- 1 Mart 2008
- 1.886
- 15
Vücudu külçe gibiydi zavallının
Kamyon kapının önüne park eder etmez avukat Turgay Şenol kendi arabasından inip apartman kapısından içeri daldı. Kapıyı açan Suzan’a:
- Nakliyecileri getirdim. Şimdi girip her şeyi toplayacaklar. Hiçbir şeye karışmayacaksınız... Onlar toplayıp, onlar yerleştirecekler. Biz hanımefendiyi hazırlayıp arabaya alalım sadece. Taşınıyoruz bugün...
diyerek etrafına bakındı. Suzan şaşkın bir şekilde başını salladı:
- Peki efendim. Şimdi hazırlarım hanımefendiyi...
Suzan telaşla gerisin geriye oturma odasına gitti. Canı sıkılmıştı. Kerim Beyin kendisini muhbir gibi buraya yerleştirmesinden sonra Cemile Hanımı tanıyıp onun ne denli acılar çektiğini bire bir öğrenmiş, bir türlü olanları içine sindirememişti. Münevver Hanım o günden sonra bir iki kere daha gelmişti oturmaya. Suzan da bu sohbetlerde yanlarında olmuş, Kerim Beyin ne kadar haksızca davrandığını anlamıştı. Ama yine de düşüncelerini avukat Turgay Beye belli etmemesi gerektiğine inanıyor, sanki onların tarafındaymış gibi görünüyordu. Cemile Hanım tekerlekli sandalyesinde oturmuş teyp dinliyordu. Münevver hanım ona eski kasetler getirmişti. Portatif teypten yükselen nağmelere kendini kaptırmış gibiydi Cemile Hanım. İçli bir kadın sesi “Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır” diye dillendiriyordu nağmeleri. Suzan yavaşça yaklaştı:
- Cemile Hanım, bugün taşınıyormuşuz... diye fısıldadı.
Kapalı gözleri açıldı kadının. Hayretle baktı bakıcının yüzüne. Suzan devam etti:
- Avukat Turgay Bey geldi. Kamyon kapıda. Biz hiçbir şeye karışmayacakmışız. Sadece sizi hazırlayacağım.
Cemile Hanım çaresizlik içinde dudaklarını kıpırdattı. Bir şeyler söylemek istedi ama söyledikleri anlaşılmadı. Suzan hemen atıldı:
- Siz hiç merak etmeyin. Ben yeni evimizin adresini veririm Münevver Hanıma. Zaten söz verdi geleceğine dair. Üzülmeyin ne olur...
Minnetle baktı Cemile Hanım bakıcı kadının yüzüne. Gri gözlerinde sevgi vardı Suzan’ın. Elini tuttu yavaşça hasta kadının:
- Rahat olun ne olur, ben yanınızdayım...
Eşyalar profesyonel nakliyeciler tarafından özenle toplandı. İki saat içinde her şey paketlenmiş, taşınmaya hazırdı. Turgay Bey Cemile Hanımın yanına geldi, pişkin bir şekilde sırıttı:
- Evet hanımefendi, gidiyoruz. İnanın bana daha rahat edeceksiniz yeni evinizde. Sizin için harika bir yer tuttum. Allah Beyefendiden razı olsun, sizin rahatınız için ne gerekiyorsa yapılmasını istedi. Böyle insan zor bulunur!
Cemile Hanım acı bir tebessümle karşılık verdi. Vücudu külçe gibiydi. Tekerlekli sandalyesinde hafifçe kımıldanmaya çalıştı. Suzan koşup geldi yanına:
- Bir şey mi istediniz Cemile Hanım?
Kadın dolu dolu gözlerle baktı bakıcı kadının yüzüne. İçini çekti ve boğuk bir sesle mırıldandı:
- Ne isteyebilirim ki... Gidelim Suzan...
Kamyon kapının önüne park eder etmez avukat Turgay Şenol kendi arabasından inip apartman kapısından içeri daldı. Kapıyı açan Suzan’a:
- Nakliyecileri getirdim. Şimdi girip her şeyi toplayacaklar. Hiçbir şeye karışmayacaksınız... Onlar toplayıp, onlar yerleştirecekler. Biz hanımefendiyi hazırlayıp arabaya alalım sadece. Taşınıyoruz bugün...
diyerek etrafına bakındı. Suzan şaşkın bir şekilde başını salladı:
- Peki efendim. Şimdi hazırlarım hanımefendiyi...
Suzan telaşla gerisin geriye oturma odasına gitti. Canı sıkılmıştı. Kerim Beyin kendisini muhbir gibi buraya yerleştirmesinden sonra Cemile Hanımı tanıyıp onun ne denli acılar çektiğini bire bir öğrenmiş, bir türlü olanları içine sindirememişti. Münevver Hanım o günden sonra bir iki kere daha gelmişti oturmaya. Suzan da bu sohbetlerde yanlarında olmuş, Kerim Beyin ne kadar haksızca davrandığını anlamıştı. Ama yine de düşüncelerini avukat Turgay Beye belli etmemesi gerektiğine inanıyor, sanki onların tarafındaymış gibi görünüyordu. Cemile Hanım tekerlekli sandalyesinde oturmuş teyp dinliyordu. Münevver hanım ona eski kasetler getirmişti. Portatif teypten yükselen nağmelere kendini kaptırmış gibiydi Cemile Hanım. İçli bir kadın sesi “Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır” diye dillendiriyordu nağmeleri. Suzan yavaşça yaklaştı:
- Cemile Hanım, bugün taşınıyormuşuz... diye fısıldadı.
Kapalı gözleri açıldı kadının. Hayretle baktı bakıcının yüzüne. Suzan devam etti:
- Avukat Turgay Bey geldi. Kamyon kapıda. Biz hiçbir şeye karışmayacakmışız. Sadece sizi hazırlayacağım.
Cemile Hanım çaresizlik içinde dudaklarını kıpırdattı. Bir şeyler söylemek istedi ama söyledikleri anlaşılmadı. Suzan hemen atıldı:
- Siz hiç merak etmeyin. Ben yeni evimizin adresini veririm Münevver Hanıma. Zaten söz verdi geleceğine dair. Üzülmeyin ne olur...
Minnetle baktı Cemile Hanım bakıcı kadının yüzüne. Gri gözlerinde sevgi vardı Suzan’ın. Elini tuttu yavaşça hasta kadının:
- Rahat olun ne olur, ben yanınızdayım...
Eşyalar profesyonel nakliyeciler tarafından özenle toplandı. İki saat içinde her şey paketlenmiş, taşınmaya hazırdı. Turgay Bey Cemile Hanımın yanına geldi, pişkin bir şekilde sırıttı:
- Evet hanımefendi, gidiyoruz. İnanın bana daha rahat edeceksiniz yeni evinizde. Sizin için harika bir yer tuttum. Allah Beyefendiden razı olsun, sizin rahatınız için ne gerekiyorsa yapılmasını istedi. Böyle insan zor bulunur!
Cemile Hanım acı bir tebessümle karşılık verdi. Vücudu külçe gibiydi. Tekerlekli sandalyesinde hafifçe kımıldanmaya çalıştı. Suzan koşup geldi yanına:
- Bir şey mi istediniz Cemile Hanım?
Kadın dolu dolu gözlerle baktı bakıcı kadının yüzüne. İçini çekti ve boğuk bir sesle mırıldandı:
- Ne isteyebilirim ki... Gidelim Suzan...