- 2 Temmuz 2024
- 577
- 2.586
- 28
- 27
Bu başlığı açma amacım, benim gibi gebelik, doğum anı, doğum sonrası endişeleri ve korkuları olanları bir nebze de olsa rahatlatmaktır.
Öncelikle böyle düşünceleriniz, sorularınız varsa sizlere gebe okuluna gitmenizi tavsiye ederim.
Benim ilk gebeliğim olduğu için çok endişem ve ön yargılarım vardı. Özellikle ebelere
Çevreden illa olumsuz doğum serüvenlerini anlatan yakınlarımız olmuştur.
Bu anlatımların detayına inmeyeceğim. Çünkü burayı okuyan her hamile annenin bunlara şahit olmasına gerek yok
İlk olarak
Doğum yapmış annelere de sesleniyorum OLUMLU doğum hikayelerini bizlerle paylaşmak isteyen varsa buraya bekliyorum
Hamilelik süreci aslında çok özel bir an.
Düşünsenize içinizde minik bir can var ve bu serüven sonucunda kucağınıza alacaksınız
1. Başlarının olumsuz yorumlarına kulak tıkayın, susturun. Onlar ne yaşamış olursa olsun, hamile olan sizsiniz ve bu deneyimi yaşayacaksınız.
Bu sizi rahatsız ediyorsa onlara söz hakkı tanımayın.
2. Doğumdan önce kendi dr ve ebenizle tanışın. Bu önemli çünkü o an iyi bir iletişiminiz olması gerekiyor.
3. Doğum öncesi pelvik kaslarını ne kadar çalıştırırsan doğum o kadar kolay olur.
Pelvik kaslarını nasıl çalıştırabilirim?
. Kegel egzersizi ( aklınıza geldikçe gün boyu 10sn)
. Çömel - kalk egzersizi (sırtınızı duvara yaslayıp hafif oturma pozisyon da çömel kalk.)
. Günlük 30 dk yürüyüş (drunuz sizi kısıtlamadıysa tabi)
. Kurbağa yürüyüşü ( eşinizden yardım alarak çömelip yürüme şekli)
Gelelim yalancı ve gerçek sancı belirtilerine.
Yalancı sancı belirtisi 2 tanedir.
Bunlar KASIK AĞRISI ve KARNIN SERT OLMASI
Ara ara bunları hissedeceksiniz. Size doğuruyorum düşüncesi oluşturacaktır ama aslında değildir.
Gerçek sancı belirtileri ise 3 tanedir.
KASIK AĞRISI, KARIN SERTLİĞİ ve BEL AĞRISI
Sancı sık sık gelir. Her defasında nefes alış verişin daha da artar. Bu doğumun başladığını gösterir.
Bunlar dışında birde suyun gelmesi diye duyduğumuz bir olay var. Suyun geldiyse( berrak olmalı) ve nefes alışverişin normalse ( sancı çok yok ise)
En az 2 saat var doğuma demektir.
Bu süreçte kısa ve ılık bir duşa girebilirsin. İster belden aşağa ister omuzdan. 10 dakikadan fazla kalma.
Ev içinde yürüyüş yapabilirsin.
Eşinden sırtınıza hafif masaj yapmasımı isteyebilirsiniz ( sırt ağrısı elbet olacaktır)
Mümkün olduğunca suni sancı istemeyin. Zaten o 2 saatte size suni sancı verilmesin diye biraz evde oyalanın diyoruz. ( her hastane hemen suni sancı vermez onuda belirteyim. Yürüyün duşa girin derler onlarda. Ama biz bu süreci evde de geçirebiliriz içiniz rahat edecekse tabi)
Son olarak yukarıda anlattıklarım dışında olası bir ihtimaller halinde hemen hastaneye gitmek gerek. Bunlar;
Kanama olursa
Suyun gelmesi dediğimiz olayda, su berrak değilde farklı bir renk ise ( yeşilimsi kahvemsi veya daha farklı da olabilir) hiç vakit kaybetmeden hastaneye gidilmesi gereken durumlardır.
Şimdilik paylaşacaklarım bunlar
Bu anlattıklarım ebe hocalardan öğrendiklerim olup kişiden kişiye farklılık gösterebilir. O sebeple doktorunuz size egzersiz yapmayı yasakladıysa veya hamileliğiniz riskli ise lütfen doktorunuzu dinleyin. Gebe okuluna katılmayan arkadaşlarım için söylüyorum bunu.
