• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Haşimoto hastalığına tutuldum...Paylaşım alanı

Ben bu tür tedavi şekillerine inanmıyorum. Siz bilirsiniz yine de.

nayhan arkadaşımız biz umutsuzlar için güzel bir örnek, yüksek antikorlarla kızına kavuşmuş, darısı bizlere olsun.


selam canım
evet bu hastalıkta antikorlar hiç normal seviyelere inmiyor ne yazık ki hastalığın belirtisi bu zaten standartlara indi mi düzeldin demektir böyle birşey yok yani.
antikorların yüksek olmasıda çocuk olmasına engel değil benim de çok yüksekti buna artı olarak bir sürü sıkıntım daha vardı
hiç canını sıkma rabbim istedi mi verir stres yapmayın yeter
 
evet dr.larda söylüyorlar antikorların düşmesi imkansız diye...
sanırım hastalığın kaçıncı boyutta olduğu da önemli...
erken teşhisle tedavi olup antikorlar da düşüş olan hastalarda var...
birde selenyum olayını merak etmiştim bazı kişilerde faydası olupta bazılarında neden faydası olmuyor diye...
uzman dr. ömer türker haşimoto ile ilgili başka bir prof. sormuş..haşimoto ile ilgili bir yazı:


Dr. Ömer Türker: Otoimmün tiroidit (Haşimato hastalığı) nedir?

Prof. Roland Gartner: Otoimmün tiroidit, belirli bir organa (tiroide) karşı gelişmiş bir savunma sistemi hastalığıdır (buna organ’a özel otoimmün hastalık denir); vücud, kendi tiroidine karşı “antikor” denen maddeler üretir ve bu antikorlar, tiroid bezinin çalışmasını engeller, hatta harabiyetine yol açar. Çoğunlukla kadınlarda, özellikle diğer otoimmün/allerjik hastalıkları olan kadınlarda görülür.



- Hastalığın önemi nedir? Sık görülen bir durum mudur?

Çok sık rastlanan bir hastalıktır, kadınların yaklaşık %10’unda, erkeklerin %2’sinde görülür. Savunma hücrelerinin uyarıldığı hamilelik, menopoz, ciddi stres gibi haller, (var olan) hastalığın ortaya çıkmasını tetikleyebilir.



- Hastalığı tamamen tedavi etmenin bir yolu var mıdır? Selenyum tedavisinin rolü nedir?

Hastalığın (hücrelerin genetik yapısında doğan farklılık nedeniyle) tamamen tedavi edilebilmesi imkânı gözükmemektedir. Şu an, hastalığı (kısmen) tedavi edebiliyor ve (en azından) alevlenme dönemlerini baskılayabiliyoruz. Belki bu yolla tiroid fonksiyonlarının korunması da söz konusu olabilir.

Selenyum’un 2 önemli etkisi vardır:

Birincisi; hastalığın seyrinde önemli rolü olan oksidatif hasarın önlenmesi,

ıkincisi; savunma/bağışıklık sistemini “genel” olarak baskılayan (steroid-kortizol gibi) ilâçlardan farklı olarak, sadece “aşırı, abartılı” reaksiyonların baskılanabilmesidir. Belki bu yüzden selenyum tedavisi, tiroid hasarını önleyebilir.



- Neden bazı hastalar selenyum tedavisine cevap vermiyor?

Eğer tedavi çok geç başlamış ve tiroid bezi büyük ölçüde harap olmuşsa, selenyumun elbette yararı olmaz. Bizim görebildiğimiz kadarıyla, tedavinin, mümkün olduğunca erken dönemde başlaması ve uzun süre (en az 1 yıl) devam etmesi önemlidir. Özellikle de riskli hastalarda… (Henüz tiroid hormonları azalmamış fakat antikor değerleri yüksek kadınların, hamilelik, menopoz ve stres döneminde olanları, riskli gruptur).
 
