- Konu Sahibi bahanem2011
-
- #61
mr kızlar baslıktanda anlasılacagı gıbı esım pek calısma taraftarı degıl bana gore.eşim henuz askerlıgını yapmadı.30 yasında suan..acıkogretım okuyor.ılk evlendıgım sene 1 sene calıstı ..iş agır geldı ordan cıktı..1.5 sene iş bulamadıgını soyledı.bu donemde tabıkı ben calısıyordum.allaha sukur sıkıntım pek olmadı maddı konuda.ama manavı konuda onun calısmama ıstegı benı cıldırttı.ne desem batıyor.anlıyamıyordum o donem onu..evım kıra..1000 tl maas alıyordum..anca evı gecındırıyordu.borclarım hala var dugunden kalma..neyse ben bır iş buldum ..zorakı yolladım onu o işe..cok soylendı 600 tl calısılırmı bu kadar saat dıye ama ben hep..üste cıktım..neyse.3 ay calıstı.ama ordan da 1 ay oldu işten cıkardılar ..nedenı ıse..haksızlıga tahammulu yoktur..daha sıgortasını bıle yapmamıslardı.bıde adam kendı ozel ıslerını yaptırıyormus.bunlara..bızımkıde surat asmıs..falan vs..işten cıkardılar kısacası..bende işten cıktım..suan ıkızmıde bosuz amanerdeyse bırbırımızı yıyecegız evde..ben buna iş buluyorum ..sadece kendısı ınt.basvuru yapıyor..gerı kalan surelerde ınternette sorf..delırıyorum..o gırmeden işe ...bende gırmek ıstemıyorum..ben evdeyken bıraz daha huzursuz.oluyor.ben olmasam bılıyorum umursamayacak..bugunde kendıme bır iş baktım..adamlar bıde depocu arıyorlarmıs..ona soledım aman soylemez olaydım..bunda bel fıtıgı varmısta ..olürmüymüş geberirmiymiş..umrumda deılmıs..bende hıc bırsey demedım ..az yatıstı..dedı yerı nerde tarıf et..ettım.gıttı bılmıyorum..ne yapar eder..zorakı gıttı soylene soykene..dıyor mecbur gıdecem yoksa suratından gecılmez..kızlar ben evlenelı 3 sene oldu artık bebegım olsun ıstıyorum..ne zamana kadar calsıcam..bılmıyorum ben bu adamla ne yapıcam severek evlendım..cok zor oldu.işin dısında baska sorunumuz..yok bır meslegıde yok..askerlıkte yok dezavantajı bunları..eşimi sevıyoırum..ama bu iş meselesı yuzunden bazen soguyorum ondan nefret edecek dereceye gelıyorum..onun dısında mukkemmel bır erkek..ne olur akıl verın ne yapayım ben ...delırcem akıl verın kulunuz kurbanınız olayım..anlatacak kımsem yok..kafayı yıeyecem..sıkıntılar yuzunden 4 vaydır adet olamaıyorum lutfen yardım edın akıl verın..
Mesleği olmayan bi adamla evlenerek baştan hata yapmışsınız, aileniz nasıl izin verdi anlamıyorum.Büyük konuşmak gibi olmasın ama böyle asalak adamları hiç sevmem
İş yok diyo, sanki gelip iş onu bulcak. O çabalıycak ki işi olucak. Bi de küçük de değil 30 yaşında, evliliğinizi gözden geçir derim ben
Şu yorumun üstüne söylenecek çok fazla söz yok aslında.
Bu insan okulunu bitirememiş olabilir, iş başvurusu yapacakken "şu şu vasıflara haizim" diyecek durumda olmayabilir, bunların yanında evet düzgün bir iş bulmak gerçekten zor bu zamanda, ama oturup kadın parası yemek ve bundan gocunmamak nasıl bir şeydir yahu...
Sizin bu yaşadığınız sorun, dönemsel bir şey değil, öyle başıma geldi, yarın geçer diyemezsiniz, çünkü adam sorumsuz, ve hep öyle kalacak. 30 yaşına gelmiş, bir baltaya sap olamamış, yine o sorumsuzluğu yüzünden okulundan atılmış, yurt dışında okuyup dil öğrenmeyi bile becerememiş, daha askere bile gitmemiş. Neyine güvenip evlenmiş diye sorası geliyor insanın, ama belli ki "ben evde kıçımı büyüteyim, biri de çalışıp bana para getirsin" demek için evlenmiş. Kusura bakmayın ama bu yani.
