Bebek Beslenmesi GDO ' lu ürünler bebek mamalarında!

Bebek Beslenmesi, Ek Besin Önerileri, Mamalar, Anne Sütü, 3 yaştan büyük çocukların çok yeme ya da yememe, obezlik, iştahsızlık, okulda beslenme, beslenirken dikkat edilecek konuların yani her türlü yeme problemlerinin paylaşıldığı alan.
kızlar bu hipin kaşık mamalarını ben hiç bir yerde görmedim nerde bulabilirim devam maması eczanelerde ama kaşık maması nerde satılıyo
 
biberon arkadaşımız tam olarak da benim söylemek istediklerimi yazmış vereliniortak
 
hipp migroslarda ve carrefour da satılıyor...hatta migros ta organik biberon maması kampanyada 11 tl...bir de real de de var...
 
canım benide açıkcası o açıklama pek tatmin etmedi kimseye inanmıyorum artık

bende inanamıyorum artık gerçi kendileri sorunca haklı olarak kendilerini savuncaklar evet bizde bu maddler var diyemezler ne yapıcağımızı hiç bilimiyorum
 
Bence çok anlamlı bir yazı: (Yılmaz Özdil)

Haliyle panik halindesiniz... “Nasıl anlarız? Genetiği değiştirilmiş organizma yemekten nasıl kurtuluruz?” filan.




Şöyle...



¡

Annaneniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken, siz, “Aman annane be, boş versene” deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... Annane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini annaneden alıp, bir kenara yazmadınız ya... İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef.

¡

Ne verirlerse...

Onu yiyeceksiniz.

¡

Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz... Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor. Bilmeli... Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor! Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran... İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm maalesef... Torunlarınız da.

¡

Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için... İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan! Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu. Tahin-pekmezi “köylü işi”, vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları “modernite” sandığınız için, daha 10 yaşında ayıya döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.

¡

Size zor geliyor ama, zor mu evde yoğurt yapmak? İstanbul’un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir’de, Antalya’da, Adana’da evde salça yapmak? Şikâyet edip
duruyorsun, içine katkı maddesi
konuyor, zorla beyazlatılıyor diye... İster tam buğday unundan, ister
çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak? Bütün ailen kabız... Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan
medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?

¡

Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun... Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun... Ne işe yaradı senin pazara gitmen?

¡

Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi... Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!

¡

Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok; gazetelerin tiraj almak için kıçından uydurduğu kıçımın uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun... Brüksel lahanası yiyerek mi AB’ye gireceğini sanıyorsun?

¡

Çin’den bal getiriyorlar mesela... Taaa Arjantin’den, Meksika’dan bal getiriyorlar. Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan... İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin! Ben iddia ediyorum... Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli’de, Pervari’de terör bile azalır, terör bile.

¡

Uzatmayayım.

Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.

¡

Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA’sını değiştirdi!

¡

Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.

¡

Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz... Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.

 
Bence çok anlamlı bir yazı: (Yılmaz Özdil)

Haliyle panik halindesiniz... “Nasıl anlarız? Genetiği değiştirilmiş organizma yemekten nasıl kurtuluruz?” filan.




Şöyle...



¡

Annaneniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken, siz, “Aman annane be, boş versene” deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... Annane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini annaneden alıp, bir kenara yazmadınız ya... İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef.

¡

Ne verirlerse...

Onu yiyeceksiniz.

¡

Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz... Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor. Bilmeli... Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor! Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran... İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm maalesef... Torunlarınız da.

¡

Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için... İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan! Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu. Tahin-pekmezi “köylü işi”, vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları “modernite” sandığınız için, daha 10 yaşında ayıya döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.

¡

Size zor geliyor ama, zor mu evde yoğurt yapmak? İstanbul’un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir’de, Antalya’da, Adana’da evde salça yapmak? Şikâyet edip
duruyorsun, içine katkı maddesi
konuyor, zorla beyazlatılıyor diye... İster tam buğday unundan, ister
çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak? Bütün ailen kabız... Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan
medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?

¡

Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun... Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun... Ne işe yaradı senin pazara gitmen?

¡

Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi... Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!

¡

Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok; gazetelerin tiraj almak için kıçından uydurduğu kıçımın uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun... Brüksel lahanası yiyerek mi AB’ye gireceğini sanıyorsun?

¡

Çin’den bal getiriyorlar mesela... Taaa Arjantin’den, Meksika’dan bal getiriyorlar. Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan... İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin! Ben iddia ediyorum... Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli’de, Pervari’de terör bile azalır, terör bile.

¡

Uzatmayayım.

Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.

¡

Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA’sını değiştirdi!

¡

Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.

¡

Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz... Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.


gerçekten çok anlamlı canım güzel bir paylaşım
 
TIFF cim güzel olmuş ben bu söyleme katılıyorum sonradan görmeyiz özentiye çok açık bir milletiz
başımıza ne geldiyse özentiden geldi. böle gidersek bize daha başka şeylerde yedirirler
 
biz burda bence boşuna konuşuyoruz gibi geliyo acaba bizim sesimizi burdan duyanlar varmıdır ki?
çok merak ediyorum
 
kızlar milupadan meil gelmiş direk yazdığım maili ve cavabı kopyaladım

Sayın sevgi,


08.11.2009 tarihli sorunuz :
'milyonlarca bebek mamalarınızla büyüyor sektörün en iyisi diye anılıyorsunuz mamalarınıza servetler döküyoruz sırf bebeklerimiz iyi beslensin diye siz gözümüzün içine bakarak cebizimizi soyarak bebekerimizi gözümüzden sakındığımız yavrularımızı zehirliyorsunuz GDOlu ürünlerle bukadar basitmi insan hayatı bir açıklama bekliyoruz sizi tercih eden anne ve babalar olarak tvde dakika başı reklamlarınız çıkıyor reklam değil açıklama istiyoruz ama insan sağlığı değil bizim cebimiz önemli diyorsanız o başka yanlız şunu belirteyim ben artık bebeğime inek sütü kullanıcağımm tuzağınıza düşmeyeceğim saygılar...'

