Görümcemden nefret ediyorum :(

Eski bir Çin atasözü: “Gül veren elde, gül kokusu kalır” der ve devam eder.


Li-Li, gelin olup Çin geleneklerine uygun biçimde kaynanasının evine taşınmıştı… Ancak kısa bir süre sonra, kaynanasıyla arasında geçimsizlik baş gösterdi. Çünkü kişilikleri tamamen farklıydı ve birinin ak dediğine diğeri kara diyordu…

Genç gelin ayrı bir eve taşınmak için nabız yoklayınca ortalık ayağa kalktı… Hiçbir gelin kaynanasından ayrı ev açamazdı… Çin gelenekleri buna asla izin vermiyordu.

Li-Li mecburen vazgeçti. Arzusunu isteğini bastırıp kaynanasıyla oturmayı sürdürdü…
Fakat hayat gitgide çekilmez oluyordu… Hele de eşinin hali perişandı… Annesiyle karısı arasında tükeniyordu adeta… Aslında hayat üçü için de cehennem azabına dönmüştü…
Genç gelin çaresizlik içinde kıvranırken, aklına çılgın bir fikir geldi… Kaynanasını zehirleyecekti… Lakin bunu kimseye fark ettirmeden yapmalıydı…

Doğruca babasının eski bir arkadaşı olan ihtiyar bir aktara koştu ve planını anlattı ona…

- “Peki” diyen yaşlı baharatçı, ona bitkilerden bir şurup hazırladı:.. “Bu” dedi, “etkisi üç ay içinde görülecek bir zehirdir. Üç ay boyunca her gün azar-azar kaynananın yemeğine karıştıracaksın.” Parmağını havaya kaldırarak devam etti yaşlı Çinli aktar: “Kaynanan öldüğünde kimsenin senden kuşkulanmaması için, üç ay boyunca kaynanana çok iyi davranmalı, bir dediğini iki etmemelisin. Kadıncağız üç ay sonra nasılsa ölecek, bari gözü arkada kalmasın.“

- “Tamam” diyen Li-Li, sevinç içinde eve döndü ve yaşlı baharatçının dediklerini aynen uygulamaya koydu…
Kaynanasına her gün çok güzel yemekler pişiriyor, o güne değin hiç olmadığı kadar da iyi davranıyordu… O kadar iyi davranıyordu ki, kaynanası gelinine yaptıklarından dolayı pişman olmaya başlamıştı… Gelinine haksızlık ettiğini düşünüyordu… Birkaç gün içinde o da değişip iyileşmeye karar verdi… Artık o da gelinine çok iyi davranıyordu…

Böylece aileye dirlik ve düzen gelmişti… Herkes çok mutluydu… Özellikle Li-Li’nin eşi, bu değişimden son derece memnundu… Annesiyle karısı arasında öğütülmekten kurtulmuştu…

Fakat zehir etkisini gösterip kaynana ölünce ne olacaktı… Genç gelin yaptıklarından pişman bir vaziyette aktar dükkânının yolunu tuttu… Babasının dostu olan yaşlı aktarı tekrar buldu… Kaynanası için bir panzehir yapmasını rica etti…

Artık ölmesini istemiyorum; lütfen verdiğiniz zehiri etkisizleştirecek bir panzehir hazırlayın…

Li-Li konuşurken ağlıyordu… Yaşlı baharatçı, karşısında ağlayarak konuşan genç gelini gülümseyerek dinledikten sonra, sordu:

- “Neden artık kayınvalidenin ölmesini istemiyorsun? Oysa buraya ilk geldiğinde çok kararlı görünüyordun!”

- “İstemiyorum, çünkü…” dedi Li-Li gözyaşlarını silerek, “O çok değişti, artık eskisi gibi aksi değil; benim ak dediğime kara demiyor, evin içinde gülümseyerek dolaşıyor, bana kızım diye hitap ediyor… Anlayacağınız ey babamın dostu, evde her şey yolunda…”

İhtiyar baharatçının gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı…

- “Demek işler yolunda, birbirinizle artık zıtlaşmıyorsunuz.”