Adam okulu bitirecek de, askere gidip gelecek de, kalıcı bir işe girecek de, hayatınız düzene girecek de, ölme eşeğim ölme.... Ama emin olun ki şartlar ne olursa olsun, evliliğin yükü hep sizin omuzlarınızda olacak, o her şeyden kaytarmanın bir yolunu bulacak, çünkü bazı insanlar böyle, ve bu gibi huylar değişmez. Askerde biraz anlar dünyanın kaç bucak olduğunu, bir nebze olgunlaşır elbet, ama "aile babası" sıfatını hak edebilmesi için dünyanın tersine dönmesi gerek herhalde..
Siz elbette eşinizi daha iyi tanırsınız, ama "canımın istediği gibi bir iş bulamıyorum yavvv, gerçi bulmak için önce kıçımı kaldırıp aramam lazım ama ne uğraşıcam şimdi, nasılsa karnım tok sırtım pek" diyip karısının eline bakan bir adamda karakter sorunu vardır.
Annemin eski bir komşusu vardı, onun eşi gibi eşiniz. Adam bütün gün evde oturup loto moto oynuyordu, Allahtan kadının elinin sanatı vardı, dikiş dikerek evini geçindirdi, çocuklarını okuttu. Kadının akrabaları falan adama zaman zaman iş buldular, ama adam hiçbirinde bir aydan fazla çalışmadı, ille "masa başı iş olsun" diye tutturdu, zannımca genel müdür olma fantezileri vardı, ama Allahtan kimse çıkıp da "sen kimsin ki be" demedi.
Kadın tipik "sinek kadar kocam olsun, başımda bulunsun" zihniyetine sahip kadınlardan biriydi, ama çok pişmanmış. Son birkaç yıldır şehir dışında üniversite okuyan kızlarının yanına taşınmış, yaşayıp gidiyorlarmış. Sorumsuz adamı besleyeceğim diye sabahlara kadar dikiş diktiği geceler, sinir krizleri, yediği dayaklar da yanına kâr kalmış. Evet, bir de üstüne dayak yemiş, çünkü evdeki ekonomik güç kadının elinde olunca, güç dengesini sağlamak için adam da fiziksel gücünü ortaya koymuş, kadına hükmedip yara alan erkeklik egolarını böyle beslemiş. Bildiğimiz kadarıyla ailesinin yanına geri dönmüş, 50 yaşından sonra baba parası yemeye geri dönmüş. Hazmedebiliyorsa, afiyet olsun, ne denir ki..
Peki kadın baştan niye gitmemiş? Bir sürü kadın ekonomik yetersizlik yüzünden koca şiddetine katlanmak zorundayken, bu kadın neden hem para kazanan, hem bunları yaşayan taraf olmayı başarabilmiş, nasıl tekmeyi basmamış ben anlamıyorum. Aptallık falan da demek istemiyorum, ama şurası kesin ki, hepimiz hayatta seçimler yaparız, ve bu seçimlerin iyi kötü getirileri olur, onları yaşarız, bazen de bedel öderiz. O kadın bile bile lades dedi, hayatı bunun ceremesini çekmekle geçti. Umarım çocukları biraz gün yüzü gösterirler. Ben de az çok tanıyorum, iyi niyetli, tatlı bir kadındı, belki onun o hâli çok içime oturduğu için sizin konunuzla bu kadar ilgilendim.
Verdiğim sadece bir örnek, belki o adam kocanıza benzemekten çok uzak bilmiyorum, ama sadece anlatmak istedim. "Siz hayat arkadaşısınız, her evlilikte böyle krizler olabilir, üstüne gitmeyin, eve maddi katkısı olmadığı için kötü hissettirmeyin, biraz mola versin, sonra zaten kendisi çabalamaya başlayacaktır, beraberce bunu atlatırsınız" falan filan gibi cesaret vermeyi isterdim, ama eşinizde o ışık yok. Siz ne düşünür, ne yaparsınız bilemem, ama ben böyle bir adamla evlenmiş olsaydım, ondaki bu zihniyetla tanıştıktan sonra evliliğimi cidden gözden geçirirdim.
