- 28 Temmuz 2012
- 911
- 163
fiyatlar hakkında bilgi lütfennn
Hasan Fındık : 6000 TL
Naci Çelik : 3500-4000 Euro
Barış Çakır : 8000 TL
Tuğrul Turan : 7000 TL
Benim bildiklerim görüştüklerim bunlar.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
fiyatlar hakkında bilgi lütfennn
Hasan Fındık : 6000 TL
Naci Çelik : 3500-4000 Euro
Barış Çakır : 8000 TL
Tuğrul Turan : 7000 TL
Benim bildiklerim görüştüklerim bunlar.
Ben bişey sormak istiyorum genel olarak. aynı markaları kullanıyor zaten sonuçta hepsi genelde iyi markalar belli silikonda göğüs ameliyatınında olabilecek 3 yeri var bazı çok astronomik fiyat isteyen doktorlar acaba hiç kesmeden ışınlamı koyuyor silikonu. onlardan düşük fiyatta ameliyat eden isim yapmış doktorlardan çok memnun hastalar var. silikon fiyatları ortalama belli iken kesinlikle hakkından fazla isteyene yaptırmamak gerek. İzmirde İstanbulda çok iyi doktorlarda var 4500 TL isterken yazık ne zorluklarla o parayı biriktiren bayanlarda var. kesinlikle çok iyi doktorlarda var makul olması gereken fiyatta, illa çok pahalı yapıyor diye muciler yaratmıyor yada sorunsuz kapsulsüz bir hayat vaadetmeyecek onlarda, o doktor işi paraya dökmüş desek daha doğru olur. ben ne tv de isim yapmış gidip ameliyat olmuş hayatı kararmışlarda biliyorum.
Ben bişey sormak istiyorum genel olarak. aynı markaları kullanıyor zaten sonuçta hepsi genelde iyi markalar belli silikonda göğüs ameliyatınında olabilecek 3 yeri var bazı çok astronomik fiyat isteyen doktorlar acaba hiç kesmeden ışınlamı koyuyor silikonu. onlardan düşük fiyatta ameliyat eden isim yapmış doktorlardan çok memnun hastalar var. silikon fiyatları ortalama belli iken kesinlikle hakkından fazla isteyene yaptırmamak gerek. İzmirde İstanbulda çok iyi doktorlarda var 4500 TL isterken yazık ne zorluklarla o parayı biriktiren bayanlarda var. kesinlikle çok iyi doktorlarda var makul olması gereken fiyatta, illa çok pahalı yapıyor diye muciler yaratmıyor yada sorunsuz kapsulsüz bir hayat vaadetmeyecek onlarda, o doktor işi paraya dökmüş desek daha doğru olur. ben ne tv de isim yapmış gidip ameliyat olmuş hayatı kararmışlarda biliyorum.
merhaba arkadaslar ben 3 ay once doğum yaptım ve suan emzırıyorum.Eminimki emzırme bıttıkten sonra gogüslerım eskı formuna kawusmayacak o yuzden de göğüs estetiği düşünüyorum (sılıkon taktırmak).Fakat bunun ıcın emzırmenın bıtmesı gerekıyor onu da bılıyorum ama emzırme bıttıkten ne kadar süre gecmesı gerekıyor amelıyat olmak ıcın?
merhaba arkadaslar ben 3 ay once doğum yaptım ve suan emzırıyorum.Eminimki emzırme bıttıkten sonra gogüslerım eskı formuna kawusmayacak o yuzden de göğüs estetiği düşünüyorum (sılıkon taktırmak).Fakat bunun ıcın emzırmenın bıtmesı gerekıyor onu da bılıyorum ama emzırme bıttıkten ne kadar süre gecmesı gerekıyor amelıyat olmak ıcın?
Slm cnm, ben antalyada ameliyat oldum. Doktorum istanbuldan haftada 2 gün antalyaya ameliyat için geliyor. Dr. Akın Demiralay, istersen bir görüş
Tabiki silikon ameliyatı ile profil fotosuna ekledigin resim gibi bir gögüs elde etmek mümkün.Böyle büyüklükte bir gögüs istiyorsan bu fotoyu gidecegin doktora götür ve göster Doktorun senin ne kadar büyüklükte ve şekilde bir gögüs istedigini daha kolay anlayacaktır böylelikle...
Evet canım ben Hasan Fındık a ameliyat oldum.Hasan beyin ismini ilk burada forumda ona ameliyat olan bir arkadaştan dolayı keşfetmiştim,daha sonrada euro kanallarında saglık güzellik programında programını izleyince kendisine daha çok güvenim geldi tabiki.Randevu aldım,gittim görüştüm ve işte benim aradıgım doktor dedim.Kararımı verdim ve ameliyat oldum.Allahıma çok şükür çok memnun kaldım.
Tanınmış plastik cerrahına gitmek tabi insana güven veriyor.Ama çevrenden o doktora ameliyat olmuş bir arkadaşım olursa,tecrübelerini onunla yüzyüze paylaşabilirsen bu daha iyi olur tabi.Bence oturdugun muhite yakın olan ismini bu forumdan duydugun yada internetten araştırıp buldugun 5-6 doktora gidip görüşürsen ve içine hangisi sinerse ona karar verip ameliyat olmandır tabiki.Kafan şimdiden karışmasın,eline bir kagıt kalem al,netten ve forumdan ismini duydugun doktorların listesini yap,ara sırayla randevu al,git görüş.Doktorun sana anlattıgı bilgileri bizimle paylaş.Bizde sana yardımcı olalım.Yapacagım şey şimdilik bu tabiki..Kolay gelsin..[/QUOTE
Kızlar 35 gün önce ameliyat oldum.suan sol göğsüm daha büyük ve yayvan.üstelik üst kısmında içe çökme durumu var.sebebi nedir bilen var mı?yada böyle bir sorunla karşılaşmış olan varsa yardımcı olabilir mi?biraz masaj yapınca düzeliyor.diğer göğsüme göre daha yumuşak.düzelir mi acaba?
Sayın ............... hanım;
Meme büyütme ameliyatı olmak isteyen bir kadın için zaman akışı içinde, kronolojik olarak, yanıtlanmayı bekleyen en temel 3 soru vardır:
1- yapmak lazım mı?
2- nasıl yapmalı?... ve ,
3- yapıldı bitti.. güzel oldu mu?
Bu 3 temel sorunun ilkine “evet.. yapmam lazım..şöyle olsun istiyorum” yanıtını veren herkesi ise 5 yeni soru beklemektedir. Bu 5 sorunun da yanıtı doktorlardadır. Bütün röportajlarım ve yazılarımda bütün ameliyatlar için bütün kadınlara önererek mutlaka doktorlarından yanıtlarını eksiksiz almalarını şart koştuğum o 5 soru da şunlardır: 1- durumunuz nedir? 2- ne ya da neler yapılabilir? seçenekler var ise nelerdir? 3- bu seçeneklerden birisi yapılırsa nasıl yapılacaktır? 4- nasıl bir iyileşme döneminiz olur; ve riskleri var mı? Ve; 5- ileri yıllarda neler olabilir?
