Akşam Gazetesinde işten çıkarılan Tuğçe Tatari: Kovulmak benim için şereftir
TMSF el koyduktan sonra Genel Yayın Yönetmenliğine eski AKP milletvekili ve Zaman Gazetesi yazarı Mehmet Ocaktanın getirildiği Akşam Gazetesi Tuğçe Tatariyi de işten çıkardı. Tatari, okurlarına seslendiği mektubunda AKPnin savunuculuğunu üstlenen bir yönetim tarafından kovulmak benim için şereftir dedi
Geçtiğimiz hafta TMSFnin el koyduğu ve Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkayanın görevden alınarak yerine eski AKP milletvekili Mehmet Ocaktanın getirildiği Akşam Gazetesinde işten çıkarmalar yaşanmıştı. İşten çıkarılan yazarlardan Tuğçe Tatari, okuyucularına seslenen bir mektup kaleme aldı.
Tatarinin medyatava.comda yayımlanan mektubu şu şekilde:
Altı yıldır yazarlık yaptığım Akşam Gazetesinden kovuldum. Gazeteye veda yazısı yazmam kesinlikle kabul edilmediği için internet siteleri aracılığı ile düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Herşeyden önce; kovuldum demem sizi rahatsız etmesin lütfen.
Çünkü işten çıkarılmak, yolların ayrılması gibi tanımlar bu durumda yaşananı anlatmaz, hafif ve kibar kalır.
Üstelik eski milletvekillerinden, her fırsatta Ak Partinin savunuculuğunu üstlendiğini
söyleyenlerden oluşan bir yönetim tarafından kovulmak benim için şereftir.
**
Tarihi kendinden başlatanlardan, kendi kapısı çalınana kadar uyanmayanlardan değilim. O yüzden de ağlanıp sızlanmayacağım.
Sadece hükümet mağduru gazeteciler kervanına dahil olmuş biri olarak gerçeğin bir kere daha kayıtlara geçmesini isteyeceğim.
Kovulma nedenim bana söylenmedi. Ama kime hizmet ettiğinin, kimin ekmeğine yağ sürdüğünün hala bilincinde olmayan bazı meslektaşlarımın internette yaptığı haberlerden -ki kovulmamdan bir hafta önceydi- öğrendiğim kadarı ile Gezi Parkı eylemlerine sempati ile bakmak sebebi ile kovulmuşum.
Sempati ile bakmaktan kastedilen nedir bilemiyorum ama şu doğrudur; Gezi parkında yaşananların başbakanın anlattıkları ile taban tabana zıt olduğunu gözlerimle gördüm.
Camilerde içki içilmediğini, parkta marjinallerin olmadığını, polis şiddetinin boyutlarını ve benzeri iddiaların tamamının gerçek dışı olduğunu gördüm ve yazdım.
Faiz lobisi, Divan Oteli, Memet Ali Alaboranın hedef haline getirilmesi gibi konularda da Başbakanın hata yaptığını, çağı yakalayamadığını söyledim. Biber gazı kullanımının insan sağlığı açısından tehlikeli olduğunu ve ülkemizde kurallara uygun olmayan yöntemlerle kullanıldığını, bunun bir insanlık suçu olduğunu sık sık tekrarladım.
Bunlar kovulma sebebi mi? diye soracak olursanız şu yanıtı vermek isterim; Bu gazete bundan sonra başbakanı destekleyecek açıklamasını yapmaktan utanmayan ve ısrarla kendisini gazeteci olarak tanımlayıp herbirimizin itibarını yerle yeksan edenler için evet ben tam da kovulması gereken kişiyim.
Doğruyu yazanın, konuşanın değil yalan söylemekten, yalanı savunmaktan gocunmayanların devri bu.
Sözü uzatmıyayım; Türkiye çok önemli bir değişim, dönüşüm döneminden geçiyor. İnsanlar birbirlerine dokunup, bugünle beraber geçmişi, ötekinin yaşadıklarını da sorgulamaya başlıyor.
Bunu fark edemeyen, eski düzendeki gibi çıkarlarına uygun gazetecilik yapmaya devam edenleri artık halk kabul etmeyecek. Buna inanıyorum.
Ben ise ilk fırsatta sakıncalı damgasından korkmayan bir mecra bulup yazmaya başlayacağım.