- “Asla!” dedi genç gelin, “zıtlaşmak şöyle dursun, çok seviyoruz birbirimizi… Biraz görmesek özlüyoruz… Ve artık onun ölmesini istemiyorsun. Asla! Kaynanamı o kadar seviyorum ki, ölürse dayanamam… Bu benim başıma gelebilecek en büyük felaket olur.”

Yaşlı aktar uzun sakalını çekiştirerekten tane-tane konuşmaya başladı:

- “Ey benim eski ve iyi dostumun kızı Li-Li! Merak etme, sana zehir diye verdiğim şey iştah açıcı etkisi olan bir şuruptu… Ondan yemeğine katarak, sadece kaynananın iştahını artırabilirdin.” Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti: “Gerçek zehir senin beyninde idi… Adı ‘peşin hüküm’ ve ‘nefret’ti… Zaten nefret, peşin hükmün çocuğudur… Bir beyne yerleştiler mi, beyindeki bütün iyi şeyleri öldürürler… Kaynanana iyi davranınca beynindeki zehirlerden kurtuldun. Kaynanan da, senin iyi davranışların sayesinde kendi beynindeki zehirlerden kurtuldu… Sana iyi davranmaya başladı… Peşin hükümle birlikte nefret dağıldı gitti, yerlerine sevgi geldi… Sonuçta olmanız gerektiği gibi ana-kız oldunuz.”


 

allah bilir kız onların evine falan gelmedi
aile evine konu sahibi evlenince geldi
şimdi de dağdan gelen bağdakini kovuyor
 

neden mi? ben sana söleyeyim meleğim :) çünkü olaya objektif bakabiliyoruz,kendimizi hem görümcenin hem de konu sahibinin yerine koyup öyle yorum yapıyoruz..sadece konu sahibini haklı görme ve "ayy gerçekten çok zor,Allah sabır versin canımmm" demekle olmuyor bazı şeyler..bunu demek onu daha da kışkırtmak aslında.belki bizim yorumlarımızla ne kadar yanlış bir tutumun içinde oluğunu görür..bazılarımzı biraz sert yazmış oalbiliriz.örneğin ben,ama eşinin bu günlere gelmesini sağlayan birine yetimliğinin ceremesini ben mi çekeceğim diyen kişiye de çok yumuşak yazamazdık sanırım..

Not:bu olayda konu sahibi iki farklı kişi olduğunu iddia ediyor.ama hikayeler aynı.ve ortada bir yalanda var
 

allah allah bende bişey var heralde iki gündür yazılanları anlamıyorum
nasıl iki kişi konular aynı
başka konu da mı açmış
 

eşin sen konuş diyormuş işte
sesini bile çıkartma deseydi daha mı iyi olurdu?rahatsız olduğun şeyleri yüzüne söylemek o kadar mı zor ki:26::26:
 

canım sen bu olumsuz eleştirilere bakma,,ben seni anlıorumm bunu yaşamayan çok fazla anlayamaz ,,,yorum yapılırkeenn insanlara saygı çerçevesinde yapılmalı bencee,,bölee oluncaa bende sinirleniorumm,,sonuçta insanlarr burda derdinii paylaşıorr,,hakeret,,tepki için konu açmıolarr,,yapmayın arkadaslarr yorumm karşıdaki insanıı kırıpp sinirlendireceksenizz...
 
