- 4 Şubat 2012
- 3.775
- 289
Bu akşam eve geldiğimde Eşim Akşam yemeğini servis ediyordu. Elini
tuttum ve ona söyliyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve
sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine Gözlerinde o korkuyu gördüm.
Bir an da kasıldım ağzımı acamıyordum ama düşüncelerimi söylemem
lazımdı. Ben boşanmak istiyorum. Sinirlenmedi Sözlerime karşılık
vermedi, sadece sebebini sordu.
Bir cevap veremedim ve buna çok sinirlendi elinde ki Çatal Bıcakları
fırlattı. Bana bağırdı ve Adam olmadığımı söyledi. Bu akşam tek kelime
konuşmadık. Eşim bütün Gece ağladı. Farkındaydım Evliliğimiz ne
olacağını merak ediyordu, ama onu tatmin edecek birşey
söyliyemiyecektim. Ben jane'e aşık oldum, eşimi sevmiyorum artık.
Bu vicdan azabıyla bir Evlilik sözleşmesi hazırladım, Evi, Arabayı ve
Şirkettin 30% ona vercektim. Sözleşmeye kısa bir süre baktı ve yırttı.
10 yıl hayatımı paylaştığım bu Kadın bana yabancı olmuştu. Onun
harcadığı zamana ve enerjiye üzülüyordum, ama geri dönemezdim, Jane'e
çok aşık olmuştum. Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, bu benim
beklediğim bir tepkiydi. onun ağlaması benim hafiflememe sebep olmuştu.
Bir süredir aklımdan geçiriyordum boşanmayı, bu fikir bende saplantı
haline gelmişti ve şimdi bu duyguyu daha da güclü hissediyordum ve
doğru karardı.
Bir sonra ki akşam eve geç gelmiştim ve Eşimi Masada yazı yazarken
gördüm. Çok uykum vardı ve Akşam yemeğini yemeden uyumaya gittim. Jane
ile geçirdiğim o kadar saat beni yormuştu. Bir ara uyandım ve onu hala
yazı yazarken gördüm Masa da. Ama bu benim Umrumda değildi ve başımı
cevirip uyumaya devam ettim. .
Ertesi sabah bana Şartlarını yazı halinde sundu. Benden hiç birşey
istemiyordu, sadece boşanmamızı ilan etmek için 1 ay müsade istedi ve
bu zamanda normal bir Aile gibi davranmamızı istedi. Bunun sebebi
Oğlumuzun 1 ay sonra Sınavların olması ve bu dönemde ona bu yükü
bindirmemekti. Bu kabul edilebilinir. Birşey daha vardı, benden onu
Evlilik Gecesinde onu kapıdan içeriye nasıl taşıdığımı hatırlamaktı, ve
1 ay boyunca her sabah onu Yatak odasında Kapıya kadar taşımamı istedi.
Kafayı yediğini düşündüm, ama son günlerimizin iyi gecmesi acısından,
kabul ettim.
Sonra bu şartlardan Jane bahsettim, yüksek ses ile gülüp bunun çok
sacma olduğunu ve eninde sonunda Boşanmayı kabul etmek zorunda
kalacağını söyledi.
Eşimle boşanma konusunu açtığımdan beri Fiziksel temasda bulunmadık. Bu
sebepten ilk gün onu kucağıma alıp kapıya götürdüğümde tuaf bir duygu
yaşadım. Oğlumuz arkamızda duruyordu ve alkış yapmaya başladı 'Babam
Annemi kucağında taşıyor' bu onu çok sevindirmişti, Sözleri canımı
acıtmıştı... Yatak odasından Evin Kapısına kadar 10 metre taşıdım. Eşim
gözlerini kapatı ve kulağıma'Oğlumuza boşanmamızdan bahsettme' diye
fisildadı. Bende başımı öne eğerek tamam dedim, ve içime bir üzüntü
çöktü. kapı önünde onu bıraktım Eşim Otobüs durağına gitti ve onu İşe
götürecek olan Otobüsü bekledi. Bende tek başıma Ofise gittim.
