• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Fedakar Kız / Samaritan Girl - Güney Kore-

13 Nisan 2007
15.555
36.072
1.123
samaritangirllw2.jpg

Yönetmen & Senaryo : Kim Ki-duk
Görüntü Yönetmeni : Sung Sang-Jae & Sang-jae Seon
Oyuncular : Ji-min Kwak, Min-jeong Seo, Eol Lee, Kwon Hyun-Min, Oh Young
Tür: Drama
Orijinal Adı : Samaria
Yapım Yılı- 2004
Yapım Ülkesi -Güney Kore
Ödüller : 2004 Berlin Film Festivali’nde En İyi Yönetmen


Yorumum:
Sinemadan ve özellikle de Güney Kore sinemasından beklentilerimi üst düzeyde karşılayan bir film..
Amacın içeriği ve/ya masumiyeti, işlenen günahı yok saymaz.. İşlenen günahın sorumluluğu ise ancak fedakarlıkla yaparak üstlenilebilir.. Bu fedakarlık belki daha büyük bir günah işlemeyi, belki değerlere karşı çıkmayı ve belki de yaşamdan vaz geçmeyi gerektirebilir.
Filmi izlerken zihnimde beliren soru buydu: Günahın sorumluluğu üstlenme derecesi, günahı yok sayacak duruma getirebilir mi?
Kim Ki-duk beni hiç hayal kırıklığına uğratmıyor.. Felsefe eğitimi almış olan bir yönetmenden ne bekliyorsam hepsini karşılıyor..

Filmin Konusu :
Orta okul öğrencisi genç Yojin okuldaki en yakın arkadaşı Jaeyong’un isteği üzerine onun para karşılığı erişkin erkeklerle cinsel ilişkiye girmesi yapması konusunda aracılık ve gözcülük etmeyi kabul etmiştir. İki arkadaş biriktirdikleri paralarla yurtdışına gitmeyi hayal etmektedirler.
Yojin’in Jaeyong için ayarladığı buluşmaların birisinde polisler otele baskın düzenler ve Yojin’in zamanında haber verememesi nedeniyle Jaeyong otelin camından atlayarak intihar eder.
En sevdiği arkadaşının ölümü üzerine Yojin arkadaşı için o güne kadar ayarladığı tüm müşterilerle son bir kez buluşup onlarla yatmaya ve paralarını iade etmeye karar verir. Hissettiği vicdan azabından kurtulmasının tek yolunun bu olduğuna inanmaktadır…

Film Hakkında Bir Eleştiri Yazısı :
Güney Kore'nin filozof yönetmeni Kim Ki-duk'un sinemasını oluşturan elemanları bir gazete eleştirisinde ele almak gerçekten zor. Hele söz konusu dini mitlerle şekillenen "Fedakar Kız"a gelince sözleri tartıp uzun uzun tartışma ihtiyacı duyuyor insan. Hiçbir verili değeri kabul etmeyen, herhangi bir şekilde dini ya da ahlakçı olmayan filmin başlıca erdemi bizi hazırlıksız yakalaması. Ensesinden tutulmuş kedi gibi çırpınıp duruyoruz doğru bilineni / görüneni sorgularken. Yalnızca karakterleri ve yaşadıkları olayları değil, adalet kavramını, materyalist dünyayı, sömürüyü, vurdumduymazlığı...
"Fedakar Kız" adını İncil'den alıyor. Yolda haydutların soyduğu ve dövdüğü adama yardım eden iyi Samiriyeli ve kuyudan su çekip İsa'ya veren Samiriyeli kız günümüz dünyasında da hayırseverlerin simgesi. Batı'da kendini yardım çalışmalarına adamış kişilere Samaritan (Samiriyeli) denir. Filmde işlenen "hayır" ise başka bir kaynaktan esinleniyor: Adı ünlü Budist rahibinki gibi Vasumitra olan Hintli bir fahişeden! Vasumitra öyle güzel ve tatlıymış ki onunla ilişkiye giren erkekler hemen ardından kendilerini Budizme verirmiş. Avrupa'ya yolculuk yapabilmek için para biriktirmeye çalışan iki lise öğrencisi, hem de bütün masumiyetleriyle fahişelik yapmaya böyle bir kılıf buluyor... Yeo Jin ve Jae Yeong, masumiyetlerinden bir an bile kuşku duyamayacağımız kızlar. Buna rağmen Jae-Yeong; Yeo Jin'in kendi adını vererek aldığı randevularda erkeklerle kurduğu ilişkiden zevk alıyor. Yeo Jin ise kırk yıllık kadın tellalı gibi yürütüyor işi. Her ikisi de suç işlediklerinin farkında ama bunda ahlaken hiçbir yanlışlık göremiyorlar.
Asıl şok "Vasumitra" adını taşıyan ilk bölümün hemen ardından "Samara" bölümünde geliyor: Bir polis baskınında Jae Yeong kendini pencereden atıyor. Sırtında kanlar içindeki arkadaşıyla Seul sokaklarında yürüyen Yeo Jin'in hali çarmıhını taşıyan İsa'nınkinden çok daha dramatik bir sahne oluşturuyor. Bu olayın şokuyla yaptıklarının yanlış olduğunu anlayan Yeo Jin, günahının bedelini ödemek için randevu defterindeki herkesi arayıp onlarla buluşuyor, seks yapıyor daha önce onlardan aldığı parayı da iade ediyor. Polis dedektifi olan babası kızının okul sonrası mesaisini keşfedince durum bambaşka bir boyut kazanıyor.
Böylesi bir öyküyü yazabilmenin ve görselleştirebilmenin ardındaki birikime Kim Ki-duk'un daha önce izlediğimiz filmlerinden aşinayız. Kim bu kez de Budizm ile Hıristiyanlık (Katolik mezhebi) arasında bir köprü kurarak basit arzulara yenik düşüp günah işleme ve bedelini ödeme, daha büyük boyutta bir ahlaki yozlaşma, insanların birbirinden sorumlu olması temalarını üzerine diziyor.
Dante'nin "İlahi Komedya"sı misali üç bölüme ayrılan filmin son bölümü "Sonata" ise bir tövbe ve arınma yerine geçiyor. Godard'ın "Müziğimiz"i ile bu bağlamdaki benzerliği hiç de şaşırtıcı değil. İki aydın da dünyaya bambaşka çerçevelerden baksalar da aynı sorunları görüyorlar. Ama Kim'in hınzır üslubu Godard'ın gençlik günlerini andırıyor. Öykü ve karakterler ne kadar çarpıcı ve derinse, dini betimlemelerden referanslar taşıyan görüntüler de o kadar etkili ve yalın. Ve "Fedakar Kız" bu satırlarda belki yanına bile yaklaşılmayacak değerde, tuhaflıkta, rahatsız edici, düşündürücü ama mutlaka izlenmesi gereken bir film. -Alin Taşcıyan-

Filmden Sahneler:

fedak2qd1sb1.png
fedak3zx7mp8.png
48qug6tzp5.jpg

samaritangirlb394tv8.jpg


 
Son düzenleme:
Back
X