Eşimin telefonunda kız kardeşimin fotoğraflarını buldum.

Bir noktaya kadar affetmiş olmanızı anlayabilirdim. Hiç doğru bulmasam bile başka kadınlara bakan erkeklerin çok fazla olduğunun bilincindeyim ve birlikte porno izleyen çiftler bile varken bunu affetmek anlayabileceğim bir şey.
Ama "ablam" diyorsunuz yani isteseniz de istemeseniz de bir araya geleceği bir insan.
Düşünüyorum da farklı bir sebeple bile başını ablamın olduğu tarafa çevirse, acaba ablama mı bakıyor, diye düşünmeye başlarım. Bu düşünce insanın aklından silinebilecek bir şey değil. Üstelik bunu ailenize de söylemediğiniz için o ortamdaki huzursuzluğunuz da dikkat çekecek.
 
Aylar once burda bir konu açilmişdi. Yatiya eşimin kuzeni gelicek ama ben istemiyorum diye. Ben de bekar bir hanimin başka evde kalmasi dogru olmaz. Dunya hali diye yorum yazmişdim. Hatta dalgasina da cumleler eklemişdim. Burda baya baya linç yedim. Ne kadar fesatsin. Ne kadar zavallisin ki boyle şeyler dusunuyorsun. Benimle yazmayi birakip birbirleriyle de acik platformdan dedikodumu yapiyorlardi. Herhalde hiç gerçek sevgi gormedi. Aklimiza bile gelmez dediler. Onu Akrabalarin kim bilir nasil dediler. Begenmedim butonuna abandilar. Ve adim fesata cikarak banlandim. Belki okuyan olursa hatirlar bilmiyorum. Yani diyecegim o ki hayatta kimseye guvenilmez. Ben tam okumadim açikcasi ablanizin resimlerini kaydettigi yeri okudum. Hesap sormamişsaniz sorun. Ben yuzune bakamazdim onlari gordukden sonra. Başka kadinlarin resimlerine bakmakla kardeşinin resimlerine bakmak arasinda daglar kadar fark var. Ikincisi namussuzlugun zirvesi
Ama bu bahsettiğiniz şeyde ilişki durumunun bir önemi yok ki. Bekar kadın veya evli kadın fark etmeksizin karşıdaki şeref yoksunu ise ne fark edecek ki? Medeni durumdan ziyade kişilerin karakteriyle alakalı bir durum. (Bahsettiğiniz konuyu okumadığım için bilmiyorum, bu konuda yazdığınız yoruma istinaden yazıyorum)

Konu sahibinin yazdığı konuya gelince gerçekten ne diyeceğimi bilemedim.
 
Merhaba arkadaşlar. Bu konuyu açmakta çok zorlandım çünkü anlatmaya dilimin varmadığı şeyler var. Ama içimde tuttukça daha kötü oluyorum, çevremde böyle bir şeyi paylaşıp dertleşebileceğim kimse yok çünkü.

Önce size ilişkimden bahsetmek istiyorum ki objektif yorum yapabilesiniz. Konuyu çok ayrıntıya boğduğumu düşünürseniz lütfen uyarın ona göre düzenleyeyim.

Biz eşimle severek evlendik. İki yıllık sevgililik nişanlılık sürecinden sonra geçtiğimiz mayıs başı düğünümüz oldu. Ben evlenme konusunda pek hevesi olmayan birisiydim ama çok sevdim aşık oldum, nikahsız yaşamak da inancıma ters, süreci de çok uzatmak istemedim bu yüzden iki yılı tanımak için yeterli buldum.

Eşimle meslektaşız, ortak arkadaşlar sayesinde tanıştık ve karakterine hayran oldum. Çok çabuk bağlandım iki yıl boyunca hemen her günü birlikte geçirdik. Belki fazla samimi gelebilir bazılarınıza ama bizim ilişki dinamiğimiz böyle şekillendi. Varlığından mutlu oluyorum adamın ve her saniye görmek istiyorum. Ayaklarım yerden kesildi, uzun süre depresyonla mücadele etmiş biri olarak bu kadar mutlu olabileceğim aklıma gelmezdi inanın.

Dediğim gibi böyle sevme sebebim karakterinin bu kadar düzgün oluşuydu. İlişkiye engel şeyler vardı, ailelerdeki ekonomik kültürel farklar gibi. Ama sevince hepsinin üstesinden geliyor insan. Bir kere bile kavga etmedik diyebilirim iki yıl boyunca. Şimdi sayamayacağım bir çok şeyi tolere ettim (konuyu çok uzatmamak için tek tek anlatmıyorum). Onun da sabrının sınandığı anlar olmuştur eminim.

