Güzel Türkçe Fanatikleri Kulübü

Bu arada Kazen Bey, kullandığınız "abidik gubidik" sözcükleri yüzünden birisi bana - rep vermiş. Alıntı yapmıştım ya sizden, onu ben yazdım sanmış. Yani bana 300 mesajdan sonra 10 da rep borçlandınız. Bu arada her zaman olduğu gibi isim de yazılmamış.
 
Virgül ( , )

.................

Şahsi fikrimdir. Bugüne kadar paylaşılan en kritik ve hataya en açık başlık budur.

Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.

Çok güzel bir örnek ve tamamen zeka işi. Ben ne zaman Türkçe'yi sevdim biliyormusunuz ? Matematiğe benzettiğimde.


Teşekkürler paylaşım için.
 
Soru bana geldi kabul ediyorum ;
"diğer kulüplerin hepsi mi abidik gubidik"
Hepsi yazdığımı hatırlamıyorum. Yalnız bu yorumu yaptığına göre kuvvetli muhtemel siz o abidik gubidik gruptansınız. Merak edip bakmayacağım da !
 
Bu arada haklı olduğunuz ve yazım kuralları içinde olduğunu bilmediğim bir şey var ki paylaşmadan edemeyeceğim:


Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru, ünlem, tırnak işaretleri, ayraç ve kesme ait oldukları kelimelere bitişik olarak yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden sonra bir harf boşluğu ara verilir.

Yani siz haklısınız, ben yanıldım. Öğrenmeme neden olduğunuz için teşekkür ederim.
 
Değişen Türkçemiz


Link Silinmiştir.


Yıl: 1965
"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim."

Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim."

Yıl: 1985
"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim."

Yıl: 1995
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım. Fenâ hâlde kal geldi yâni. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim."

Yıl: 2006
"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav ar yu yavrum?'

Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden. Off, ay dont nov âbi yaa. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita. 'Hay beybi..'"


Alıntı: Türkçe Dünya
 
Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim."


Bu tarz cümlelerle,özenle seçilmiş sözcüklerle büyüdüm.


Yıl: 1985
"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim."

Üniversite yıllarım... Dil biraz daha ağdalı hale geliyor. Gereksiz, abartılı ifadeler var. Aynı duygular iki kat daha fazla sözcükle anlatılıyor. Yine de anlaşılır...


Yıl: 1995
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım. Fenâ hâlde kal geldi yâni. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim. Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim."

Ne yazık ki artık sözcük üretme yetkisini kendi kendine vermiş bazı insanlar, dili bozma etkinliklerine başladı. Belki 5 yıl önce birileri "dur" diyebilseydi alttaki bölümleri görmek zorunda kalmaz, bu denli üzülmezdik.

Yıl: 2006
"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav ar yu yavrum?'

Bu beni kahrediyor. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Çocuklarımın bunları duyarak büyüyor olmasına mı yanayım, kendi dilimi anlayamamaya mı yanayım, şaşırdım kaldım...


Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden. Off, ay dont nov âbi yaa. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita. 'Hay beybi..'"

O yılları görecek kadar ömrüm var mı, bilmiyorum. Yaşarsam, kesinlikle mücadelemi sürdürüyor olacağım. Yaşamıyor olursam, yetiştirmeye çalıştığım öğrencilerimin benim adıma savaşı sürdüreceğine eminim.

Emeğin için teşekkürler Cüvcüvcüğüm...
 
Herşey eğitimle alakalı aslında.Daha önce de söyledim (yine söylüyorum :1rolleyes:) okuma sevgisiyle ilgili.Ne kadar bilgisiz, eğitimsiz bir toplumuz.Bu yüzden de ilgisiziz.
Benim annem hala söylediğim yanlış kelimeleri düzeltir.Akşam yatmadan babamla en az 1 saat kitap okurlar.
Ben çocuğum olursa onu yetiştirirken bunları nasıl vereceğim ona nasıl kazandıracağım bilemiyorum.Çünkü çoğunluk bir boşlupa doğru gidiyor görüyorum.

