- 17 Aralık 2006
- 2.221
- 12
Yetişme tarzıyla,aile yapısıyla kendi işlerini hep kendi halletmeye çalışan akıllı, güçlü kadınlar var. Kendi paralarını kendileri kazanırlar,patlamış prizlere, contası gevşemiş su sızdıran musluklara,tamirat gereken her şeye bir erkek kadar ustalıkla bulaşırlar.
Bir erkeğe bağımlı kalmadan hayatlar kurabilirler ve özgürlerdir,faturalarını kendileri öder, eğlencesini kendi seçer,kararlarını kendileri alır,hayata karşı duruşlarında güçlü,yılmaz,verici olurlar. Sevmeyi şarap kıvamında sıkılmadan yaşamak isterler, aşkı, erkeği, duygularını; hissederek harekete geçirmek isterler ve bunu yaşarlarken büyük beklentiler ve hayallar kurarak sevdikleriyle olmazlar. Savaş alanından çıkmış olmaları, erkeğine sorun çıkartacak bir neden asla oluşturmaz. Şikayetlerini kendinde çözümler,davet edildiği akşam yemeğine alınmak yerine kendileri gitmeyi seçerler.
Yorgun eve dönüşlerinde günün yorucu taraflarını, sıkıntılarını, parasız oluşlarını, birinin canlarını sıktıklarını eşiyle yada erkek arkadaşlarıyla paylaşmaz ve onları bunlarla yormak istemedikleri gibi , kendilerine acımalarından da hoşlanmazlar.
Bu kadar güçlü oluşları, hayata karşı duruşları sonucunda, birden kimsenin onlar için acımadıklarını anlarlar ve bu ilişkilerinde kemikleşir ve sürekliliği talep edilir ve vazgeçilmez/ mecburi bir hayat tarzına dönüşür.
Patlama noktasına gelip biraz şikayet sızdırdıklarında da problemi tükenmeyen, kaprisli, kafa şişiren olurlar erkeklerinde.
Bu nedenle de terk edildiklerinde sonsuza kadar susmayı seçerler ve alınan kararı kabul edip arkalarına bakamazlar. Terk ettiği erkeği; bilir ki kadınının onun desteği olmadan da hayatını idame edebileceğini ve bu güçlü kadın portresiyle onsuz yaşayabileceğini.
Sonra güçlü kadın ayrıldığı erkeğin bir süre sonra ona mecbur bir kadınla birlikte olduğunu duyar. Her gün dır dır eden, hayattan memnun olmayan, alış-veriş yapmayı en kültürel aktiviteleri arasında sayıp, yemek yapamadıkları gibi eşleriyle akşam nereye yemek yemeğe gitsek diye düşünüp,pamuklar arasında sarmalanmaktan haz duyarlar ve huzursuzluklarını dışa yansıtarak erkeğin onlar için daha çok şey yapmalarını sağlamakta başarılı olurlar ki bu da erkeğin bir kadında en zevk aldığı noktadır çünkü erkekler kendisine mecbur olan kadına daha çok sahip çıkıp daha çok destek olurlar.
Bu erkeğin doğasındaki güçlü olma yanını besler ve kendini daha fazla güçlü, daha fazla zirvede daha fazla talep edilen olmasını sağlar. Ve tatminsizlikleriyle ilişkilerini yürüten bu kadınlar erkekleri tarafından kolay kolay terk edilmezler. Başlarına bir şey gelir, güvende olduklarını bilmek ister erkekler.
Zayıf kadınlar bu durumda hiç yıpranmadıkları gibi , giderek güzelleşirler ve hep kazananda onlar olur güçlü kadın karşısında. Yılmadan mücadele veren güçlü kadın tablosu da bunların nasıl olabildiğine akıl sır erdiremez, sorun yaratmamak ,eşine sevdiğine destek olmak isteyen tarafın aslında erkek doğasını altüst ettiğini tüm dumurluluğuyla öğrenir güçlü kadın..!
Pınar Dağ'dan alıntıdır...
Bir erkeğe bağımlı kalmadan hayatlar kurabilirler ve özgürlerdir,faturalarını kendileri öder, eğlencesini kendi seçer,kararlarını kendileri alır,hayata karşı duruşlarında güçlü,yılmaz,verici olurlar. Sevmeyi şarap kıvamında sıkılmadan yaşamak isterler, aşkı, erkeği, duygularını; hissederek harekete geçirmek isterler ve bunu yaşarlarken büyük beklentiler ve hayallar kurarak sevdikleriyle olmazlar. Savaş alanından çıkmış olmaları, erkeğine sorun çıkartacak bir neden asla oluşturmaz. Şikayetlerini kendinde çözümler,davet edildiği akşam yemeğine alınmak yerine kendileri gitmeyi seçerler.
Yorgun eve dönüşlerinde günün yorucu taraflarını, sıkıntılarını, parasız oluşlarını, birinin canlarını sıktıklarını eşiyle yada erkek arkadaşlarıyla paylaşmaz ve onları bunlarla yormak istemedikleri gibi , kendilerine acımalarından da hoşlanmazlar.
Bu kadar güçlü oluşları, hayata karşı duruşları sonucunda, birden kimsenin onlar için acımadıklarını anlarlar ve bu ilişkilerinde kemikleşir ve sürekliliği talep edilir ve vazgeçilmez/ mecburi bir hayat tarzına dönüşür.
Patlama noktasına gelip biraz şikayet sızdırdıklarında da problemi tükenmeyen, kaprisli, kafa şişiren olurlar erkeklerinde.
Bu nedenle de terk edildiklerinde sonsuza kadar susmayı seçerler ve alınan kararı kabul edip arkalarına bakamazlar. Terk ettiği erkeği; bilir ki kadınının onun desteği olmadan da hayatını idame edebileceğini ve bu güçlü kadın portresiyle onsuz yaşayabileceğini.
Sonra güçlü kadın ayrıldığı erkeğin bir süre sonra ona mecbur bir kadınla birlikte olduğunu duyar. Her gün dır dır eden, hayattan memnun olmayan, alış-veriş yapmayı en kültürel aktiviteleri arasında sayıp, yemek yapamadıkları gibi eşleriyle akşam nereye yemek yemeğe gitsek diye düşünüp,pamuklar arasında sarmalanmaktan haz duyarlar ve huzursuzluklarını dışa yansıtarak erkeğin onlar için daha çok şey yapmalarını sağlamakta başarılı olurlar ki bu da erkeğin bir kadında en zevk aldığı noktadır çünkü erkekler kendisine mecbur olan kadına daha çok sahip çıkıp daha çok destek olurlar.
Bu erkeğin doğasındaki güçlü olma yanını besler ve kendini daha fazla güçlü, daha fazla zirvede daha fazla talep edilen olmasını sağlar. Ve tatminsizlikleriyle ilişkilerini yürüten bu kadınlar erkekleri tarafından kolay kolay terk edilmezler. Başlarına bir şey gelir, güvende olduklarını bilmek ister erkekler.
Zayıf kadınlar bu durumda hiç yıpranmadıkları gibi , giderek güzelleşirler ve hep kazananda onlar olur güçlü kadın karşısında. Yılmadan mücadele veren güçlü kadın tablosu da bunların nasıl olabildiğine akıl sır erdiremez, sorun yaratmamak ,eşine sevdiğine destek olmak isteyen tarafın aslında erkek doğasını altüst ettiğini tüm dumurluluğuyla öğrenir güçlü kadın..!
Pınar Dağ'dan alıntıdır...