Gelelim asıl meseleye. Başlığı görünce bu kadar yazdığım güzellemeyi garipsemişsinizdir eminim. Bi türlü giremiyorum konuya affedin.

Evlendikten bir ay sonra eşim bedelli askerlik için bir aylığına başka şehire gitti. Zamanlaması çok kötü biliyorum ama varmış bi hayır diyorum. Akıllı telefon sokmak yasak, orda emanete bırakmak yerine sende kalsın dedi. Normalde şifre sormam karıştırmam o benim bilgisayar ve telefon şifrelerimi bilir, elim doluyken açması gerekmiştir söylemişimdir o şekil. Güveniyorum sonuçta. O da bana söylemiş hatta ama hatırlamıyorum bile. Yolda giderken bunun şakasını yaptım "şifreni değiştiriyor musun kurcalamayayım diye" minvalinde, "saçmalama sen koydun ya şifreyi biliyosun" dedi. Hatırlamadığımı söyledim o an.

Ben bu telefonu bir ay ellemedim. Biliyosun dedikten sonra şifreyi hatırlamış olmama rağmen. Eve bıraktım annemin yanında kaldım bir ay. Almaya gideceğimiz gün yanımda götüreceğim için elime alınca şeytan dürttü ne yalan söyleyeyim. Gitmemize bir saat kala açtım kurcaladım.

Mesajlarını okudum, maddi konularda bazı soru işaretleri vardı kafamda ve annesiyle mesajlarını merak etmiştim bu sebepten, kurcalama sebebim de buydu. Nitekim haklıymışım bayağı canımı yakacak şeyler buldum. Haberim olmadan kredi çekmesi ya da asla haberim olmayan borçlar alması gibi. Ama bir sonra bulduklarım kadar canımı yakamaz hiçbir şey.

Galeriye girmek aklıma geldi ve gizli dosyasında beklediğimden daha az fotoğraf olduğunu fark ettim. Niye bunu diyorum, ben ona açık seçik fotoğraf atmayı seviyorum, o da biri görmesin diye gizli dosyasına atıyor. Cinsel hayatımız harika, kesinlikle geri çevirmiyorum ya da terslemiyorum aynı derece hevesliyiz. Ama benim attığımdan az sayı görünce hangilerini silmiş ki diye merakımdan (bu kadar saflık olur) açtım baktım.

Dünyam başıma yıkıldı. O hissi tarif edemem. Önce instagramdan ekran resmi alınmış bir sürü fotoğraf gördüm. Yarı çıplak kadınlar. Sırf bu amaçla açılmış binlerce hesap var denk gelmişsinizdir.

Ben vücudum konusunda çok özgüvensizim ve o da bunu bilir. 60 kilo kadar vermiş biri olarak çatlaklardan sarkıklardan muzdaribim tahmin edersiniz. Bu kiloya göre çok iyi toparladım allah var ama bi kaç doğum yapmış 40lı yaşlarda bir kadının fiziğinden kötü göründüğümü düşünüyorum. Bunu bilir ve her fırsatta ne kadar güzel olduğumu ona mükemmel göründüğümü falan söyler. Buna rağmen o askerdeyken silikon taktırdım (haberi vardı bu arada ve sen bilirsin demişti) çünkü ben memnun değildim görüntüden.

Bu kadınları görmek ne kadar kötü hissettirdi tahmin edersiniz. Sonra eski arkadaşlarından hiç de açık olmayan ama vücut hatlarının belli olduğu (ona yoruyorum çünkü başka sebep bulamadım) ekran resimleri. Bunların hepsi bir yana, hepsine bir açıklama bulunur.

En son gördüğüm de öz ablamın fotoğrafları! Son derece muhafazakar biridir kendisi, ikimiz de kapalıyız ve eşim hassasiyetimizi bilir. Kendisi de hassastır güya! Ona bilgisayarımda aile fotoğrafları olduğunu ve bakmasını istemediğimi belirtmiştim. Yanında açacak olsam ekranı çevirirdim o da başını çevirirdi falan. Cep telefonu da aynı şekilde.
Ablam açıkken fotoğraf çekiniyoruz illa ki.