Bu durumda benim çocuğum onların dışında mı kalacak.Uymak mı lazım yoksa doğru bildiğimize devam etmek mi?

Ben 1980 doğumluyum yaşıtım pek arkadaşım yok ne yazık ki.
Yapabileceğimiz çocuklarımıza kitap okumayı sevdirmek.Okulda gördüğüm dilbilgisi dersinden pek birşeyler hatırlamıyorum ama okuduğum kitaplardan öğrendiklerim hayat boyu unutulmaz.
Yeter ki yazılanlar okunsun.
Giderek kalitesi yükselir doğru yazabilme yeteğeninin.
Sevgilerimle a.s.
 
Noktalı Virgül ( ; )

1.Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur:

Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir. Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; İstanbul, Londra, Bakü.

2.Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:

Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum. At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
 
İki Nokta ( : )


1.Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna konur:

Yeni harfler alındıktan sonra eski yazı ile bir tek kelime bile yazmayan iki kişi görmüşümdür: Atatürk ve İnönü!
(Falih Rıfkı Atay)
– Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
Ziraatçı sayar:
– Yulaf, pancar, zerzevat, tütün...
(Falih Rıfkı Atay)


2.Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur:


Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.
(Mustafa Kemal Atatürk)
Kendimi takdim edeyim: Meclis kâtiplerindenim.
(Falih Rıfkı Atay)
Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük;
Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük.
(Yahya Kemal Beyatlı)


3.Ses biliminde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır:

a:ile, ka:til, usu:le, i:cat.


4.Edebî eserlerdeki karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişinin adından sonra konur:


Bilge Kağan: Türklerim, işitin!
Üstten gök çökmedikçe
alttan yer delinmedikçe
ülkenizi, törenizi kim bozabilir sizin?
Koro : Göğe erer başımız
başınla senin !
Bilge Kağan : Ulusum birleşip yücelsin diye
gece uyumadım, gündüz oturmadım.
Türklerim Bilge Kağan der bana.
Ben her şeyi onlar için bildim.
Nöbetteyim ! (A. Turan Oflazoğlu)


5.Genel Ağ adreslerinde kullanılır:

Link Silinmiştir.


6.Matematikte bölme işareti olarak kullanılır:


56:8=7, 100:2=50
 
Üç Nokta ( ... )


1.Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:


Ne çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da, bu yanı... (Tarık Buğra)


2.Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten ötürü açıklanmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur:

Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.
Arabacı B...'a yaklaştığını söylüyor, ikide bir fırsat bularak arabanın içine doğru başını çeviriyordu.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)


3.Alıntılarda; başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konur:


... derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı... (Tarık Buğra)


4.Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:


Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!
(Faruk Nafiz Çamlıbel)

Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade ederiz. O noktainazar şudur: Türk milletini, medeni cihanda, layık olduğu mevkiye isat etmek ve Türk cumhuriyetini sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün, daha ziyade takviye etmek...
(Mustafa Kemal Atatürk)


5.Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur:


Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:
— Koca Ali... Koca Ali, be!..
(Ömer Seyfettin)


6.Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevaplarda kullanılır:


— Yabancı yok!
— Kimsin?
— Ali...
— Hangi Ali?
— ...
— Sen misin, Ali usta?
— Benim!..
— Ne arıyorsun bu vakit buralarda?
— Hiç...
— Nasıl hiç? Suya çekicini mi düşürdün yoksa !..
— !.. (Ömer Seyfettin)


UYARI: Üç nokta yerine iki veya daha çok nokta kullanılmaz.
 
Soru İşareti ( ? )


1.Soru bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur:


Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? (Faruk Nafiz Çamlıbel)

Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? (Ahmet Haşim)

Atatürk bana sordu:
— Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz? (Falih Rıfkı Atay)

Soru eki ve soru kelimesi kullanılmadan ezgili söyleyişlerde soru işareti kullanılır:

Gümrükteki memur başını kaldırdı:
— Adınız?