Selenyum Minerali - Selenyumun Faydaları ve Görevleri: Güçlü bir antioksidan olan selenyum, bağışıklık sistemini güçlendirir ve kanser riskini azaltır. Hücreleri korur ve yaşlanmayı geciktirir. Doku esnekliğini arttırarak ve kalp hücrelerini destekleyerek kalp ve damar sağlığının korunmasına yardımcı olur. Başta sperm üretimi ve canlılığı olmak üzere, üreme sağlığında rol alır. Vücuttaki zehirli maddelerin zararlı etkilerini azaltır ve vücuttan atılmalarına yardımcı olur. Karaciğerin faaliyetlerini düzenli olarak sürdürmesine katkıda bulunur.

Selenyum sağlık için gerekli olan bir mineraldir. Selenyum protein ve DNA sentezine katkıda bulunur. Selenyum vücutta bazı proteinlerin yapısına girer ve bunlara selenoprotein denir. Bunlar antioksidan özelliği olan proteinlerdir ve hücreyi hasardan korurlar. Selenyum bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, antioksidan özelliği vardır ve tiroid bezinin iyi çalışmasını sağlar. Virüs üremesini engellediği için HIV tedavisi için araştırılmaktadır.


Selenyum, karaciğerimizin iyi çalışmasını sağladığı gibi kanserden ve bazı metal zehirlenmelerinden bizi korur. Selenyumun beyin çalışmasında da etkileri vardır. Selenyum eksikliğinde guatr oluşabilir. ıyot yetmezliği ile beraber selenyum eksikliği varsa guatr daha fazla görülür. Selenyum yetmezliğinde psikolojik değişiklik, ve kalp kas bozukluğu saptanmıştır.
Günlük 55 mikrogram kadar selenyum gereklidir.


Selenyum Hangi Gıdalarda Bulunur?
Bir dilim tam buğday ekmeğinde 10 mikrogram selenyum vardır. Ceviz, et, sakatatlar, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kepekli unlar, süt ürünleri, sebze ve meyveler ve yumurta gibi besinlerde bol miktarda selenyum vardır.Erkekler günde 75 mikrogram, kadınlar ise 60 mikrogram selenyum almalıdır.Selenyum kan düzeyinin normalde 85 mg/L olması gerekir. Bir dilim tam buğday ekmeğinde 10 mikrogram selenyum vardır. Ceviz, et, sakatatlar, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kepekli unlar, süt ürünleri, sebze ve meyveler ve yumurta gibi besinlerde bol miktarda selenyum vardır.Proteinden fakir beslenenlerde selenyum yetmezliği sık görülür ve tiroid bezinin salgıladığı hormonlar vücutta yeterince etki edemezler. Bir dilim tam buğday ekmeğinde 10 mikrogram selenyum vardır. Bu nedenle beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği yenmelidir. Ceviz, kırmızı et, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kepekli unlar, süt ürünleri, sebze ve meyveler ve yumurta gibi besinlerde bol miktarda selenyum vardır. Selenyumun fazla alınması ise zararlı olmaktadır. Günlük 400 mikrogramdan fazlası zararlıdır. Yüksek dozda selenyum alınırsa T3 hormonu azalır ve TSH hormonu artarak hafif tiroid yetmezliği gelişir ve kilo alınır. Selenyum eksikliğinde vücutta E vitamini azalır ve tiroid bezi iltihabı daha sık görülür. Bu nedenle selenyum ve E vitamini birlikte vermek daha faydalıdır


Selenyum Eksikliği:
Şeker hastalarının kanlarında selenyum düzeyi sıklıkla düşüktür. E vitaminiyle beraber alınan selenyum, şeker hastalığın organlarda yaptığı hasarı azaltır. C vitamini, selenyum ve E vitamini birlikte daha iyi antioksidan etki gösterirler.
Yaşlılarda selenyum eksikliğine bağlı olarak kas güçsüzlüğü olduğu saptanmıştır. Bu nedenle kas güçsüzlüğü olanlarda kan seviyesini ölçmek gerekir.
Selenyum eksikliği sadece damardan beslenen hastalarda görülebilir. Bu hastalardaki kardiyomyopati denen kalp kas hastalığı ve kas fonksiyon bozukluğu selenyum eksikliğine bağlıdır. Çin’de kardiyomyopati denen kalp kas hastalığı ile birlikte görülen Keshan hastalığı selenyum yetmezliği nedeniyle oluşur.

