Buyrunuz, İzmirde olanlar
Sabah Gündoğdu meydanında gayet barışçıl bir şekilde başlamıştı eylemimiz oturduk şarkılar söyledik, halay bile çektik çünkü ne kışkırtan polis vardı ne saldıran. Kordon ve Alsancakta dilediğimizce yürüdük ve sloganlar attık birçok kişi bize destek verdi, otobüslerden inip katılanlar oldu, otobüsler durdu, pencerelerde, kapılarda bir sürü insan vardı.
Akşam üzeri Basmaneye ilerlememizle geri püskürtülmemiz de bir oldu. Kordonda Alsancakta hiçbir sloganımıza karışmayan polis bir anda olaya müdahale gerçekleştirmeye karar vermiş olsa gerek. İspatlamak için fotoğraf çektik, inanın insanlar görünmüyordu dumandan. Geri çekilip maskelerimizi alıp geri geldik bu kez de ilerleyemedik, ön safhalarda çok arkadaşımız direndi, yaralandı Allahtan sağlık ekipleri yetişti. Şahsen ulaşamadığımız arkadaşımız var şu an iki tane ve bir arkadaşım da biber gazından dolayı baygınlık geçirdi. Tanımadığım onca insanın da taşındığını gördüm. Düştüğünü gördüm, kolu, bacağı sarılı yandaşlarımızı hala ilerlerken ve eyleme devam ederken gördüm.
Düşünce kolumdan tutup kaldıran ve omzuna yaslanarak yürümeme izin veren iyi yürekli insanlar gördüm. Birbirinin eline sirkeli su, limon tutuşturan, hasta var mı diye barım barım bağıran bizleri kontrol eden doktorlar gördüm. Parası olmayana taksi tutan, hiç tanımadığı insanlar için dinini, dilini, siyasi görüşünü sorgulamadan bunu yapan insanlar gördüm ve o insanlar benim canım ülkemin insanları. Öyle tuhaf duygular içerisindeyim ki unuttuğum var ise affola.
Ha hiç beklenmeyen anda ve beklenmeyen yerde saldıran polislerimizi de gördüm ne yazık ki!
Bir ara maske ihtiyacını karşılamak için hastaneye (Behçet Uz Hastanesi) gittik ve orada sıkışıp kaldık, ancak oradan da kaçmayı başardık. İzmiri bilenler bilir polis Lozan kapısı girişini tamamen kapattı, Montröden geçmek zaten mümkün değildi. Ana caddelerde önümüzü kestiler, otobüsler zaten durmak zorunda kaldılar. Ara caddelerden kaçabildik. (Arkadaşım baygın olmasa sabaha kadar orada kalacaktım.) Geri dönüp Çankaya metrodan baygın arkadaşımızı ortamdan uzaklaştırmaya çalıştık ancak orada da önümüz kesildi. Ortalık duman altıydı. Aynı şekilde Kemeraltına yöneldik orası da ayrı bir muamma idi.
Ayrıca medyada bazı şeyler kesinlikle çarpıtılıyor. Polis İzmirde geri falan çekilmedi, göz gözü görmeyecek derecede biber gazı sıkmaya devam etti, joplarıyla devam etti. Sahte zaferlerin kutlanmasına izin vermeyin lütfen.
Bir ara Twitterdan, Facebooktan sizlere (kk) ve genel yazmayı düşündüm yaşadıklarımızı, tweet atmak istedik, facebooka yazmak istedik ama haberleşmek bile çok zordu. Telefonları açmaya çalışınca "hat meşgul" uyarısı alıyorduk. Nadiren ulaşabiliyorduk aradıklarımıza ya da internete. Dolaysıyla iletişim de fazlasıyla aksadı. Yani "jammer" olayı gerçek arkadaşlar. Daha önce oralarda kaç kez bulundum, internete girdim, telefonla görüştüm ama nedense birden bire bu gece ulaşılmaz olduk!
İzlemek ve yaşamak çok farklıymış gerçekten... İnsanların gözünüzün önünde düşmesi kalması, yaralanması...
Aç kaldık, susuz kaldık, iki gündür uyumamıştık ama yılmadık, dimdik durduk orada...
Bu arada bizleri fazlasıyla haksız duruma düşürecek şeyler de yaşandı. Starbucksın paramparça edilmesi, Kordondaki evlerin ahşap tahtalarının sökülmesi gibi ama inanın belediye otobüslerinin üstünde bile direniş sloganları yazılmıştı. Ve en çok güldüğüm de Kordona giderseniz, silinmeden görürsünüz belki yerde "Nyse Tayyip sn çekiliysun glb .s.s" yazmışlardı =)