- 25 Ocak 2018
- 395
- 651
-
- Konu Sahibi Goldsparkle
- #1
Merhaba, şuan çalıştığım iş yerinden ayrılma lüksüm yok bunu belirteyim öncelikle. Yani başka bir çözüm de yok gibi o yüzden bunu çözüm bulmak için değil, içimi dökmek için yazıyorum. İçimde öyle bir nefret birikti ki... Öncelikle yaşlılar çocuk gibidir idare et diyecekler hiç yorum yapmasın. Çocuk gibi olduğu düşünülüyorlarsa çalışmamalılar. Bir şey ürettiği yok zaten bu tür insanların. Şimdi üstüm olan kişiyle beraber iki kişiyiz iş yerinde. Kendisi 74 yaşında ve ben 28 yaşındayım. Çok kalıp düşünceleri var dinlemekten nefret etmeme rağmen, hatta o anlatırken elimi başıma koyup sabır çekmeme rağmen arsızca konuşmaya devam ediyor (-Şimdi insanlar kayınvalideleriyle yaşamak istemiyorlar. Sen yaşar mısın? Ben: hayır, O:Çocuğun olsa baktırmasını bilirsin ama, Ben:E bakmasın o zaman bunun için bakacaksa, O öfkelenir ve bana şeytanmışım gibi bakar. Gibi konuşmalar.) Çalıştığımız 9 saatin 8 saatini yanımda geçirip hiç durmadan monologla geçiriyor. Kendi kızı bile eve gelir gelmez odasına çekilirmiş yüzünü göremiyormuş, çok vanı sıkılıyormuş. Daha önce bir meseleden tartıştık ve bana ‘Beni çekmek zorundasın dışarda iş mi var, hem bela mı geldin sen seni göndertirim bak bu iş yerinden.’ dedi. İşine gelmeyen durumlarda iftira atıyor ve yalan söylüyor. Benim yaptığım şeyleri misafirlerimize ben buldum diye gösteriyor. Yaşlı birinden olgunluk ve bilgelik bekleyen ben tiksinmekten kendimi alamıyorum. Ağzı da içinde hayvan ölmüş gibi kokuyor ve her on saniyede bir ağzından tükürük çıkıyor. Lütfen etrafınızda ağzı kokan insanları şansınız varsa uyarın, çözüm bulamıyorlarsa dahi ağzımızın içine girip konuşmasınlar bari. Ben uzak durdukça da üzerime üzerime içime içime giriyor. Refleksleri iyi değil sürekli kalçama bakarken yakalıyorum onu. Odasındayken de onu ya burnunu karıştırırken buluyorum, ya sürekli arkadaşlarına anlattığı şeyleri 200. kez anlatıyor ya da video açıyor kulaklık getirmeme rağmen sesli sesli dinliyor. Rahat bi 7-8 kez kulaklığınız çalışmıyor mu neden kullanmıyorsunuz demişimdir. Bir kez de rahatsız oluyorum dedim kahkaha attı !? Daha ne yapabilirim hiç bilmiyorum. Günlerim onun hiç merak etmediğim anılarını ya da malum şahsın konuşmalarını telefonundan dinlemekle geçiyor. Bana diyor da kendi bela. Bazı insanlar neden böylesine ruhlarımızı emiyorlar ? Yarın işe gideceğim ve gitmeden geriliyorum işte böyle. Bu arada deli gibi öksürüyor maskesini de takmıyor. Uyarınca ‘Sana satacağım hastalığı’ diyor. Masasının hemen altında çöp kovası olmasına rağmen kestiği tırnaklarını masanın üzerinde bana bırakıyor. Sürekli burnunu karıştırdığını gördüğüm için de kullandığı kalemlerimi bile dezenfektanla sürekli temizliyorum. Bazı insanlar neden böyleler? Dünyanın bütün pisliği içlerine akmış gibi. Ve bu kişi işe ilk geldiğimde beni iftira ederek işten de çıkarmaya çalıştı. Bu arada işi kendi de bilmiyor. İmza attığı kağıtların üzerinde ne yazıyor haberi yok. Kafasına gençlik yıllarında ne aldıysa o var, son 30 yılını yaşamamış gibi. Ben kendimi kendimden yarım asır biriyle evlendirilmiş gibi hissediyorum. Hiç bir yoğunluk olmamasına rağmen işten eve geldiğimde onun çenesi yüzünden dayak yemiş gibi uzanıyorum. Yaşından dolayı saygı bekliyor, iftiracı, yalancı, iş bilmez ve korkak karakterine aldırmadan. Ona saygı duyacağım hiç bir özelliğe ne yazık ki sahip değil. Keşke imkanım olsa da bunları yüzüne söyleyebilsem. İşten gönderilen ben olurum ve bütün her şey yanına kar kalır. Yaşlı olduğu ve patronlara yalaka olduğu için ona acıyor ve tutuyorlar. Şikayet etsem ben kötü olurum. Öyle ki ben bu adamın benimle arkadaş olmaya çalıştığını, ben onla olmak istemediğim için de genç oluşuma öfke duyduğunu düşünüyorum. Bir insan neden dinlenmediğini bilmesine rağmen sürekli konuşmaya devam ederek kendinden nefret ettirir