Selenyum Eksikliği: Ciddi kas zayıflıkları, kalp ve damar sağlığında bozulmalara neden olan selenyum eksikliği, çocuklarda da gelişimin yavaşlamasına neden olur. Göz sağlığını olumsuz etkiler. Erken yaşlanma, sinir sistemi hastalıkları ve zekâ geriliğine neden olabilir. Sperm üretimi ve kalitesi azalarak kısırlık oluşabilir. Üreme sağlığı açısından, erkeklerin Selenyum ihtiyacı kadınlara oranla daha fazladır.


REFERANS: Prof. Dr. Metin ÖZATA, ıstanbul
Doktor "Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları"
 
Son düzenleme:
Cinko Eksikligi:
Cinko eksikliginde de tiroid hormon metabolizmasi bozulur ve kandaki T3 ve T4 hormonu % 30 oraninda azalir. Bu arada T4 hormonunun T3 hormonuna donusumunu saglayan enzim (deiyodinaz enzimi) cinko eksikliginde % 67 oraninda azaldigindan T3 hormon azligi meydana gelir. Bu nedenle cinkodan zengin olan peynir, sigir eti, kepekli ekmek, tavuk, yumurta sarisi,sut ve sut urunleri, balik, patates,ceviz badem, tam tahillar, kuru fasulye, lahana, ay cekirdegi ve kuzu eti gibi gidalarla beslenmek tiroid sagligimiz icin gereklidir.


çok ilginç yaaa,çinkoma da baktırıcam mutlaka ne durumda diye
 
En çok deniz ürünleri, karaciğer ve ette bulunan selenyum, dokuların yaşlanma sürecini yavaşlatıyor

TAYLAN KÜMELİ / bir kibrit kutusu lezzet


Selenyum, vitamin E ile birlikte güçlü bir antioksidan ve hücre koruyucusu olarak çalışır, özellikle glutatyon peroksidaz enziminin yapısında rol alır. Dokuların oksidasyon nedeniyle zarar görmesini engeller. Erken yaşlanmanın önlenmesi üzerine de olumlu etkileri vardır.
Erkeklerin selenyuma kadınlardan daha çok ihtiyaç duydukları düşünülür. Erkeklerde bulunan selenyumun yarısı üreme sisteminde bulunur. Vücuttaki selenyum miktarı 1 mg'den azdır. Bağırsaklardan yüzde 60 oranında emilir ve vücutta erkeklerde testiste, her iki cinste dalak, böbrek ve pankreasta bulunur.

Neye yarar?
En önemli etkisi antioksidan özelliğidir. Bu özelliği ile kalp krizlerini önlemede de yardımcıdır. Hücrelerin, dolayısıyla dokuların yaşlanma sürecini yavaşlatır.
Sigara, alkol, okside yağlar, cıva, kadmiyum gibi insanlara zararlı maddelerin etkilerini azaltır. Protein sentezine, büyüme ve gelişmeye yararlıdır. Kan hücrelerinin kromozomlarının zarar görmesini önler. Spermlerin üretimine ve canlılığına olumlu etki yapar.
Selenyumun en yaygın kullanımı kanser ve kalp hastalıklardan korunma amaçlıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve deri sağlığını artırmak amacıyla kullanılabilir. Keshan hastalığı olarak tanımlanan bir kalp damar hastalığı üzerinde etkilidir.
Selenyum eksikliği, toprağın selenyum açısından zenginliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Toprakları bu mineral açısından fakir yörelerde selenyumdan zengin yörelere göre meme, akciğer ve kalınbağırsak kanserlerinin sık görülmesi söz konusudur.
Kas yapısında zayıflığın belirmesi, kalp ve damarlardaki esneme kabiliyetinin azalması eksikliğinin belirtilerindendir. Çocuklarda eksikliği fetal kardiyomyopatiye neden olur.
Selenyumun sürekli alımı zararlı olabilir. Görme, kas ve kalple ilgili sorunlar, diş çürümeleri, ağızda kötü bir tat ve koku oluşumu, deride değişiklikler, saçta dökülme ve tırnakta kırılma görülebilir.

Selenyumu En Bol Yiyecekler:
En zengin kaynakları deniz ürünleri, karaciğer, böbrek ve diğer etlerdir. Tahıllar ve tohumlarda da selenyum bulunur fakat bu, bitkinin yetiştiği toprağın selenyum miktarına bağlıdır. Sebzeler ve meyveler iyi kaynaklar değildir.