Dikkat ederseniz; o 3 en temel sorunun 1.sinin ve 3.sünün yanıtı siz kadınlardadır. 2. sorunun yanıtı ise sizde değil biz doktorlardadır? Siz de diğer kadınlar gibi 1. ve 3. soruyu bırakıp 2. soruya yanıt vermeye çalışmaktasınız? Çok daha güzel olabilecek iken... oradan buradan elde edilen ve başkaları için verilmiş bölük pörçük bilgilerle kafadan tarif ettiğiniz bir ameliyatla "güdük bir güzellik" elde etme gibi bir tehlike yarattığınızın farkında değil misiniz?
Her nedense, kadınlar ellerindeki az miktarda bilgi ve “başka kadınlar için söylenenler"den hareketle kendileri için karar vermeye çalışır? kadınlar bir plastik cerrahla iletişim kurmadan neyle ve hangi bilgi ve birikimle, nasıl karar verip de... "ben 250cc damla koltuk altı kesisi istiyorum".. ya da "ben yuvarlak meme ucu kesisi kasüstü istiyorum" gibi cümleler kurabiliyorlar? “Boyum şu kilom şu ben şu cc istiyorum” gibi belki de kendisi için son derece saçma bir yoruma gönülden inanan birçok kadın vardır. Buna ancak “cahil cesareti” denebilir? Yapılması gereken gidip bir plastik cerrahla konuşmak ve ondan (1) kendi için ortaya çıkacak kararı ve (2) bu kararın nedenlerini öğrenmektir?
Bir cerrah bütün teknikleri (kasüstü, kasaltı, dual plan, subfascial) bilir, bilmelidir, ve yeri geldiğinde sizin vücudunuzda hangi teknik, hangi kesi, hangi silikon tipi...vs hangisi en uygunuysa ona göre karar vermelidir.
Biz doktorlar da sadece hakkınızda vardığımız kararı değil aynı zamanda "neden sizin için o karara vardığımızı" da anlatmalıyız. Bir cerrah tarif edilmiş tekniklerin tümünü bilmiyorsa, zaten yeterli bir cerrah gözüyle bakılabilir mi? Her kadına kasaltı, her kadına kasüstü, her kadına dual plan, ya da her kadına subfascial teknik uygulayan bir cerrah zaten çok deneyimli sayılmaz. Bunun yanında en normal ameliyat tabii ki kasüstüdür; çünkü orijinal meme gelişim yeri, taklit edilmesi gereken ana yapı, normal anatomi budur? Buna kim, hangi doktor hangi akıllı uslu cerrah karşı çıkabilir? Normal anatomiye karşı çıkmak akıl karı değildir, böyle bir tutum bizi ancak anormalleşmeye ve hilkat garipliğine götürür? Ancak ve sadece normal anatomiye uygun kasüstü yapılacak silikon ameliyatının iyi sonuç vermeyeceği kadınlarda diğer tekniklere yönelinir. Peki akıllı uslu bir cerrah karşı çıkamayacaksa kadınlar kendilerince nasıl karşı çıkabilmektedir? Bu anlamsız, verimsiz, saçma ve hatta komiktir.
Bana gelince; bütün bu teknik, yöntem ve bilgiye sahip olarak ve en çok ve en sık yaptığım bu işi kendi ailemden birine yapsam... mümkünse ve “aksi bir neden görmezsem”: Göğüs büyümeyi ailemden birine genel anestezi (narkoz) olmadan, sedasyon ve lokal anestezi ile, meme ucundan, kas üstü, yuvarlak pütürlü protez kullanarak... drene gerek olmayacak şekilde... "yaptığımıza değecek kadar büyük ve hala anormal olmayacak kadar da küçük bir boy" ile uygularım. Çünkü; gelişmeyen meme dokusunu taklit etmenin insan vücuduna en uygun uyumlu, en anatomik yolu budur ? Ailemden birisine bu gözle bakacaksam diğer kadınlara da aynı gözle bakarak karar vermem gerekir?
Göğüs büyütme ameliyatı ortalama 30 dakika sürer, genel anestezi gerekli değildir, 2 damla kan akmaz, hemen hiç ağrı sızı olmaz ya da çok çok az bir sızı duyulur, hastanede kalınmaz, kollarda hareket kısıtlılığı ya çok az olur ya da hiç olmaz, yarın işe dönülür ve sonuç da hemen her zaman da güzel olur :) ?
Ama, o kadar çok "ünlü" doktor vardır ki; kendi hatalarını da gizlemek için her önüne gelen kadına “daha doğal olacak” deyip "pektoralis major" kasını keserek kasaltı ameliyat yapabilmektedir? O kadında meme dokusu normal gelişmiş olsaydı, “kasaltında” mı ya da "dual planda" mı gelişecekti? :) Bu yöntemler tabii ki vardır ve her birinin de bir tarif edilme nedeni bulunur. Bu gibi normal kadın anatomisinden farklı yöntemleri uygulamak için o kadının vücudunda hatırı sayılır, inkar edilemez bir neden olması gerekir; ki o kadında normal yerinin dışında bir silikon yerleşimi için o kadının normal sağlıklı bir kasını keselim? Bu kesilen kasla tenis oynanır, ağaca çıkılır, bu kas suda yüzerken işe yarar.... Şimdi bunu okuyunca; kasaltı ya da dual plan ameliyat olanlar yüzerken zorlanır mı? tenis oynayamaz mı? gibi sorularla karşılaşıyorum... o kasın kesilmesinin etkilerini günlük yaşamlarında fark etmeyebilirler; ya da zamanla zaten komşu kaslarla aynı işler yapılır hale gelir... ama bu kası kesmek için gerçekten geçerli bir neden olması gerekmez mi? Örneğin profesyonel bir tenisçiye kasaltı ya da dual plan tekniklerini öncelikli olarak önerecek doktor var mıdır bilmiyorum? ben önermezdim. Başka türlü düşünen olabilirse de; en azından ben kendi kaslarımdan birini ancak gerçekten gerekli ise kestirirdim, gerçekten bir neden varsa da tabii ki kesilmesine izin verirdim. Tıp biliminde kesin ve her zaman ve herkeste geçerli kurallar yoktur, doğrular duruma göre belirir. Tıp bilimi gücünü matematiğin kesinliğinden değil; istatistiğin gücünden alır.
Her teknikle doğal güzellikte ya da anormal görünümlü neticeler ortaya çıkabilir... bu gerekli tekniğin gerektiği zaman kullanılmamış olmasına bağlıdır. Hatırlatmak gerekir ki; anormal sonuçlara bakıldığında, kas altı ve dual plan ile elde dilen ANORMAL sonuçlar kasüstü tekniğe göre sayıca kat kat daha fazladır? Bilgisayarımın hafızası başka doktorlar tarafından yapılarak 2. bir ameliyata gerek duymuş, hayal bile edemeyeceğiniz kadar acaip, “hilkat garibi” görünümünde kasaltı ameliyat sonuçlarıyla doludur??? Ama yerinde kullanıldığında hiçbir teknik anormal sonuç vermez? Biz doktorların “hanımefendi sizde normal ve doğal bir meme güzelliği için kasaltı yapmak zorundayız” lafını alıp “kasaltı hep daha doğal olur” neticesine varmak için bir kadının “az bilgiyle çok akıllı olmaya çalışması” gerekir.
