Tek tek tekrar okudum tüm mesajlarınızı.
BİZ, BİZİM gibi çoğul kelimeler kullanmak yerine BEN, EŞİM,EVİ, EVİM gibi hep tekil kelimeler seçmişiniz.
Eşimle 2001 senesinde evlendik.
2001-2007 arasında ortalamanın çok üstünde maaşlarla çalıştı.
Hiç BEN KAZANIYORUM, BENİM PARAM demedi. (ben 2005'ten beri çalışıyorum)
2007-2009 döneminde bir işsizlik dönemimiz vardır ki Aman Allahım.
Allah düşmanıma vermesin.
Allak bullak olduk. Benim maaş hangi birine yetsin?
(maalesef ne kadar gelirse okadar gider mantığıyla eşim işten ayrıdığında hem kredi, hem kredi kartları doluydu. hiç beklenmedik bir ayrılıştı bu. üstelik tazminatsız. daha sonra mahkemeyi kazandık ama malum TR şartları 2007 de açılan mahkeme 2011 de bitti)
Evet bir erkeğin, özellikle de iyi şartlarda çalışmış, rahat yaşamış bir erkeğin evde olması çok zor.
Neden şu anda çalışmıyor diye yargılamayacağım çünkü o 2 senelik dönemde gördüm ki, çalışmak isteniyor ancak işverenler teklif etmeye korkuyor. (bir çok iş görüşmesi olmuştu bu dönem. hepsiyle en az 3 görüşme. maaşın görüşüldüğü noktaya kadar gelinmiş, eşim bilerek son aldığı maaşı hep eksik yazmıştı. ama CV bu. sektör biliyor işte)
Neyse bütün bunları neden anlattım?
Hayatta herşey BİZİM için.
Kimin başına ne geleceği hiç belli olmaz.
Benim eşim de fazlasıyla gururlu, etrafındakiler tarafından AĞIR ABİ olarak tasfir edilecek kadar da ağırbaşlıdır.
Lütfen bu ev meselesini, "gururundan öyle söyledi. benim elimden para almış olmamak için evi satmayı teklif etti" diye kapatmaya çalışmayın.
Bize kapatsanız bile kendinize kapatmayın en azından.
Kanımca eşinizin olaya bakış açısı bu olsa idi
Herhalde faiz hesabına girmezdi değil mi?
Gerçi siz sadece dertleşmek için açmışsınız konuyu.
ALAN RAZI, SATAN RAZI.
BİZ NEDEN KENDİ KENDİMİZE GELİN GÜVEY OLUYOR İSEK...!!!