aynı evdesiniz ama bence biraz mesafeli davranın,kilo aldın iğrençsin abim seni nasıl beğenmiş vs..gibi konuşmalardada cevabını verin bak canım ben bu tarz konuşmalardan hoşlanmam,belki abin beni böyle beğeniyordur ne biliyosun evlenince anlarsın biz karı kocayız buda bizim özelimizdir deyin..evde iş bölümü yapın emir verin gerekirse,,bulaşıkları bugün sen yıka yarın ben yıkayım yada sen falanca yemeği harika yapıyosun ben bi türlü senin gibi yapamıyorum hadi bugün yapta yiyelim gibi zaman zaman mesafeli zaman zamanda egosunu şişirerek işlerde yardımcı olmasını sağlayabilirsin.ve sonuçta beraber oturuyosunuz yani kaçışınız yok onun içinde eşinize şikayetlenmekten vazgeçin derim..bu sizi onun gözünde dırdırcı konuma düşürür ve ailesine daha çok hak vermeye başlar malesef...bendede 2 tane var aynı evde değiliz ama her gittiğimde laf sokarlar evime geldiklerinde mutlaka bişey götürürler..yani isterler meela tuzlukmu aldım ayy buna bayıldım bunu bana versene tarzında...bende hayır demem ..ama onların huyu bu bende abla sen çok güzel bere örüyosun banada ör derim,bazende hadlerini bildiririm..yani eşime söylemem .bana terbiyesizlik yaptıklarında direk sorarım ,niye böyle dedin abla bana ben sana desem üzülmezmisin yada ben bu tarz konuşmalardan hiç hoşlanmam derim susarlar....hatta birinde 2 si oturmuş beni çekiştiriyolardı kayınvaldemlerdydim ve tatil için ordaydık hemde hamileydim bende uyumuştum,oturmuşlar anki bir hamile bu şunun nazına bak diyor diğeride abimi parmağında oynatıyo diyor bende bu arada uyanmıştım ve tamda odaya girmek üzereydim..kayınvaldem ve eltilerde vardı..bende dedimki aşkolsun ben abinizi niye parmağımda oynatayım o benim canım biz birbirimizi deliler gibi severek evlendik ,uykum geldi uyudum yani ne varki bunda konuşacak sonuçta hamilelikten uyuduysamda karnımdaki bebek sizin yeğeniniz ben anlayamadım yani bilmeden bir kusurmu yaptım dedim ve içeri gittim..hiçbiri sesini çıkaramadı akşam eşim geldiğinde bana bir ilgiler bi iltifatlar anlatamam söylerim diye korktular sanırım..ee sonrasında olayı söyledim eşime o da bana teşekküretti başkası olsaydı senin yerinde rezalet çıkardı dedi..ama evime falanda eskisi kadar gelemiyolar..
 

he he ben bunun türkçe versiyonunu sır kapısında izlemiştim :) ama doğrudur ne diyeyim...
 

Hiç güleceğim yoktu.
Demek kuzenin öyle mi ,bak sen nasıl bir tesadüf bu yahu.
İkinizinde eşlerinin ailesinde çeşitli sorunlar var bakmakla yükümlü kardeşler var,gıcık olduğunuz ablalar var,kocalar ble aynı tepkileri veriyor.
Bence kuzen değil ikiz kardeş falan olabilirsiniz ?
Ne dersin?
İşin en ilginç tarafı şu kuzen ağustosta evleniyorsa sende bir yıllık evliysen ..
Bu durumda ben onların aşkına inanıp evlendim diyorsun ki bunu zaten anlamadım ama sevgili olan bir çiftin aşkına inanıp neyine evleniyorsun?
Onlar sevgili nişanlı herneyse ayrılabilirler her an onlara güvenip onların aşkını temel alıp neden evleniyorsun?
Açtığın konuları unutmuşsun çok belli şimdi ortaya çıkınca bu açıklamalara inanacak seviyede olduğumuzu düşündün.

Görümcen ile gözden kaçırdığın bir nokta var.
Görümcen abisiyle bir aile olmuş kendi aile olmayınca,yani o abisini ailesi olarak görüyor.
Belki evlenmek isteyen bir erkek için iyi bir durum değildir bilemem o halde böyle bir ailesi olan bir erkekle evlenmeyecektin.
Önceden düşünmediğin gözükapalı sırf evlenmek için gözyumduğun şeyleri şimdi mesele yapıyorsun.
İncinen sadece sen olursun..
 
Töbe ya rabbim kıza acımasam yanıma almazdım yazmış ben orayı kaçırmışım
anası babası olmayan kız nereye gidecekti pardon
bence o evden biri gidecek gibi duruyor yakında ama o kız değil
 
Töbe ya rabbim kıza acımasam yanıma almazdım yazmış ben orayı kaçırmışım
anası babası olmayan kız nereye gidecekti pardon
bence o evden biri gidecek gibi duruyor yakında ama o kız değil

sen cok olmaya basladın işin içini bilmeden sazan gibi yorum yapma
beni kimse anlayamaz salagımki bu sacma yerde sizlere laf anlatıyorum derdim birken 1o oldu
ne saca bi siteymiş be bende bi ahalt varmıstım siz gibi kadınlar olduktan sonra ne beklenirki
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…