Ezbuz'dan seçmeler :))

Adamla kadın *** bir restoranda evlenme yıldönümlerini kutluyorlar... Yemeğin tam ortasında masaya çok seksi fevkalade hoş bir kadın geliyor...Adam ayağa kalkıyor, kadını öpüyor ve sonra gayet sakin masaya tekrar oturup yemeğe devam ediyor... Karisi... Kızarıyor, kızıyor, patlamaya meyyal yanardağın patlama öncesi çıkardığı sesi anımsatan bir ses tonuyla:
-Kimdi bu kadın? diyor...
Adam gayet sakin: metresim, diyor.
Kadın iyice krizde,
-tamam, her şey bitti, boşanıyoruz, gidiyorum hemen, diyor...
Adam gayet sakin:
-Tamam git, ama giderken evin, arabanın anahtarlarını bırakıyorsun, diye cevap veriyor...
Kadın durumu ölçüp biçerken, masaya gene otuzlarının baslarında fiştik gibi bir hatun yaklaşmaz mi???
Adam yine ayağa kalkıyor, yine kadını öpüyor ve bir iki fısır fışırdan sonra, kadını yolluyor...
Kadın yine hiddetle,
-Eeee, bu kadın kim o zaman? diyor...
Adam,
-Bu da benim ortağın metresi, diye cevap veriyor...
Kadın bu laf üzerine biraz düşünüyor ve sonra: -Bizim metresimiz daha güzel, diyor...
 
Biri 95 yaşında biri 92 yaşında karıkoca, boşanmak için hakimin
karşısına çıkmış.
Hakim üzülmüş, "yapmayın ya" demiş "yetmiş yıllık evlisiniz
niye boşanacaksınız?"...
"yok" demiş "adam
biz çoktan boşanmaya karar verdikte
çocuklar etkilenmesin diye, Ölmelerini bekledik."...
 
Bir gün timarhane görevlilerinden biri bahçede gezerken iki deli görmüs. Bakmis ki delinin biri agacin üstünde; biri ise agacin altinda. Ikisi de bir seyler yapiyormus. Asagidakine sormus:
- "Yukaridaki ne yapiyor?"
- "Su yukaridaki mi? Sen buna bakma, salak iste. Ceviz agacindan armut toplamaya çalisiyor."
- "Peki ya sen burada ne yapiyorsun?"
- "Ben de düsen çilekleri topluyorum."
 
Bir doktor hastasına soruyor:
- Oğlum senin bi kulağını kessem ne olur?
Deli:
- Canım acır doktor!.
- Peki iki kulağını da kessem?..
Deli:
- O zaman görememkii?..
Doktor:
- Ne alakası var evladım!?
Deli:
- Nasıl ne alakası var yaa?! Gözlüğümü nereme takıcam?!
 
Japon
Temel yanındakine sormuş;
- “Ula hemşerim sen Japon musun?” Adam;
- “Yok!” demiş. 5 dakika sonra gene sormuş;
- “Hemşerim sen Japon musun?” Adam gene
- “Yok kardeşim!.. Ne japonu?” demiş.
Temel dayanamamış biraz sonra gene sormuş;
- “Hemşerim sen Japon musun?”
Adam bu kez Temel’den kurtulmak için,
-“He lan!.. Japon’um... Ne olacak?” deyince Temel,
-“Vallahi hiç de benzemeyisun...”
 
5 Dakika gibiydi..
Uçakta bütün hostesler önde oturan yaşlı çiftin 50'nci evlilik yıldönümü olduğunu öğrenince çiftin etrafına üşüşmüşler.. Tebrik edip neler hissettiklerini öğrenmek istemişler..
"İnanırmısınız kızlar sanki tam 5 dakika gibiydi" demiş adam..
Hostesler "Tam ne kadar ince bir düşünce" derken adam pencereden dışarı mutlulukla bakan karısını yan gözle takip ederek kızlara eğilmiş ve fısıldamış:
"Suyun altında, beş dakika gibiydi!.."


 


İKİ DENİZCİ
Iki denizci oturmus sohbet ediyorlar;
- Sana iki haberim var, biri iyi, digeri kotu.
- Once kotusunu soyle.
- Biz seninle zamanimizin cogunlugunu seferde gecirirken karilarimizin dostlugu cigrindan cikti, ikiside lezbiyen oldu!.
- Vay canina!, Peki iyi haberin nedir?.
- Senden hoslaniyorum!...
 
Temel, Dursun ve İdris fırtınalı bir havada yolunu kaybetmiş ve bir eve sığınmışlar...
Evin sahibi sabıkalı babalardan çıkmış...
İdris dayanamayıp evin ne kadar kötü koktuğunu söyleyince, kabadayı silahını çekip İdris’i vurmuş...
Sonra silahını Dursun’a doğrultmuş... Durumdan korkan Dursun evin mis gibi koktuğunu söyleyince,
“Yalan söylemeye utanmıyor musun” diye onu da vurmuş adam...
Temel’e de aynı soruyu sorunca,
“-Üzerinize afiyet nezleyim... Burnum hiç koku almıyor...”
 
