hıpp nerde satılıo mrketlerde hıc görmedımakannehir
canım marketlerde bende görmedim eczanelerden temin edebilirsiniz bizim dr umuz ilk olarak hip vemişti bende o ne dedim aptamil alcem aldım azımın payınıda aldım hipe geçmek lazım
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
hıpp nerde satılıo mrketlerde hıc görmedımakannehir
büşra sorumu sordun? göremedim ben?
kızlar niye kimse bana cevap vermiyooo
canım benide açıkcası o açıklama pek tatmin etmedi kimseye inanmıyorum artık
Bence çok anlamlı bir yazı: (Yılmaz Özdil)
Haliyle panik halindesiniz... “Nasıl anlarız? Genetiği değiştirilmiş organizma yemekten nasıl kurtuluruz?” filan.
Şöyle...
¡
Annaneniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken, siz, “Aman annane be, boş versene” deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... Annane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini annaneden alıp, bir kenara yazmadınız ya... İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef.
¡
Ne verirlerse...
Onu yiyeceksiniz.
¡
Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz... Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor. Bilmeli... Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor! Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran... İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm maalesef... Torunlarınız da.
¡
Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için... İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan! Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu. Tahin-pekmezi “köylü işi”, vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları “modernite” sandığınız için, daha 10 yaşında ayıya döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.
¡
Size zor geliyor ama, zor mu evde yoğurt yapmak? İstanbul’un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir’de, Antalya’da, Adana’da evde salça yapmak? Şikâyet edip
duruyorsun, içine katkı maddesi
konuyor, zorla beyazlatılıyor diye... İster tam buğday unundan, ister
çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak? Bütün ailen kabız... Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan
medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?
¡
Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun... Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun... Ne işe yaradı senin pazara gitmen?
¡
Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi... Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!
¡
Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok; gazetelerin tiraj almak için kıçından uydurduğu kıçımın uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun... Brüksel lahanası yiyerek mi AB’ye gireceğini sanıyorsun?
¡
Çin’den bal getiriyorlar mesela... Taaa Arjantin’den, Meksika’dan bal getiriyorlar. Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan... İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin! Ben iddia ediyorum... Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli’de, Pervari’de terör bile azalır, terör bile.
¡
Uzatmayayım.
Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.
¡
Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA’sını değiştirdi!
¡
Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.
¡
Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz... Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.
kızlar milupadan meil gelmiş direk yazdığım maili ve cavabı kopyaladım
Sayın sevgi,
08.11.2009 tarihli sorunuz :
'milyonlarca bebek mamalarınızla büyüyor sektörün en iyisi diye anılıyorsunuz mamalarınıza servetler döküyoruz sırf bebeklerimiz iyi beslensin diye siz gözümüzün içine bakarak cebizimizi soyarak bebekerimizi gözümüzden sakındığımız yavrularımızı zehirliyorsunuz GDOlu ürünlerle bukadar basitmi insan hayatı bir açıklama bekliyoruz sizi tercih eden anne ve babalar olarak tvde dakika başı reklamlarınız çıkıyor reklam değil açıklama istiyoruz ama insan sağlığı değil bizim cebimiz önemli diyorsanız o başka yanlız şunu belirteyim ben artık bebeğime inek sütü kullanıcağımm tuzağınıza düşmeyeceğim saygılar...'
Sorunuzun cevabı:
'Bizim içimiz çok rahat çünkü tüm ürünlerimiz Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde üretiliyor. Avrupa Birliği GDO içeren ürünlerin üretilmesini, pazarlanmasını ve satılmasını yasaklamıştır. Bu nedenlede bizim ürünlerimizde GDO lu bir hammadde veya bileşen kesinlikle bulunmamaktadır. Esasen Türkiyeye ithal edilen domates tohumları, mıısır, soya gibi ürünler çok risklidir ve ne yazıkki gıda sanayiininde kontrolsüz olarak kullanılmaktadır. İneklere verilen yemin garantisi bile yokken inek sütü verme isteğiniz ne kadar doğru olur.'
İlginiz için çok teşekkür ederiz.
Işıl Telkes
Milupa Beslenme Uzmanı
ineklere verilen yemin garantisi yok ama bu %50'lik bir şanstır. ya doğal yemlidir ya da değildir. fakat soya lesitini maddesi (emilgatör) GDO kullanılmış bir bileşendir ve bu bilgi doğrudur. adı geçen mamada da ne yazık ki bu madde mevcuttur. yakında basın açıklaması da yapar bunlar, sakın kanmayın.