- 14 Nisan 2019
- 1.734
- 7.244
- 158
- Konu Sahibi Etkili Eleman
- #1
Merhaba hanımlar. Daha önce evlenince bütün eşyalar yeni mi olmalı diye konu açmıştım. Çünkü kaynana kılıklı erkek arkadaşım, aslında nişanlım, benim daha önce kullandığım eşyaları istemiyordu. Her şeyi yeni almamızı istiyordu. Her şeye fazla anlam yüklediği için bu konuya anlayışla yaklaşmaya çalışmıştım. Meğer bu mevzu yasayacaklarimin habercisiymiş. Yeni nişanlandık o nedenle nişanlım demek tuhaf geliyor, alışamadım. Belki de durumu kabullenemiyorum, bilemiyorum.
Evlilik hazırlıklarına başlamadan önce sıradan, huzurlu bir ilişkimiz vardı. Ben detaylara çok takılmayan bir insanim. Romantizm vs sevmem. O da çok ince düşünen biri. İnce düşünmesi şimdiye kadar hoşuma gidiyordu. Beni mutlu etmek için her detayı düşünüyor ah ne ince adam diyordum. Bu detaylara takılması, her şeye fazla anlam yuklemesi evlilik hazırlığında beni çıldırtmaya başladı. Keçileri kaçırmak üzereyim. Bir tarafım tekrar düşün diyor, ama bir tarafım ayrılmak istemiyor. Çünkü şimdiye kadar birbirimizin düşüncelerine değer verirdik. Simdi de öyle ama ortak bir yol bulamıyoruz. Sanki ben Damat o gelin. Ben lüzum yok bosuna masraf olmasın derken o her şey olsun istiyor. Her şey uyumlu olsun istiyor. Alışverişe çıkıyoruz önce fikir belirtmiyor. Sen beğen, senin istediğin olsun diyor. Sonra ben seçiyorum. Seçtiğim şeyi beğenmiyor. Şurası söyle burası böyle. Tamam diyorum başka yerlere bakalım. Sonra dönüp dolaşıp aynı yere getiriyor sen bunu çok beğendin bu olsun diyor. Ama yine kusur bulmaya devam ediyor. Bu gidişle sonraki konuyu Bakırköy den açabilirim.
Ben zaten gergindim. Herkes akıl verip duruyor. Aman gözünde kalmasin pişman olursun diyerek benim hayalim olmayan şeyleri yaptırıyorlar, her kafadan bir ses çıkıyor. Kendimi boğulmuş, kapana kısılmış gibi hissediyorum. Küçücük şeylere bile sinirlenmeye başladım. Sanki bir kalabalığın içinde sürüklenip gidiyorum. Yıllardır da birbirimizi tanıyoruz. Bugüne kadar bu derece saçmalamamıştı.
Evlilik hazırlıklarına başlamadan önce sıradan, huzurlu bir ilişkimiz vardı. Ben detaylara çok takılmayan bir insanim. Romantizm vs sevmem. O da çok ince düşünen biri. İnce düşünmesi şimdiye kadar hoşuma gidiyordu. Beni mutlu etmek için her detayı düşünüyor ah ne ince adam diyordum. Bu detaylara takılması, her şeye fazla anlam yuklemesi evlilik hazırlığında beni çıldırtmaya başladı. Keçileri kaçırmak üzereyim. Bir tarafım tekrar düşün diyor, ama bir tarafım ayrılmak istemiyor. Çünkü şimdiye kadar birbirimizin düşüncelerine değer verirdik. Simdi de öyle ama ortak bir yol bulamıyoruz. Sanki ben Damat o gelin. Ben lüzum yok bosuna masraf olmasın derken o her şey olsun istiyor. Her şey uyumlu olsun istiyor. Alışverişe çıkıyoruz önce fikir belirtmiyor. Sen beğen, senin istediğin olsun diyor. Sonra ben seçiyorum. Seçtiğim şeyi beğenmiyor. Şurası söyle burası böyle. Tamam diyorum başka yerlere bakalım. Sonra dönüp dolaşıp aynı yere getiriyor sen bunu çok beğendin bu olsun diyor. Ama yine kusur bulmaya devam ediyor. Bu gidişle sonraki konuyu Bakırköy den açabilirim.
Ben zaten gergindim. Herkes akıl verip duruyor. Aman gözünde kalmasin pişman olursun diyerek benim hayalim olmayan şeyleri yaptırıyorlar, her kafadan bir ses çıkıyor. Kendimi boğulmuş, kapana kısılmış gibi hissediyorum. Küçücük şeylere bile sinirlenmeye başladım. Sanki bir kalabalığın içinde sürüklenip gidiyorum. Yıllardır da birbirimizi tanıyoruz. Bugüne kadar bu derece saçmalamamıştı.