2.Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır:

Yunus Emre (1240?-1320), (Doğum yeri: ?).

Türk halk felsefesinin, Türk nükteciliğinin ve mizah dehasının büyük mümessili Nasreddin Hoca da (Hâce Nasirüddin) bu asırda yaşamıştır (1208 ?-1284).

(Türk Dünyası El Kitabı)

Ankara'dan Konya'ya 1,5 (?) saatte gitmiş.

1496 (?) yılında doğan Fuzuli ...

UYARI : mı / mi eki -ınca / -ince anlamında zarf-fiil işleviyle kullanıldığında soru işareti konmaz:


Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz.

Bahar gelip de nehir çağıl çağıl kabarmaya başlamaz mı içimi geri kalmış bir saat huzursuzluğu kaplardı.
(Haldun Taner)


UYARI : Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:


Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?

Üsküdar'dan mı, Hisar'dan mı, Kavaklar'dan mı?

(Yahya Kemal Beyatlı)
 
Ünlem İşareti ( ! )

1.Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna konur:


Ne mutlu Türk’üm diyene! (Mustafa Kemal Atatürk)
Hava ne kadar da sıcak!
Aşk olsun!
Ne kadar akıllı adamlar var!


2.Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:


Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!
(Mustafa Kemal Atatürk)

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. (Mustafa Kemal Atatürk)

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
(Yahya Kemal Beyatlı)
Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı yerdir.
(Necmettin Halil Onan)


UYARI: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra konulabileceği gibi cümlenin sonuna da konabilir:

Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz!
(Faruk Nafiz Çamlıbel)

3.Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır:


İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!).
Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.


UYARI: Ünlemden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması yeterlidir.


Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. (Tarık Buğra)
 
unutmus oldugum bir cok seyi umarim ögrenirim
Türkcem nekadarda yobazlasmis, cok üzgünüm cok....!
Birde kendimce etrafimdakilere türkcede su kelime,bu kelime yoktur derken
kendimde onlara benzemisimde haberim yok.Tebrikler duyarli arkadaslar..
kelime zenginligimi bile kaybetmisim,normal iki dil arasinda, ikisinden de hayir yok
herzaman demisimdir, derimde ot gibi yasiyorum diye, hakikaten öylemis...!
 
Şiir, her zaman önceliklidir benim hayatımda. Dinlemeyi de okumayı da çok severim. Hele bazı ağızlardan dinlemeye doyamam. Bu şiiri de ilk kez gazeteci bir dostumdan dinlemiştim. O zamanlar böyle çok bilinen bir şiir değildi. Dinledikten sonra kendisinden rica ettim; bana mail olarak yolladı. Hemen tanıdığım herkese yolladım ben de. Okulun tüm katlarına da astım. Umduğum ilgiyi görmedi ama birkaç kişinin bile ilgisini çektiyse kendimi şanslı sayarım.
Dilimizin başına gelenleri öyle güzel anlatıyor ki...

Teşekkür ederim Cüvcüv.
 
Kısa Çizgi ( - )


1.Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur:

Soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan, üzüntüden mi bil-
mem.
Havuzun suyu bulanık. Kapının saatleri 12'yi geçmiş. Kanepe-
lerde kimseler yok.
Tramvay ne fena gıcırdadı! Tramvaydaki adam bir tanı-
dık mı idi acaba? Ne diye öyle dönüp dönüp baktı? Yoksa kimsecik-
lerin oturmadığı kanepelerde bu saatte pek başıboşlar mı oturur?
(Sait Faik Abasıyanık)

2.Ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için kullanılır:


Küçük bir sürü -dört inekle birkaç koyun- köye giren geniş yolun ağzında durmuştu. (Ömer Seyfettin)

3.Dil bilgisinde kökleri ve ekleri ayırmak için konur:

al-ış, dur-ak, gör-gü-süz-lük.


4.Fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır:


al-, dur-, gör-, ver-; başar-, kana-, okut-, taşla-, yazdır-.

