Exorcist / Sevdiği Şiirler

Exorcist

Pantolonlu Bulut
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
799
11
296
SESSİZLİĞİN SESİ
Hiç duydunuz mu, hiç dinlediniz mi?
Bir gece yolculuğunda bir ara yola saptınız mı hiç?
Duruverdiniz mi orada öylece?
İndiniz mi arabanızdan aşağı?
Hayır mı?
O zaman ben anlatayım size neler olacağını.
Önce sağır olduğunuzu düşüneceksiniz.
Acele etmeyin, bekleyin.
Sessizliğin sesi sarıverecektir sizi yavaşça.
Ve birdenbire fark edeceksiniz gecenin daha önce hiç duymadığınız seslerini.
Bir yaprağın açılırken çıkardığı ses, bir böceğin sesi, uzaklarda öten bir baykuşun sesi.
Ben küçükken bir gece dedem demişti ki;
yeterince sessizse ortalık ve yeterince dikkatli dinlemişsek duyabiliriz yıldızların sesini...
Evinizde bile başarabilirsiniz bunu.
Gecenin ilerlemiş saatlerinde trafik gürültüsü durduğunda fark edeceksiniz evinizdeki "sessizliğin sesini".
Son sayım gününü hatırladınız mı?
Geçen bir arabanın ne kadar gürültü yaptığını?
Peki hiç kendi içinizde yaşadınız mı, duydunuz mu kendi "sessizliğinizin sesini"?
Sessizlik terk ediş değildir, sessizlik kaçış değildir, sessizlik teslimiyet değildir, onaylamak da değildir hiç bir zaman.
Fark ettiniz mi?
Sessizliğin bir başkaldırı, bir direniş, bir çığlık olduğunu, bir sitem, bir reddediş olabildiğini duyabildiniz mi?
 
Çok zaman önceydi....
O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.
İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı.
Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.
Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.

Bir parçasına dün dedi,
Diğer parcasına bugün,
Öteki parçasına da yarın.
Sonra fesat karıştı zamana
Ve insan bugünü unuttu.
Dünü düsünüp pişman oldu,
Yarını düşünüp telaşlandı; ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve
pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.

Farkında olmadan rezil etti bu gününü.
Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu.
Bir türlü beceremedi.
Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı.
Bu günü eline yüzüne bulaştırdı...

Mutsuz oldu insan.
Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yaşadı;
ama bugünü hiç yaşayamadı.
Ne yarın ne de dün!
 
Kim bilir kaçıncı yazışım bu sana..
Kim bilir kaçıncı seslenişim bu sensizliğe...
Bağıryorum çağırıyorum sesim gene dönüp dolaşıp bana geliyor...
Bomboş duvarlar dinliyor sesimi..
Onların dili olsa da sana anlatsalar...Neler çektiğimi onlara neler anlattığımı....
Şimdi olsan buz gibi duvarlar olmazdı arkadaşım benim...
Nerdesin gece gözlüm!!...

Seni anlatıyorum odamdaki duvarlara...
Bir ses bir seda bekliyorum ama gelmiyor..
Yada omzunda sıcak bir el hissetmek istiyorum ama olmuyor
Üşüyorum korkuyorum karanlıktan...
Ben alışkın değilm ki soğuğa karanlığa,
Ve en önemlisi ben sensizliğe alışkın değilim ki...
Daha önce sensiz kalmamıştım ki ben....
Söz vermiştin beni sensiz bırakmıyacaktın şimdi nerdesin
Gece gözlüm!!...

Evet senden öncesi de vardı...
O zaman nasıl yaşadıysam şimdi de yaşamalıyım öyle değil mi?
Ama senden öncesi ve sonrası çok farklı...
Senden önce sen yoktun ki daha nerden bilebilirdim seni bu kadar sevip
Gözyaşı akatacağımı ve seni unutamayacağımı...
Öyle sevdirmişsin kendini usulca taa kanıma işlemişsin benim bile haberim yokken...
Sen "Kalbim" olmuşsun...
Ama şimdi de yoksun...Söyle sen kalbim olmuşken şimdi sensiz yaşayabileceğimi nasıl düşünürsün...
Nerdesin gece gözlüm!...

Dediğim gibi kaçıncı çağrışım bu seni bilmiyorum...
Bu sefer seslenmiyorum bağırmıyorum...
Çünkü beni hiç duymadın duymayacaksın...
Kendimi dinlemekten bıktım artık...
Ama sana usulca ve belkide son kez "Dön" desem döner misin?
Gece gözlüm!!...
 
ŞİMDİ YOKSUN

Bir zamanlar öyleydi
Diyelim duruyordun bir ağacın yanında
Kış oluyordu diyelim, tek yaprak olmuyordu dallarda
Şimdi kimse inanmaz buna ama
Çiçekle donanıyordu ağaç bir anda
Kuşu bile oluyordu hatta
Değdiriyordun diyelim parmağını
Hüzne yavaşça
Eriyip rengârenk bir uçurtma
Oluyordu o an
Hüzün dokunmanla
Diyelim bakıyordun ağlayan bir çocuğa
Donup kalıyordu gözyaşları çocuğun
Akarken yanağındaBir zamanlar öyleydi
Şimdi yoksun
Mevsim kış, vakit hüzün
Ve bütün çocuklar ağlıyor
 
*Yüreğin Ateşinde Pişer Bu Çay *


Yüreğin ateşinde demledim çayınızı
İkramı dost muhabbeti
Keyifkar bir akşamı da katarsak içine
Biraz da şiir atalım çayımıza
Demin acısını alsın diye,
O zaman bir sizden bir de bizden
lazım
bizi ben sizi senle konuşursak
daha ne lazım
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…