Öncelikle böyle düşünceleriniz, sorularınız varsa sizlere gebe okuluna gitmenizi tavsiye ederim.
Benim ilk gebeliğim olduğu için çok endişem ve ön yargılarım vardı. Özellikle ebelere
Çevreden illa olumsuz doğum serüvenlerini anlatan yakınlarımız olmuştur.
Bu anlatımların detayına inmeyeceğim. Çünkü burayı okuyan her hamile annenin bunlara şahit olmasına gerek yok
İlk olarak
Doğum yapmış annelere de sesleniyorum OLUMLU doğum hikayelerini bizlerle paylaşmak isteyen varsa buraya bekliyorum
Hamilelik süreci aslında çok özel bir an.
Düşünsenize içinizde minik bir can var ve bu serüven sonucunda kucağınıza alacaksınız
1. Başlarının olumsuz yorumlarına kulak tıkayın, susturun. Onlar ne yaşamış olursa olsun, hamile olan sizsiniz ve bu deneyimi yaşayacaksınız.
Bu sizi rahatsız ediyorsa onlara söz hakkı tanımayın.
2. Doğumdan önce kendi dr ve ebenizle tanışın. Bu önemli çünkü o an iyi bir iletişiminiz olması gerekiyor.
3. Doğum öncesi pelvik kaslarını ne kadar çalıştırırsan doğum o kadar kolay olur.
Pelvik kaslarını nasıl çalıştırabilirim?
. Kegel egzersizi ( aklınıza geldikçe gün boyu 10sn)
. Çömel - kalk egzersizi (sırtınızı duvara yaslayıp hafif oturma pozisyon da çömel kalk.)
. Günlük 30 dk yürüyüş (drunuz sizi kısıtlamadıysa tabi)
. Kurbağa yürüyüşü ( eşinizden yardım alarak çömelip yürüme şekli)
Gelelim yalancı ve gerçek sancı belirtilerine.
Yalancı sancı belirtisi 2 tanedir.
Bunlar KASIK AĞRISI ve KARNIN SERT OLMASI
Ara ara bunları hissedeceksiniz. Size doğuruyorum düşüncesi oluşturacaktır ama aslında değildir.
Gerçek sancı belirtileri ise 3 tanedir.
KASIK AĞRISI, KARIN SERTLİĞİ ve BEL AĞRISI
Sancı sık sık gelir. Her defasında nefes alış verişin daha da artar. Bu doğumun başladığını gösterir.
Bunlar dışında birde suyun gelmesi diye duyduğumuz bir olay var. Suyun geldiyse( berrak olmalı) ve nefes alışverişin normalse ( sancı çok yok ise)
En az 2 saat var doğuma demektir.
Bu süreçte kısa ve ılık bir duşa girebilirsin. İster belden aşağa ister omuzdan. 10 dakikadan fazla kalma.
Ev içinde yürüyüş yapabilirsin.
Eşinden sırtınıza hafif masaj yapmasımı isteyebilirsiniz ( sırt ağrısı elbet olacaktır)
Mümkün olduğunca suni sancı istemeyin. Zaten o 2 saatte size suni sancı verilmesin diye biraz evde oyalanın diyoruz. ( her hastane hemen suni sancı vermez onuda belirteyim. Yürüyün duşa girin derler onlarda. Ama biz bu süreci evde de geçirebiliriz içiniz rahat edecekse tabi)
Son olarak yukarıda anlattıklarım dışında olası bir ihtimaller halinde hemen hastaneye gitmek gerek. Bunlar;
Kanama olursa
Suyun gelmesi dediğimiz olayda, su berrak değilde farklı bir renk ise ( yeşilimsi kahvemsi veya daha farklı da olabilir) hiç vakit kaybetmeden hastaneye gidilmesi gereken durumlardır.
Şimdilik paylaşacaklarım bunlar
Bu anlattıklarım ebe hocalardan öğrendiklerim olup kişiden kişiye farklılık gösterebilir. O sebeple doktorunuz size egzersiz yapmayı yasakladıysa veya hamileliğiniz riskli ise lütfen doktorunuzu dinleyin. Gebe okuluna katılmayan arkadaşlarım için söylüyorum bunu.