2. gün bu oyunu oynamak bize daha kolay gelmişti. eşim başını Göğüsüme
yasladı, ve onun kokusunu duydum. Birden Eşime uzun süredir bakmadığımı
anladım. Ve onun Evlendiğim zama ki kadar Genc olmadığını farkettim.
Yüzünde hafif cizgiler oluşmuş saclarına ak düşmüştü. Gecen yıllar
öylesine yanından geçmemişt, O an kendime ona bununla neler yaptığımı
sordum.
4. Gün onu kucağıma aldığımda bir güven duygusu yaşadım. Bu bana
Hayatının 10 yılını Hediye eden Kadın.
5. gün bu güven duygusu daha da büyümüştü. bundan Jane bahsettmedim.
Günler geçtikce onu taşımak daha da kolaylaşmıştı, belki de bu sayede
yaptığım antreman dan dolayı dı bu.
Bir Sabah onu ne giyeceğini düşünürken izledim. İsyan ederk her gün
kıyafetlerin biraz daha bol geliğini söyledi. Birden onun ne kadar
süzüldüğünü ve kilo verdiğini farkettim. Demek ki onu her sabah daha
kolay taşıyabilmemin sebebi buydu. Birden yüzüme yumruk gibi vurdu. Bu
kadar Acıyı ve Üzüntüyü Kalbinde taşıyordu. farkında olmadan başını
okşadım. O an Oğlumuz da geldi ve ' Baba Annemi taşıman lazım ' dedi.
Bu hayatımzın bir parcası olmuştu, Babasının Annesini odadan Kapıya
taşıması. Eşim Oğlumuzu yanına çağırdı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Ben
başımı cevirdim, son anda kararımdan vazgecmek istemiyordum. Onu
kucağıma aldım ve Yatak odasından Kapıya kadar taşıdım. Elini enseme
koymuştu ve ben onu sıkı sıkı tutmuştum. Tıpkı Evlendiğimiz gün gibi.
Artık Huzursuzlanmıştım bu kadar kilo vermesinden. Son Gün onu kuçağım
da taşıdığımda hareket etmedim. Oğlumuz okuldaydı ve Eşime Hayatımızda
ki yakınlığın ne kadar eksildiğini söyledim. Ofise gittim arabadan
fırladım kapıyı kilitlemeden bunun için zaman yoktu. Her anın kararımı
değiştirmesinden korkuyordum ve Merdiven den yukarı koştum, yukarı
varınca Jane kapıyı actı. Ona Karımdan boşanmayacağimi söyledim.
Şaşkın bir ifadeyle elini anlıma koydu ve ' Senin ateşin mi var' diye
sordu. Üzgünüm Jane ama ben artık boşanmak istemiyorum dedim.
Evliliğimizin renksiz kalması sevgi eksikliğinden değil, birbirimizin
değerini unuttuğumuzdan dı. Şimdi aklıma geldi ki, ona Evlendiğimiz Gün
kapıdan içeri taşıyınca ömrümün sonuna kadar Sadakat yemini
verdiğimi........ Jane olayı anlayınca yüzüme bir tokat attı ve kapıyı
kapatarak ağlamaya başladı. Hemen aşağa koşup ilk Çicekciye gidip Eşime
bir Buket çicek aldım, üzerinde ki Karta da'''Seni her Sabah hayatımın
sonuna kadar taşıyacağim'''' .
Eve vardığımda yüzümü bir gülümseme kapladı, elimde Çiceklerle yatak
odasına gittim ve Eşimi yatağın üstünde Ölü buldum. Eşim aylardır
Kanser ile savaşıyordu ve ben Jane ile ilgilenmekten bunu
farketmemiştim. Fazla yaşamayacağını bildiği için, beni Oğlumun bana
negativ tutumundan korumaya çalışmıştı . En azından Oğlumun gözünde iyi
bir Eş olarak kalmamı istemişti.
İlişkide ki küçük şeylerdir önemli olan. Villalar, arabalar çok paralar
değil . bunlar hayatı kolaylaştırır ama asla Mutluluğun temeli
olamazlar.
İlişkine zaman ayır ve ilişkinin güven ve huzur anlamına gelecek
şeylere meşgul ol.
Mutlu bir beraberlik yaşa.
