Her yıl sadece kürkü için öldürülen onlarca türden milyonlarca hayvan var ve bu ölümlerin hepsi son derece vahşice oluyor. Moda diye, sosyal statü diye, gösteriş diye alınan kürkler, birer ceset aslında. Kürk artık sadece giyim olarak değil, aksesuar, oyuncak ve hediyelik eşyalarında bir parçası. The Humane Society International’ın verdiği bilgiye göre kürk ticaretine yılda 2 milyonun üzerinde kedi ve köpek kurban ediliyor. Çin ve Doğu Asya’dan sağlanan ham kürkler, bu alanlarda kullanılmak üzere Avrupa’ya pazarlanıyor.
Hayvanlar geniş gruplar halinde kürk çiftliklerinde üretiliyorlar. Çiftliklerin en sık bulunduğu yer, soğukta tüy örtüsünün daha sert büyüdüğü Kuzey Çin. Hayvanlar, özellikle kürk yapısının sert olmasını sağlamak amacıyla dayanılmaz soğuk ortamlarda hapsediliyorlar. En çok ticareti yapılanlar ise Alman Çoban Köpekleri ile kısa tüylü kediler. Diğer kürk endüstrisinin kurbanları gibi kediler ve köpekler yeterli besin ve su alamadan yaşatılıyorlar. Öldürülme zamanı gelene kadar olabildiğine zayıf hale getiriliyorlar.
Kürk deyince aklımıza sadece 3. dünya ülkeleri ya da Çin gelmesin. Dünyanın en medeni ülkelerinden Kanada, her yıl eşi benzeri görülmemiş bir katliam yapıyor ve av sezonunda yüz binlerce yavru fok balığı kürkleri için kafalarına sopa ile vurularak öldürülüyor. (Kürkte açacağı delikten ötürü silah tercih edilmiyor!)
Dünya üzerinde de birçok ünlü isim kürk karşıtı eylemlerde boy gösteriyor, insanları “kürk”ün kendi talepleri yüzünden öldürülen hayvanların cesetleri olduğu konusunda uyarmaya çalışıyorlar. Ülkemizin bu konuda çok bilinçli olduğunu söylemek zor. Hayvan seven, hayvan sahibi olan ünlü isimlerden kürke hayır demelerini beklerken, bazıları “hayvanları çok seviyorum ve bu nedenle de üzerimde taşıyorum.” gibi hayvan sevgisini(!) gösteren talihsiz açıklamalar yapıyor.