Ferza'nın Tamtamları!!!

" Ezmeyi zafer; sindirmeyi başarı sansınlar, ahmak kafalar..." Allah

fırsat vermesin demek istedim sadece

duaların kabul olduğu şu saatlerde...bu yazdıkların sevgili Ferza Ülkemin ruh halini dinlemek

gibiydi....emeğine sağlık....
 
Ülkemde, mahallemde, sokağımda, netimde; salası okunmamış mevtalar dolaşıyor...
Dolaşsınlar bakalım...
ıt sürüsü, gün gelir birbirini boğar!!
 
Son düzenleme:

" Dün gece düsündüm de; renkler olmasaydı,
Yaşanmazdı bu dünyada.
Korktuğum o dur ki;
Kapkara bir dünyayı, isteyenler var aramızda.

Oyun ister bazen büyükler.
Tabancalar, kılıçlar, tüfekler...
Zevk meselesi bu, karışılmaz;
Tartışılmaz, zevkler ve renkler.
Sizin olsun, bütün bu zevkler,
Bırakın renkleri çocuklara... "


Senin; o ruhları doyuran güzelliğine uyandım bugün...
Bir kez daha hatırladım güzelliğini...
Gözlerimi kapatıp, seni dinledim sadece...

Bugün kalbim, öylesine doydu ki...
Meğer ne kadar çok özlemişim seni...

Bana; hiç kimse senin kadar güzel anlatmamıştı, "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'yı!"...
Herkes Mehmet Ağaları parmakla gösterirken, sen; Mehmet Ağa'nın bir gün ödeyeceği hesabı göstermiştin bana...

Ayaz havalarda; elllerini ceplerine koyarak türkü söylemeni, hep hayranlıkla izledim...

Farklıydın diğerlerinden...
Hem öyle farklıydın ki; hala bugün bile, içimi acıtıyor gidişin...
" Gitmeseydin! "diyemiyorum...
Gitmen gerekiyordu ve gittin...

Ama, yine de gitmeseydin...

Şimdi kim diyecek:" Acıhda bağa vir; biraz da oğa vir. " diye?
Paylaşmayı bize kim öğretecek?
Bal Sultanlara kim ağıtlar yakacak?

Zehirin şifasının "su ile incir" olduğunu; nane - limon kabuğunun, biraz tarçın ve bir tutam çörek otuyla, her derde şifa olduğunu kim anlatacak?
Kara sevdanın tarifini, senden daha güzel kim yapacak?

Sen gittin gideli ; içimizde büyük bir sızı var; anlıyorsun değil mi?

Üzgünüz...
Bu günün bayram olduğunu, erken kalkmamız gerektiğini, annemizin bizi beklediğini hatırlatacak başka abimiz yok çünkü...

Üzgünüz...
Aşkın; "can bedenden çıkıncaya kadar" olduğunu, öğretecek başka abimiz yok...

" Gitmeseydin! "diyemiyorum...
Gitmen gerekiyordu ve gittin...

Ama, yine de gitmeseydin...

Öyle sevdik ki seni, hala içimizde adın...
Öğütlerin kulaklarımızda...
Tüm dünya; ismini haykırıyor:

"Kırk yılda bir gelir Barış gibisi..."
 
İyi geceler Ferza şu sakin ama bir o kadarda karmaşık bir gece vakti hatırlattığın güleryüzlü insan için çok teşekkür ederim.

Okuyunca aklıma ilk bu geldi

"Bir ben var ki benim içimde, benden öte benden ziyade.
Onu düşün ona sığın, o senden öte benden ziyade"
 
yine harikasin canim ya gecen gecede girdim okudum son yazdigini tam cvp vericekdimki bloke oldu pc yazamadim simdi girdim yine harikalar döktürmüssün kalemine yüregine saglik seni cok seviyorum vede tamtamlarini :))))))
 


evet Bonusçum....ne kadar güzel anlatmıştı değil mi ?

