Güzel Dostlukların Anavatanı , İkinci Yuvamız "Erkek İnfertilitesi"nin Geyik Topiği!!

benim başıma ne düşsün ben varım
canım senin başına birşey düşmesin kıyamam canın yanar....
göbüşüne bebiş düşsün inşallah:Saruboceq::Saruboceq:
opuyorumnanaktanopuyorumnanaktan

2. elma senin olsun pinkim
3. de benim kaydirigubbakcemile3

tamam tamam siz sık sık geliyorsunuz bu yüzden tülinin dediği gibi olsunopuyorumnanaktanopuyorumnanaktan



kızlar
 
kızlkarrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr ben geldim slmmmmmmmmm
 

opuyorumnanaktanopuyorumnanaktanopuyorumnanaktan



hoşgeldin canımopuyorumnanaktan
hayırdır sen nerelerdeydin...ben kaçırdım galiba....

tatlım mrhb benim pc yoktu yeğenleriminkini kulanıyordun onlarda köye gittiler yaz tatili için o nedenle çok giremiyorum
 
Sultan en güvendiği adamını Arabistan a hünkar göndermiş.
Hünkar, Arabistan da gezerken bakmış, Araplar entari giyiyorlar ama alta donları yok. Bir rüzgar esti mi, manzara felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgarda olay fark edilmiş. Kadı huzuruna çıkartmışlar. Kadı sormuş:

- Adın?
- Aptülmecit
- Baba adın?
- Aptülleziz
- Evli misin?
- 5 tane karım var!
- Kaç çocuğun var?
- ılkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden13, beşincisinden 18 tane.

Kadı kararını vermiş ve söylemiş: - Aptülleziz oğlu,Abdülmecit’in,don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!
 


:roflol::roflol::roflol::roflol::roflol::roflol::roflol::roflol::roflol:
 
Joe, yatak kariyeri başarılarla dolu bir insandır. Ancak yaşlandıkça bu
meziyeti inanılmaz bir baş ağrısı yüzünden durmuştur. Sağlığı ve aşk
hayatı çekilmez bir hal aldığında tıbbi bir yardıma ihtiyacı olduğunu fark
eder.
Kapı kapı, doktor doktor gezdikten sonra problemini çözebilecek bir
uzman hekim bulur kendine; "Size bir iyi, bir de kötü bir haberim var," der
doktor.
- "Doktor, önce iyi haberi duymak istiyorum."
- "Sizi baş ağrınızdan kurtarabilirim."
- "Peki kötü haber nedir doktor bey?"
- "Çok nadir görülen bir durum. Söylemesi zor ama hadım edilmeniz gerekiyor.
Cinsel organınız, omurganızın alt kısmına baskı yapıyor ve bu baskı
sizde dayanılmaz bir baş ağrısı yaratıyor. Bu baskıdan kurtulmanın tek yolu
erkeklik organınızı almak."
Joe bu haber karşısında şok olur ve morali çok bozulur. Kendi kendine
sorar;
- "Ne yapsam acaba; erkeklik organım alınırsa ben nasıl yaşarım, kimin
için yaşarım, el içine nasıl çıkarım?" Cevap vermek için fazla düşünmez ve
başka bir şansı olmadığı için bıçak altına yatmaya karar verir. Hastaneden
taburcu olduğunda, "Oh be! Dünya varmış. Kurtuldum şu lanet ağrıdan" diye derin bir nefes alır, ancak üstünde önemli bir parçasının eksik olduğunu
hisseder.
Caddede yürürken farklı bir kişi olduğunu sezinler. Yeni bir baslangıç
yapmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verir. Bir erkek giyim
mağazasının önünden geçerken vitrinde duran bir takım elbiseye takılır
gözleri. "ışte tam aradığım takım elbise!" der ve dükkana girer.
Tezgahtara,
- "Yeni bir takım elbise istiyorum," der. Tezgahtar Joe’yu şöyle tepeden
tırnağa bir süzer ve; "Bir bakalım; 44 beden!" der. Joe gülerek,
- "Kesinlikle doğru, nereden anladınız?" "Bu benim işim". Joe takım elbiseyi dener. Üstüne ’cuk’ diye oturur. Joe aynada kendisine hayran hayran bakarken
tezgahtar sorar;
- "Yeni bir gömlek de ister misiniz?" Joe bir kaç saniye düsündükten
sonra "Elbette" der. Tezgahtar Joe’ya şöyle bir bakar;
- "Kol numarası 34 ve 16 numara yarım yaka." Joe şaşırır; "Kesinlikle doğru, nereden anladınız?"
- "Bu benim işim!" Joe gömleği giyer. Evet, gömlek süper olmuştur. Yakasını aynada düzeltirken tezgahtar sorar; "Yeni ayakkabıya ne dersiniz?"
- "Evet, lütfen. Bir de ayakkabılarınıza bakayım." Tezgahtar Joe’nun
ayaklarına bakarak; "Evet... 9-1/2... E." Joe iyiden iyiye afallar;
- "ınanamıyorum, bir bakışta kaç numara ayakkabı giydiğimi nasıl anladınız?
Vallahi bravo!" Tezgahtar; "Efendim, bu benim işim." Joe ayakkabıları
da giyer. Gerçekten de ayakkabılar ayağına tam uyar; şöyle dükkan
içerisinde bir tur atarken tezgahtar;
- "Beyefendi, vallahi jilet gibi oldunuz! Size
bir tane de şapka vereyim ben!" der. Joe aynaya bakarak kendini beğeniyle
izler ve
- "Evet, bir de şapka bakayım kendime!" der tezgahtara. Tezgahtar
Joe’nun kafasına bakarak;
- "Eveeet... 7-5/8." Joe yine şaşkın bir şekilde tezgahtara;
- "Evet, doğru. Nereden bildiniz?" diye sorar. Tezgahtar iyiden iyiye
havaya girmiş bir sekilde;
- "Bu benim işim efendim" der. Şapka da süper oturmuştur kafasına.
- "Vayyy beee, ulan ben neymişim beee. Ulan ben var ya ben..." diye
düşünürken tezgahtar bu sefer "Size bir tane de don verelim efendim."
Der. Joe birkaç saniye düşünür ve
- "Tamam! Hemen bana en fiyakalı donlarınızdan getirin!" der. Tezgahtar geri adım atarak
- "Eveeet.. 36 beden!" der. Joe gülerek;
- "ılk defa yanıldınız. Ben 18 yaşımdan beri 34 beden giyiyorum!" der.
Tezgahtar kafasını sallayarak
- "Hayır, size 34 olmaz. Erkeklik organınızı sıkıştırır ve omurganıza basınç yapar, bu da dayanılması güç bir baş ağrısı çekmenize sebep olur!..
 
