Cok degerli bir hocamdann alıntı:
Okumaya usenmeyenlere;
Efendim, Cumhuriyet'in ilanının ikinci meclis tarafından yapıldığı herkesin malumu.
Öncelikle bir tasrihatta bulunmak isterim. Zira, bizler yazıları sonuna kadar okumayı çok sevmeyiz, dolayısıyla yazdıklarımın hemen kestirilip atılmasını istemem.
Cumhuriyet her ne kadar 29 Ekim 1923'te ilan edilmişse de esasında cumhuriyetin temeli 1921 anayasasındaki "Hâkimiyet bilâ kayd u şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir" ifadesidir. Malum 29 Ekim 1923'te bu maddeye "Türkiye Devletinin şekl-i Hükûmeti, Cumhuriyettir" şeklinde bir ek yapılmıştır.
Dolayısıyla cumhuriyetin kurulmasında birinci meclisin vekillerinin de önemli katkıları vardı denilse, akl-ı selim sahiplerinin pek de itirazı olmaz, sanki.
Efendim, bendeniz bu anlamlı günde bu vekillerden bazılarına teşekkür etmek isterim.
İlk teşekkür: daha sonra Mısır'a gitmek zorunda kalacak olan Burdur Milletvekili Mehmet Akif Ersoy'a. Yani "şu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli..." mısralarının yazarına. Hakkında kelam etmek gereksiz, onu herkes tanıyor. Mekanı cennet olsun.
İkinci teşekkür: Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Çantay'a. Kendisi mealiyle tanınacaktır fakat mealinde ahkâm ayetleriyle ilgili çok da malumat bulunamayacaktır. Belli ki dönemin şartları onu buna mecbur kılacaktır. Neyse, kütüphanesi, eserleri ile tanınmaya devam ediyor. Mekanı cennet olsun.
Üçüncü teşekkür: Mevlana Dergahı postnişini Abdülhalim Çelebi'ye. Kendisi malum Konya mebusu. Daha sonra oğlunu Halep'e Halep Mevlevîhânesi’ne şeyh olarak atayacaktır, malum tekke ve zaviyeler kapatılacaktır. Mekanı cennet olsun.
Dördüncü..., beşinci....
Hep din adamlarına mı teşekkür ediyorum ?!!
Neden mi ??
Yahu nasıl etmem, özellikle cuma günü, cuma namazını müteakip açılan, açılışında Kuran tilavet edilen, Buhari-i şerif okunan Meclisin vekilleri arasında din adamlarının olması tabii değil midir ??
Peki sonra mı noldu ?
Sanki herşey onların ikinci mecsliste yer almamalarıyla başladı ....