Eski konularınızı okudum, yorum da yaptığımı hatırlıyorum hatta ama emin olamadım tam. Biraz eleştirel yaklaşacağım, umarım incitmem sizi. Farklı bir açıdan yaklaşmak istiyorum duruma:
Annenizle eşiniz arasındaki sorunda annenizi hatalı buldum ben. Miras parasını sorun edip nikahınıza gelmemekle tehdit etmiş. Bu en başta kırıcı zaten daha çok sizin açınızdan. eşinizin annenize karşı mesafeli olmasına yol açmıştır yine de. ama o otogar olayında ne olurdu anneniz 10 dakika daha bekleseymiş, çocuk gibi davranmasaymış. Eşiniz götürmem dememiş ki. biraz bekleseymiş hem götürecek, hem de alahaısmarladık diyecekmiş zaten. Oturup oturup gitmemezler de etmemiş, uykudan kalkmış. ki siz de eşinizi savunmuşsunuz annenize karşı ve bu yüzden size kızmış. Eşinizin bundan sonra mesafeyi artırması normal. Bir telefon, bir gönül alma bu kadar mı zor?
Cenaze ve ameliyat durumunu ben de yaşadım ve eşimin kalbi hala kırıktır bu konuda. Bir tane arayan soran olmadı benim tarafımdan. Herkesin dünürleri ziyaret ederken o bir geçmiş olsun, başınız sağolsun duymadı. Ama gitme gelme, arama sorma mevzusunda hiç sorun çıkarmaz yine de, ben onu, o beni idare ederiz işte. Karşılıklı olduğundan değil, hatrımız için, gönlümüz için.
Kayınvalideyle olan durumda da sizi hem haklı hem haksız buldum. Ama eşinizin beni arayıp davet edecekler demesindeki ısrarına da biraz siz sebep olmuşsunuz gibi geldi bana. Sizde kaldıkları bir 10 gün ütü olayını çok abartmışsınız. Eğer orada eşinizin hatrı diyerek durumu idare etseydiniz, o da anneniz konusunda daha idareli olurdu gibime geliyor.
Evet siz haklısınız, size karışamamalılar. Ama bunlar her an dibinizde olan insanlar değil. En klasiğinden bir Türk annesi ve ablası. Ütüyü filan kadın yapar kafasındalar, oğlumuzun rahatı yerinde diye görmek isterler. . Level atlamamışlar bu konuda. Daha önce size bir kötülükleri de dokunmamış. Yalnızca 10 gün durumu idare etmekle pek çok şeyi kurtarır, eşinizin gönlünü alırdınız. Eğer eşinizin ailesi yakınınızda olsa ve bunalrı sürekli yapacak olsalar, kesinlikle çok doğru yapmışsınız. size karışamayacaklarını görsünler derdim, ama bayramda seyranda görüşüyorsunuz. Eşinizle normalde beklememiş bunları, yalnızca kaldıkları süre içinde idare etseydin demiş ama siz bunu o zaman bir daha düzenime karışmayacaklar, çocuğuma bakmayacaklar diye önüne şart koşmuşsunuz. Ki hiç gerek yokmuş. Eşiniz zaten sizin fikrinizi desteklerdi bence.
Şimdi eşiniz illa beni arayacaklara getirmiş işi, ama siz onun ailesine gidiyorsunuz. Keşke o da biraz daha idareli olsa. O küçüklüğünü bilerek büyüklük etse, uzatmasa, gidip kalıp gelse bir kaç gün.
Yani siz de hiçkimse eğilmediği için, herkes kırılmış.
Bunda sizin tavırlarınızın da payı olmuş.
Aile ailedir, bu kadar kalemi kalemine hesaplaşmayı doğru bulmuyorum ben. Kol kırılır, yen içinde kalır. En büyük kavgalar yaşansa (namus ve onur meseleleri dışında) , yine de aile sarıp sarmalar, birleştirir. Arkadaşlıklarda hesap kitap olur da, ailede biraz nahoş duruyor. Biraz sen, biraz o, biraz biz derken oluşuyor aile. hayatta en önemli şey haklı olmak değil, geriye baktığında mutlu anılar hatırlamak, dostluklar kurmak.
Uzun oldu. Bunlar benim görüşlerim. Sizi iyi niyetli ama biraz acemi buldum ben. Gencecik bir öğretmenimiz ilk dersine girdiğinde bize çok mesafeli ve sert davranmıştı, anlam verememiştik. Sonra kanka olmuştuk. Sert davran, şımarmasınlar demişler. E biz zaten ultra uslu bir sınıftık. Gerek yoktu ona. Sonra he beraber gülmüştük. Kayınvalide olayını buna benzettim biraz.
Neyse, umarım bayramda iki ailenizle de hep beraber olursunuz, ikiniz için de mutlu geçer.