Ezidi kamplarında mama yok, süt yok, et yok! 6 kişilik ailenin haftalık yiyeceği 3 bardak bulgur

tiona

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
7 Mart 2010
28.022
14.080
47
Ezidi kamplarında mama yok, süt yok, et yok! 6 kişilik ailenin haftalık yiyeceği 3 bardak bulgur
ürkiye’ye gelen Ezidiler diğer birçok konu gibi hızla unutuldular. Oysa Siirt, Şırnak, Diyarbakır, Batman,Viranşehir, Nusaybin’de kurulan kamplarda halen 15 binin üzerinde Ezidi konaklamakta. Kamplar dışında evlerde ve köylerde de misafir edilen onbinlerce göçmen var. Bunlara ilişkin bir rakam vermek oldukça zor. Sadece Batman’da kamplarda ve köylerde 1571 Ezidi varken, merkez ve ilçelerde de 7000’i aşkın Kobanêli ve Suriyeli göçmen evlerde misafir ediliyor.

Bu uzun “misafirlik” devletin da sahip çıkmamasıyla birleşince oldukça zahmetli ve zor bir hale gelmiş durumda. Ezidiler için ilk aylarda gelen yardımlar neredeyse tamamen kesilmiş. Ezidilerin artık geri döndüğü algısının da bunda payı var. Oysa dönenler zaten döndü, bu kalanlar artık gidemeyecek olanlar, evi, köyü, ailesi kalmayanlar, katliama yakından tanıklık edenler…

Kamplarda durum içler acısı. En basitinden artık kamplarda gıda bile ciddi bir sorun. Batman kampında görüştüğümüz bir Ezidi “6 kişilik bir aileyiz 15 günde bir 6 bardak bulgur alıyoruz” diyor. Önceden kamplarda günde kişi başı 2 yumurta dağıtılabilirken, şimdi yumurtayı haftada bir görebiliyorlar. Sebze ve meyveden hiç bahsetmeyeyim. Sebze ve meyve kamplar için bir lüks.

Ezidi çocuklarda yetersiz beslenmeden dolayı hastalıklar başlamış. Mama yok, süt yok, et yok… Dağıtılan gıdalar da çadırlarda mini buzdolapları olmadığı için hızla bozuluyorlar.

Kadın pedi dağıtılamadığı için, kadın hastalıkları kamplarda iyice yaygınlaşmış durumda. Yazlık kıyafet yok. Kıyafet sorununu aşmak için her kampa birkaç dikiş makinesi konulmuş ama bu sefer de kumaş yok.

Çadırlar naylon olduğu için, hızla ısınan havalarda o çadırlarda konaklamak çok zor. Batman kampında insanlar çadırların zeminindeki tahtaları çıkararak, çadırların önüne çardak yapmaya çalışıyorlar.

Kamplardaki iyi bir gelişme, Irak’tan gelen göçmenlerin Şubat ayında şartlı mülteci statüsüne alınmaları ile artık sağlık ve ilacın sorun olmaktan çıkması. Ancak kampların şehir merkezlerinden çok uzak olması hasta Ezidilerin hastanelere gitmelerini zorlaştırıyor. Hastaneye gidecek araç bulmak çok zor, çoğunluğunun dolmuş paraları yok.

Kamplarda Eğitimsen, Kurdi-der gibi yerel örgütlerin de desteğiyle Belediyeler eğitimler başlattılar. Ama basit bir kaleme ulaşmak bile zor. Şırnak’ta çocuklara eğitim verirken kalemlerin bitmesi üzerine, 2 Ezidi öğretmen inşaatlarda yevmiyeli çalışarak çocukların kalemlerini ve kırtasiye malzemelerini alıyorlar. Dersler ancak bu şekilde devam edebiliyor.