Adamın biri motosiklet almış. Satıcı adama bir kutu vazelin hediye ederek "yağmurlu havalarda bunu metallere sür, pas yapmaz" demiş. Adam motorunu göstermek üzere kız arkadaşına gitmiş. Akşama doğru kız "gel seni bize götürüp ailem ile tanıştırayım, hem de akşam yemeği yeriz." demiş. Hemen arkasındanda bir hatırlatmada bulunmuş. "Yalnız dikkat et bizim evde yemek yerken kimse konuşmaz. Konuşan olursa o bütün bulaşıkları yıkar..." Adam 4 kişinin bulaşığından ne olacak diye düşünürken eve girdiklerinde bir de ne görsün dağ taş her yer bulaşık... Uulan bir konuşursak yandık demiş... Yemek yerken aklına "Ben şimdi bu kızın elini tutsam kimse bir şey diyemez." fikri gelmiş. Kızın elini tutmuş, kimseden çıt yok. Bir de öpeyim demiş, Öpmüş gene çıt yok.. Ulan ben bununla bu işi burada pişireyim demiş. Herkesin gözü önünde kızla yatmış ama gene çıt yok.. Adam iyice pişkinliğe vurup yahu bunun anası da güzelmiş deyip onunla da yatmış. Gene çıt yok. Tam bu sırada dışarıda gök gürleyip yağmur yağmaya başlamış. Bizimki motoru paslanmasın diye aldığı vazelini cebinden çıkardığı anda kızın babası bağırarak ayağa fırlamış.

