Fıkralar :)

logopeia

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
17 Aralık 2008
768
1
Tatil bitti Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış
 
Kayınvalide Adamın birinin evinde yangın çıkmış. Komşuları yardıma koşmayıp olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş.. İlk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri girmiş çıkmış. Onu seyreden komşularından biri sormuş: - Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiçbir şey getirmiyorsun?" diye. - "Kayinvalidem içeride!" demiş adam; "arada bir girip çeviriyorum!".
 
Hala Balayı Evde kadın kocasını haşlıyor: - Hiç olmazsa şu yan komşularımızı örnek al. Kaç yıllık evliler ama birbirlerine hala balayında gibi davraniyorlar. Adam karısını arabada, kapının önünde, her yerde öpüyor. Yazıklar olsun! Sen neden aynı şeyi yapamıyorsun? - Yaparım yapmasına ama, ben kadını iyi tanımıyorum ki...
 
Metres Karı koca yemek yiyor. O sırada masaya yaklaşan heykel gibi güzel bir esmer, adamı selamlayıp geçiyor. Adamin karısı soruyor: - "Kim bu afet?" Adam: - Eğer mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim, metresim! Kadın: - Bir de bu kadar pervasızca söylüyorsun. Boşanıyorum senden! Adam: - Yani Etiler'deki apartmanı, Kandilli'deki yalıyı, Göcek'teki tekneyi ve Nice'deki villayı bırakıyorsun... Uzun bir sessizlik olur. Çift yemeğini çatallarken kadın birden sorar: - Şu arkada oturan Fuat değil mi? Yanındaki kadın kim? Adam: - Fuat'in metresi. Kadın: - Ay bizimki çok daha güzel!
 
Erkekler ve Kadınlar Yeryüzündeki herkes ölür ve Tanrı'nın huzuruna çıkarlar... Tanrı der ki: "Erkekler 2 sıra olsun; bir sırada karıları tarafından yönetilen erkekler, diğer sırada karılarını yöneten erkekler. Ayrıca bütün kadınları cennete aldım; onlar meleklerle birlikte gidecekler şimdi.." Böylece kadınlar gittikten sonra Tanrı erkeklerin karşısına geçer. Bir bakar ki karıları tarafindan yönetilen erkeklerin sırası 100 km.'den uzun; ama karılarını yöneten erkeklerin sırasında sadece bir adam duruyor. Tanrı diğer sıradakilere çok kızar: "Kendinizden utanın!! Sizi bu dünyada güç ve idarenin temsilcisi olarak yarattım ve şuraya bakın, hepiniz güçsüz karaktersiz 100 km.lik bir sürü olmuşsunuz. Bakın bir tek erkek kulum şu yan sırada tek başına gururla dikiliyor. Ondan ders alın! Oğlum, sen anlat bunlara, sen ne yaptın da "karılarını yöneten erkekler" sırasında bir tek sen oldun?" Ve adam cevap verir: - "Bilmem... karım bana burda durmamı söyledi"
 
Evli adam bekar adam Bir düğün sofrasında bir bekar, bahtsızlığına hayıflanıyor: "Evliler kuşkusuz talihli kimselerdir" diyordu. Hanımlar bu sözlere bayılmışlardı. İçlerinden biri: "Niçin?" diye sordu ve şu yanıtı aldı: - "Evli adam sadece bir kadından korkar. Bekar ise bütün kadınlardan."
 
Sıraya geç Bir adam sabah yürürken ilginç bir cenaze kafilesi farkeder; önde giden köpekli bir adam, arkasında iki tabut ve tek sıra olmuş yaklaşık 200 adam. Tuhafına gider. Kafilenin başındaki adam kuşkusuz cenazenin sahibidir, yanına yaklaşır ve sorar: - "Beyefendi, bu acılı gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?" Adam yanıtlar: - "Öndeki karım arkadaki de kayınvalidem." - "Vah vah; başınız sağolsun. Nasıl oldu?" - "Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş onu da öldürmüş." Adam biraz düşündükten sonra sorar: - "Beyefendi kopeğinizi ödünç alabilir miyim?" - "Sıraya geç..."
 