Belediyeler tükenmiş durumda. Ezidiler bunun farkında. Görüştüğümüz Ezidilerin hiçbiri tüm bu koşullara rağmen Belediyelerden ve Bölge halkından şikâyet etmiyorlar. Tam tersine Kürt siyasal hareketi ve Bölge halkıyla yakın bir duygusal bağ kurmuş durumdalar. Kampta kurdukları kadınlı erkekli meclislerinde belediye çalışanları ile birlikte sorunlara çözüm üretmeye çalışıyorlar. Diyarbakır kampında örneğin kamp çalışanları meyve-sebze fideleri yetiştirip dağıtıyorlar. Boş alanlara dikilen meyve-sebze fideleri ile en azından çocukların gıda ihtiyacı karşılanabilecek. Şırnak, Batman ve Siirt kamplarında belediye tandırlar kurmuş. 15 günde bir dağıtılan unlarla insanlar bu tandırlarda ekmeklerini yapıyorlar. Siirt, Diyarbakır kamplarında yereldeki birkaç kadın derneğinin desteği ile Ezidi kadınlar keçeden ve kumaşlardan el işi ürünler yapmaya başlamışlar, bunlar şehrin çeşitli yerlerinde satılıyorlar. Kamplarda kalan Ezidilerin bir kısmı da ihtiyaçlarını karşılamak için şehirlere günlük işlere gitmeye başlamışlar.

Kamplar arası sirkülasyon da çok fazla. Bunun bir nedeni kalabalık Ezidi ailelerin kamplar arasında bölünmüş olması.

AFAD’ın Nusaybin’de kurduğu Ezidi kampında da 6000 kişi kalıyor. Ezidiler arasında bu kampın ismi “hapishane”. Devlet kampında gıda koşulları daha iyi olmasına rağmen Ezidiler hala bu kampa gitmemek için direniyorlar. Bunun nedeni “hapishane” kelimesinde gizli. Bir Ezidi bu konuda: “Orası hapishane gibi, kuralları çok sert, oradan her zaman çıkamıyorsun, çıkmak izinli”diyor. Bu kampta kalanları dışarıdan ziyaret etmek de zor. Dışarıdan gelenler ancak misafir çadırında kısa bir görüşme yapabiliyorlar. Oysa kamplar arasında bölünen Ezidi aileler, Diyarbakır’dan Siirt’e, Şırnak’a sık sık kamplar arasında, diğer aile fertlerini ziyarete gidiyorlar. Yine de AFAD kampında kalmanın özellikle ileride Birleşmiş Milletler’den mültecilik statüsü alabilmek için önemli olduğunu düşünenler var. Bu nedenle bu kampa gidiyorlar. Bir anlamda devletin kampında kaldıklarını, ileride lazım olursa “resmi” olarak da belgelemiş olacaklarını düşünüyorlar.

İşin acı tarafı Bölgede böylesine bir afet yaşanırken, kamplarda çalışan sivil toplum sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Özellikle Batıdan sivil toplum örgütleri bu süreçte kötü bir sınav verdiler. Böylesine insani bir afette katliamdan kaçarak gelen insanların yanında daha fazla yer almaları gerekirdi.

Bölgede hem Belediyeler hem halk hem de Ezidi ve Kobanêli göçmenler tükenmek üzere. Hiçbir şey yapamıyorsanız bile en azından 1 haftalık gıdanızı onlarla paylaşabileceğinizi düşünüyorum.*http://t24.com.tr/yazarlar/nurcan-b...lenin-haftalik-yiyecegi-3-bardak-bulgur,11940
 
Son düzenleyen: Moderatör:
fitire vermek isteyen arkadaşlar linkte numaralar var..
 
