- 29 Kasım 2007
- 72
- 0
uff arkadaslar neredeyse acaba cok mu ilgisizim diye dusunecektim yazilanlari okuyunca :1shok:. ben esimin utusunu bile yapmam. 2.5 yillik evliligimiz de yaptiklarim bir elin parmaklarini gecmez ve hatirlarim onlarda da esim neredeyse aglamakli olmustur naniknanik ve yine ise mi giristin demistir :roflol: :roflol: . ikimizde calisiyoruz ve ben cok yorgun oluyorum aksamlari, simdiye kadar esimin sunu utuler misin dedigini hatirlamiyorum ama ben ona demisimdir tatlim ben hazirlanirken sunu utuler misin diye. ev isleride yani bulasik, camasir, banyo, ev supurme ve toz hep ona ait, garibim. sen ne yapiyorsun demeyin sakin ben de ona yardim ediyorum tabi ama sagolayim cok detay is yaparim , bi mutfagi temizlemem saatlerimi alir. tabi konu ev isi degil ama yani pek simartamiyorum benimkini galiba. ama gece terlemisse t-shirt unu degistiririm kendi ellerimle, basi agriyorsa ilacini suyunu veririm, hastaysa ihlamurunu kaynatirim, yorulmussa ayaklarina masaj yaparim mest olur, oda bana yapar fazlasiyla galiba bunlarda detaya pek girmedi, yani durup dururken pek birsey yapmiyorum galiba. bir alisveris yaparken kiyafetlerini ben secer giydiririm, oda begenirse aliriz (simdiye kadar hep begendi). ya da cok ciddi toplantisi varsa kendisi ister kendisini giydirmemi ben de yardim ederim yoksa karismam. yada uzak bir yere gidecekse bavulunu toplamasina yardim ederim ama bende gidiyorsam pek sansi yok. hatta Turkiye ye gelirken o benim valizimi toplamisti naniknanik simdi cocukta geliyor herkes kendi basinin caresine bakacak valla. enerjiyi nereden buluyorsunuz kizlar :sm_confused: , benim bazen onume koyulan yemegi yemeye takatim kalmiyor. ben yapamam bu kadar, ihih zor. iyi ki en kotuye alistirmisim benimkini :roflol:
ben son rötüşünü yaparım..
vazen ben hazırlarım ama genelde kendi seçer giyeceklerini..
çocuk ve ev yetiyo bana,bide onla uğraşamam..
her sabah birlikte evden çıkıp akşam birlikte eve döndüğümüz için sabah uyandığımızda ben kendi dolabımı açar ne giyeceksem alırım eşimde kendi dolabını açar istediğini seçer giyer kıyafetlerine karışmam ne giymişse yakışmıştır zaten ama asansörde şöyle bir bakarım ceketinin yakası kalkık mı falan diye onun dışında çok ince ayrıntılara girmem temizliğine ütüsüne dikkat ederim sadece
ahhh gençlik ahh :))). Doğrusu ben düşüncene katılamayacağım. Ne yapıyorsak biz kadınlar yapıyoruz. Sevgimizle, fedakarlığımızla, annelik duygusuyla adamların ellerini, ayaklarını bağlıyoruz, önlerine bir önlük bağlamadığımızla kalıyoruz ilk evlilik zamanlarında. Ama sonra çocuk, iş, ev üçgeninde kalınca bu adamlar niye yardım etmiyor, niye bir çorabını bile yerden alıp kirliye atmıyor, herşeyi ben yapmak zorunda mıyım diye ağlanıyoruz. E adam alışmış. Kim alışmaz rahata. Bana da yapan olsa ben de alışırım. Ama sonra?. herşey insanlar için bunun hastalığı var, zor günleri var. Ayrıca evlilik bir anne-çocuk ilişkisi değil bir ortaklık. Bu ortaklık maddi konulardan yatağı paylaşmaya kadar herşeyi kapsayan bir ortaklık, neden ev işleri veya diğer işler paylaşılmıyor? Lütfen canlar, kocalarımızı da bu yükümüze ortak edelim. Bu işin yaşlılığını da düşünün. Yapamaz edemez demeyin ne olur? Ben 30 yaşımdan sonra öğrendim ev işlerini vsyi. Yok öle kadın kısmı doğuştan ev işini bilerek doğar diye birşey. Sonuçta öğrenilen birşey bu. İşi yapmaya harcayacağımızı çabayı, kocalarımıza işi öğretmek için harcayalım. Hem rahat edelim hem de paylaşma duygusunu yaşayalım.