Patates 200 gram (903 mikrogram)
Tonbalığı 85 gram (69 mikrogram)
Yumurta, 1 orta boy (31 mikrogram)
Ayçekirdeği 28 gram (22 mikrogram)
Hindi göğsü: 85 gram (27 mikrogram)
Tavuk göğsü: 85 gram (22 mikrogram)
Ekmek (1 dilim=25 gram) (10 mikrogram)


BALIK
Beyaz etli ve iri balıklar, vücuda çok gerekli olan selenyum içerir. Hamsi, istavrit gibi küçük balıklar ise iyi bir kalsiyum kaynağıdır.
Ne kadar: Haftada 2-3 kez, 180 - 200 gr tüketilebilir.

Günlük selenyum ihtiyacı
Çocuklar:
1 - 6 yaş arası: 20 mikrogram
7 - 10 yaş arası: 30 mikrogram

Erkekler:
11 -14 yaş arası: 40 mikrogram
15 -18 yaş arası: 50 mikrogram
19 -51 yaş ve üstü: 70 mikrogram

Kadınlar:
11 - 14 yaş arası: 45 mikrogram
15 - 18 yaş arası: 50 mikrogram
19 - 51 yaş ve üstü: 55 mikrogram

-------------------------------------------------------------------------------

arkadaşlar selenyumla ilgili araştırma yapıyorum bugün ve okudukça şaşırdım gerçekten,çünkü bir çoğunu bilmiyordum.hangi siteyi okursam okuyayım en bol selenyumlu yiyeceklerin başında sayılmıyor ceviz,cevizde evet selenyum var okey ama içinde kaç mg selenyum olduğunu dahi bulamadım.neyse cevizden yine vazgeçmicem tabiki.günlük 60 mg olarak almamız gerektiğini düşünürsek,ben kendime göre bu hesaplamayı yapıp ona göre beslenicem.
bir yumurta 31+3 dilim tam buğday ekmeği 30,toplam 60 yapıyor zaten.günlük minumum selenyumu almış olucaz.kaldıki gün içinde et,sakatat vs diğer besinlerden de tüketiyoruz.be şekilde dengelemek lazım sanırım.en iyisi sadece cevize bağımlı kalmadan selenyumlu diğer besinleri de eklemek.
 
bizler gibi haşimato rahatsızlığı olnların stresten uzak durması kadar yediğimiz ve içtiğimiz besinlerinde bu hastalık üzerinde etkisi vardır...yediğimiz besinler kadar içtiklerimizde çok önemli mesala içtiğimiz suyun içerisindeki iyot miktarı olup olmadığı bu konuda araştırma yaparak suyunuzu güvenle içiyor musunuz? hazır su olarak ne kullanıyorsunuz? kendim adıma bunu çok önemsemiyordum ama su hayatımzın bir parçası ve vazgeçilmesi...damacana su aldğımız için bazı büyük kiloluk suların üzerinde bilgi yazmıyor...bende bunu satan sucuya sordum onunda bilgisi yok ama araştıracağını söyledi..iyot miktarı var mı yok mu diye...her bölgede su markalarıda farklılık olabiliyor..sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda ..hangi suyu kullanıyorsunuz?...
 