O'nu düşün O'na sığın O senden öte benden ziyade...ne kadar rahatlatıcı...Mekanı cennet

olsun...Barış Manço ölüdğü zamandan sonra doğanlar bile onu seviyor,tanıyor,şarkılarını

dinliyor..bir sürü dua alıyor....bu herkese nasip olcak bir şey değil.....

çok teşekkürler

Ferzacım....Aydınlattın günümüzü güzel anılarımızı hatırlatarak
a.s.
 
Çok teşekkür ederim, yine beni yalnız bırakmamışsınız arkadaşlar...

Sarduş'um, Yeşillim, Buzdevri'm, Bonusu'um, Cancu'm, İnci'm, Maruflu'm, Ceylan Meleğim ( özledim seni ); Fatolina, Montesori!
Okuyan gözlerinize sağlık... Şeniz​
 
Ferza cnm yüreğine sağlık.. Sevenlerinin unutamayacağı bir şahsiyettir..
Ben en çok gülpembe sine yazdığı bestesini seviyorum benim de gülpembelerim vardı..
Eminim ki zaten çok zaman geçsede unutulmayacak..
 
Doğrusunu söylemek gerekirse arkadaşlar; Barış Manço'yu gerçekten tanıyabilmek için, bütün şarkı sözlerini, "şiir" olarak incelemenizi tavsiye ederim...

Karşınızda gördüğünüz kişiye, inanamayacaksınız.
Sanki, Yunus'un bedeni; yeniden dünyaya gelmiş ve gitmiş gibi bir hisse kapılıyor insan...

Kesinlikle tavsiye ederim... a.s.​
 


Barış bana çok filozof gelmiştir...şarkılarının sözleri çok derindir ve manidardır...

kesinlikle katılıyorum ...
 
Hokkabazlar" görüyorum!!
Bir sürü hokkabaz!


dönüp dolaşıp bu şiirini okudum canım.okudukca içlendim kahırlandım.bahsettiklerin hangisi yokki .boynu bükük evet dedim,nefesim daralırcasına.hokkabazlık bu olsa gerek,tüm bunları sindirircesine yaşandığına göre.
yüreğim yandı,içim burkuldu,acı hissettim.
yüreğine sağlık,tamtamların,beni delip gecsede,.en azından gercek .acıda olsa,yalansız riyasız bahsedilen.Şeniz


barış manço

kendi dalında,kendi yorumuyla,ve alışa gelmemiş şarkı sözleriyle dev bir cınar değilmidir o.
büyüğünü ,küçüğünü ,köylüsündan ağasına ,halil ibrahim sofrasından, ,adam olacak çocuklarımıza kadar uzunan şarkılarıyla, ( arkadaşım eş,arkadaşım eşek ) gönüllere taht kurmuş değilmidir.
tabiki kurdu ve yeri hiç bir zaman doldurulamayacak,ender sanatcılardan biriydi.çok üzülmüş ve ağlamıştım. ,günümüzün seyyahıydı,ayaklı cınarıydı.nur içinde yatsın.

 


Ferzacığım "Barış Manço dedin mi, bir durup düşüneceğiz ...En en beğenerek dinlediğimdir. O ne muhteşem sözler, o ne muhteşem felsefe, o ne muhteşem insandı.

Dediğin gibi şarkı sözlerini tek tek, hissederek okuyunca anlamlarının derinliği yürekleri delip geçiyor

 
1. Bişnev in ney çün hikâyet mîküned
Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned

Dinle, bu ney neler hikâyet eder,
Ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.


2. Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend
Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend

Beni, kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan;
erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.


3. Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk

ıştiyâk derdini şerhedebilmem için; ayrılık acılarıyla,
şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim.


4. Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş
Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş

Aslından, vatanından uzaklaşmış olan kimse;
orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.


5. Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem
Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem

Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum.
Bedhâl (kötü huylu) olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.


6. Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men
Vez derûn-i men necüst esrâr-i men

Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu.
ıçimdeki esrârı araştırmadı.


7. Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist
Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst

Benim sırrım, feryâdımdan uzak değildir.
Lâkin her gözde, onu görecek nûr; her kulakda, onu işitecek kudret yoktur.


8. Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst
Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst

Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir.
Lâkin herkesin, rûhu görmesine ruhsat yoktur.


9. Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd
Her ki în âteş nedâred nîst bâd

Şu neyin sesi âteştir; havâ değildir.
Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun.


10. Âteş-i ıskest ke’nder ney fütâd
Cûşiş-i ışkest ke’nder mey fütâd

Neydeki âteş ile meydeki kabarış, hep aşk eseridir.

11. Ney harîf-i herki ez yârî bürîd
Perdehâyeş perdehây-i mâ dirîd

Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır.
Onun makam perdeleri, bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi ( vuslata mânî olan perdelerimizi ) yırtmıştır.


12. Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd
Hem çü ney dem sâz ü müştâkî ki dîd

Ney gibi hem zehir, hem panzehir;
hem demsâz, hem müştâk bir şeyi kim görmüştür?


13. Ney hadîs-i râh-i pür mîküned
Kıssahây-i ışk-ı mecnûn mîküned

Ney, kanlı bir yoldan bahseder;
Mecnûnâne aşkları hikâye eder.


14. Mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist
Mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst

Dile, kulaktan başka müşteri olmadığı gibi;
mâneviyâtı idrâk etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur.


15. Der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şüd
Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şüd

Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti.
O günler, mahrûmiyyetten ve ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu ( ateşlerle, yanmalarla geçti ).


16. Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst
Tû bimân ey ânki çün tû pâk nist

Günler geçip gittiyse, varsın geçsin.
Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!..


17. Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd
Herki bîrûzîst rûzeş dîr şüd

Balıktan başkası, onun suyuna kandı.
Nasibsiz olanın da, rızkı gecikti.


18. Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm
Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm

Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar.
O halde, sözü kısa kesmek gerektir vesselâm.


Hz. Mevlana'nın eseri; Mesnevi'nin ilk 18 beyiti ( Tahir'ul Mevlevi Tercümesi )
 
Sene 1997...
Üniversite birinci sınıftayım henüz.
Ailemden ayrılmış; diyar-ı gurbete tahsil için gelmişim.

Özel bir kız yurduna ait; öğrenci evlerinden oluşan bir apartmanda kalıyorum.
Çok sevdiğim yatağımda uzanmışım...
Neler düşünüyorum kim bilir?

Evin içinden, ney sesleri yükseliyor...
"Aman Allah'ım! Ne güzel bir terennüm bu böyle! " diyorum...
Nerden bilebilirdim, bu duyduğum terennümün; hayatımın bambaşka bir penceresini açacağını...

Duyduğum bu güzel nağmeleri üfleyen; aynı evde kaldığım bir arkadaşımdı...
Böylece; benim de hayat kitabımın, yeni bir sayfası açılmış olacaktı.

Bu sayede, kısa bir süre içinde; ney kurslarına başlamıştım.
Kurs gördüğüm hocam; son dönemin en büyük ney virtüözü, Niyazi Sayın'ın öğrencilerinden biriydi.

Elime ilk aldığım ney; bir "kız neydi".
Adana' lı bir ustanın ellerinden çıkmaydı...
Kurs hocamın söylediğine göre; büyük ustaların sahip olmak isteyeceği kadar, kaliteli bir neye sahip olmuştum.

Neyler; 7 çeşit olup; "kız ney" bunlardan sadece bir tanesidir...

Aslına bakacak olursak; hemen her şehirde, neredeyse bütün müzik marketlerde, karşımıza çıkan neyler; bu işin hikayeden tarafı...
Gerçek, ney yapım ustaları; Adana, İzmir, Adıyaman gibi bir kaç büyük şehirde, bir elin beş parmağını geçmeyen isimlerden ibaret...