bir not daha: Kalamış canım, sen nasıl anne evinden çıkıyorsan, o da anne evinden çıkıyor. Artık anne düzeniniz olmayacak. Ne düzen kurarsanız kendiniz kuracaksınız. O düzeni de ikiniz kurmalısınız. Yok ben böyle alıştım sen de bana böyle yap muhabbeti. O düzeni istiyorsa, çaba harcayıp kurmasını bilmesi gerek. Müstakbel eşini çok sevebilirsin (ne güzel) ama o senin bebeğin değil,eşin, hayat arkadaşın. Lütfen aradaki farkı farket. Bu da bir abla nasihati, alınmaz, darılmazsan.
Bu da benim düşüncemdir.
ahhh gençlik ahh :))). Doğrusu ben düşüncene katılamayacağım. Ne yapıyorsak biz kadınlar yapıyoruz. Sevgimizle, fedakarlığımızla, annelik duygusuyla adamların ellerini, ayaklarını bağlıyoruz, önlerine bir önlük bağlamadığımızla kalıyoruz ilk evlilik zamanlarında. Ama sonra çocuk, iş, ev üçgeninde kalınca bu adamlar niye yardım etmiyor, niye bir çorabını bile yerden alıp kirliye atmıyor, herşeyi ben yapmak zorunda mıyım diye ağlanıyoruz. E adam alışmış. Kim alışmaz rahata. Bana da yapan olsa ben de alışırım. Ama sonra?. herşey insanlar için bunun hastalığı var, zor günleri var. Ayrıca evlilik bir anne-çocuk ilişkisi değil bir ortaklık. Bu ortaklık maddi konulardan yatağı paylaşmaya kadar herşeyi kapsayan bir ortaklık, neden ev işleri veya diğer işler paylaşılmıyor? Lütfen canlar, kocalarımızı da bu yükümüze ortak edelim. Bu işin yaşlılığını da düşünün. Yapamaz edemez demeyin ne olur? Ben 30 yaşımdan sonra öğrendim ev işlerini vsyi. Yok öle kadın kısmı doğuştan ev işini bilerek doğar diye birşey. Sonuçta öğrenilen birşey bu. İşi yapmaya harcayacağımızı çabayı, kocalarımıza işi öğretmek için harcayalım. Hem rahat edelim hem de paylaşma duygusunu yaşayalım.
bir not daha: Kalamış canım, sen nasıl anne evinden çıkıyorsan, o da anne evinden çıkıyor. Artık anne düzeniniz olmayacak. Ne düzen kurarsanız kendiniz kuracaksınız. O düzeni de ikiniz kurmalısınız. Yok ben böyle alıştım sen de bana böyle yap muhabbeti. O düzeni istiyorsa, çaba harcayıp kurmasını bilmesi gerek. Müstakbel eşini çok sevebilirsin (ne güzel) ama o senin bebeğin değil,eşin, hayat arkadaşın. Lütfen aradaki farkı farket. Bu da bir abla nasihati, alınmaz, darılmazsan.
Bu da benim düşüncemdir.