Doktor Temel’e sormuş,
-Bacağın nasıl?
-Hâlâ sekiyorum...
-Devamlı mı?...
-Yok... Yürürken...”






Temel eğlenmeye bara gitmiş...
Ertesi gün Dursun sormuş
-Gecen nasıl geçti?
-Bara gittim ama içeri giremedim...
-Neden, damsız almıyorlar mıydı?...
-Yok... Kapıdaki kırmızı ışık bir türlü yeşile dönmedi...


 
Doktor Temel’e sormuş,
-Bacağın nasıl?
-Hâlâ sekiyorum...
-Devamlı mı?...
-Yok... Yürürken...”






Temel eğlenmeye bara gitmiş...
Ertesi gün Dursun sormuş
-Gecen nasıl geçti?
-Bara gittim ama içeri giremedim...
-Neden, damsız almıyorlar mıydı?...
-Yok... Kapıdaki kırmızı ışık bir türlü yeşile dönmedi...




:roflol::roflol::roflol:delüüüüüüüüüüüüüüü
 
Herkese İçki

Adamın biri bara girmiş. Garson, herkeze içki ver kendinede al demiş. İçkiler içilmiş garson hesap için gelince adam: Para yok demiş. Tabi garson bunu bir güzel dövüp dışarı atmış. Diğer akşam tekrar gelmiş ve yine garson herkeze içki kendinede al demiş ve sonuçta parası olmadığı icin yine dayak yemiş ve gitmiş. Bu üç akşam böyle devametmiş. Dördüncü gün yine gelmiş ve garson herkeze içki fakat bu sefer sen içme, içince sapıtıyor, sonrada kavga çıkarıyorsun
 
El salla

Yağmur ve fırtına olan bir günde adam zar zor bir taksi çeviriyor. Taksi soforu adama nereye gidecegini soruyor ve cok yakin ben oraya gitmem diyerek kapiyi kapatip basip gidiyor.

Adam sirilsiklam sinirli bir sekilde evine gidiyor. Ertesi gun adam isine giderken gunluk guneslik cok guzel bir havada taksi duraginda onceki gun gordugu taksiciyi ucuncu sira goruyor, adam ilk siradaki taksiye binerek havaalani ne kadar diye soruyor taksici 10 milyon diyor, adam ben sana 20 milyon verecegim ama yolda giderken sana bir kere dokunacağım diyor.

Taksici adama kizarak sapik in asagiya diyor ,adam sen Taksici kizarak adami kovuyor adamda sen vermezsen verecek biri vardir elbet diyor ve onceki gun onu taksiye almayan taksiciye sira geliyor.

Adam taksiye biniyor ve havaalani ne kadar diye soruyor.. Taksici 10 milyon diyor adam ben sana 20 milyon verecegim diyor
yalniz giderken duraktaki taksicilere el sallayacaksin.....
 
Kapı acıldı, genc ve guzel bır kız ıcerı gırdı. Onunla
Bırlıkte asansoru yogun bır parfum kokusu da doldurdu.
Yaslı kadın, parfum kokusunu derın derın ıcıne cekınce
Genc kız magrur bır eda ıle kadına baktı ve
'' Gıorgıo-beverly hılls '' dedı ''
Kucucuk bır sısesı bıle 100 mılyon lıra!..''
Bıraz sonra asansor gene durdu. Gene cok sık genc bır
Kadın gırdı. O da buram buram parfum kokuyordu.
Yaslı kadın yıne koklamaktan kendını alamadı.
Yenı bınen genc kadın da yaslı kadına donerek kıbırlı bır
Tavırla
'' Chanel 5 numara '' dedı ''
Mını mını bır sısesı bıle 150 mılyon lıra! ''
Bıraz sonra asansor yaslı kadının ınecegı katta durdu.
Kadın asansorden cıkmadan buyuk bır gurultu cıkartarak
Yellendı.
Sonra da asansorde kalan ıkı alımlı genc kadına donerek
Ayşe kadın fasulye yarım kılosu 450 bın lıra:roflol::roflol:
 
zeki adam bill gates

Michael Jordan hemen ayaga fırlayarak "Beyler" demiş
"Biliyorsunuz ben dünyanın en büyük sporcusuyum ve dünyanın benim gibi insanlara ihtiyacı var" ve bir paraşüt kapıp uçaktan atlamış.

Derken, Bill Gates de hemen ayaga fırlamış "Beyler" demiş
"Biliyorsunuz ben de dünyanın en zeki adamıyım ve dünyanın benim gibi zeki insanlara ihtiyacı var" ve o da paraşütlerden birini kapıp
atlamış.