Bu nedenle "göğüs büyütme" konusunda üzerlerinde tartışmaya çok yer olmayan bazı bilgileri şimdi buradan derli toplu ve olabildiğince kısa tekrar vermeye çalışacağım:
1- Ameliyat tipleri - teknikler: Kasüstü, Kasaltı, Dual plan, Subfasial...
Hiçbir tekniğin bir diğerine üstünlüğü yoktur. Her tekniğin yeri ve bir uygulanma nedeni vardır. Hiçbiri teknik bir diğerinden daha güzel ya da natürel değildir. Bir kişide kasüstü güzel olacak iken bir diğerinde ancak kasaltı yapılarak güzel olabileceğinden mecbur kalınarak kasaltı yapılır.
Örneğin; gereksiz ve yersiz yere yapılan çok fazla sayıda kasaltı ve dual plan ameliyatlarda ortaya çıkan acaip-garip-çirkin göğüslerin sayısı, kasüstü yapılanlarda karşılaşılandan sayıca çok çok daha fazladır. Ama öyle kadınlar da vardır ki, kasaltı ya da dual plan yapmadan natürel bir güzelliğe ulaşmak mümkün olmadığından, mecburen bu yola gidilir? Öyle kadınlar da vardır ki, ancak kasüstü ile doğal bir sonuca ulaşılabilir, kasaltı yapılırsa garip acaip durur?
Her tekniğin bir "tarif edilme nedeni" vardır, ve bütün bu teknikler bazı kadınlarda gerekli oldukları için ortaya çıkmışlardır?
En güzel ve en normal ve standart insan vücuduna en uyumlu yöntem "Kasüstü" denilen yöntemdir ve kadınların %70'inde mükemmel güzellikte natürel göğüsler yaratır. Çünkü, memesi yeterli ve güzel gelişen kadınlarda meme bezi nerde gelişir?... yanıt: kasüstü. Normal bir kadında meme kasaltında ya da dual planda gelişmez, yeri orası değildir. Hele hele "kas zar altı" denilen teknik çok büyük bir saçmalıktan başka birşey değildir; ilk tarif edildiğinde salondaki dinleyen cerrahlar kahkahalar atmışlardır? :) doktor olmaya gerek yok; herkes kasaptan bir fleto kestirip etin üzerindeki o zarı kaldırmaya çalışıp... bırakın 250cc silikonu bir pinpon topunu altına koymaya çalışırsa bunun fizik olarak ne kadar yersiz saçma ve “zorlama” bir girişim olduğunu anlayabilir; ama "orijinal olmak adına" hala bu saçmalığı uygulamakta ısrar edebilmektedir?
Memenin normal gelişim yeri kasüstü olduğundan en normal en güzel ameliyat budur. Ama zaman içinde bir gurup kadını mutlu etmediği görülmüş. Çok çok çok zayıf bir kadında, meme dokusu da hiç yok ise... silikon memenin üst kutupunda normal olmayan bir "tas" görünümü oluştuğundan doktorlar bir çözüm aramışlar ve silikonun üst kutubunu (silikonun hepsini değil, yarısını, yani sadece üst kutubunu) "pektoralis major" kası altına sokmayı akıl etmişlerdir. Bu ameliyat "kasaltı" ameliyattır. Kasaltı kasüstünden daha doğal sonuç verdiği için kasaltı yapılmaz; "o kadında ancak ve ancak kasaltı ile normal güzellik yaratılabileceği için" kasaltı yapılır? Kas altında normalde bir boşluk yoktur ki?? normalde meme de burada gelişmemektedir? Kasaltı lazım ise yapılır.
Şimdi daha da ilginç bir noktaya geliyoruz... lütfen dikkatli okuyun: Kasaltı ameliyatı ilk defa tarif edilirken, kasın altında silikonun yerleşeceği bir boşluk yaratmanın tek yolunun bu kasın bir kısmını kesmek olduğu açıkça ve defalarca vurgulanmıştır. !!!!???? Ama birçok plastik cerrah uzuuun zaman ya korktuklarından ya da kavrayış ya da cesaretleri yetmediğinden (kesin nedeni anlamakta ben de zorluk çekiyorum) bu kasaltı ameliyatı yaparken "kesmeleri gereken bu kası kesmeden" ameliyatlar yapmışlardır??? Zaman içinde, kasaltı ameliyatın kası kesmeden yapıldığına dair gelişen bu yersiz ve saçmasapan inanç doğmuştur. Garip ve çirkin sonuçların çoğunun nedeni budur. (Mesela kollarını hareket ettirdiğinde göğüsleri omzuna çıkan kadınlar ortaya çıkarmaktadırlar? Yani; hareket kaabiliyeti olan göğüsler!! :) ??? ) Sonra... günlerden birgün... :) ... bir akıllı plastik cerrah çıkmış ve ben bu kası keseyim daha güzel olabilir diyerek “Amerika’yı yeniden keşfetmiş” ve... "biz bu kası kesiyoruz silikon hem kasın altında hem de cilt altında kalıyor... dual plan oluyor" cahil tanımlamasında bulunmuştur. ? Traji - komik??? Oysa yazdıklarımdan hatırlayacağınız gibi, orijinal kasaltı ameliyat zaten bu kasın kesilmesiyle tarif edilmiştir? Akıl var mantık var.... o kasın altında boşluk olmadığından kasın bir kısmını kesmezseniz zaten silikonu yerleştirebilir miydiniz? nereye yerleştirecektiniz? Şu anda "ben dual plan uyguluyorum" diyen bir plastik cerrah işte budur. Çoğunlukla "dual plan" diye sizlere anlatılan ameliyat ile "kasaltı" aynı ameliyattır. :) Yaaa! işte böyle? :) Gülelim mi ağlayalım mı?
Gerçekten bir "dual plan" adını - tanımını hak edecek yeni bir takım küçük değişiklikler de yok değildir ama; vardır ama plastik cerrahinin gelişiminde. Bu silikonun üst kutpunu bir kasın altına, ama alt kutpunu da yine başka bir kasın altına dayamaktır. Bu normal kadınlarda asla yapılmayacak bir iştir, çünkü memenin alt yuvarlaklığını yok etmesi çok büyük bir olasılıktır. Peki madem öyle neden yapılabilir? Yanıt: bazı kadınlar hızla sarkma eğilimindedirler; hatta ameliyat anında bile belirgin bir sarkma vardır. ışte sadece ve sadece bu kadınlarda "sarkma aşırı, çok fazla olduğundan" bu tür bir çift planlı (dual plan) girişim gerekli olabilir. Bu durumda da zaten bir dikleştirmeye mi gidilmelidir? o kadında incelenmelidir.
Sonuç olarak: %70 kasüstü, %20 kasaltı ve aslında aynısı olan dual plan ve %10 kadında da "sarkma nedeniyle" 2 kasında altına konan dual plan kullanılmalıdır.
Bütün bu anlattıklarımdan çıkan soru şudur ki... "ben bütün kadınlara şu yöntemi uyguluyorum" diyen bir plastik cerrah ne kadar yeterlidir?