Çoğu Hayatların yıkılmasının sebebi, İnsanların
Hedefe ulaşmaya az kala Pes etmesindendir.
tuttum ve ona söyliyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve
sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine Gözlerinde o korkuyu gördüm.
Bir an da kasıldım ağzımı acamıyordum ama düşüncelerimi söylemem
lazımdı. Ben boşanmak istiyorum. Sinirlenmedi Sözlerime karşılık
vermedi, sadece sebebini sordu.
Bir cevap veremedim ve buna çok sinirlendi elinde ki Çatal Bıcakları
fırlattı. Bana bağırdı ve Adam olmadığımı söyledi. Bu akşam tek kelime
konuşmadık. Eşim bütün Gece ağladı. Farkındaydım Evliliğimiz ne
olacağını merak ediyordu, ama onu tatmin edecek birşey
söyliyemiyecektim. Ben jane'e aşık oldum, eşimi sevmiyorum artık.
Bu vicdan azabıyla bir Evlilik sözleşmesi hazırladım, Evi, Arabayı ve
Şirkettin 30% ona vercektim. Sözleşmeye kısa bir süre baktı ve yırttı.
10 yıl hayatımı paylaştığım bu Kadın bana yabancı olmuştu. Onun
harcadığı zamana ve enerjiye üzülüyordum, ama geri dönemezdim, Jane'e
çok aşık olmuştum. Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, bu benim
beklediğim bir tepkiydi. onun ağlaması benim hafiflememe sebep olmuştu.
Bir süredir aklımdan geçiriyordum boşanmayı, bu fikir bende saplantı
haline gelmişti ve şimdi bu duyguyu daha da güclü hissediyordum ve
doğru karardı.
Bir sonra ki akşam eve geç gelmiştim ve Eşimi Masada yazı yazarken
gördüm. Çok uykum vardı ve Akşam yemeğini yemeden uyumaya gittim. Jane
ile geçirdiğim o kadar saat beni yormuştu. Bir ara uyandım ve onu hala
yazı yazarken gördüm Masa da. Ama bu benim Umrumda değildi ve başımı
cevirip uyumaya devam ettim. .
Ertesi sabah bana Şartlarını yazı halinde sundu. Benden hiç birşey
istemiyordu, sadece boşanmamızı ilan etmek için 1 ay müsade istedi ve
bu zamanda normal bir Aile gibi davranmamızı istedi. Bunun sebebi
Oğlumuzun 1 ay sonra Sınavların olması ve bu dönemde ona bu yükü
bindirmemekti. Bu kabul edilebilinir. Birşey daha vardı, benden onu
Evlilik Gecesinde onu kapıdan içeriye nasıl taşıdığımı hatırlamaktı, ve
1 ay boyunca her sabah onu Yatak odasında Kapıya kadar taşımamı istedi.
Kafayı yediğini düşündüm, ama son günlerimizin iyi gecmesi acısından,
kabul ettim.
Sonra bu şartlardan Jane bahsettim, yüksek ses ile gülüp bunun çok
sacma olduğunu ve eninde sonunda Boşanmayı kabul etmek zorunda
kalacağını söyledi.
Eşimle boşanma konusunu açtığımdan beri Fiziksel temasda bulunmadık. Bu
sebepten ilk gün onu kucağıma alıp kapıya götürdüğümde tuaf bir duygu
yaşadım. Oğlumuz arkamızda duruyordu ve alkış yapmaya başladı 'Babam
Annemi kucağında taşıyor' bu onu çok sevindirmişti, Sözleri canımı
acıtmıştı... Yatak odasından Evin Kapısına kadar 10 metre taşıdım. Eşim
gözlerini kapatı ve kulağıma'Oğlumuza boşanmamızdan bahsettme' diye
fisildadı. Bende başımı öne eğerek tamam dedim, ve içime bir üzüntü
çöktü. kapı önünde onu bıraktım Eşim Otobüs durağına gitti ve onu İşe
götürecek olan Otobüsü bekledi. Bende tek başıma Ofise gittim.
2. gün bu oyunu oynamak bize daha kolay gelmişti. eşim başını Göğüsüme
yasladı, ve onun kokusunu duydum. Birden Eşime uzun süredir bakmadığımı
anladım. Ve onun Evlendiğim zama ki kadar Genc olmadığını farkettim.