Kınada hiç erkek yoktu ve ablamla ben açıktık. Kına dosyasını açıp ablamın fotoğraflarını bulup ekranın fotoğrafını çekmiş bir kaç poz. Baya kadınların yanına giyeceği bi gece elbisesi saçı makyajı yapılmış hali. Daha bitmedi. Bir de 5 yıl önceden kalan fotoğraflara kadar girmiş, yeğenimin doğumunda çektiğim fotoğraflara bakmış. Ablam emzirirken çektiğim fotoğrafları da kaydetmiş. Yazarken midem bulanıyor. Bebek var o fotoğraflarda ya! Şimdi 5 yaşında olan yeğenimin bebekliğinden hatıra olsun diye çekilmiş masum fotoğraflar...

Kafayı yedim tahmin edersiniz. Elim ayağım titredi saatlerce. Ne yapacağımı bilemedim, bir aydır yüzünü görmediğim deli gibi özlediğim kocamı almaya gidiyoruz ve böyle bir şey bulmuşum.
Bu fotoğraflar üç haftalık evliyken kaydedilmiş. Daha balayı zamanlarımız ya. Ben ona güvenip bilgisayar evdeyken işe gittiğimde girmiş bakmış. Aklımın ucundan geçmezdi bilgisayarı saklamak başka şifre koymak falan. Öyle güveniyordum ki.

Annem bir haller olduğunu anladı tabi ki tahmin de etmiş zaten telefonuna bakıp böyle olduğumu. Sorunca kredi mevzusunu söyledim ısrar edince instagramdaki resimlerden bahsettim ama ablamı söylemeye dilim varmadı. Onun adına utandım çünkü. Eşimi çok sever ailem, annem öz oğlu bilir. Ablam desen öyle ablalık yaptı ki bu süreçte manevi desteği zaten saymakla bitmez, maddi anlamda erkek tarafının yaptığı kadar altını tek başına yaptı bana düşünün. Tamamen kendi emeğiyle kazandığı parayla.

Bunları düşündükçe delirecek gibi oldum fakat annem anlık hareket etmememi tavsiye etti. Biraz bekle sindir bi bak ne olacak dedi. Ben de bir kaç gün hiçbir şey yok gibi davrandım. Bayram falan geçti. Bu arada psikiyatristimle görüşme imkanım oldu.

Kadın çok haklı olduğumu söyledi fakat erkeklerin beyninin farklı çalıştığını göz önünde bulundurup biraz daha sağduyulu hareket etmemi önerdi. "Bu oturup konuşulması gereken bir konu" dedi.

Sakince konuştum. En basitinden başlayarak tek tek sordum. Bu konuda da anlık bir dürtü olduğunu, asla o fotoğraflara bakıp bir şey yapmadığını, çektiğini unuttuğunu, bulduğu bu tarz fotoğrafları saklamak gibi bi hastalığı olduğunu söyledi. "O benim de ablam" falan diyecek oldu susturdum.

O gün bu konuyu kapatmıştım kendimce, yine günlerce hiç yaşanmamış gibi davrandım ama bi noktada patladım duygusal olarak. Bi kaç gün ruh gibi gezdim sürekli ağlıyorum, o peşimde geziyor çok üzgün falan. Bu sefer pek sakin olmadan nasıl bunu yaparsın diye çıkıştım, nasıl güvenimi mahvettiğini anlattım. Bu konuşma beni rahatlattı bir süre, içimde kalmadı en azından.

Çok özür diledi. Zamanla geçicek sana affettiricem kendimi çok haklısın bir daha asla dedi. Velhasıl yine normale döndüm ister istemez. Çünkü her dakika beraberiz, beni asla yalnız bırakmıyor (üzerimdeki etkisini de bildiği için) bi şekilde yumuşuyorum.

Gelgelelim şu anda bu forumda size destan yazarak bunu anlatma ihtiyacı hissediyorsam hala arkamda bırakamadım demektir. En ufak gözüme batan alakasız bir hareketinde bile aklıma bu olay geliyor.

Ben mi abartıyorum, uzatıyor muyum, benzer hataya kendim de düşebilir miydim bilmiyorum. Sanki bir açığını bulunca saplandım suyunu çıkarıyorum gibi de geliyor. Aldatmak gibi bi şey de değil bu ama pis bi durum işte. O, benim ona yanlış yaptığım bi konuda affediciydi ve tekrar yüzüme vurmadı. Tamamen unuttu ve üstünü örttü. Ama ben ona aynı şeyi yapamıyorum. Sanki sürekli beni salak yerine koyup arkamdan iş çeviriyormuş gibi geliyor.

