• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Erhan Güleryüz Siirleri

Bostancı Durağı

Sensiz biçare ruhum
Bomboş sokaklar
Issız duraklar
Derdimi duymazlar

Az önce yağmur yağdı
Islandı ruhum
Sızlandı ruhum
Her halin aklımda

Artık param olsun yeter
Artık bir görseydim seni
Yarın seni görsem yeter
Azcık bir öpseydim seni

Bostancı durağında
İsmin dudağımda
Aklımda bi tek sen varsın
Bostancı durağında

Bostancı durağında
İsmin dudağımda
Aşkından avare oldum
Yandım yaz sıcağında
 
Bu Kadar mı Büyüksün Aşk!

İçimi kemiriyor, bir uyurken mutluyum.
Yalan da olsa, bir umut bırakmıştım
acil durumlar için minicik bir avuntu.
Belkide beni sevmişti gerçekten.
Hassiktir çekecek zaman değil.
En tutarlı olan ben olmalıyım.
Çünkü bütün suç sadece ve sadece benim.

Ne geçmiş ne gelecek,
şu an bile hiç yok gibi.
Bu kadar mı büyüksün ey aşk!
Gerçekten bu kadar mı güçlüsün!
Her şeyin üstünde,
her acının önüne geçecek kadar mı?
 
Bulana Kadar

Bir nehirden geçti ruhum.
Hamdı yürek, aşkta yoğruldum.
Nice yoldan akıp geldim.
Çok hırçındım, şimdi duruldum.

Denizi bulana kadar akar sular.
Geçer yürek duraklardan.
Özünü bulana kadar akar yaşlar.
Geçer yürek korkulardan...
 
Bulanık Suların Balığı

Madem ki farkına varmakta geciktin.
Şimdi tutmalısın yasını.
Bundan alınacak dersin var mı bilmiyorum.
Bende senin gibi derslerden kaçıyorum.

Her yaranın her durumun ve
her olmaz olsunun ilacı,
ilaçların babası.
ZAMAN!

Kaçma ne dersten ne aşktan ne işten.
Hayat kolay mı yavrum?
Dünyada bir kaya parçası olmak bile bir sorumluluk.
Sen insan olmayı ne sandın?

Hayatı hüzünlü bir şarkı gibi yaşıyorum ben;
ölümü, acıyı, yalnızlığı...
Karlı sabahlar İstanbul'da bile,
bir şiir gibi.
Benim işim bu, böyle görüyorum.
Sen bakma yorgun, solucan gözlerime,
ben şimdi böyleyim.
Bu günler bittiğinde,
herşeyin gözle görünür güzelliğini
ve yaşamın ne kadar asil bir hediye olduğunu
algılamaya başlar ruhum.

Ben bulanık suların balığıyım.
Şimdilik beni hakir gör, sıkılmam.

 
Buzdan Saatler

Buzdan saatler,
Takvimlerde göremediğin
zamanlarda saklıdır.
Hiç yaşanmamış gibi,
sadece ruhum üşür.
Buzdan saatlerde,
söyleyecek kelimesi yoktur
dilin.

Acı bir kabulleniş
bu benim için.
Vaktin geldiğini
hisseder beklerim.
Buzdan saatlerde
gitarım sarhoş
Ben
yine deli,
ben
yine aşık.
Bir martı
dağlarda başıboş.

Gitarım sarhoş
Kapkara bir fırtına bu
acısı bir hoş.
 
Cankuş

Efendi soğuklar geldi!
Kuşlar da gittiler.
Yar kalır mı
bu kış kıyamette?

Bu kar kokusu İstanbul sokaklarında,
alır götürür beni eski şarkılara...

Sen de bilirsin Cankuş!
Yaşamak
güzel ve zor.

İş,
para,
aşk
vb., vb. şikayetler...
Birikir sıkıntılar yüreğinde.
sorular cevap bekler.
Elbet bir gün farkedip,
yardım eder melekler.

