1
1_sen
Ziyaretçi
- Konu Sahibi 1_sen
- #1
Eşlerin birbirini aldatmalarının altında, bir takım sosyal ve psikolojik faktörlerin aranması gerektiği bildirildi. Psikolog Yalçın Kireççi, yaptığı açıklamada, aldatmanın temelinde bir takım psikolojik ve sosyolojik faktörlerin yattığını belirterek, insanların eşlerini aldatmasını kesin bir nedene bağlamanın mümkün olmadığını söyledi.
Kişilerin, bu olayı istedikleri için gerçekleştirdiklerini anlatan Kireççi, cinselliğin insanların doğasında bulunan bir olgu olduğunu belirterek, ''Tüm dünyada, erkekler evlenene kadar cinsel hayatlarını istedikleri gibi özgürce sürdürüyor. Evlenince de gençliklerinden gelen bu alışkanlıklarını devam ettirebiliyorlar. Aldatan kişi, bunu eşi güzel olmadığı ya da onu sevmediği için yapmıyor. Bunu bir anlık zevk, fırsat veya heyecan için yapıyor'' dedi.
''Cinsellik ihtiyaçtır, ancak olmazsa olmaz bir ihtiyaç değildir'' diyen Kireççi, şunları kaydetti:
''Toplumumuzda cinsel eğitimin yetersiz olması, bir takım takıntıları da beraberinde getiriyor. Çoğu erkek, erkekliğin ölçüsünü daha çok kadınla beraber olmak olarak algılıyor. Erkekliğin ölçüsü kişinin kendi öz benliğiyle ilgilidir. Aldatmanın temelinde bir takım psikolojik ve sosyal faktörleri aramak lazım. Aldatma olayı kişinin öz benliğiyle, kimliğiyle ve kişiliğiyle ilgilidir. Eşini aldatan kişilere baktığımızda, o kişinin yaşamında bir takım sorunlar olduğunu görüyoruz. Örneğin bir işe kendinizi çok verirseniz, hedefiniz varsa cinsellik çoğunlukla akla gelmez. Cinsellik boş kalındığında akla gelen bir şeydir.''
''İnsan ancak kendini aldatır''
Kireççi, hayatlarını istedikleri gibi özgürce yaşayamayan kişilerin bu tip olayları daha çok yaptığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
''Hiçbir şekilde kadının erkeği ya da erkeğin kadını aldatması gibi bir şey söz konusu değil. Kimse kimseyi aldatamaz, insan ancak kendini aldatır. Bu açıdan, aldatılan tarafların hiçbir zaman aldatıldıklarını düşünmemeleri gerek. Çünkü, aldatan kişi kendini aldatır ve güven kaybeder. Kaybeden her zaman aldatan taraftır.
Taraflar özgüvenlerini kaybetmemeliler. Eğer evliliklerini devam ettireceklerse, bu olayı olabildiğince telafi edecek bir çözüm aramalı ve bu olayı tekrar tekrar gündeme getirmekten kaçınmalılar.''
Kişilerin, bu olayı istedikleri için gerçekleştirdiklerini anlatan Kireççi, cinselliğin insanların doğasında bulunan bir olgu olduğunu belirterek, ''Tüm dünyada, erkekler evlenene kadar cinsel hayatlarını istedikleri gibi özgürce sürdürüyor. Evlenince de gençliklerinden gelen bu alışkanlıklarını devam ettirebiliyorlar. Aldatan kişi, bunu eşi güzel olmadığı ya da onu sevmediği için yapmıyor. Bunu bir anlık zevk, fırsat veya heyecan için yapıyor'' dedi.
''Cinsellik ihtiyaçtır, ancak olmazsa olmaz bir ihtiyaç değildir'' diyen Kireççi, şunları kaydetti:
''Toplumumuzda cinsel eğitimin yetersiz olması, bir takım takıntıları da beraberinde getiriyor. Çoğu erkek, erkekliğin ölçüsünü daha çok kadınla beraber olmak olarak algılıyor. Erkekliğin ölçüsü kişinin kendi öz benliğiyle ilgilidir. Aldatmanın temelinde bir takım psikolojik ve sosyal faktörleri aramak lazım. Aldatma olayı kişinin öz benliğiyle, kimliğiyle ve kişiliğiyle ilgilidir. Eşini aldatan kişilere baktığımızda, o kişinin yaşamında bir takım sorunlar olduğunu görüyoruz. Örneğin bir işe kendinizi çok verirseniz, hedefiniz varsa cinsellik çoğunlukla akla gelmez. Cinsellik boş kalındığında akla gelen bir şeydir.''
''İnsan ancak kendini aldatır''
Kireççi, hayatlarını istedikleri gibi özgürce yaşayamayan kişilerin bu tip olayları daha çok yaptığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
''Hiçbir şekilde kadının erkeği ya da erkeğin kadını aldatması gibi bir şey söz konusu değil. Kimse kimseyi aldatamaz, insan ancak kendini aldatır. Bu açıdan, aldatılan tarafların hiçbir zaman aldatıldıklarını düşünmemeleri gerek. Çünkü, aldatan kişi kendini aldatır ve güven kaybeder. Kaybeden her zaman aldatan taraftır.
Taraflar özgüvenlerini kaybetmemeliler. Eğer evliliklerini devam ettireceklerse, bu olayı olabildiğince telafi edecek bir çözüm aramalı ve bu olayı tekrar tekrar gündeme getirmekten kaçınmalılar.''