Valla bunun ne eşimin çocuk olması ile ilgisi var nede benim eşimi çocuk gibi görmemin imkanı var:1shok:ayrıca anaç ruhlada ilgisi yok en azından kendi adıma ben böyle düşünmüyorumyasakkelime
bende eşimin herşeyi ile ilgilenirim. bazen içimden gelir hadi bu sabah ben seçeyim derim kıyafetini seçerim. işe birlikte giderken muhakkak ona çaktırmadan gömleğine bakarım, çorabına bakarım. benim eşim ilgiyi seviyor, özenim aşktan geliyor, özenmesem bozulur. dolabına bakarım gömleklerinden üşenip bazen yerine astıkları oluyor ama yakaları kirli hemen çıkartırım yıkarım paklarım.çok çorabı, iç çamaşırı vardır her gün değiştirsin isterim ki oda öyle yapıyor artık alıştı. zaman zaman ayakkabılığı düzeltir kendi ayakkabılarımla birklikte onunkilerinde bakımını yaparım.
eşim bensiz pek bir kıyafet almaz. hatta beğenir mutlaka banada onaylatmak ister. eskiden böyle değilmiş ama hem ben zevkli bir kadınım hemde neşeli, üstelik bütün bilindik mağazalar beni tanır, bizi hep çift olarak görmeye alışıktırlar, ben gitmezsem hemen sorarlar eşim bildiğinden beni gururlan sürekli yanında taşır, bavul gibi dermişimsırnaşık şey
yani ne eşim çocuk, ne ben onu büyütmeye hevesli bir anne olabilirim. biz karı kocayız. ama ben çok özenli bir kadınım. annemde öyleydi. gördüğüm şeyleri yapıyorum belkide kimbilir. üstelik benim çok yoğun bir çalışma hayatım vardı, buna rağmen bir gün aksamamıştır evimdeki işlerim.kim aniden gelirse gelsin evimize evimizde hiç telaş olmaz,eşimde bu nedenle çok rahattır hatta tembel oldu sayemdebenneyaptımki
sevgiler...a.s.
ahhh gençlik ahh :))). Doğrusu ben düşüncene katılamayacağım. Ne yapıyorsak biz kadınlar yapıyoruz. Sevgimizle, fedakarlığımızla, annelik duygusuyla adamların ellerini, ayaklarını bağlıyoruz, önlerine bir önlük bağlamadığımızla kalıyoruz ilk evlilik zamanlarında. Ama sonra çocuk, iş, ev üçgeninde kalınca bu adamlar niye yardım etmiyor, niye bir çorabını bile yerden alıp kirliye atmıyor, herşeyi ben yapmak zorunda mıyım diye ağlanıyoruz. E adam alışmış. Kim alışmaz rahata. Bana da yapan olsa ben de alışırım. Ama sonra?. herşey insanlar için bunun hastalığı var, zor günleri var. Ayrıca evlilik bir anne-çocuk ilişkisi değil bir ortaklık. Bu ortaklık maddi konulardan yatağı paylaşmaya kadar herşeyi kapsayan bir ortaklık, neden ev işleri veya diğer işler paylaşılmıyor? Lütfen canlar, kocalarımızı da bu yükümüze ortak edelim. Bu işin yaşlılığını da düşünün. Yapamaz edemez demeyin ne olur? Ben 30 yaşımdan sonra öğrendim ev işlerini vsyi. Yok öle kadın kısmı doğuştan ev işini bilerek doğar diye birşey. Sonuçta öğrenilen birşey bu. İşi yapmaya harcayacağımızı çabayı, kocalarımıza işi öğretmek için harcayalım. Hem rahat edelim hem de paylaşma duygusunu yaşayalım.
bir not daha: Kalamış canım, sen nasıl anne evinden çıkıyorsan, o da anne evinden çıkıyor. Artık anne düzeniniz olmayacak. Ne düzen kurarsanız kendiniz kuracaksınız. O düzeni de ikiniz kurmalısınız. Yok ben böyle alıştım sen de bana böyle yap muhabbeti. O düzeni istiyorsa, çaba harcayıp kurmasını bilmesi gerek. Müstakbel eşini çok sevebilirsin (ne güzel) ama o senin bebeğin değil,eşin, hayat arkadaşın. Lütfen aradaki farkı farket. Bu da bir abla nasihati, alınmaz, darılmazsan.
Bu da benim düşüncemdir.