında görüşünceye kadar sevgiyle kalın</P></span>