Dikkat!!!! Kapsül kontraktürü hiçbir yöntemde bir diğerinden daha sık ya da daha nadir de-ğil-dir! ama kas altında oluştuğunda daha zor fark edilmektedir, kapsül kasılması ele gelmeyebilir ama kadıncağızın ağrıları değişmez?... aynı kalır? Kasaltı yapmış cerrah ise, biraz da adam değilse, "birşey yok olur böyle ağrılar" diyerek işin içinden sıyrılabilir?
2- Kesiler: Meme ucu, meme altı, koltuk altı, göbek deliği :
Daha önce bahsettiğim gibi, silikonun konulacağı yeri görerek hazırlamak esastır, çünkü kapsüler kontraktürün en önemli nedeni boşluğun yetersiz hazırlanmasıdır. Dünyada "endoskopik yöntemlerle"... (uzaktan kamera ile) yer hazırlanması popülarize edilmeye çalışılmış ama kim ne derse desin yüze göze bulaşmıştır. Koltuk altı ve göbek gibi yerler uzaktan ve "tam olarak boşluğun görülemeden hazırlandığı "saçma- zorlama- tehlikeli" işlerdir. Üstelik sadece "su dolu silikonlar" kullanılabilir ki asla kullanmam. Aklın yolu bir tanedir, göğüs büyütme ameliyatı ya meme ucundan ya da meme altından yapılır; boşluk görülür, kanama önlenir.. (bu nedenle hiçbir hastamda dren asla ve asla yoktur? ) yeterli yer hazırlanır ve protez en mükemmel şekilde konur. Meme ucu da meme altı da süt bezini kesmez, ikisinde de doğum yapmamış kadınlarda süt verme ile ilgili risk yoktur!??. Göğüs büyütme ameliyatları usulüne uygun yapılmışsa nereden yapılırsa yapılsın süt verme ile süt sistemiyle alakası bile yoktur, süt her zaman verilebilir.
3- Protez şekilleri: Yuvarlak - Damla:
Damla protezlere "yuvarlaktan ayırmak için" bilinçli olarak "natürel protez" de denmiştir. Vücutta çok daha doğal durduğu için değildir!?? Neden?... Yanıt. Normal bir gençkızda, meme yuvarlak gelişir, yattığında meme yusyuvarlaktır. Ayağa kalktığında ise yerçekimi etkisiyle damla görünümü alır bu yuvarlak meme.??
Yani insan vücudunda gelişen normal bir meme güzelliği damla değil yuvarlaktır... ama ayakta damla durmaktadır. Yuvarlak silikonlar masa üzerinde yuvarlak durur; yatınca da yuvarlaktır ve ayakta ise zaten "damla" şekli alır... normal memelerde olduğu gibi!?
Damla protezler ise masa üzerinde damla şeklinde dururlar? peki ayağa kalkınca nasıl duracaklar?? bir düşünün? Peki, o zaman damla protez neden üretildi? Çünkü bazı kadınlar çoook ince uzundur ya da yanlara doğru tıknazdırlar. ışte sadece bu tipteki kadınlarda normal meme gelişmiş olsaydı vücut yapıları nedeniyle diğer kızlar gibi yatarken bile yuvarlak olmayacaklardı? Ve bu kadınlarda yuvarlak protez ortada sırıtmaktadır? ışte sadece bu tip vücutlarda kullanılmak üzere dizayn edilen "damla protezler" normal ameliyatla ve yuvarlak protezlerle güzel sonuçlar elde edemeyen plastik cerrahların sığınağı olmuştur? Usulüne göre yapılmış doğru yapılmış bir kasüstü yuvarlak protez zaten vücutta damla şeklinde durmaktadır!? Nedeni ise karşıkonulmaz bir güçtür: yerçekimi !:)
Damla protez normal vücut yapısındaki bir kadında daha doğal falan olmaz; hatta vücut yapısı normal kadınlarda doğal olmamaya çok çok yatkındır? yer çekimi yüzünden saçma sapan görüntüler ortaya çıkabilir?.... Hele hele; aylar sonra yuvarlak bir protez vücuttaki yerinde dönerse hiçbir şey olmaz; ama damla bir protez dönerse... işte o zaman öyle garip görüntüler ortaya çıkar ki... akıllara durgunluk verir ? :))) Demek ki; damla yapıdaki protezleri kullanırken biz cerrahların dikkat etmesi gereken ayrıntılar da değişir. Ama anlattığım gibi gerekli olan kadınlarda ve usulüne uygun yapıldığında damla protezler de yuvarlak protezler gibi güzel sonuçlar verir. High profil (yüksek profilli) low profil (alçak profilli) ... aynı hacimdeki aynı silikonun vücuttan ne kadar yükseldiğini anlatan bir terimdir. Teknik olarak hepsinin yeri ve kullanılacağı yer vardır. Dünyada ağırlıklı olarak ve zqaten göğüs olmadığı için ameliyat olunduğundan çok da doğal olarak high profil kullanımı çok daha sıktır; bazı kadınlarda zaten meme dokusu ve güzel meme şekli de varsa şeklini değiştirmeden dolgunluk sağlamak amacıyla alçak profil protezler tercih edilebilir.
4- Büyüklük: 250 mi olsun 300 mü?? vs vs vs...
Buna sizler karar veremezsiniz, ve düşünceleriniz inanışlarınız zannettiğinizden çok daha anlamsızdır!? Sizin biz doktorlara anlatmanız gereken şey “silikonun kaç cc hacmi olmasını istediğiniz” değil "NASIL GÖRÜNMEYı ıSTEDıĞıNıZDıR" ?
Bir kadın 250 ve diğeri 300 cc ile yanyana durduklarında "AYNI" olabilirler? Ya da, tam tersine, ikisinde de 350 cc silikon bulunan iki kadın yanyana durduklarında biri 200 öbürü 400cc gibi durabilir?
Göğüs büyütme ameliyatı olmuş kadınların en büyük yanılgılarından biri de şudur: zannederler ki “şu anda çok beğendikleri ve göze çok güzel görünen 300 cc silikonları 375 cc olsaydı hem daha büyük hem de aynı güzellikte olacaklardı”?..... Bu yalnıştır. Eğer 375 cc olsaydı evet daha büyük olacaktı ama şu anda çok memnun olduğu o güzel meme biçimi büyük olasılıkla bu şekilde iyileşemeyecekti? Bu nedenle; örneğin “250 cc kondu keşke 300 olsaydı daha güzel olurdu” fikri çok yerinde bir yorum değildir. “Daha büyük olsun” diyerek ikinci bir ameliyat olduktan sonra “önceki göğüslerim daha güzeldi” diyen ve o güzelliği özleyen kadınlar hiç de az değildir. Yine de, yıllarca göğüsleri gelişmemiş ya da emzirme sonrasında sönmüş ve uzun süredir göğüs büyütme isteyen kadınlar yüreklerinde her zaman “daha büyük” olmalarını hayal ederler; bu da yılların ardından çok anlaşılmaz bir tavır değildir. Anlayış göstermek gerekir.
Büyüklük açısından kimse bir diğeri için örnek değildir, olamaz. O kadın için.. sizin için “nasıl görünmeyi istediğiniz doğrultusunda” hangisi uygundur ona biz doktorlar “sizden aldığımız mesajlara göre” karar veririz.