5.Eklerin başına konur:


-ak, -den, -ış, -lık.


6.Heceleri göstermek için kullanılır:


a-raş-tır-ma, bi-le-zik, du-ruş-ma, ku-yum-cu-luk, prog-ram, ya-zar-lık.


7.Kelimeler arasında “-den...-a, ve, ile, ila, arasında” anlamlarını vermek için kullanılır:

Türkçe-Fransızca Sözlük, Aydın-İzmir yolu, Ankara-İstanbul uçak seferleri, Türk-Alman ilişkileri, Ural-Altay dil grubu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, 09.30-10.30, Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması, Manas Destanı'nda soy-dil-din üçgeni, 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı, 2003-2004 öğretim yılı.


8.Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır:

50-20=30
 
Merhaba , Anuşka doğrusunu söylemek gerekirse bu bölüm daha önceleri pekde ilgimi çekmemişti, biraz eğlanmek, biraz sorunlardan uzaklaşmak amaçlı katıldığım bu sitede görevli konumuna getirilince iş değişti.
Konu önemli ve üzerinde durulması gerekli ama burda ciddi konular dışında pekde uymadığım yazım kurallarını artık dikkat ederek yazacağım bir bölümün olması açıkcası hoşumada gitti.
Dikkat ettimde ne kadarda alıp başımı uzaklaşmışım Türkçem'den kimbilir bu yazıda da ne hatalar vardır, ama ben çok heyecanlandım şimdi ,sanki öğretmenin'den iyi not bekleyen ama pekde dersine çalışmayan öğrenci gibi hissettim kendimi .:)
Anuşka başarılar dilerim, iyiki varsınız.
 
YESEVİ'DEN DÖRTLÜKLER

Sevmez sözde bilginler

Bizim Türkçe dilini

Bilgeler konuşursa

Açar gönül ilmini



Ayet ve hadis Türkçe

Söylenirse duyarlar

Anlamına erenler

Başeğerek uyarlar



Ey miskin Hoca Ahmet

Yedi Atana rahmet

Fars dilini bilsen de

Sen Türkçene devam et..
 
Günaydın KK...



Uzun Çizgi (&#8212


Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma çizgisi de denir.


Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:
“Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?”
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi:
— Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!
(Faruk Nafiz Çamlıbel)

Frankfurt'a gelene herkesin sorduğu şunlardır:
— Eski şehri gezdin mi?
— Rothshild'in evine gittin mi?
— Goethe'nin evini gezdin mi?
(Ahmet Haşim)


Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir:


Sıtkı Bey — Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam ister.
İslam Bey — Ben daha ölmedim.
(Namık Kemal)


UYARI : Konuşmalar tırnak içinde verildiğinde uzun çizgi kullanılmaz.
 
Eğik Çizgi ( / )


1.Yan yana yazılması gereken durumlarda mısraların arasına konur:


Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak / O benim milletimin yıldızıdır parlayacak / O benimdir o benim milletimindir ancak. (Mehmet Akif Ersoy)


2.Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur:


Altay Sokağı, Nu.: 21/6 Kurtuluş / ANKARA


3.Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur:


18/11/1969, 15/IX/1994.


4.Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır:


-a/-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden.


5.Genel Ağ adreslerinde kullanılır:


Link Silinmiştir.


6.Matematikte bölme işareti olarak kullanılır:


70/2=35
 
KISALTMALAR

Kısaltma; bir kelime, terim veya özel adın içerdiği harflerden biri veya birkaçı ile daha kısa olarak ifade edilmesi ve sembolleştirilmesidir. İhtiyaca göre her zaman kısaltma yapılabilir. Önemli olan yapılan kısaltmanın benimsenmesi, yaygınlaşması ve tutunmasıdır.