Son düzenleme:
GUATR HASTASININDA BESLENME , TUZ KULLANIMI VE SIGARA
Tiroid bezinin iyi calismasi icin sebze ve meyve daha fazla yenmeli, yeteri kadar proteinli gida alinmalidir. Proteinin yeteri kadar alinmasi tiroid bezinin iyi calismasini saglar. Ozellikle haftada iki defa yagli balik yiyerek omega 3 yag asitlerinden yeteri kadar alinmalidir.
Karbonhidratli gidalarla fazla beslenmek ve yagli yemekler tiroid bezine zarar verir. Unlu ve nisastali gidalari azaltmak gerekir.
Sebze ve meyve ile yeteri kadar A, C ve E vitamini gibi antioksidan vitaminleri alanlarda tiroid kanseri daha az goruldugunden bol sebze ve meyve yenmelidir.
Kara lahana, kabak, turp, salgam ve karnabahar gibi sebzeler guatr yapmaz. Bu nedenle guvenle yenilebilir. Soya fasulyesinin guatr yapici etkisi olmamakla birlikte iyot yetmezligi durumunda guatra neden olabilir. Ulkemiz, iyot yetmezligi olan bir ulke oldugundan tiroid sagligi icin soya ve urunlerini fazla tuketmeyiniz. Yine soyadan elde edilen isoflovan isimli ilac menopoz sikintilarini azaltmak icin sik kullanilmaktadir. Iyot eksikliginiz yoksa bu ilaci guvenle kullanabilirsiniz. Ancak iyot eksikliginiz varsa isoflovan ilacinin guatr ve tiroid hormonlarinda bozukluk yapabilecegini unutmayiniz.
Tiroid bezimiz icin onemli bir gida icerigi cesitli sebze ve meyvelere renk veren flovanoit isimli kimyasal maddelerdir. Bunlar bizi kanser ve kalp hastaliklarindan korurlar. Bu maddeler normal sebze ve meyve ile alinan oranlarda tiroid bezine zarar vermezken destek ilaclari olarak fazla miktarda alinirsa (genistein, quarcetin gibi) iyotun tiroid bezi tarafindan tutulumunu onleyerek guatr olusumuna neden olabilirler. Herbal (bitki) ilaclari kullanirken icerisinde genistein ve quarcetin olup olmadigina dikkat ediniz.
Hindistan cevizi, balik ve keten tohumu tiroid bezinizin daha iyi calismasini saglar.
Kafein, alkol, sigara ve seker tiroid bezi icin zararlidir. Bunlarin az tuketilmesi gerekir.
Sulardaki klor ve florun fazla olmasi tiroid bezine zarar verdiginden icilen suda bu minerallerin fazla olmamasina dikkat edilmelidir. Ozellikle fosfatli gubrelerle bulasmis sularda klor daha fazladir ve guatra neden olur.
Dis tedavisi sirasinda amalgamdan ve civadan kacinmak da tiroid sagligi icin onem tasir.
T4 hormonunun T3’e cevrilmesinde faydali olan selenyum, cinko, E vitamini ve B6 vitamini iceren gidalarin yeteri kadar yenmesi tiroid sagligi icin buyuk onem tasir.
 
bizler gibi haşimato rahatsızlığı olnların stresten uzak durması kadar yediğimiz ve içtiğimiz besinlerinde bu hastalık üzerinde etkisi vardır...yediğimiz besinler kadar içtiklerimizde çok önemli mesala içtiğimiz suyun içerisindeki iyot miktarı olup olmadığı bu konuda araştırma yaparak suyunuzu güvenle içiyor musunuz? hazır su olarak ne kullanıyorsunuz? kendim adıma bunu çok önemsemiyordum ama su hayatımzın bir parçası ve vazgeçilmesi...damacana su aldğımız için bazı büyük kiloluk suların üzerinde bilgi yazmıyor...bende bunu satan sucuya sordum onunda bilgisi yok ama araştıracağını söyledi..iyot miktarı var mı yok mu diye...her bölgede su markalarıda farklılık olabiliyor..sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda ..hangi suyu kullanıyorsunuz?...

ben pınar kullanıyorum canım, damacana.
hiç aklıma gelmemişti sudaki iyot miktarı haklısın valla
 
arkadaşlar bu gidişle hep baraber prof olacağız.. ben öğretmenim zaten dr lar sevmiyo öğretmenleri ( Malum herşeyi araştırıp öğreniyoz ve bazen bilmişlik yapıyoz ) kaydirigubbakcemile3 Drların düşünüp sölemedikleri şeylere bile dikkat ediyoz ama antikorlar düşmüyo ve anne olmak için bazen yıllarca uğraşılıyoo ( inşallah hepimiz en kısa zamanda alırız bebklerimizi kucaklarımıza)
Paylaşımlarınız ve verdiğiniz bilgiler için tşkr arkadaşlar....
 
ben 1,5- 2 yıldır ACE plus selenyum günde 1 tane ve imunex günde 2 tane kullanıyorum ve imunex sayesinde grip nezle hepsini unuttum ... ama antikorlarım üzerinde etkili olmadılar...
 