5- Ve nihayet marka... silikonun markası:
Bu konu da son derece abartılarak ele alınmaktadır. Üretici firması belli olan markalar arasında fark yoktur. Silikon üretici firmalar dosyalar dolusu kağıtla biz doktorlara yaklaşsalar da; firmalar da doktorlar da bilirler ki, dünya ve Türkiye pazarında yer bulabilecek minimum standartlara sahip herhangi bir marka silikon bir kadının hayat boyu kullanmasına uygun hazırlanmış olmak zorudadır zaten. Burada önemli tek konu; fabrikası belli, kutusunda barkodu olan, bir sorun olduğunda (ki bu çok çok çok çok ama çok nadirdir) baş vurulabilecek bir fabrikası üreticisi olmasıdır. Türkiye’de bir silikon fabrikası kursak ve burada üretim yapsak malımızın alınması için üreteceğimiz silikonların minimum standardı zaten dünya standardıdır. Aksi halde hiçbir doktor ürünümüzü almaz? Bu nedenle bir doktorun çıkıp da “ben şu marka kullanıyorum” diye konuşması bu nedenle çok etik değildir; çünkü bütün doktorlar bilir ki farklı alışkanlıkları olsa da silikon markaları ameliyatın sonucunu ya da kadınların hayatını değiştirecek farklılıklar göstermez. Bir kadın için ise benim arabam Mercedes demek, benim silikonlarım “şu marka” demekten daha anlamlıdır? :) Kısacası günümüzde ameliyat yapan doktorların hemen hemen hepsi belli başlı markaları kullanır; bunlar arasında bu kadar üzerinde durulacak fark asla yoktur; ve bu silikonlar 1, 2 en fazla 4 ithalatçı firma aracılığı ile Türkiye’ye gelmektedir. Kısacası firmalar ve bazı doktorlar bunu gündeme taşısalar da; üreticisi belli, barkodu olan, bilinen firmaların ürünleri olduğu sürece marka konusunda ortada fol da yumurta da yoktur.
Saygılarımla...
Dr. Tuğrul Turan
estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi
Bu yazıyı Doktorlar Öneriler bölümünden Dr.Tugrul Turana ameliyat olanlar bölümünden buldum...Birçok arkadaşa yardımcı olabilecegini düşündügümden kopyalıyorum..Sevgiler...
Sayın ............... hanım;
Meme büyütme ameliyatı olmak isteyen bir kadın için zaman akışı içinde, kronolojik olarak, yanıtlanmayı bekleyen en temel 3 soru vardır:
1- yapmak lazım mı?
2- nasıl yapmalı?... ve ,
3- yapıldı bitti.. güzel oldu mu?
Bu 3 temel sorunun ilkine “evet.. yapmam lazım..şöyle olsun istiyorum” yanıtını veren herkesi ise 5 yeni soru beklemektedir. Bu 5 sorunun da yanıtı doktorlardadır. Bütün röportajlarım ve yazılarımda bütün ameliyatlar için bütün kadınlara önererek mutlaka doktorlarından yanıtlarını eksiksiz almalarını şart koştuğum o 5 soru da şunlardır: 1- durumunuz nedir? 2- ne ya da neler yapılabilir? seçenekler var ise nelerdir? 3- bu seçeneklerden birisi yapılırsa nasıl yapılacaktır? 4- nasıl bir iyileşme döneminiz olur; ve riskleri var mı? Ve; 5- ileri yıllarda neler olabilir?
Dikkat ederseniz; o 3 en temel sorunun 1.sinin ve 3.sünün yanıtı siz kadınlardadır. 2. sorunun yanıtı ise sizde değil biz doktorlardadır? Siz de diğer kadınlar gibi 1. ve 3. soruyu bırakıp 2. soruya yanıt vermeye çalışmaktasınız? Çok daha güzel olabilecek iken... oradan buradan elde edilen ve başkaları için verilmiş bölük pörçük bilgilerle kafadan tarif ettiğiniz bir ameliyatla "güdük bir güzellik" elde etme gibi bir tehlike yarattığınızın farkında değil misiniz?
Her nedense, kadınlar ellerindeki az miktarda bilgi ve “başka kadınlar için söylenenler"den hareketle kendileri için karar vermeye çalışır? kadınlar bir plastik cerrahla iletişim kurmadan neyle ve hangi bilgi ve birikimle, nasıl karar verip de... "ben 250cc damla koltuk altı kesisi istiyorum".. ya da "ben yuvarlak meme ucu kesisi kasüstü istiyorum" gibi cümleler kurabiliyorlar? “Boyum şu kilom şu ben şu cc istiyorum” gibi belki de kendisi için son derece saçma bir yoruma gönülden inanan birçok kadın vardır. Buna ancak “cahil cesareti” denebilir? Yapılması gereken gidip bir plastik cerrahla konuşmak ve ondan (1) kendi için ortaya çıkacak kararı ve (2) bu kararın nedenlerini öğrenmektir?
Bir cerrah bütün teknikleri (kasüstü, kasaltı, dual plan, subfascial) bilir, bilmelidir, ve yeri geldiğinde sizin vücudunuzda hangi teknik, hangi kesi, hangi silikon tipi...vs hangisi en uygunuysa ona göre karar vermelidir.
Biz doktorlar da sadece hakkınızda vardığımız kararı değil aynı zamanda "neden sizin için o karara vardığımızı" da anlatmalıyız. Bir cerrah tarif edilmiş tekniklerin tümünü bilmiyorsa, zaten yeterli bir cerrah gözüyle bakılabilir mi? Her kadına kasaltı, her kadına kasüstü, her kadına dual plan, ya da her kadına subfascial teknik uygulayan bir cerrah zaten çok deneyimli sayılmaz. Bunun yanında en normal ameliyat tabii ki kasüstüdür; çünkü orijinal meme gelişim yeri, taklit edilmesi gereken ana yapı, normal anatomi budur? Buna kim, hangi doktor hangi akıllı uslu cerrah karşı çıkabilir? Normal anatomiye karşı çıkmak akıl karı değildir, böyle bir tutum bizi ancak anormalleşmeye ve hilkat garipliğine götürür? Ancak ve sadece normal anatomiye uygun kasüstü yapılacak silikon ameliyatının iyi sonuç vermeyeceği kadınlarda diğer tekniklere yönelinir. Peki akıllı uslu bir cerrah karşı çıkamayacaksa kadınlar kendilerince nasıl karşı çıkabilmektedir? Bu anlamsız, verimsiz, saçma ve hatta komiktir.
Bana gelince; bütün bu teknik, yöntem ve bilgiye sahip olarak ve en çok ve en sık yaptığım bu işi kendi ailemden birine yapsam... mümkünse ve “aksi bir neden görmezsem”: Göğüs büyümeyi ailemden birine genel anestezi (narkoz) olmadan, sedasyon ve lokal anestezi ile, meme ucundan, kas üstü, yuvarlak pütürlü protez kullanarak... drene gerek olmayacak şekilde... "yaptığımıza değecek kadar büyük ve hala anormal olmayacak kadar da küçük bir boy" ile uygularım. Çünkü; gelişmeyen meme dokusunu taklit etmenin insan vücuduna en uygun uyumlu, en anatomik yolu budur ? Ailemden birisine bu gözle bakacaksam diğer kadınlara da aynı gözle bakarak karar vermem gerekir?