Siz zaten gayretli bir kadınsınız, çalışıyorsunuz. Ama ben sizin yerinizde olsam evde mama bekleyen gamsız birini doyurmak için değil, önce kendim, sonra ailem için çalışırdım. Rahat ettirmeniz gereken birileri varsa onlar da anne-babanız. Kocanız da annesinin karnına geri dönsün. Sıcacık yer, bütün gün yan gelip yatsın. Yeme içme de bedava. Ağzını oynatmasına bile gerek yok yemek için, tembeller için yedi yıldızlı otel valla.
Şu yorumun üstüne söylenecek çok fazla söz yok aslında.
Bu insan okulunu bitirememiş olabilir, iş başvurusu yapacakken "şu şu vasıflara haizim" diyecek durumda olmayabilir, bunların yanında evet düzgün bir iş bulmak gerçekten zor bu zamanda, ama oturup kadın parası yemek ve bundan gocunmamak nasıl bir şeydir yahu...
Sizin bu yaşadığınız sorun, dönemsel bir şey değil, öyle başıma geldi, yarın geçer diyemezsiniz, çünkü adam sorumsuz, ve hep öyle kalacak. 30 yaşına gelmiş, bir baltaya sap olamamış, yine o sorumsuzluğu yüzünden okulundan atılmış, yurt dışında okuyup dil öğrenmeyi bile becerememiş, daha askere bile gitmemiş. Neyine güvenip evlenmiş diye sorası geliyor insanın, ama belli ki "ben evde kıçımı büyüteyim, biri de çalışıp bana para getirsin" demek için evlenmiş. Kusura bakmayın ama bu yani.
Adam okulu bitirecek de, askere gidip gelecek de, kalıcı bir işe girecek de, hayatınız düzene girecek de, ölme eşeğim ölme.... Ama emin olun ki şartlar ne olursa olsun, evliliğin yükü hep sizin omuzlarınızda olacak, o her şeyden kaytarmanın bir yolunu bulacak, çünkü bazı insanlar böyle, ve bu gibi huylar değişmez. Askerde biraz anlar dünyanın kaç bucak olduğunu, bir nebze olgunlaşır elbet, ama "aile babası" sıfatını hak edebilmesi için dünyanın tersine dönmesi gerek herhalde..
Siz elbette eşinizi daha iyi tanırsınız, ama "canımın istediği gibi bir iş bulamıyorum yavvv, gerçi bulmak için önce kıçımı kaldırıp aramam lazım ama ne uğraşıcam şimdi, nasılsa karnım tok sırtım pek" diyip karısının eline bakan bir adamda karakter sorunu vardır.
Annemin eski bir komşusu vardı, onun eşi gibi eşiniz. Adam bütün gün evde oturup loto moto oynuyordu, Allahtan kadının elinin sanatı vardı, dikiş dikerek evini geçindirdi, çocuklarını okuttu. Kadının akrabaları falan adama zaman zaman iş buldular, ama adam hiçbirinde bir aydan fazla çalışmadı, ille "masa başı iş olsun" diye tutturdu, zannımca genel müdür olma fantezileri vardı, ama Allahtan kimse çıkıp da "sen kimsin ki be" demedi.
Kadın tipik "sinek kadar kocam olsun, başımda bulunsun" zihniyetine sahip kadınlardan biriydi, ama çok pişmanmış. Son birkaç yıldır şehir dışında üniversite okuyan kızlarının yanına taşınmış, yaşayıp gidiyorlarmış. Sorumsuz adamı besleyeceğim diye sabahlara kadar dikiş diktiği geceler, sinir krizleri, yediği dayaklar da yanına kâr kalmış. Evet, bir de üstüne dayak yemiş, çünkü evdeki ekonomik güç kadının elinde olunca, güç dengesini sağlamak için adam da fiziksel gücünü ortaya koymuş, kadına hükmedip yara alan erkeklik egolarını böyle beslemiş. Bildiğimiz kadarıyla ailesinin yanına geri dönmüş, 50 yaşından sonra baba parası yemeye geri dönmüş. Hazmedebiliyorsa, afiyet olsun, ne denir ki..
Peki kadın baştan niye gitmemiş? Bir sürü kadın ekonomik yetersizlik yüzünden koca şiddetine katlanmak zorundayken, bu kadın neden hem para kazanan, hem bunları yaşayan taraf olmayı başarabilmiş, nasıl tekmeyi basmamış ben anlamıyorum. Aptallık falan da demek istemiyorum, ama şurası kesin ki, hepimiz hayatta seçimler yaparız, ve bu seçimlerin iyi kötü getirileri olur, onları yaşarız, bazen de bedel öderiz. O kadın bile bile lades dedi, hayatı bunun ceremesini çekmekle geçti. Umarım çocukları biraz gün yüzü gösterirler. Ben de az çok tanıyorum, iyi niyetli, tatlı bir kadındı, belki onun o hâli çok içime oturduğu için sizin konunuzla bu kadar ilgilendim.