ben 1,5- 2 yıldır ACE plus selenyum günde 1 tane ve imunex günde 2 tane kullanıyorum ve imunex sayesinde grip nezle hepsini unuttum ... ama antikorlarım üzerinde etkili olmadılar...
sanada geçmiş olsun canım. sleenyumun tedavisini bende düşünüyorum artık açıkçası, deneyim bi belki bende işe yarar
 
sanada geçmiş olsun canım. sleenyumun tedavisini bende düşünüyorum artık açıkçası, deneyim bi belki bende işe yarar

arkadaşım önce kanda selenyum miktarını ölçtür istersen. Umarım sende işe yarar canım...ben yarından itibaren dereotu olayına başlayacağım...her duyduğumuzu yapmaya başladık mutlaka biri işe yarayacak kaydirigubbakcemile3
 
cidden yaaa uzmanlaştık bu konuda,bir dahaki gidişime öyle sorular hazırladımki doktor kafayı yemezse iyidir :)

artı bu forumda en sonunda hep birlikte antikorları düşürecek bi çözüm bulcaz galiba :))))
 
kızlar ben yine bu konuda araştırma yaparken bakın ne buldum
daha önce duyan uygulayan var mı bilmiyorum
bugün apar topar gittim aldım,yarın başlıyorum
size de ancak yazıyorum

ARI SÜTÜ-POLEN

-Bağışıklık sistemini kuvvetlendirici etkisi üzerinde yoğunlaşmış bilimsel araştırmalar da mevcuttur: Prof. Sver ve arkadaşları denekler üzerinde yaptıkları deneylerin sonucuna göre arı sütünün bağışıklığı kuvvetlendirici belirgin etkilerini ispatlamışlardır. (Kaynak:Comp Immunol Microbiol Infect Dis.1996 Jan;19(1):31-8).

-Tiroid bezinin önemli bir otoimmun hastalığı olan Graves Hastalığı’nda otoimmun antikorları baskılayarak düzenleyici görev yapabileceği, tiroid beziyle ilgili pek çok sorunda çözüme yardımcı olabileceği bildirilmiştir (Kaynak: Endocrine. 2006 Oct;30(2):175-83.).

Hamile kalma, gebe bırakma yönünden sorunlu aile bireyleri için denenmesi önemle tavsiye edilen bir devadır. Özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde pek çok kaynakta düzenli arı sütü kullanımıyla sayısız ailenin çocuk sahibi olduğu yer almıştır. Kadında doğurganlığı, erkekte ise sperm kalitesini artıran yönleriyle daha hızlı gebelik imkanı da vurgulanmaktadır

graveste de antikorlar yükseliyor aynı haşimoto gibi.yani ortak noktamız antikorlar,o yüzden orda graves yazması çok da bağlayıcı değil bizim için,antikorlar düşsün yeter yaaaaa

artı bir de şunu düşünüyorum,bağışıklık sistemi afalladığı için antikor üretiyor,afallamasa bunlar olmayacak,o zaman nedir tiroid beziyle uğraşmaktan çok şu bağışıklık sistemini de hedefe alalım,onu kuvvetlendirici yöntemleri de dikkate alalım diyorum.o yüzden bağışıklık güçlendirici durumları da araştırıcam.

(link vermek yasak sanırım ama kaynak linki diye yazmışlar sonuna,ben de silmedim )
(yazıları bulduğum site ise aynı zamanda ürünleri de satan bir site olduğu için link veremiyorum)
 
bizler gibi haşimato rahatsızlığı olnların stresten uzak durması kadar yediğimiz ve içtiğimiz besinlerinde bu hastalık üzerinde etkisi vardır...yediğimiz besinler kadar içtiklerimizde çok önemli mesala içtiğimiz suyun içerisindeki iyot miktarı olup olmadığı bu konuda araştırma yaparak suyunuzu güvenle içiyor musunuz? hazır su olarak ne kullanıyorsunuz? kendim adıma bunu çok önemsemiyordum ama su hayatımzın bir parçası ve vazgeçilmesi...damacana su aldğımız için bazı büyük kiloluk suların üzerinde bilgi yazmıyor...bende bunu satan sucuya sordum onunda bilgisi yok ama araştıracağını söyledi..iyot miktarı var mı yok mu diye...her bölgede su markalarıda farklılık olabiliyor..sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda ..hangi suyu kullanıyorsunuz?...