Göğüs büyütme ameliyatı ortalama 30 dakika sürer, genel anestezi gerekli değildir, 2 damla kan akmaz, hemen hiç ağrı sızı olmaz ya da çok çok az bir sızı duyulur, hastanede kalınmaz, kollarda hareket kısıtlılığı ya çok az olur ya da hiç olmaz, yarın işe dönülür ve sonuç da hemen her zaman da güzel olur :) ?
Ama, o kadar çok "ünlü" doktor vardır ki; kendi hatalarını da gizlemek için her önüne gelen kadına “daha doğal olacak” deyip "pektoralis major" kasını keserek kasaltı ameliyat yapabilmektedir? O kadında meme dokusu normal gelişmiş olsaydı, “kasaltında” mı ya da "dual planda" mı gelişecekti? :) Bu yöntemler tabii ki vardır ve her birinin de bir tarif edilme nedeni bulunur. Bu gibi normal kadın anatomisinden farklı yöntemleri uygulamak için o kadının vücudunda hatırı sayılır, inkar edilemez bir neden olması gerekir; ki o kadında normal yerinin dışında bir silikon yerleşimi için o kadının normal sağlıklı bir kasını keselim? Bu kesilen kasla tenis oynanır, ağaca çıkılır, bu kas suda yüzerken işe yarar.... Şimdi bunu okuyunca; kasaltı ya da dual plan ameliyat olanlar yüzerken zorlanır mı? tenis oynayamaz mı? gibi sorularla karşılaşıyorum... o kasın kesilmesinin etkilerini günlük yaşamlarında fark etmeyebilirler; ya da zamanla zaten komşu kaslarla aynı işler yapılır hale gelir... ama bu kası kesmek için gerçekten geçerli bir neden olması gerekmez mi? Örneğin profesyonel bir tenisçiye kasaltı ya da dual plan tekniklerini öncelikli olarak önerecek doktor var mıdır bilmiyorum? ben önermezdim. Başka türlü düşünen olabilirse de; en azından ben kendi kaslarımdan birini ancak gerçekten gerekli ise kestirirdim, gerçekten bir neden varsa da tabii ki kesilmesine izin verirdim. Tıp biliminde kesin ve her zaman ve herkeste geçerli kurallar yoktur, doğrular duruma göre belirir. Tıp bilimi gücünü matematiğin kesinliğinden değil; istatistiğin gücünden alır.
Her teknikle doğal güzellikte ya da anormal görünümlü neticeler ortaya çıkabilir... bu gerekli tekniğin gerektiği zaman kullanılmamış olmasına bağlıdır. Hatırlatmak gerekir ki; anormal sonuçlara bakıldığında, kas altı ve dual plan ile elde dilen ANORMAL sonuçlar kasüstü tekniğe göre sayıca kat kat daha fazladır? Bilgisayarımın hafızası başka doktorlar tarafından yapılarak 2. bir ameliyata gerek duymuş, hayal bile edemeyeceğiniz kadar acaip, “hilkat garibi” görünümünde kasaltı ameliyat sonuçlarıyla doludur??? Ama yerinde kullanıldığında hiçbir teknik anormal sonuç vermez? Biz doktorların “hanımefendi sizde normal ve doğal bir meme güzelliği için kasaltı yapmak zorundayız” lafını alıp “kasaltı hep daha doğal olur” neticesine varmak için bir kadının “az bilgiyle çok akıllı olmaya çalışması” gerekir.
Bu nedenle "göğüs büyütme" konusunda üzerlerinde tartışmaya çok yer olmayan bazı bilgileri şimdi buradan derli toplu ve olabildiğince kısa tekrar vermeye çalışacağım:
1- Ameliyat tipleri - teknikler: Kasüstü, Kasaltı, Dual plan, Subfasial...
Hiçbir tekniğin bir diğerine üstünlüğü yoktur. Her tekniğin yeri ve bir uygulanma nedeni vardır. Hiçbiri teknik bir diğerinden daha güzel ya da natürel değildir. Bir kişide kasüstü güzel olacak iken bir diğerinde ancak kasaltı yapılarak güzel olabileceğinden mecbur kalınarak kasaltı yapılır.
Örneğin; gereksiz ve yersiz yere yapılan çok fazla sayıda kasaltı ve dual plan ameliyatlarda ortaya çıkan acaip-garip-çirkin göğüslerin sayısı, kasüstü yapılanlarda karşılaşılandan sayıca çok çok daha fazladır. Ama öyle kadınlar da vardır ki, kasaltı ya da dual plan yapmadan natürel bir güzelliğe ulaşmak mümkün olmadığından, mecburen bu yola gidilir? Öyle kadınlar da vardır ki, ancak kasüstü ile doğal bir sonuca ulaşılabilir, kasaltı yapılırsa garip acaip durur?
Her tekniğin bir "tarif edilme nedeni" vardır, ve bütün bu teknikler bazı kadınlarda gerekli oldukları için ortaya çıkmışlardır?
En güzel ve en normal ve standart insan vücuduna en uyumlu yöntem "Kasüstü" denilen yöntemdir ve kadınların %70'inde mükemmel güzellikte natürel göğüsler yaratır. Çünkü, memesi yeterli ve güzel gelişen kadınlarda meme bezi nerde gelişir?... yanıt: kasüstü. Normal bir kadında meme kasaltında ya da dual planda gelişmez, yeri orası değildir. Hele hele "kas zar altı" denilen teknik çok büyük bir saçmalıktan başka birşey değildir; ilk tarif edildiğinde salondaki dinleyen cerrahlar kahkahalar atmışlardır? :) doktor olmaya gerek yok; herkes kasaptan bir fleto kestirip etin üzerindeki o zarı kaldırmaya çalışıp... bırakın 250cc silikonu bir pinpon topunu altına koymaya çalışırsa bunun fizik olarak ne kadar yersiz saçma ve “zorlama” bir girişim olduğunu anlayabilir; ama "orijinal olmak adına" hala bu saçmalığı uygulamakta ısrar edebilmektedir?
Memenin normal gelişim yeri kasüstü olduğundan en normal en güzel ameliyat budur. Ama zaman içinde bir gurup kadını mutlu etmediği görülmüş. Çok çok çok zayıf bir kadında, meme dokusu da hiç yok ise... silikon memenin üst kutupunda normal olmayan bir "tas" görünümü oluştuğundan doktorlar bir çözüm aramışlar ve silikonun üst kutubunu (silikonun hepsini değil, yarısını, yani sadece üst kutubunu) "pektoralis major" kası altına sokmayı akıl etmişlerdir. Bu ameliyat "kasaltı" ameliyattır. Kasaltı kasüstünden daha doğal sonuç verdiği için kasaltı yapılmaz; "o kadında ancak ve ancak kasaltı ile normal güzellik yaratılabileceği için" kasaltı yapılır? Kas altında normalde bir boşluk yoktur ki?? normalde meme de burada gelişmemektedir? Kasaltı lazım ise yapılır.