Verdiğim sadece bir örnek, belki o adam kocanıza benzemekten çok uzak bilmiyorum, ama sadece anlatmak istedim. "Siz hayat arkadaşısınız, her evlilikte böyle krizler olabilir, üstüne gitmeyin, eve maddi katkısı olmadığı için kötü hissettirmeyin, biraz mola versin, sonra zaten kendisi çabalamaya başlayacaktır, beraberce bunu atlatırsınız" falan filan gibi cesaret vermeyi isterdim, ama eşinizde o ışık yok. Siz ne düşünür, ne yaparsınız bilemem, ama ben böyle bir adamla evlenmiş olsaydım, ondaki bu zihniyetla tanıştıktan sonra evliliğimi cidden gözden geçirirdim.
Siz zaten gayretli bir kadınsınız, çalışıyorsunuz. Ama ben sizin yerinizde olsam evde mama bekleyen gamsız birini doyurmak için değil, önce kendim, sonra ailem için çalışırdım. Rahat ettirmeniz gereken birileri varsa onlar da anne-babanız. Kocanız da annesinin karnına geri dönsün. Sıcacık yer, bütün gün yan gelip yatsın. Yeme içme de bedava. Ağzını oynatmasına bile gerek yok yemek için, tembeller için yedi yıldızlı otel valla.
Nasıl bir rahatlık hiç utanıp sıkılmıyor mu evde boş boş oturmaktan. 30 yaşında evde oturup karısı para getirsin diye bekleyen adamdan pek hayır gelmez bence. Sakın bebek yapmayı falan düşünme, adam daha evin sorumluluğunu alamıyor nasıl baba olacak ki. Sende çıkmışsın işten kira, faturalar v.b nasıl karşılanıyor peki? Bir yerlerden gelir varda ona mı güveniyor?
Gerçekten zor işin Allah sabır versin, işsizlikten başka sorunumuz yok demişsin ama bence bu sorunların en büyüğü, çünkü eşin keyfi çalışmıyor, iş beğenmiyor, çalışmak istemiyor, böyle erkek olur mu yaa...Yerinde olsam askerliğini yapıp, doğru düzgün bir işe girene kadar bebek yapmayı aklıma bile getirmezdim. Hiç sormuyor musun peki bu nereye kadar gidecek böyle diye....
Oncelikle bu farkli bir konu.yeni bir baslik altinda konu acarsaniz daha cok yorum alirsiniz.gece gece yaşadığım şoku atlatmaya çalışmak için nette dolaşırken gördüm başlığı. Şuan göz yaşları içinde yorumları okuyor ve yorum yazıyorum. Benim hikayem de şu ki; eşimle üniversitede tanıştık. Her sey cok güzeldi, birbirimize bağlandık, evlilik sözleri verdik vs... Derken okul bitti ve 1 sene sonra ben atandim. Eşimin ise atamasi olmadi. 2. Yıl yine olmadi ve biz daha fazla beklemek istemedigimizden evlendik. 3. yıl, 4. yıl derken gecen yil eşim tam 10. kez kpssye girdi ve yine yeterli puan alamadi. Sonra tuttuk karar verdik ve il dışı tayin istedik, iş bulma şanslarının daha çok olduğu bir yere. Yazımız ev bulmayla eşya taşımakla vs geçti. Şimdi yerleştik, ben yeni okuluma başladım vs.. Az önce eşime dedim ki ne zaman başlıyosun iş aramaya? Bana ne dedi biliyor musunuz? "Bu sene de çalışmayıp kpss ye hazirlanmayi düşünüyorum!!!" Şu an eşim dediğim insandan, bu kişiyle evlenen kendimde, hayattan, herşeyden nefret ediyorum. İçerde uyuyan 5 yaşındaki çocuğum olmasa bu iş yarın sabah biterdi ama ah o yok mu, nasıl hayatından çıkarabilirim ki babasını? Kendimi salak yerine konmuş, kullanılmış, rencide edilmiş, rezil edilmiş hissediyorum ve şuanda o uyuyor bense kendi kendimi yiyorum. Ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?