Dalai Lama ve hippi birbirlerine bakmışlar. Dalai Lama "Evlat, ben
oldukça verimli ve bereketli bir hayat yaşadım, gerçek aydınlığı
buldum. Oysa senin önünde uzun ve güzel bir hayat var. Paraşütü al ve atla, kendini kurtar"

Hippi gülmüş:
"Endişelenme dede, kendini dünyanın en zeki adamı sanan, az önce benim sırt çantamla atladı!"....
 
Anne melekler uçar mi?

Uçar.
- Bütün melekler mi?
- Evet.
- Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor?
Annesi şaşırır:
- Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
- Babam konusurken ona hep "Melegim!" diyor da.
Anne öfkeyle fırlar:
- Ya öyle mi, o halde az sonra hemen uçar.
 
Uzaylı Temel



Dursun Ordu ile Trabzon arasında yük taşıyan bir kamyonun şoförüymüş.Radyoda çay elinden öteye çalarken birden yayın kesilir ve anonsta "Dikkat! Dikkat! Dünyamızı uzaylılar istila etmiştir.Uzaylıların kuzey yarım küreye indiği tahmin edilmektedir."Dursun umursamaz.Yoluna türkülerle devam ederken, yayın tekrar kesilir."Dikkat ! Dikkat! Uzaylıların Türkiye'ye indiği tahmin edilmektedir.Lütfen endişelenmeyin.iyi huylu uzaylılar ;ancak dilimizi pek iyi konuşamıyorlar,kolları uzun , bacakları kısa." Dursun Allah ,Allah bu da nerden çıktı der ve içine bir kurt düşer.Yoluna devam ederken bir daha yayın anonsla kesilir: "Uzaylıların Karadeniz bölgemiz, Ordu
-Trabzon arasına indiği tespit edilmiştir.Tekrar ediyoruz. Lütfen endişelenmeyin, iyi huylu uzaylılar ancak dilimizi pek iyi konuşamıyorlar, kolları uzun , bacakları kısa. Onlarla yavaş konuşarak anlaşabilirsiniz." Dursun'un içine bir kurt düşer ;ama ne yapsın ki,yoluna devam etmek zorundadır.Yaklasik 10
-15 km sonra yol kenarında, spikerin tarifine uyan bir yaratık görür,el frenini çekip iner, yavaş yavaş yaklaşır. Kolları uzun , bacakları kısa varlığa, yavas ve tane tane :
-"Be
-nim a
-dum Dur
-sun.T
-rab
-zon
-lu
-yum.sa
-na kö
-tu
-lük yap
-mam.ba
-na ken
-di
-ni ta
-nit. "der. Yaratık da tane tane ,kızgınca ve yavaş cevap verir : "A
-dum te
-mel. ri
-ze
-li
-yum. ha bu
-ra
-ya si
-çay
 
Kaynana

Birgün bir kaynana 3 damadının kendisini sevip sevmediğini öğrenmek için bir oyuna kalkışmış. İlk gün büyük damadıyla ormanlık bir alana girmiş. Su kenarına geldiğinde suya düşmüş. (atlamış ) Damat hemen kaynanasını kurtarmış. Ertesi gün damatın kapısının önünde bir PEUGEOT 206 üzerinde şu mesaj :
-Beni kurtardığın için teşekkürler seni seven kayınvaliden.
Diğer bir gün ortanca damadıyla yola çıkmış kaynana. Bu seferde yine suya düşmüş. Damat hemen kaynanasını kurtarmış. Ertesi gün damadın kapısında bir PEUGEOT 206 üzerinde şu mesaj :
-Beni kurtardığın için teşekkürler seni seven kayınvaliden.
Bunun üzerinden biraz daha zaman geçmiş bu seferde en küçük damadıyla çıkmış yola. Her zaman ki gibi kaynanası yine suya atlamış. Fakat damat bunun biraz geçiktiğini düşünerek kılını bile kıpırdatmamış .Böylece kaynanası boğulmuş.
Ertesi gün damadın kapısında bir PORSCHE CARRERA GT ve üzerinde şu not :
-Beni kurtardığın için teşekkkürler !!! Seni seven kayın pederin...
 
Fenerbahçe

Hakim sanığa sormuş:
-Uluslararası kaçakçılık suçu ile suçlanıyorsun. Tüm deliller aleyhine. Söyleyecek bir şeyin var mı?
Sanık boynunu bükmüş ve,
-Aman hakim bey, demiş.. Ben Fenerbahçeliyim. Uluslararası ne gibi bir faaliyetim olabilir ki?
 
Temelle Yunan askeri

Temel askerligini yunan sınırında yapıyormuş.
Temel'in canı çok sıkılıyormuş.
Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış,Yunan aldırmamış.
Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler degişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş.
Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da:
- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor.."
 
Iraklı

Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli barda oturmus içki içiyorlarmis.

Amerikali içkisini bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis:

"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere içki içmeyiz" demis.

Ingiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parçalamis:

"bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam için o kadar çok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere içki içmeyiz" demis.

Bunun üzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde içkisini bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup öldürmüs:

"Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki, biz ayni adamlarla iki kere içki içmeyiz"
 
X