Şimdi daha da ilginç bir noktaya geliyoruz... lütfen dikkatli okuyun: Kasaltı ameliyatı ilk defa tarif edilirken, kasın altında silikonun yerleşeceği bir boşluk yaratmanın tek yolunun bu kasın bir kısmını kesmek olduğu açıkça ve defalarca vurgulanmıştır. !!!!???? Ama birçok plastik cerrah uzuuun zaman ya korktuklarından ya da kavrayış ya da cesaretleri yetmediğinden (kesin nedeni anlamakta ben de zorluk çekiyorum) bu kasaltı ameliyatı yaparken "kesmeleri gereken bu kası kesmeden" ameliyatlar yapmışlardır??? Zaman içinde, kasaltı ameliyatın kası kesmeden yapıldığına dair gelişen bu yersiz ve saçmasapan inanç doğmuştur. Garip ve çirkin sonuçların çoğunun nedeni budur. (Mesela kollarını hareket ettirdiğinde göğüsleri omzuna çıkan kadınlar ortaya çıkarmaktadırlar? Yani; hareket kaabiliyeti olan göğüsler!! :) ??? ) Sonra... günlerden birgün... :) ... bir akıllı plastik cerrah çıkmış ve ben bu kası keseyim daha güzel olabilir diyerek “Amerika’yı yeniden keşfetmiş” ve... "biz bu kası kesiyoruz silikon hem kasın altında hem de cilt altında kalıyor... dual plan oluyor" cahil tanımlamasında bulunmuştur. ? Traji - komik??? Oysa yazdıklarımdan hatırlayacağınız gibi, orijinal kasaltı ameliyat zaten bu kasın kesilmesiyle tarif edilmiştir? Akıl var mantık var.... o kasın altında boşluk olmadığından kasın bir kısmını kesmezseniz zaten silikonu yerleştirebilir miydiniz? nereye yerleştirecektiniz? Şu anda "ben dual plan uyguluyorum" diyen bir plastik cerrah işte budur. Çoğunlukla "dual plan" diye sizlere anlatılan ameliyat ile "kasaltı" aynı ameliyattır. :) Yaaa! işte böyle? :) Gülelim mi ağlayalım mı?
Gerçekten bir "dual plan" adını - tanımını hak edecek yeni bir takım küçük değişiklikler de yok değildir ama; vardır ama plastik cerrahinin gelişiminde. Bu silikonun üst kutpunu bir kasın altına, ama alt kutpunu da yine başka bir kasın altına dayamaktır. Bu normal kadınlarda asla yapılmayacak bir iştir, çünkü memenin alt yuvarlaklığını yok etmesi çok büyük bir olasılıktır. Peki madem öyle neden yapılabilir? Yanıt: bazı kadınlar hızla sarkma eğilimindedirler; hatta ameliyat anında bile belirgin bir sarkma vardır. ışte sadece ve sadece bu kadınlarda "sarkma aşırı, çok fazla olduğundan" bu tür bir çift planlı (dual plan) girişim gerekli olabilir. Bu durumda da zaten bir dikleştirmeye mi gidilmelidir? o kadında incelenmelidir.
Sonuç olarak: %70 kasüstü, %20 kasaltı ve aslında aynısı olan dual plan ve %10 kadında da "sarkma nedeniyle" 2 kasında altına konan dual plan kullanılmalıdır.
Bütün bu anlattıklarımdan çıkan soru şudur ki... "ben bütün kadınlara şu yöntemi uyguluyorum" diyen bir plastik cerrah ne kadar yeterlidir?
Dikkat!!!! Kapsül kontraktürü hiçbir yöntemde bir diğerinden daha sık ya da daha nadir de-ğil-dir! ama kas altında oluştuğunda daha zor fark edilmektedir, kapsül kasılması ele gelmeyebilir ama kadıncağızın ağrıları değişmez?... aynı kalır? Kasaltı yapmış cerrah ise, biraz da adam değilse, "birşey yok olur böyle ağrılar" diyerek işin içinden sıyrılabilir?
2- Kesiler: Meme ucu, meme altı, koltuk altı, göbek deliği :
Daha önce bahsettiğim gibi, silikonun konulacağı yeri görerek hazırlamak esastır, çünkü kapsüler kontraktürün en önemli nedeni boşluğun yetersiz hazırlanmasıdır. Dünyada "endoskopik yöntemlerle"... (uzaktan kamera ile) yer hazırlanması popülarize edilmeye çalışılmış ama kim ne derse desin yüze göze bulaşmıştır. Koltuk altı ve göbek gibi yerler uzaktan ve "tam olarak boşluğun görülemeden hazırlandığı "saçma- zorlama- tehlikeli" işlerdir. Üstelik sadece "su dolu silikonlar" kullanılabilir ki asla kullanmam. Aklın yolu bir tanedir, göğüs büyütme ameliyatı ya meme ucundan ya da meme altından yapılır; boşluk görülür, kanama önlenir.. (bu nedenle hiçbir hastamda dren asla ve asla yoktur? ) yeterli yer hazırlanır ve protez en mükemmel şekilde konur. Meme ucu da meme altı da süt bezini kesmez, ikisinde de doğum yapmamış kadınlarda süt verme ile ilgili risk yoktur!??. Göğüs büyütme ameliyatları usulüne uygun yapılmışsa nereden yapılırsa yapılsın süt verme ile süt sistemiyle alakası bile yoktur, süt her zaman verilebilir.
3- Protez şekilleri: Yuvarlak - Damla:
Damla protezlere "yuvarlaktan ayırmak için" bilinçli olarak "natürel protez" de denmiştir. Vücutta çok daha doğal durduğu için değildir!?? Neden?... Yanıt. Normal bir gençkızda, meme yuvarlak gelişir, yattığında meme yusyuvarlaktır. Ayağa kalktığında ise yerçekimi etkisiyle damla görünümü alır bu yuvarlak meme.??
Yani insan vücudunda gelişen normal bir meme güzelliği damla değil yuvarlaktır... ama ayakta damla durmaktadır. Yuvarlak silikonlar masa üzerinde yuvarlak durur; yatınca da yuvarlaktır ve ayakta ise zaten "damla" şekli alır... normal memelerde olduğu gibi!?
Damla protezler ise masa üzerinde damla şeklinde dururlar? peki ayağa kalkınca nasıl duracaklar?? bir düşünün? Peki, o zaman damla protez neden üretildi? Çünkü bazı kadınlar çoook ince uzundur ya da yanlara doğru tıknazdırlar. ışte sadece bu tipteki kadınlarda normal meme gelişmiş olsaydı vücut yapıları nedeniyle diğer kızlar gibi yatarken bile yuvarlak olmayacaklardı? Ve bu kadınlarda yuvarlak protez ortada sırıtmaktadır? ışte sadece bu tip vücutlarda kullanılmak üzere dizayn edilen "damla protezler" normal ameliyatla ve yuvarlak protezlerle güzel sonuçlar elde edemeyen plastik cerrahların sığınağı olmuştur? Usulüne göre yapılmış doğru yapılmış bir kasüstü yuvarlak protez zaten vücutta damla şeklinde durmaktadır!? Nedeni ise karşıkonulmaz bir güçtür: yerçekimi !:)
Damla protez normal vücut yapısındaki bir kadında daha doğal falan olmaz; hatta vücut yapısı normal kadınlarda doğal olmamaya çok çok yatkındır? yer çekimi yüzünden saçma sapan görüntüler ortaya çıkabilir?.... Hele hele; aylar sonra yuvarlak bir protez vücuttaki yerinde dönerse hiçbir şey olmaz; ama damla bir protez dönerse... işte o zaman öyle garip görüntüler ortaya çıkar ki... akıllara durgunluk verir ? :))) Demek ki; damla yapıdaki protezleri kullanırken biz cerrahların dikkat etmesi gereken ayrıntılar da değişir. Ama anlattığım gibi gerekli olan kadınlarda ve usulüne uygun yapıldığında damla protezler de yuvarlak protezler gibi güzel sonuçlar verir. High profil (yüksek profilli) low profil (alçak profilli) ... aynı hacimdeki aynı silikonun vücuttan ne kadar yükseldiğini anlatan bir terimdir. Teknik olarak hepsinin yeri ve kullanılacağı yer vardır. Dünyada ağırlıklı olarak ve zqaten göğüs olmadığı için ameliyat olunduğundan çok da doğal olarak high profil kullanımı çok daha sıktır; bazı kadınlarda zaten meme dokusu ve güzel meme şekli de varsa şeklini değiştirmeden dolgunluk sağlamak amacıyla alçak profil protezler tercih edilebilir.