- "Tamam tamam koy onu yerine bulaşıkları ben yıkarım"
 
Bir GS’li, bir FENERLı ve BJK’li Arabistanda yasak olmasına rağmen bir otelde içki içerken yakalanırlar.... Mahkemeye çıkarılırlar... karar ıDAM... itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis cezasına çevrilir. Ama o gün bayrama denk geldiği için Prens Hazretleri cezayı kaldırıp hepsine 20 kırbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik bulduğu içinde bi kıyak daha yapıp herkese cezasını hafifletmek için bir istek hakkı tanır...
BJK’li: "Sırtıma bir yastık bağlayın" der. 10 kırbaçtan sonra yastık paramparça olur ve pek fayda etmez.
Uyanık FENERLı bunu görünce "Sırtıma iki yastık bağlayın " der. Ama iki yastık bile 10 kırbaca dayanamaz.
Sıra GALATASARAYlıya gelince Prens Hazretleri: "Bak GALATASARAYLI sana acıdım. Süper Ligi kaçırdınız 100’üncü senenizde başarısız oldunuz,hekemlerden çektiniz. Bu yüzden sana iki istek hakkı veriyorum"
Peki der GALATASARAYLI:"O zaman bana 40 kırbaç vurulsun". Herkes şaşkına döner.
Prens Hazretleri:"peki ikinci isteğin nedir?" diye sorar...
GALATASARAYLI pis pis sırıtarak " FENERBAHÇELıYı sırtıma bağlayın" der...
 
Uçak New York a yaklaşırken iki pilot konuşmaktadırlar. Ne var ki mikrofon açık kalmıştır ve konuşulanlar bütün yolcularca dinlenmektedir.
- New York a iner inmez, önce ılık bir banyo yapacağım. Sonra buzlu bir duble viski içeceğim, sonra da o sarışın saçlı, uzun bacaklı hostesle...
Bunları duyan sarışın saçlıi uzun bacaklı hostes hemen pilot kabinine doğru koşmaya başlar. Yaşlı bir yolcu, hostesin yolunu keser:
- Acele etme kızım. Bırak da rahat rahat viskisini içsin.
 
Temel, seyahate çıkmış. Uzun zaman evinden ayrı kalmış. Bir akşam bir kente gelip küçük bir otele inmiş.
Odasına yerleştikten sonra, aşağıya telefon etmiş. Telefonu otelin sahibi açmış.
Temel, ne istediğini söylemiş:
Bana bir fahişe bulup gönderin.
Bunu söyledikten sonra telefonu kapatmış. Otelin sahibi şaşırmış. Yanında duran karısına dönmüş:
Demin gelen müşteri kadın istiyor...
Otelin sahibinin karısı öfkeden deliye dönmüş:
Terbiyesiz adam, ne zannediyor bizim otelimizi. Hemen git o müşteriye ağzının payını ver...
Otel sahibi, müşteriye ağzının payını verme fikrini pek tutmamış:
Adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde girer...
Kadın çok sinirliymiş:
Sen gitmezsen, ben gider söylerim...
Ve, hışımla merdivenleri çıkıp Temel in ağzının payını vermeye gitmiş. Kocası da aşağıda bekliyormuş. Yukardan gürültüler gelmeye başlamış.
Onbeş yirmi dakika sonra Temel aşağıya inmiş. Üstü başı yırtılmış, yüzü tırmıklanmış...
Otelcinin yanına gidip bir güzel çıkışmış:
Ne biçim kadın göndermişsin be. ıstemem diye tutturdu. Becerene kadar anam ağladı.
 
Adamın bırı yolda gıderken bır galatasaray taraftarına rastlar ve sorar yuzun neden kapalı yuruyorsun yolda ,adam cevap verır.Yuzmu kaldı,adam neden dıye sorar,aldıgı cevap su olmustur.FB 6 GS 0
 
Temelle fadime çok yaşlanmışlar. Temel 85 fadime de 80 yaşındaymış. Evde yalnız oldukları birgün fadime temele;
- Temel hadi ben odaya çıkıyom eskiden yaptımızı yapalım çok ozledim da demiş.
Temelde tamam demiş.
Az sonra fadime temele;
-Ula temel gelmiyomusun da haçen bak şevkim kaçıyor ...
Temel bunun üzerine;
-Dur be Fadime sen orada mezar açmış bekliysin ben burda ölü dirilttim daa!!!
 
BıRAZ GÜLMEK ıYı GELıR zemuszemus zemuszemusopuyorumnanaktan kaydirigubbakcemile5 kaydirigubbakcemile kaydirigubbakcemile :lepi: :lepi:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…