Chandler ve Phoebe hayranıyım ben.
Şu olay süperdi bir de:
phoebe: imm, hayır.
ross: nası, yani... evrime inanmıyor musun?!
phoebe: bilmiyorum, sadece şey, bilirsin... darwin, maymunlar, falan filan, güzel hikaye ama çok basit.
ross: basit?! gezegen üzerindeki yaşayan her canlının tek hücreli halinden bu yana milyonlarca yıl boyunca evrim geçirmesi, çok basit?
phoebe: hıhı, ben inanmıyorum.
ross: üzgünüm ama evrim inanmaman gereken bişi değil phoebe. evrim bilimsel bir gerçektir, soluduğumuz hava ya da yerçekimi gibi.
phoebe: yerçekimi mi, ah tabi.
ross: yerçekimine de mi inanmıyorsun?
phoebe: inanmamak değil aslında, şey bilirsin, sanki çekiliyor gibi değil de yukarıdan itiliyor gibi hissediyorum ben.
ross: ...
phoebe: ^_^
ross: bak, bu çantamda bilimsel gerçekleri taşıyorum ben, bir çanta dolusu gerçek. 200 m. yıllık fosiller var bu çantanın içinde.
phoebe: ross, tamam bak, ben evrimi inkar etmiyorum, bana göre olasılıklardan biri sadece.
ross: ne? bu tek olasılık phoebe!
phoebe: tamam, ross, biraz aklını açabilir misin, şu kadarcık? dünyadaki en parlak zekaların gezegenin aslında yuvarlak değil de düz olduğuna inandıkları bir zaman yok muydu? ve, ne kadar oldu, 50 yıl önce mi, hepiniz atomun en ufak şey olduğunu düşünüyordunuz, taa ki onu bölene dek. şimdi, bana ısrarla bu konunun ne kadar doğru olduğunu ve senin haksız olabileceğine dair ufacık, minicik bir olasılığın bile bulunduğunu kabul etmeyeceğini mi söylüyorsun?
ross: eü, şey, ufacık, minicik bir olasılık olabilir, evet.
phoebe: kabul ettiğine inanamıyorum.
ross: ne?
phoebe: az önce ömrün boyunca tutunduğun tüm inanç sistemini yıktın! daha önce senle aynı fikirde olmasam da sana ve düşüncene saygı duyuyordum ama bak, sen bile ömrünü adadığın bu iddianın ardında durmuyorsun. nasıl işe gideceksin yarın, diğer bilimadamı arkadaşlarının yüzüne hangi hakla bakacaksın?
ross: *sarsılmış*
phoebe: ahah, bu çok eğlenceliydi. şimdi *diğerlerine döner* kim acıktı?