Bu kar kokusu
İstanbul sokaklarında
 
Celal ile Behiye

Tarlayı ekti Celal.Bahar geldi.Çiçek oldu
badem, sevindi.Atı öldü.Ana avrat küfretti şansına.
Yılanları yaktı bir gece, bütün çayır kavruldu.Çok
Rakı içti yalnızlık öldü.Altmış yedi yılın hesabı
masalarda sızdı.O güzelim hatıraları leş gibi
taşımaya çalıştı.
O gece yaktı Birinci'yi...Uzandı.Döşek, saman
hayata perde oldu tavan.
Seyretti seyretti, iki gıdım oynadı dudağı.Güldü.
Ne devlet ne dünya, bir tek o vardı evde ve
Behiye'nin on sekiz yaşındaki gülüşü...
Elini uzattı, okşadı yanaklarını.
*Kızdın mı seninle gelmedim diye?
*Amaann Celal, sanki gel desem gelecektin.
*Gelirdim be! Gelirdim deyyusun kızı, gelirdim
tabii.Bak ne halde ev.Çiçekler hep kurudu her taraf
toz duman.
*Oralar nasıl? Soba yakmaya halim yok, üşüyorum.
Behiye çocuksu bir gülümseyişiyle elini uzattı.
*Celal, gelsen artık diyorum.Sen sıkılırsın, bak
çocuklar, çoluğa çocuğa karıştı.Evde yalnız başına
olur mu hiç? Gel be Celal'im
Celal güldü.Biraz yorgun, biraz kararsız.
*Ben kalkamıyorum, tut elimden.Vakit geldi.
Yavaş! sırtım ağrıyor.
Sarıldılar, gün doğdu, günler geçti, mahalle koktu
buldular onu.
 
Çığlık

Çığlıklar doğumla geldi.
Gözlerim açılmadan karanlığa...
Hayat;
minik kalbimde bir heyecan,
sınırlı birkaç yıl etimde.
İstesen de,istemesen de,
nedenini bilmeden
yaşar gidersin bu yerde.
Nedenini bilmeden
''yaşadım''desin.
 
Çocuğun

güneş batmadan yıldızlar görünmez elbet
gelecek günler ne alır ne verir bilemem
bildiğim şarkılar biten aşkların cenaze törenleridir
bir şarkı söyle göm gitsin
göm gitsin acıları
göm gitsin yalnızlığı
göm gitsin anıları
sonra da otur yüreğin yeşerene kadar ağla
bırak bırak başka bir yerde büyüsün o bebek
belki böylesi daha iyi....
 
Daha dün

Daha dün!
Konuştuk uzun uzun.
Bana çocukluğumu anlattı.
Beni bu kadar bildiğini bilmiyordum.
Beni bu kadar sevdiğinide bilmiyordum.
Daha dün!
Gülümseyip, ''mevsimin kötü geçtiğini,
bir çok şeyin değiştiğini'' söyledi.
Daha dün öğrendim
uzun kış gecelerinde neden uyumadığını
ve neden rüzgarın sesini sevdiğini.
Daha dün başlamıştık
biz olmaya.
Baba oğuldan öte...
 
Dilara

Dün gece sabaha kadar yürüdüm
göl kıyısında.
Güneş'i bekleyen bulutlar gördüm.
Ay uyumuştu.

Karşı köyde büyük bir ateş yakmışlar.
Dumanı dağlar kadar,
aşkımız kadar.

Ateş böcekleri dans ediyordu
zamana inat.
Sen de ordaydın, saçların alev alev
Dilara.
Hala yaşıyorsun bende
gerçeğe inat
Dilara.

Dilara, Dilara...
'O cenette'diyorum
soranlara,
tanıyanlara...
 
Dolapdere'de Meditasyon

Adını mantram yaptım.
Tütsülerde kokun var.
Adeta sana taptım.
Şu Auram bana dar.

Astral astral giderken
aşık oldum ben sana.
Gel üçüncü gözüm ol,
dalalım kozmoslara.
 
