Gülümseyerek, kendi biyografim gibi okudum bir an bazı yerleri.
Ben 159 boyunda 45 kilo insanım ve eşim de 197 boyunda dev gibi biri. Ailesi de uzun hep, babası da eşim boyunda, annesi ve kız kardeşi de 185 civarı, erkek kardeşi de eşim kadar yaklaşık. Bunu ilk zamanlar çok takmıştım kafama ama eşim bana sürekli bu düşüncenin saçma olduğunu ve abarttığımı anlattı ve ikna oldum. İlk zamanlar devasa topuklu ayakkabılar falan giydim ama gene de fark çoktu. Sonra gerçekten de bunu sorun yapmayı bıraktım ve hatta kendimle ben alay etmeye ve eğlenmeye başladım
İşte;
"Bak benim boyum kısa, burama çabuk geliyor"
"Boyum kısa diye mi güzel günleri göremiyorum" esprileri kendi aramızda eğlenceye dönüştü. Bana sarılmak için kucağına alıyor, bunun avantajı da çok fazla hem.
Ailenin seni sevmesi konusuna gelince; ben ne görümcemi gördüm, ne kaynımı, ne eltimi.
Bi anası ve babasını gördüm o da ilki tanışmak, ikincisi de nikahta oldu. Bana bohça falan yapmadılar nişan alışverişi yapmadılar demişsiniz, beni istemeye bile gelmediler. Hatta kayınvalide bir çeyrek altın bile takmadı bana:) tamam belki bizim ikinci evlilik tecrübemiz bu ama biz de bir anne evladıyız. Ben de kayınvalide denen kadını hayatımdan tamamen çıkardım. Eşim de bu konuda hep destekçim oldu. Bu dengeyi aranızda kurun.
Evlenen siz olacaksınız, sadece nişanlınız ve siz ailesiniz. Üçüncü şahısları uzak tutun ve onlardan önce siz kendiniz ile barışık yaşayın. Bodur tavuk her dem piliçtir derler
Dilerim anlayış içinde çok mutlu bir yaşantınız olur. Her şeyi nişanlınızla konuşun ama asla birini şikayet ederek değil, durumun sizde neler hissettirdiğini anlatın.
Senin annen çok densiz, benimle alay ediyor demek yerine, benim boyumun kısalığına yorum yapılması beni çok üzüyor deyin. Cümleler önemlidir.
Sevgiler.