Yaratilis teorisi, evet, sadece bir teori. O ilk protein uygun sartlarda, kendiliginden mi olustu? Yoksa akilli bir tasarimci "ol" dedi ve oldu mu? Ikisi de sadece birer teori.
Herhangi bir dine (kitapli) inanan biri, inandigi kitapta Yaratilis hakkinda okuduklarina zaten iman ettiginden elbette onun icin bir teori degil. Bu kisiler, agnostiklerin sorgulayan zihinlerinin urettigi her teoriye siddetle karsi cikarlar. Bilimsel kanit isterler. Bir agnostik onlarin inanclarini sorgulasa ve "sen gostesene bana bilimsel bir kanit su herseyi yoktan var eden, ol deyince olduran, herseye gucu yeten ancak kendisinin var olmak için bir ilk nedene ihtiyaci olmayan yaratan hakkinda "dese, falanca peygambere gelmis vahiylerden bahsederler. "Ben Allah'la konusuyorum, o soyle biri, boyle biri" diyene iman ederler ve imanlari aksini dusunen birini anlamayi olanaksiz hale getiriyor. Uzun lafin kisasi, iki teorinin de eli ,simdilik, saglam degil. Ancak, yaratiliscilarin binlerce yildir oturduklari taht sallaniyor. Darwin'le aldiklari yarayla hizla kan kaybetmeye basladilar. Darwin'in teorisinin zayif taraflari cok ama en azindan insan zihninin vahye karsi zaferidir. Yarin, gelecekte bir gun , vahiylerden bagimsiz bir baska bilim insani varolusu daha saglam bir teoriyle neden aciklamaya calismasin?
Iman etmenin kotu bir yani yok arkadaslar. Neye, Kime isterseniz inanin fakat inandiginiz seyi savunurken ve/ya inanmadiginiz seye saldirirken esit zeminlerde oldugunuzdan emin olun. Bilim (akilla yapilan bir etkinlik) ve din (bir takim onkabullerle iman edis) ayni zeminde degil.