evet çok haklısın dikkat etmemiz gereken bi konu ama ben de sallamıştım bu ayrıntıyı açıkçası
ben ucuz diye salihli suya geçmiştim ama hiç bilmiyorum nedir ne değildir
ben de bi araştırıcam bu konuyu bakalım
 
arkadaşlar bu gidişle hep baraber prof olacağız.. ben öğretmenim zaten dr lar sevmiyo öğretmenleri ( Malum herşeyi araştırıp öğreniyoz ve bazen bilmişlik yapıyoz ) kaydirigubbakcemile3 Drların düşünüp sölemedikleri şeylere bile dikkat ediyoz ama antikorlar düşmüyo ve anne olmak için bazen yıllarca uğraşılıyoo ( inşallah hepimiz en kısa zamanda alırız bebklerimizi kucaklarımıza)
Paylaşımlarınız ve verdiğiniz bilgiler için tşkr arkadaşlar....

evet aynen...:) dr. bir soru sorduğumda yada bu hastalık hakkında bişey söyleidğimde bana çok tuhaf bakıyor...yakında hasimoto yu araştırma uzmanı olacaz hepbirlikte....dr.ların bu siteye uğraması iyi olur..boşuna zaman harcayıpta tıp kitaplarından okumasına gerek yok... kaydirigubbakcemile3 bak ne güzel özetlemişz de mi yani :))
 
arkadaşım önce kanda selenyum miktarını ölçtür istersen. Umarım sende işe yarar canım...ben yarından itibaren dereotu olayına başlayacağım...her duyduğumuzu yapmaya başladık mutlaka biri işe yarayacak kaydirigubbakcemile3

selenyum kullanmayı bende düşünüyorum ama dediğin gibi önce ölçtürmek gerek fazlası zehirlemeye sebeb oluyormuş..bilinçli kullanmak gerekir...fakat devlet birimlerinde bu ölçümü yapmıyorlar..özellerde de ücreti tuzlu biraz..acaba araştırma hastaneleirnde ölçüm yapıyor lar mı bir bilginiz var mı ?
dereotu da ben geçen yıl kullanmıştım boğazımda yutkunma zorluğu oluyordu..biraz hafifledi..ama istikrarlı kullnamak gerek 3 ay gibi..aynı zmanda da iştahı kesiyor yemeklerden 15 dk. evvel 3 tutam çiğneyip ardından su içerek kullanmıştım..şimdi önümüz kış tam zamanı....hata bu hafta dereotu almıştım ..salatalarda ve çorbada ayrı lezzet katıyor..şimiden afiyet sağlık olsun herkese...
 
kızlar, antikorlardan bahsedip duruyoruz ama benim bi sorum olcak, sizin anti tpo kaçlarda geziyo???
ve tahlillerde çok değişim gösteriyomu??
 
kızlar, antikorlardan bahsedip duruyoruz ama benim bi sorum olcak, sizin anti tpo kaçlarda geziyo???
ve tahlillerde çok değişim gösteriyomu??

antikorların yükseldiğini ilk kez 25 ağustosta öğrendim,daha önce hep normaldi
anti tpo 36 çıkmış ilk testte,sınırın üstü
daha sonra endokrine gittim tekrar test yapıldı ve 9 eylülde anti tponun 469 a çıktığını ve haşimoto olduğumu öğrendim.

antikorların yükseldiğini ilk öğrendiğim ağustos sonunda beni bir telaş aldı,çok kafaya taktım,endişelendim,sonuç iki hafta sonra tpo 469 a çıkmış

kısa sürede bu kadar yükselmesi belki de çok endişelendiğim için oldu,o yüzden artık olumlu düşünmeye çalışıyorum
 
kızlar antikor için selenyum, arısütü,vitaminler bunları yedik diyelim..ben kilo almaktan korkuyorum..demir ilacımı bile bu yüzden içmiyorum...kilo almaya elverişli bi vücudum var şua na normalim ama bunları kilo alırım diye yemek istemiyorum...kilo da birçok hastalığın başı..
 
Back
X