Evli gibi Tren kompartımanında üst yatakta yatan adam tam dalıp gitmek üzereydi ki, alt yatakta yatan orta yaşlı kadının sesi duyuldu: "Afedersiniz beyefendi" dedi kadın. "Çok üşüdüm. Acaba bana bir battaniye bulabilir misiniz?" Adamın uykusu da, keyfi de kaçmıştı."Daha iyi bir fikrim var" diye homurdandı, "evliymiş gibi yapmaya ne dersiniz?" Önce mahçup bir kıkırdama duyuldu alt yataktan... Sonra da, "Harika bir fikir" dedi kadın, "Ben mi oraya geleyim, yoksa siz mi buraya inersiniz?" - "Hiçbiri" dedi adam, "Kalk, kendi battaniyeni kendin al..."
 
İki Fransız kadın konuşurlar : - "Peki, başkasından hamile kalmana kocan kızmadı mı?" - "Kızmadı. O prensip sahibidir, başkasının işine karışmaz."
 
Kız nişanlısını eve çağırdı: - "Otur Ali'ciğim. Evlenmeden önce tüm mazimi sana açıkça anlatmalıyım." - "İyi ama hayatım iki hafta önce anlatmıştın ya..." - "O iki hafta önceydi hayatım."
 
Roger ağır şartlar altında çalışan bir işçidir. Boş zamanlarını hep bowling ve voleybol oynayarak geçirmektedir. Karısı bu duruma üzülür ve bir hafta sonu onu striptiz kulübune götürmeye karar verir. O akşam beraberce kulübun kapısına gelirler. Kapıdaki koruma görevlisi, " Hey Roger.. seni görmek ne güzel!" der. - "Daha önce buraya gelmiş miydin Roger..?" - "Hayır hayır o adamı bowlingten tanıyorum." İçeri girerler ve bir masaya otururlar, garson gelir: - "İyi akşamlar Roger. Her zamanki gibi Cin tonik di mi?" - "Roger bana bak sen buraya daha önce geldin değil mi?" Hafif hafif öfkelenmeye başlayan karısını sakinleştirmek zordur.. - "Ne alakası var. Voleyboldan tanırım onu, bir iki tek içmişliğimiz var ordan yani." Karısı pek tatmin olmamıştır ama neyse. Derken stiriptizci kızlardan biri masaya gelir: - "Selam Roger. Yine özel masa şovundan mı istersin?" Roger boğazına kadar batmıştır... Karısı hışımla yerinden kalkar ve kulübu terk eder. Roger peşinden koşar. Kadın bir taksiye biner ancak taksi kalkamadan Roger da biner. Kadın öfkeden patlayacakmış gibidir.. ve korkunç sinirlidir.. Şoför: - "Bu geceki çok suratsızmış Roger.."
 
Adam barda gördüğü güzel bir bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaştı ve, "biraz konuşabilir miyiz, acaba?" dedi. Kız birden haykırdı: "Terbiyesiz! Ben senin bildiğin kızlardan değilim!" Adam utancından yerin dibine girmişti. Herkes ona bakıyordu. Gitti ve masasına oturdu. Bir süre sonra kız ona yaklaştı. Gülümseyerek, "Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyordum." dedi. Adam avaz avaz bağırarak cevap verdi: - "Ne? Gecesi 200 dolar mı? Deli misin sen?"
 
İki velet karar vermişler ki, bütün büyüklerin hayatlarında sakladığı en azından bir büyük sır var. Bir tanesi bu varsayımı denemeye kalkmış.. - "Anne ben her şeyi biliyorum." Annesi: - "Tamam anladım, al şu 1 milyonu babana hiçbir şey söyleme" demiş. Ufaklık çok memnun, babasına gitmiş: - "Baba ben her şeyi biliyorum!" Babası: - "Sus tamam, al şu 5 milyonu, annene hiçbir şey söyleme" demiş. Bizimki zevkten dört köşe, bütün büyüklere işleyen bir sistemi keşfetmenin keyfiyle... Ertesi sabah kapı çalınmış postacı gelmiş, ufaklık açmış kapıyı: - "Postacı amca ben artık her şeyi biliyorum." Postacı dizleri üzerine çöküp, kollarını iki yana açmış: - "Madem öyle gel bakalım baba sana bir sarılsın!"
 