Dönmediniz

Ben nazlı bir sandalda
aklım fikrim yağmurlarda
Bir o eski bulut, bir sen
dönmediniz

Ağıtlardan dağlarım oldu
Sabırdan denizlerim
Ben bir nazlı sandalda
lodosum sendin

 
Dur Biraz

Dur, dur biraz
Bir dur acele etme
Dur, dur biraz gitme
Dur iki sözüm var yüreğimde
Onu duy da git
Dur çok yağmurum var dinle

Yıldızlardan taç yapsaydım
Nehir zülfüne
Bir minik dövme olsaydım
Güzel teninde
Ve sen de beni sevseydin
Sevmedin ki!

Böyle aşkın gözyaşı
Deniz olur dünyaya
Ben bir ömür harcadım
Bu paramparça sevdaya
 
Efsane

Sıcak sımsıcaktı aşk
Yandı bu yaz ve yaktı bizi
Beyaz bembeyaz güller
Kuruyup düştü avuçlarımdan
Uzak çok uzak sanki
Ayrı dünyalardan bulduk birbirimizi
Tuzak bir tuzak belki
Güvendim bakışlarına çok sevdim seni
Ben de sevdim demek yetmiyor
Yanımda yoksun artık
Sensizliğe gücüm yetmiyor
Günler sensiz geçmiyor
Efsane olmuştu iki günlük sevdamız
Mevsimler geçti bak
Bitti aşk masalımız
Birtanem herşeyim sevdiğimdin sen benim
Rüzgarlarda uçup gitti unutuldu şarkımız
 
Elveda

Gidiyorum
elveda.
Unuttuğum bir şey varsa
sende kalsın.

Ben, unutamayacaklarımı,
ister istemez
yanımda götürüyorum.
 
Eylül Akşamı

Bu eylül akşamında
O güzel deli gözlerini
Görebilmek için
Canımı verirdim
Nerdesin nerdesin
Nerdesin nerde

İçim dışım ızdırap
Bir çıkış yolu bilmiyorum
Bana dönmen için
Canımı verirdim
Nerdesin nerdesin
Nerdesin nerde

Her akşam fırtına kar yağmur
Gezdiğimiz yerlerde
Her akşam uğruna ağlıyorum
Sen hiç bilmesen bile
Ruhumdan ayrılığını koparıp
Unutmak istiyorum seni
Unutamıyorum.
 
bi tane de benden olsun

dün radyoda yayında okudumm

SEN O MUSUN?

Nur yüzüne çizdiğin çaresizlik
yakışmamış sana.
Gül tenine giydiğin o yalanlar
hiç olmamış.
Ben daha iyisini de görmüştüm.
O nur yüzünü kıskanan kuyruklu yıldızları,
o gül teninde yalvar yakar dolaşan rüzgarları...
Ben seni böyle sevmedim.
Riya bekleme.
Ben seni bu hallerinle sevmedim ki...

l ERHAN GÜLERYÜZ l
 
Fesleğen

rüzgarla gelen
ilkbahar gibi gözlerin
bıktım geceden
her zaman güzeldi düşlerim
niyetim sensin gel
fesleğen kokulu yarimsin
çarem sensin gel
alnıma yazılı çaremsin
sevmedim yalanı
sevemem ben
aldatmam seni
el gibi
anladım aşkı gözlerinden
oldum ben de sen gibi
aşkıma saygı
bekliyorum senden
bir acı türkü
dinliyorum yelden
 
Gadın

Benim istediğim
ölümsüzlük iksiri değil ki.
Ölümden korkanın canı çıksın.
Ben,
yıllardır durmaksızın
beyaz kağıtlara döktüğüm
lacivert gözyaşlarımı
bir bahar valsiyle kurutacak rüzgarı istiyorum.
Bir dakika benim gibi sevecek.
Beklentisi yalnız aşk, sadakati yürekte,
insanı insan edecek bir GADIN istiyorum.
 
Back