Çalışmayana ekmek yok maalesef. Tabiki de yardım edilmeliler ama oturup da hiçbir şey yapmadan ömürleri boyunca başkasının sırtından geçinmeleri mümkün değil. Kadınlar evlere temizliğe gidebilir. Erkekler inşaatlarda tekstillerde çalışabilir. 3 kuruş da 3 kurustur.
 
zaten çalışıyorlarmış, çalışanlar günde 13 saate 400 tl ayda maalesef
 
Onların yine sığınacak bi Türkiye'si var bizim Başımıza böyle bişey gelse Allahım korusun bizi hiç bi ülke kabul etmez arkadaşım zaten inandığımda şudurki Türk milleti ülkesini bırakıp Kaçmaz kanının son damlasına kadar savaşır kadın erkek çoluk çocuk

Vicdansız değilim Ülkem sahip çıkdığı için gurur duyuyorum ama nereye kadar böyle devam eder koskoca ülke bomboş kaldı bukadar insan ortada zorluk yokluk içinde sokakta görüyorum insanları offf çok zor
 
rabbim yardımcıları olsun
 
ne yazayımki bilemiyorum,kim kalleşçe ölmek isterki,kadına çocuğa ateş ediyorlar
 
ne yazayımki bilemiyorum,kim kalleşçe ölmek isterki,kadına çocuğa ateş ediyorlar
Haklısın arkadaşım öle tabi ama insan vatanında olmayınca garip oluyor bilmiyorum çok zor yinede burda olmalarından rahatsız değilim,artık görüştüğümüz aileler bile var ama çok zorluk çekiyorlar ülkelerini istiyorlar bende artık çok zor olduğunu düşünüyorum.Rabbim en kısa zamanda dönmelerini nasib etsin.Ben o linke bakdım ama açılmıyor bi sorun var
 
canım birleşmiş milletlerde sessiz kalıyor,hepsini görüuorlar ama yardım etmiyorlar
 
canım birleşmiş milletlerde sessiz kalıyor,hepsini görüuorlar ama yardım etmiyorlar
Evet etmiyorlar etmezlerde çünkü onlar bizler Müslümanız bunun başka açıklaması yok bu Zulüm başkabi ülkeye yapılamaz başka bi dine mensup insanlara
 
Evet etmiyorlar etmezlerde çünkü onlar bizler Müslümanız bunun başka açıklaması yok bu Zulüm başkabi ülkeye yapılamaz başka bi dine mensup insanlara
yesinler birbirlerini diyorlardır,zaten belgeselini izlemiştim,savaş konusunda en iyi kendini koruyabilecek durumdaki ülke abd miş
 


He ya, millet kefyinden yillarca yasadigi evden, ülkesinden kaçiyor ya!

Laf atmak kolaydir, bir görürüm seni, eger kocanin kafasi kesildiginde, kizlarini kaçirip tecavüz ettiklerinde, sana tecavüz ettiklerinde, köyünü yakip, yiktiklarinda, o zaman bir duyarim "son damlasina kadar savasirim" lafi.

Millet'in görevi ülkeyi korumak degildir, asil ülke, milleti korumasi lazimdir. Eh bu olmayinca millet ne yapsin? Ölüm korkusunda kaçmasin mi?

O insanlarin hayati ne kadar zor biliyormusun? Ülkelerinde ölüm, tecavüz ve iskence korkularini yasiyorlar, Türkiyede ise aç, sefil bir cehenem hayati yasiyorlar

Ha bu arada her insan daima kendi cani koruma derdindedir. Türkler yüce bir halk felan degil, hepimiz insaniz. Böyle bir durum Türkiyede olsa, elbette millet kaçmak istiyecek. Ki durum böyle bile degilken, birçok insan simdi bile avrupaya, amerikaya kaçiyor günümüzce

Bu arada devlet ancak rant pesinde, o insanlari içeriye aldiklari için iyilik yapmis gibi gösterip, o insanlari açliga, sefillige biraktiklarini tabiki söylemiyorlar! Ya gerçekten o kadar çok kiziyorum, ve üzulüyorum ki o insanlara

Ki o insanlara yardim edilebilirdi, ama tabi Türkiyeye yakisan bir saray ve uçaklar, ve arabalar daha önemli degil mi...
 
Son düzenleme:
Yazdıklarımı iyi okuyun lütfen herkesin yorumu kendine beğenmediyseniz görmezden gelin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…