Yüzünde hafif cizgiler oluşmuş saclarına ak düşmüştü. Gecen yıllar
öylesine yanından geçmemişt, O an kendime ona bununla neler yaptığımı
sordum.
4. Gün onu kucağıma aldığımda bir güven duygusu yaşadım. Bu bana
Hayatının 10 yılını Hediye eden Kadın.
5. gün bu güven duygusu daha da büyümüştü. bundan Jane bahsettmedim.
Günler geçtikce onu taşımak daha da kolaylaşmıştı, belki de bu sayede
yaptığım antreman dan dolayı dı bu.
Bir Sabah onu ne giyeceğini düşünürken izledim. İsyan ederk her gün
kıyafetlerin biraz daha bol geliğini söyledi. Birden onun ne kadar
süzüldüğünü ve kilo verdiğini farkettim. Demek ki onu her sabah daha
kolay taşıyabilmemin sebebi buydu. Birden yüzüme yumruk gibi vurdu. Bu
kadar Acıyı ve Üzüntüyü Kalbinde taşıyordu. farkında olmadan başını
okşadım. O an Oğlumuz da geldi ve ' Baba Annemi taşıman lazım ' dedi.
Bu hayatımzın bir parcası olmuştu, Babasının Annesini odadan Kapıya
taşıması. Eşim Oğlumuzu yanına çağırdı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Ben
başımı cevirdim, son anda kararımdan vazgecmek istemiyordum. Onu
kucağıma aldım ve Yatak odasından Kapıya kadar taşıdım. Elini enseme
koymuştu ve ben onu sıkı sıkı tutmuştum. Tıpkı Evlendiğimiz gün gibi.
Artık Huzursuzlanmıştım bu kadar kilo vermesinden. Son Gün onu kuçağım
da taşıdığımda hareket etmedim. Oğlumuz okuldaydı ve Eşime Hayatımızda
ki yakınlığın ne kadar eksildiğini söyledim. Ofise gittim arabadan
fırladım kapıyı kilitlemeden bunun için zaman yoktu. Her anın kararımı
değiştirmesinden korkuyordum ve Merdiven den yukarı koştum, yukarı
varınca Jane kapıyı actı. Ona Karımdan boşanmayacağimi söyledim.
Şaşkın bir ifadeyle elini anlıma koydu ve ' Senin ateşin mi var' diye
sordu. Üzgünüm Jane ama ben artık boşanmak istemiyorum dedim.
Evliliğimizin renksiz kalması sevgi eksikliğinden değil, birbirimizin
değerini unuttuğumuzdan dı. Şimdi aklıma geldi ki, ona Evlendiğimiz Gün
kapıdan içeri taşıyınca ömrümün sonuna kadar Sadakat yemini
verdiğimi........ Jane olayı anlayınca yüzüme bir tokat attı ve kapıyı
kapatarak ağlamaya başladı. Hemen aşağa koşup ilk Çicekciye gidip Eşime
bir Buket çicek aldım, üzerinde ki Karta da'''Seni her Sabah hayatımın
sonuna kadar taşıyacağim'''' .
Eve vardığımda yüzümü bir gülümseme kapladı, elimde Çiceklerle yatak
odasına gittim ve Eşimi yatağın üstünde Ölü buldum. Eşim aylardır
Kanser ile savaşıyordu ve ben Jane ile ilgilenmekten bunu
farketmemiştim. Fazla yaşamayacağını bildiği için, beni Oğlumun bana
negativ tutumundan korumaya çalışmıştı . En azından Oğlumun gözünde iyi
bir Eş olarak kalmamı istemişti.
İlişkide ki küçük şeylerdir önemli olan. Villalar, arabalar çok paralar
değil . bunlar hayatı kolaylaştırır ama asla Mutluluğun temeli
olamazlar.
İlişkine zaman ayır ve ilişkinin güven ve huzur anlamına gelecek
şeylere meşgul ol.
Mutlu bir beraberlik yaşa.
Çoğu Hayatların yıkılmasının sebebi, İnsanların
Hedefe ulaşmaya az kala Pes etmesindendir.