Buraya kadar hala okuyan varsa teşekkür ediyorum öncelikle :) İçimi dökmeye ihtiyacım vardı durup durup duygularım kabarıyo bu konuda çünkü. Ben de size yakındım. Okuyup tavsiye verebilecekleriniz varsa şimdiden minnettarım.
Affetmissiniz zaten iki de bir yüzüne vurmayın sizde artık. Fiile geçmemiş ama şaşırdım ya insan güvenemiyor artık erkeklere
 
buradaki bazı kişiler boşan diyince belki o kadar da değil. diyeceksiniz. Zaten görünürde affetmişsiniz. Evlilik devam edecek belki çocuk bile olacak, ama içinizdeki bu şüphe bu soğuma yada tiksinme durumu geçmeyecek. Çocul bile olsa er yada geç boşanacaksınız. Yoksa kafayı yersiniz. Kocanız da zaten sizin suçlamalarınızdam sıkılıp arsızlaşacak, ne var kaydettiysem diyecek. İleride. belki 2 yıl sonra. Stres sıkıntı içinde boşa geçen yıllar. Abartıyor muyum diyorum ama yok, oluru yok yani. Sizboşanacaksınız çünkü bunu kabullenemeyeceksiniz ki doğru olan bu. 2 yıl beklemeyin derim.
 
Gelecek zaman içinde hiç ablanızla görüşmeyecek misiniz ailecek falan? Birbirinizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Eşinizin ablanızın göğüslerine bakıp tahrik olduğunu bilerek?
Yani eşinizin ablanıza karşı gizliden bir ilgisi var?
Bu gerçekle nasıl evliliğinize devam edebilirsiniz gerçekten merak ediyorum.
 
Mide bulandirici ve eşiniz sapık diyebileceğimiz konumda şu an.
Ne yazsakta affetmişsiniz mideniz alıyor demekki, bişey yazmaya akil vermeye değmez bu konu.
 
Anladığım kadarıyla iş güç sahibi bir insansınız, boşanın, yol yakınken vazgeçin, hiçbir şey düzelmeyecek boşuna zamanınıza benliğinize yazık etmeyin
Gerçekten aşırı derece mide bulandırıcı ve üzücü, aldatmaktan sapıklıktan farklı bir şey değil
 
Belli ki affetmişsiniz. Bundan sonra ablayla eşi aynı ortama denk gerirmeyeceksiniz. Çünkü bu öyle bir kemirgen şüphe ki hep acaba diyeceksiniz. Hadi diyelim açık halini merak etti baktı ama ya telefonun gizli dosyasına alması??
Zor iş
 
Fotoğraflara bakıp bişey yapmadım demesine inandiniz mi cidden ?!?! Kendiniz kandırmayın kocanizin zaten yüksek olduğunu sizi de on afotograf atarak tahrik ettiğinizi biliyorsunuz. Adamin fotoğrafları bilgisayardan cep telefonuna kadar atacak kadar gozu dönmüş .siz hala bişey yapmadım dedi diyorsunuz .ne diyecekti banyoya girip sen yokken ablanın fotoğraflarına bakıp kendimi rahatlatim mi diyecekti ?!?!
Kendinizi boşa kandirmayin .
 
Bu çakma psikolog''biraz sagduyulu olmalısın'' demiş ya.
Nasıl bir sag duyu mesela ?
adkldhfhbf
Hani eşlerimiz ablamızın memelerine bakınca ne hissetmemiz lazım ?
Aslında psikolog haklı bence. Biraz sağduyu biraz solduyu birazda sağlı sollu duyulu yumruk falan derken bu herif kendine gelebilir... 😐😶
 
Bu konu bana hiç geçmedi. Fake olduğunu düşünüyorum. Onun haricinde gerçek ise, hiç şaşırtmadı. Bu ve bunun gibi çok insan örneği var.

Koleksiyon hastalığı deniyor. Düzinelerce filmleri, dizileri mevcut. Yakından yaşamış biri olarak söylüyorum sizden önceki hayatındaki insanların bile herhangi bir şeylerini saklıyor olabilir. Tedavisi hakkında pek bir fikrim olmasa da bu durum mide kaldıracak bir durum değil bana göre.
 
X