Kısaltmalarda herkesçe uyulan, genel bir sistem bulunmamakla birlikte dilimizde bazı esasların yerleştiği de görülmektedir. Kısaltmalarla ilgili bu esasları şöyle gösterebiliriz:

1. Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları genellikle her kelimenin ilk harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır:

TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), AKDTYK (Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu), TDK (Türk Dil Kurumu), ABD (Amerika Birleşik Devletleri); KB (Kutadgu Bilig), KT (Kamus-ı Türkî); TD (Türk Dili), TK (Türk Kültürü), TDED (Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi); B (batı), D (doğu), G (güney), K (kuzey); GB (güneybatı), GD (güneydoğu), KB (kuzeybatı), KD (kuzeydoğu).

Ancak bazen kelimelerin, özellikle son kelimenin birkaç harfinin kısaltmaya alındığı da görülür. Bazen de aradaki kelimelerden hiç harf alınmadığı olur. Bu tür kısaltmalarda, kısaltmanın akılda kalabilmesi için yeni bir kelime oluşturma amacı güdülür: ASELSAN (Askerî Elektronik Sanayii), BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi), İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği), SEKA (Selüloz ve Kâğıt Sanayii Kurumu), TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi).

* Büyük harflerle yapılan kısaltmalarda genellikle nokta kullanılmaz. Ancak askerî sözlerin kısaltılmalarında ve diğer bazı örneklerde nokta konulması gelenekleşmiştir:

A. (Alay), H.A. (Harp Akademisi), H.O. (Harp Okulu), K.K.K. (Kara Kuvvetleri Komutanlığı); B.E. (Büyük Elçi), M.Ö. (Milâttan Önce), M.S. (Milâttan Sonra), P.K. (Posta Kutusu), T.C. (Türkiye Cumhuriyeti).

2. Elementlerin ve ölçülerin milletler arası kısaltmaları genellikle Türkiye'de de olduğu gibi kabul edilmiştir:

C (karbon), Ca (kalsiyum), Fe (demir); m (metre), mm (milimetre), cm (santimetre), km (kilometre), g (gram), kg (kilogram), l (litre), hl (hektolitre), mg (miligram), m² (metre kare), cm² (santimetre kare)

3. Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarıyla element ve ölçülerin dışında kalan kelime veya kelime gruplarının kısaltılmasında, ilk harfle birlikte kelimeyi oluşturan temel harfler (genellikle ünsüzler) dikkate alınır. Kısaltılan kelime veya kelime grubu, özel ad, unvan veya rütbe ise ilk harf büyük; cins isim ise ilk harf küçük olur:

Alm. (Almanca), İng. (İngilizce), Kocatepe Mah. (Kocatepe Mahallesi), Güniz Sok. (Güniz Sokağı), Prof. (Profesör), Dr. (Doktor), Av. (Avukat), Alb. (Albay), Gen. (General); is. (isim), sf. (sıfat), hzl. (hazırlayan), çev. (çeviren), ed. (ede-
biyat), fiz. (fizik), kim. (kimya).

* * *


Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu; büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır:

kg'dan, cm'yi, mm'den; BDT'ye, THY'de, TRT'den. Ancak kısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen eklerde bu okunuş esas alınır: ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, NATO'dan, UNESCO'ya.

Sonunda nokta bulunan kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek, noktadan sonra ve kelimenin okunuşuna uygun olarak yazılır:
vb.leri, mad.si, Alm.dan, İng.yi, Nu.dan.

Tonsuz (sert) ünsüzle biten kısaltmalar, ek aldıkları zaman okunuşta tonsuz ses tonlulaştırılmaz:

AGİK'in (AGİĞ'in değil), CMUK'un (CMUĞ'un değil), RTÜK'e (RTÜĞ'e değil), TÜBİTAK'ın (TÜBİTAĞ'ın değil).

Ancak birlik kelimesiyle yapılan kısaltmalarda söyleyişte k'nin yumuşatılması normaldir:

ÇUKOBİRLİK'e (söylenişi ÇUKOBİRLİĞE), FİSKOBİRLİK'in (söylenişi FİSKOBİRLİĞİN).
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…