Sekiz ay sonra Şemikler’de bir inşaatın bodrum katında bir erkek çocuğuna tecavüz ediyor. Çocuk kan kaybından öldü ve ben o kadını aradım. Gazeteyi okumasını söyledim ve dedim ki ona “Eğer siz o davadan vazgeçmeseydiniz sekiz yaşındaki Fatih yaşayacaktı.”
Tarih
2009,
42 No’lu hatta yaşanan o olayı hiç unutamam.
Son günlerde bu yaşanan olaylardan birine
şahit olmuştum.
42 No’lu otobüste çalışıyordum.
Konak yönüne giderken tam Şifa Hastanesi’nin karşısındaki durakta
yaşlı bir adam bindi. Araç Belde’ydi. Ön sağ koltukta
genç bir kız oturuyordu, yanında da bir adam vardı. Yaşlı adam kızın yanındaki adama seslendi, “Kalk ordan, ben engelliyim ben oturcam orda” dedi. Adam kalktı ve yaşlı adam oturdu.
Neyse, kızla konuşmaya başladı, kıza soruyor “buralı mısın” diyor, kız da “Evet amca” diyor. Yaşlı adam “Ben buraların yabancısıyım, beni gezdir” diyor. Sonra
cebinden dolarları çıkardı, “Bunları sana veririm” dedi, ben de konuşmaları duyuyorum ama aklıma hiç bir şey gelmiyor.
Bu arada Konak iskelenin önüne geldik.
Kızın yaşı da 13, 14. Voleybola gidiyor antremandan geliyor. Ayağında da şort vardı.
Yaşlı adam da 70 yaşlarında. Adam başladı elleriyle kızın bacak arasını ellemeye, Allahım aynadan bir baktım, inanamadım. Kızın suratına baktım sıkılıyor. “Kızım rahatsız mı oldun?” dedim. “Evet amca” dedi. “Gel yanıma” dedim.
YKM duraklarına geldik. Bu yaşlı adam orta kapıya yanaştı bastonuyla. Ben sadece ön kapıyı açtım, yolculara seslendim “gelin ön kapıdan inin” dedim. Moruk bağırıyor “kaptan orta kapı…” “Acele etme moruk daha sevişcez seninle” dedim ve bütün kapıları kapattım.
Elindeki bastonu aldım elime, yen mi yemen mi, ağzını burnunu kırdım.
Moruk
yedi dayağı, YKM’de hareket memuru da Ahmet Seyit.
Açtım kapıyı. “Ahmet abi, polis çağır” dedim.
“Kıza tacizde bulundu” dedim. YKM’de bekleyen yolcular “Kaptan aç kapıyı, öldürcez…” dediler.
Neyse polis geldi. Polislerin de saçları jöleli, kulağı küpeli. İki polis geldi. “Moruğun ağzı burnu kanıyor” dedim.
“Memur bey n’apcaz” dedim. “Abi biz şahidiz, merdivenden düştü deriz” dediler. Aracı şoför Kamil’e verdim. Biz çocuk şubeye gittik. annesi geldi. Şerafettin adlı zanlıdan davacı oldular. Anne teşekkür etti.
Neyse uzatmayım beni de
görgü tanığı olarak yazdılar. İlk duruşma 52 gün sonraydı. Çıktık anlattık. Neyse ileriki tarihe ertelendi p.zevenk moruk beş ay yattı.
3. duruşmaya gittim ve mahkeme görevlisi
“sizin dava beraat” dedi. Şok oldum, anneyi aradım, “hayırdır” dedim.
Adamın çocukları yalvarmışlar, “davadan vazgeçin” diye.
Kadın da korkmuş, “Evimizi de öğrendiler, ben de davadan vazgeçtim” dedi. “İyi de ablacım, benim niye bundan haberim yok” dedim. Kadın özür diledi.
Adam böylece beraat etmiş oldu.
Sekiz ay sonra
Şemikler‘de bir inşaatın bodrum katında bir erkek çocuğuna tecavüz ediyor.
Çocuk kan kaybından öldü ve ben o kadını aradım. Gazeteyi okumasını söyledim ve dedim ki ona “Eğer siz o davadan vaz geçmeseydiniz sekiz yaşındaki
Fatih yaşayacaktı.”
Kadını
vicdanıyla başbaşa bıraktım,
Bu olay benim hayatımda yaşadığım en
iğrenç olaylardan biridir.
Gezite’nin notu: Olay gerçektir, şoförün izni ile yayınlanmıştır.
http://gezite.org/fatih-8-yasinda-bir-bodrumda-oldu/