ANKARA GÜVENPARK EYLEMİNDEN İZLENİMLER
Saat 12:30 gibi güvenparka gittim tek başıma. Ufak bir grup slogan falan attı hiçbi olay yoktu gayet de eğlenceliydi.
Saat 14:30 da gittikçe artan insanlar olduğu bildirildi, ankaranın 4 bir yanndan kızılaya akın vardı. Milliyetçi ve sol gruplar hep beraber slogan atıyordu.
Saat 15:30. Polis hiçbir uyarıda bulunmadan durduk yere yaşlıların ve çocukların çoğunlukta olduğu (ben de oradaydım) bölgeye 3 adet biber gazı attı ve TOMA ile tazyikli sus sıkmaya başladı. İnsanlar izmir caddesi tarafına kaçmaya başladı. Yolda yeren düşen bi kızı 3-4 kişi kaldırdık, hızlı ve kesik kesik nefes almaya çalışıyordu, üzerine kusmuş. "Astımın var mı?" dedim, "Evet" dedi, ilacı uzattım, "Hamileyim" dedi. Ellerim titredi sinirden.
17:00. Önce sakarya, sonra mithatpaşa ve en sonunda izmir caddesine sürüldük, teker teker eczaneleri gezdim ve alabildiğim kadar talcid/rennie alıp solüsyon yapıp insanlara dağıttım, steril maskeleri önce çocuklar ve yaşlılar olmak üzere 3-4 kişiyle organize bir şekilde dağıttık.
17:30. İzmir caddesinin altından ilerlerken biri önlüğüme asılarak "abi nolur yardım edin başına biber gazı isabet etmiş biri var" dedi. Hayatımın en hızlı deparını attım eminim. Yanına gittiğimde çocuk konuşamayacak haldeydi ve 3 tane Ankara Tıp öğrencisi müdahalede bulunuyorlardı. Pansumanlarına yardım ettikten sonra 5 kişilik bir tıp öğrenci grubu daha geldi. İzmir caddesinin ortasındaki heykele bir revir kurmaya karar verdik.
18:00. Size rahatlıkla söyleyebilirim ki kimden eczaneye gidip istediğim ilaçları almasını istediysem gidip aldı ve 100-150 kişilik bir gruba müdahalede bulunduk. Tam bu sırada polis sıhhiye yönüne doğru TOMA ile geçti, birkaç defa çevik kuvvet biber gazı sıktı. Herkes etkilendi, astım krizi geçirenlerin sayısını hatırlamıyorum bile, yaşlı teyzelerin titremeleri çocukları gözüm diye ağlamaları. Biraz yukarıdan baktığımda bütün sokağın gazla dolu olduğunu gördüm.
Hacettepe, Ankara Siyasal ve Odtü'lülerin tunalı tarafından girip polisi çıkardığı haberi geldi. Biz de bir başka saglıkçı grupla birleştik ve kızılaya girdik. Manzara muhteşemdi. En az 25.000 insan tek bir şekilde biber gazlarına inat slogan atıyordu: Tayyip İstifa.
18:30 Kızılay'ın kırmızı otobüsünün hemen önünde bir revir kurduk. Fotograf falan çektirdik, gazdan etkilenenlere yardımda bulunduk.
19:00 Gima iş merkezinde ağır yaralıların bulunduğu haberi geldi. Koşarak ilerledik, bizi görenler "helal olsun size" diye bağırıyorlardı, hemen yolu açtılar. İşhanına girdiğimizde korkunç bir manzara vardı, her yer gaz ve sis doluydu ve nefes alınabilecek gibi değildi, söylenenlere göre polis iş merkezinin İÇİNE 3 ADET GAZ BOMBASI ATMIŞ. Birinin ayak bileği çıkmıştı, 3-4 kişi de astım krizi geçiriyordu. Kriz geçirenleri dışarı çıkarırkenpat diye 3 metre önümüze biber gazı düştü. duman direk yüzümüze vurdu, koluna girdiğim kız krizi artmış ve gözleri kıpkırmızı olmuş bir şekilde yere düştü. Koruyucu gözlük ve çift katmanlı gaz maskesi taktığım halde bütün görüşüm sıfıra indi. O sırada bi eleman gaz bombasını eline alıp polis tarafına geri fırlattı. Biz de geri çekildik.
19:30 Polis tamamen geri çekildi, meydan tamamen bizim kontrolümüzde kaldı. Bir grup arkadaş, Mcdonalds'ta bilinci kapalı birine yardım için koştu, diğer bir grup da karanfil sokak girişinde gazdan etkilenenlere antasit+su ve süt gağıttı, çocuklara gaz maskesi verdi.
20:00'da eylem alanından ayrılırken bir arabanın aynasından üzerime baktım. Antasit çözeltisi lekeleri, süt lekeleri, baticon lekeleri, yırtılmış plaster eldivenler, çamur içinde ayakkabılar, gaz yemekten kıpkırmızı olmuş bir burun ve bir çift göz.
Alerjik astımlı bir adam olarak bu günü yaşadım. Eve doğru gülümseyerek yürüdüm. Kapıdan içeri girip bir adet bira açtım buz gibi. Bi yudum aldım.
Değdi. Hepsine değdi.
Mehmet Baloğlu'nun durumu.