Derler ki; "Bir insan, 40 gün içinde neyden ses çıkartamazsa, bir daha hiç teşebbüs etmesin..."
Bırakın nota çıkartmayı, ondan ses çıkartabilmek bile o kadar zordur ki; belki günlerce uğraşmanız gerekir.

Delicesine aşıktım ben neyime...
Bu, öyle bir sevdaydı ki; üflerken, sanki içinden bütün ruhum akıp gidiyordu...
İçimi, saran ayrılık rüzgarları, tüm hücrelemi kasıp kavuruyordu...
Sanki ben onu değil de, o beni üflüyordu...

"Huuu" diyerek üflediğim her nefes, delip geçiyordu beni...
Aynı, sazlıktan toplanan sazların dağlanan bağrı gibi...

Neyin ayrılık acısı da; asıl vatanından, sazlıklardan koparılmasıyla başlar.
Sazlıklardan koparılan sazlar, bağrı delinip; ayrılık ateşiyle hemhal olduğunda, ortaya çıkan terennümün karşısında, hiç bir yürek dayanamaz...

Benim, ney üfleme şekilleri arasında, en çok hayran olduğum; "Tekke Tarzı" dediğimiz, Halil Dikmen şeklidir...
Üfleme bakımından, diğer tarzlardan ayrılır...
Alt ve üst perdedeki notaların, birbirine girift olarak üflenmesinden ibarettir.

Hele bir de "Saba" taksimini, Halil Dikmen tarzıyla dinleyen bir insanın; kendinden geçmemesi mümkün değildir...

( "Saba" makamını merak edenler için: "Sabah ezanının okunuşunu" ve "Aman doktor, canım cicim doktor, derdime bir çare... " şarkısını örnek verebiliriz...)

3. sınıfa geldiğimde ise, kurs hocamın yönlendirmesiyle; Bursa Devlet Konservatuarı bünyesinde açılmış olan, Erdinç Çelikkol yönetimindeki Amatör Gençlik Korosu' na başlamıştım.
Erdinç Bey, o senelerde yeni emekli olmuştu...
Yaklaşık bir yıl boyunca, Amatör Geçlik Korosu' nda makam ve nota dersleri gördüm...
Neyimi geliştirme açısından, çok büyük bir imkandı bu benim için...

Ne zaman ruhum daralsa, içimin bir yerleri acısa, kimselere anlatamadığım sıkıntılar kaplasa yüreğimi; elime alır, içimi akıtırım ona.
Ardından bir serinlik duyarım.
Buz gibi soğuk şerbetlerin tadı gelir, damağıma...
Ağlarım...


 
Son düzenleme:
Ferzacım çok gürültülü müzik ile enstrümanlar ile ve de yüksek sesle canhıraş feryat ederek şarkı söyleyenlerle hiç aram yoktur derhal uzaklaşırım ordan ya da mümkünse sesi mimumuma getiririm...düğün dernek mecburen katlanmak zorunda olduğum ortamlar hariç...

ney'in en sevdiğim enstrüman olduğunu sanırım tahmin etmen hiç zor değil

ÖMER FARUK TEKBıLEK i dinlerken kendimden geçerim:asigim:

seni dinlemeyi çok isterdim Ferzacım:1hug:
 
Tasavvufla yoğrulmuş; Mevlana, Yunus Emre 'nin görüşünü

özümsemiş ve sevmişsin....NEy' den başka ne iyi gelir , ne iyi anlatır ki seni.....


İskender Pala'nın dediği gibi DİNLE NEY' den :

( Bişnev in ney çün hikâyet mîküned )

***Dinle, bu ney neler hikâyet ediyor

(Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned)

***ayrılıklardan nasıl şikâyet ediyor?


Pişkinin halinden ne anlasın ki ham...

Öyleyse sözü kısa kesmek gerek vesselam...... mesnevi' den......sevgiler
a.s.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…