4- Büyüklük: 250 mi olsun 300 mü?? vs vs vs...
Buna sizler karar veremezsiniz, ve düşünceleriniz inanışlarınız zannettiğinizden çok daha anlamsızdır!? Sizin biz doktorlara anlatmanız gereken şey “silikonun kaç cc hacmi olmasını istediğiniz” değil "NASIL GÖRÜNMEYı ıSTEDıĞıNıZDıR" ?
Bir kadın 250 ve diğeri 300 cc ile yanyana durduklarında "AYNI" olabilirler? Ya da, tam tersine, ikisinde de 350 cc silikon bulunan iki kadın yanyana durduklarında biri 200 öbürü 400cc gibi durabilir?
Göğüs büyütme ameliyatı olmuş kadınların en büyük yanılgılarından biri de şudur: zannederler ki “şu anda çok beğendikleri ve göze çok güzel görünen 300 cc silikonları 375 cc olsaydı hem daha büyük hem de aynı güzellikte olacaklardı”?..... Bu yalnıştır. Eğer 375 cc olsaydı evet daha büyük olacaktı ama şu anda çok memnun olduğu o güzel meme biçimi büyük olasılıkla bu şekilde iyileşemeyecekti? Bu nedenle; örneğin “250 cc kondu keşke 300 olsaydı daha güzel olurdu” fikri çok yerinde bir yorum değildir. “Daha büyük olsun” diyerek ikinci bir ameliyat olduktan sonra “önceki göğüslerim daha güzeldi” diyen ve o güzelliği özleyen kadınlar hiç de az değildir. Yine de, yıllarca göğüsleri gelişmemiş ya da emzirme sonrasında sönmüş ve uzun süredir göğüs büyütme isteyen kadınlar yüreklerinde her zaman “daha büyük” olmalarını hayal ederler; bu da yılların ardından çok anlaşılmaz bir tavır değildir. Anlayış göstermek gerekir.
Büyüklük açısından kimse bir diğeri için örnek değildir, olamaz. O kadın için.. sizin için “nasıl görünmeyi istediğiniz doğrultusunda” hangisi uygundur ona biz doktorlar “sizden aldığımız mesajlara göre” karar veririz.
5- Ve nihayet marka... silikonun markası:
Bu konu da son derece abartılarak ele alınmaktadır. Üretici firması belli olan markalar arasında fark yoktur. Silikon üretici firmalar dosyalar dolusu kağıtla biz doktorlara yaklaşsalar da; firmalar da doktorlar da bilirler ki, dünya ve Türkiye pazarında yer bulabilecek minimum standartlara sahip herhangi bir marka silikon bir kadının hayat boyu kullanmasına uygun hazırlanmış olmak zorudadır zaten. Burada önemli tek konu; fabrikası belli, kutusunda barkodu olan, bir sorun olduğunda (ki bu çok çok çok çok ama çok nadirdir) baş vurulabilecek bir fabrikası üreticisi olmasıdır. Türkiye’de bir silikon fabrikası kursak ve burada üretim yapsak malımızın alınması için üreteceğimiz silikonların minimum standardı zaten dünya standardıdır. Aksi halde hiçbir doktor ürünümüzü almaz? Bu nedenle bir doktorun çıkıp da “ben şu marka kullanıyorum” diye konuşması bu nedenle çok etik değildir; çünkü bütün doktorlar bilir ki farklı alışkanlıkları olsa da silikon markaları ameliyatın sonucunu ya da kadınların hayatını değiştirecek farklılıklar göstermez. Bir kadın için ise benim arabam Mercedes demek, benim silikonlarım “şu marka” demekten daha anlamlıdır? :) Kısacası günümüzde ameliyat yapan doktorların hemen hemen hepsi belli başlı markaları kullanır; bunlar arasında bu kadar üzerinde durulacak fark asla yoktur; ve bu silikonlar 1, 2 en fazla 4 ithalatçı firma aracılığı ile Türkiye’ye gelmektedir. Kısacası firmalar ve bazı doktorlar bunu gündeme taşısalar da; üreticisi belli, barkodu olan, bilinen firmaların ürünleri olduğu sürece marka konusunda ortada fol da yumurta da yoktur.
Saygılarımla...
Dr. Tuğrul Turan
estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi
Bu yazıyı Doktorlar Öneriler bölümünden Dr.Tugrul Turana ameliyat olanlar bölümünden buldum...Birçok arkadaşa yardımcı olabilecegini düşündügümden kopyalıyorum..Sevgiler...
Valla bana kas zarı altı uygulandı :)) Bu yöntemi her hastaya yapan doktorda var. Her hastaya kas zarı altı yapan.. Tuğrul beyde her hastaya kas üstü yapardı mesela. Hastanın durumuna göre yöntem seçen doktorlarda var..Paylaşım için teşekkürler. Gerçekten meme protezi hakkında her şeye yanıt var bu yazıda. Yıllar önce paylaşılmış Dr. Tuğrul Turan Bey'in yazısı fakat resmen ufkum açıldı. Özellikle de aktif spor yapan göğüs/omuz ve kol ve de sırt kaslarını sürekli çalıştıran birisi olarak aydınlandım. Evet anatomiye uygun olan kasın üstüne yapılması ve öncelikle düşünülmesi gereken bu. Ha kas zarı altı diye bir şey olmaz demiş, dediği de son derece mantıklı bonfilenin kası nedir ve silikonu saklar mı? Bu gerçekten uygulanabilir mi, keşke uygulansa en iyi yöntem bu gibi geldi benim vücuduma çünkü.
Amin.. Kendisine tanıma imkanım olmadı ama tanımayı çok isterdim bende.. Allah rahmet eylesin..Bu aydınlatıcı yazının sahibi doktor beyi merak edip araştırdığımda, (galiba ben böyle bir doktora ameliyat olabilirim diye düşünmüştüm) elim bir kaza sonrası vefat etmiş olduğunu öğrendim ne yazık ki. Tanımasam da böyle kıymetli insanların kaybı büyük üzüntü sebebi. Allah rahmet eylesin.