Metafizik Üzerine Konuşma
Leibniz, 17.yüzyıl filozoflarının çoğu gibi, felsefesinde Descartes’in töz kavramından hareket eder. Leibniz’e göre dünyanın, varlıkların temelinde ‘monad’lar (tek tek varlıklar, bölünmez özler) vardır. Monadlar kendi kendilerine hareket edebilen, algılayabilen temel varlıklardır. Yalnız monadların özü ‘kuvvet’ olduğu için, ne bir şekli ne hacmi, ne parçaları vardır. Monadları özü ‘edim’ (faaliyet) olan ruhsal noktalar gibi düşünmek gerekir. Bundan dolayı monadlar, kendi kendilerine harekete geçerler. Onları, Demokritos’un, maddecilerin atomlarından ayıran husus, maddesel olamamaları, kendi kendine hareket edebilmeleridir. Monadların herbirinin edimi, geçmişin sonucu geleceğin belirleyicisidir.
Leibniz’e göre monadlar önceden belirlenmiş bir düzen içinde bulunurlar. Buna önceden düzen kuramı denir.
Leibniz düşünce sistemine göre düşünce ilkeleri, genel fikirler, insan zihninde bir istihdat olarak bulunur, tecrübeyle gelişir. Leibniz ‘Theodizee’ adındaki eserinde, içinde yaşadımız dünyanın, dünyaların en düzenlisi, en mükemmeli olduğunu söylemiştir. Leibniz’in bu görüşü Voltaire’in ‘Candide’ adındaki uzun hikayesinde gülünç hale getirilmek istenmiştir.
Monadlar evreninde, maddenin her parçası bitkilerle dolu bir bahçe, balıklarla dolu bir havuz olarak tasarlanabilir. Ama bitkinin her dalı, hayvanın her organı, organlardaki her damla sıvı yine böye bir böhçe ve havuzdur. Öyle ki, bahçedeki bitkiler arasında kalan toprak ve hava, havuzdaki balıklar arasında kalan su, ne bitki ne de balık olsa da çoğu zaman algılayamayacağımız bir incelikte yine kendinde onları bulundurur. Böylece, evrende verimsiz, kısır ve ölü hiçbir şey olmadığı gibi, görünüşte olanın dışında ne kaos ne de karışıklık vardır. Görünüşteki kaos ve karışıklık, içinde yalnızca belirsiz birtakım hareketler görünen balıklarla dolu bir havuzdaki balıkların farkına varmadan havuzun uzaktan görülmesi gibi bir şeydir.
Lit formatinda, 0.2 MB.
Link Silinmiştir.
Leibniz, 17.yüzyıl filozoflarının çoğu gibi, felsefesinde Descartes’in töz kavramından hareket eder. Leibniz’e göre dünyanın, varlıkların temelinde ‘monad’lar (tek tek varlıklar, bölünmez özler) vardır. Monadlar kendi kendilerine hareket edebilen, algılayabilen temel varlıklardır. Yalnız monadların özü ‘kuvvet’ olduğu için, ne bir şekli ne hacmi, ne parçaları vardır. Monadları özü ‘edim’ (faaliyet) olan ruhsal noktalar gibi düşünmek gerekir. Bundan dolayı monadlar, kendi kendilerine harekete geçerler. Onları, Demokritos’un, maddecilerin atomlarından ayıran husus, maddesel olamamaları, kendi kendine hareket edebilmeleridir. Monadların herbirinin edimi, geçmişin sonucu geleceğin belirleyicisidir.
Leibniz’e göre monadlar önceden belirlenmiş bir düzen içinde bulunurlar. Buna önceden düzen kuramı denir.
Leibniz düşünce sistemine göre düşünce ilkeleri, genel fikirler, insan zihninde bir istihdat olarak bulunur, tecrübeyle gelişir. Leibniz ‘Theodizee’ adındaki eserinde, içinde yaşadımız dünyanın, dünyaların en düzenlisi, en mükemmeli olduğunu söylemiştir. Leibniz’in bu görüşü Voltaire’in ‘Candide’ adındaki uzun hikayesinde gülünç hale getirilmek istenmiştir.
Monadlar evreninde, maddenin her parçası bitkilerle dolu bir bahçe, balıklarla dolu bir havuz olarak tasarlanabilir. Ama bitkinin her dalı, hayvanın her organı, organlardaki her damla sıvı yine böye bir böhçe ve havuzdur. Öyle ki, bahçedeki bitkiler arasında kalan toprak ve hava, havuzdaki balıklar arasında kalan su, ne bitki ne de balık olsa da çoğu zaman algılayamayacağımız bir incelikte yine kendinde onları bulundurur. Böylece, evrende verimsiz, kısır ve ölü hiçbir şey olmadığı gibi, görünüşte olanın dışında ne kaos ne de karışıklık vardır. Görünüşteki kaos ve karışıklık, içinde yalnızca belirsiz birtakım hareketler görünen balıklarla dolu bir havuzdaki balıkların farkına varmadan havuzun uzaktan görülmesi gibi bir şeydir.
Lit formatinda, 0.2 MB.
Link Silinmiştir.