Sorunuzun cevabı:
'Bizim içimiz çok rahat çünkü tüm ürünlerimiz Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde üretiliyor. Avrupa Birliği GDO içeren ürünlerin üretilmesini, pazarlanmasını ve satılmasını yasaklamıştır. Bu nedenlede bizim ürünlerimizde GDO lu bir hammadde veya bileşen kesinlikle bulunmamaktadır. Esasen Türkiyeye ithal edilen domates tohumları, mıısır, soya gibi ürünler çok risklidir ve ne yazıkki gıda sanayiininde kontrolsüz olarak kullanılmaktadır. ıneklere verilen yemin garantisi bile yokken inek sütü verme isteğiniz ne kadar doğru olur.'

ılginiz için çok teşekkür ederiz.
Işıl Telkes
Milupa Beslenme Uzmanı
 
kızlar milupadan meil gelmiş direk yazdığım maili ve cavabı kopyaladım

Sayın sevgi,


08.11.2009 tarihli sorunuz :
'milyonlarca bebek mamalarınızla büyüyor sektörün en iyisi diye anılıyorsunuz mamalarınıza servetler döküyoruz sırf bebeklerimiz iyi beslensin diye siz gözümüzün içine bakarak cebizimizi soyarak bebekerimizi gözümüzden sakındığımız yavrularımızı zehirliyorsunuz GDOlu ürünlerle bukadar basitmi insan hayatı bir açıklama bekliyoruz sizi tercih eden anne ve babalar olarak tvde dakika başı reklamlarınız çıkıyor reklam değil açıklama istiyoruz ama insan sağlığı değil bizim cebimiz önemli diyorsanız o başka yanlız şunu belirteyim ben artık bebeğime inek sütü kullanıcağımm tuzağınıza düşmeyeceğim saygılar...'

Sorunuzun cevabı:
'Bizim içimiz çok rahat çünkü tüm ürünlerimiz Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde üretiliyor. Avrupa Birliği GDO içeren ürünlerin üretilmesini, pazarlanmasını ve satılmasını yasaklamıştır. Bu nedenlede bizim ürünlerimizde GDO lu bir hammadde veya bileşen kesinlikle bulunmamaktadır. Esasen Türkiyeye ithal edilen domates tohumları, mıısır, soya gibi ürünler çok risklidir ve ne yazıkki gıda sanayiininde kontrolsüz olarak kullanılmaktadır. İneklere verilen yemin garantisi bile yokken inek sütü verme isteğiniz ne kadar doğru olur.'

İlginiz için çok teşekkür ederiz.
Işıl Telkes
Milupa Beslenme Uzmanı

ineklere verilen yemin garantisi yok ama bu %50'lik bir şanstır. ya doğal yemlidir ya da değildir. fakat soya lesitini maddesi (emilgatör) GDO kullanılmış bir bileşendir ve bu bilgi doğrudur. adı geçen mamada da ne yazık ki bu madde mevcuttur. yakında basın açıklaması da yapar bunlar, sakın kanmayın.
 
Saruboceqciğim, ben hipp kullanıyorum uzun zamandır, baby rice-pirinçli kaşık mamasını. Süt-su karışımı ile hazırlanıyor, süt olarak pınar bebek sütü kullanıyorum. Sadece organik pirinç ve B1 vitamini var içinde, kokusu da gayet hoş, tadına bakmadım ama. Bir de yulaf kaşık maması var ama onu hiç denemedim. Hipp şimdi bebe bisküvisi çıkartmış, ondan aldım onu deneyeceğim. Bir de biberon maması olarak 1 ve 2 vardı 3 yoktu, bu ay bir bebek dergisinde 3'ün de çıktığını gördüm, henüz marketlere gelmemiş ama gelince ondan alacağım, biz hala gece yatarken biberon mamasıyla uyuyoruz çünkü...
 
ineklere verilen yemin garantisi yok ama bu %50'lik bir şanstır. ya doğal yemlidir ya da değildir. fakat soya lesitini maddesi (emilgatör) GDO kullanılmış bir bileşendir ve bu bilgi doğrudur. adı geçen mamada da ne yazık ki bu madde mevcuttur. yakında basın açıklaması da yapar bunlar, sakın kanmayın.

evet canım bencede para için herşeyi yapar bunlar aptamil de kullanmıcem hiç birşey kullanmıcem artık arkadaşım bana söylediğine göre bu hazır mamalardan 5 aylık bir bebek gıda zehirlenmesi olmuş ve ölmüş .otobüste bir bayanla konuştum oda ne yazıkki aynı şeyden yiğenini 2 aylıkken kaybetmiş gıda ve bağırsak zehirlenmesinden
ben bunlarıı duyunca arı mamadan başka hiç birşey vermeyi düşünmüyorum
 
X