Karı koca oturmuş televizyon izlerken, erkeğin canı sevişmek ister. Gider mutfaktan bir bardak su ile iki aspirin getirir, karısına uzatır: - "Al karıcığım, sana su ve aspirin getirdim!" - "Neden hayatım? Başım ağrımıyor ki?" - "Allaha şükür!"
 
Evli adama, sevgilisi durmadan baskı yapar; sakalını kesmesi için. Adam yalvarır: - "Başka bir şey iste sevgilim. Karım sakalıma bayılıyor. Beni öldürür, vallahi..." Sevgilisi o kadar ısrar eder ki; adam dayanamaz, gider kestirir sakallarını. Sevgilisinin yatakta buna teşekkürü müthiş olur. Adam geceyarısı eve döner, uyumakta olan karısının yanına sessizce uzanmaya çalışırken, kadın uyanır, karanlıkta elini uzatır, kocasının yanağını okşar ve uyku sersemi mırıldanır: - "Michael sevgilim. Bu saatte burada ne işin var? Kocam nerdeyse gelir, biliyorsun."
 
Ali Mısır'da okuyan bir öğrenci. Sınavlar bitmiş ve yaz tatiline girecekler.. Babası Ali'ye telefon eder ve sınavların nasıl geçtiğini sorar. Ali de bilmediği halde "çok iyi geçti" der ve bunu üzerine babası onu İstanbul'a işlerinde yardım etmesi için çağırır. Ali gidecektir İstanbul'a ve arkadaşına son olarak şöyle der; "Ahmet sen notlarımı öğrenirsin ve beni ararsın. Eğer telefona babam çıkarsa Muhammed'in Ali'ye selamı var dersin; ben anlarım bir tane zayıfım olduğunu." Ahmet notları öğrenir ve arar. Telefona babası çıkar ve Ahmet şöyle der: - Amcacım Ali'ye söyle ona bütün Ümmed-i Muhammed'in selamı var...
 
Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı. "Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..." Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle "fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi. Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden söyle bana..." Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanıtladı: "Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii... Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?" Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı; "bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi. "Şimdi hemen kal ve çabuk hazırlan..." Bu kez oğlu iki ciddi neden göstermesini istedi annesinden: "Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin, anne?" dedi. Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki yorganı hızla çekti ve oğlunun istediği iki ciddi nedeni ondan sonra açıkladı: "Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca bir adamsın..." dedi şöyle devam etti: "İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün, oğlum..."
 
Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş: - "Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?" Temel: - "Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!"
 
Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya kaldırmış ve sormuş: - "Oğlum Kadeş savaşını kim yaptı?" Çocuk hemen yanıtlamış: - "Hocam vallahi billahi ben yapmadım." Hoca çıldıracak... sinirle dışarıya çıkmış, koridorda Matematik öğretmenini görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış: - "Hocahanım bu öğrenciler beni çıldırtacak; Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, vallahi billahi ben yapmadım diye yanıt veriyorlar, çıldıracağım..." - "Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar, hem yaparlar hem de yapmadım derler..." Tarihçinin sinirleri iyice tepesine çıkmış ve soluğu müdür beyin odasında almış. - "Müdür bey bu nasıl bir okul, ne öğrencisinde hayır var ne de öğretmeninde; öğrenciye Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, ben yapmadım diyor, öğretmene durumu anlatıyorum bunlar çocuktur hem yaparlar hem de yapmadım derler diyor, kafayı yiyeceğim." Müdür: - "Siz hiç kendinizi üzmeyin hocam bunda merak edilecek bir şey yok, şimdi Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş savaşını kimin yaptığını sorarız..." Tarih öğretmeni aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve müdürden bir hafta izin almış. Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı: "Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş savaşı yapılamayacaktır. Bilginize..."
 
Türkçe dersinde öğretmen sordu: - "Ben güzelim, dediğim zaman bu hangi zaman formundadır?" - "Geçmiş zaman öğretmenim."
 
X