En Yeni Kitaplar/Son kanlar



Talip Apaydın
Literatür Yayınları;


'Ağ Osman' derler bir adam. Aceleci, eline çabuk. Sanki ardından kovalayan var. Tütün eker, tütün toplar, tütün dizer. Elleri tütün zifti içinde, ciğerlerine işlemiş tütünün kokusu. Aklında hep tütün...

Bir an evvel toplanmalı, dizilmeli. Üstelik tütününe hak ettiği değeri de vermiyor alıcılar. Köylülerinin hepsi, hatta öz kardeşi bile sadece kendi çıkarını düşünüyor, alttan alttan düşmanlık ediyor ona. Hangi biriyle başa çıksın Ağ Osman?

Sonunda olanlar oluyor ve Ağ Osman kendi kendine konuşmaya, herkese sövüp saymaya, elleri tütün dizer gibi gidip gelmeye başlıyor. Köyün imamı başında dualar okusa da, Keçeci Dede Yatırı'na götürülüp, içindeki cinler çıkarılmaya çalışılsa da nafile, iyi olmuyor bir türlü. Tam tersine daha da içine kapanıyor. Atadan öteden öğrenilen yöntemler işe yaramayınca tek çare kalıyor geriye: Hastayı şehirdeki doktora götürmek.

Tütün Yorgunu yoksul ve cahil köylümüzün gelenekler karşısında çaresizliğini çarpıcı bir dille gözler önüne seren, dokunaklı sahneleriyle okurun içini sızlatan, etkileyici bir eser.
 



İyi Bir Satışçı Nasıl Olmalıdır...

Satış sürprizlerle dolu bir iştir. Satışın ana teması alışverişe dayanır. İnsanlarla yoğun ilişki gerektirir. Bu yüzden piyasada yetenekli satışçılar aranmakta ve hem teorik hem de pratik bilgilerle donanmış satışçılara ihtiyaç duyulmaktadır. Satış konusuna akademisyen ve uygulayıcı gözüyle bakan bu kitapta, satışçı olmak ya da satışla ilgili bilgi edinmek isteyenler için bazı temel bilgileri sunmak ve satış mesleğinde ortaya çıkan sorunların çözülmesinde yardımcı olabilmek için satışçı olmanın özellikleri irdelenmektedir.

Kitap, satış konusuyla yeni karşılaşan ya da yeni satış işine girenlere veya satış yöneticiliğine geçenlere faydalı olabilecek bir kaynak olarak değerlendirilebilir.

Bu tür bir kitap satış ortamına kültürel bir katkı da sağlamaktadır. Ayrıca satış mesleğindeki bireysel gelişimin çömezlikten yöneticiliğe kadar olan sürecini ve farklı satış ortamlarında meydana gelen durumları ortaya koymaya çalışmaktadır.
 
Ye Dua Et Sev
Elizabeth Gilbert


Ye, Dua Et, Sev kitabının satışları 2 milyona yaklaşırken önümüzdeki birkaç ay içinde bu rakamın 5 milyonu bulması bekleniyor. Kitap 36 dile çevrildi yaklaşık 1 Yıl boyunca bütün en çok satanlar listesinde 1. sırada ve halen ilk üçte yerini korumaktadır.2008 yılında filme alınacak kitapta hayatını Ye, Dua Et, Sev’de anlatan yazar Elizabeth Gilbert’i Julia Roberts canlandıracak.Ye,Dua Et,Sev bu olağanüstü kitabı çok sevdim.Hillary Clinton


Bugünlerde sokakta gördüğüm kadınların neredeyse hepsinin elinde Ye Dua Et Sev’i görüyorum. Elizabeth’i programıma çıkarmak için oldukça sabırsızlanmıştım.Oprah WinfreyBu Sürükleyici ve cezbedici gezi anısında,gazeteci Liz Gilbert bir yıllığına İtalya,Hindistan ve Endonezya’yı kapsayan bir yolculuğa çıkar Şanslıyız ki öğrendiği şeyleri Kendimize katabiliriz. Marie Claire


Müthiş,ilgi çekici,zekice ve yüksek derecede keyif veren bir anı romanı..Mutlaka Okuyun TimeOtuzlu yaşlarının başında, Elizabeth Gilbert modern bir kadının isteyebileceği her şeye sahipti iyi bir eş, şehre uzak büyük bir ev, başarılı kariyer fakat tatmin ve mutlu hissetmek yerine o, panik ve şaşkınlıkla tükendiğini hissediyordu. Bu, bilgelik ve heyecanla yüklü kitap onun sahip olduğu başarı göstergesi olan şeyleri arkasında bırakıp bunların yerine koyduklarının hikayesidir. Takip eden bir boşanma ve yıkıcı bir depresyondan sonra, Gilbert kendi doğasının gerektirdiği üç özelliği sorgulamak üzere ön plana plana çıkarır ve üç farklı kültür zeminin karşılaştırır: İtalya’da keyif, Hindistan’da ibadet ve Bali’nin Endonezya Adalarında dünyevi hazlar ve ilahi yücelik arasındaki denge.Yakın zamanda Elizabeth Gilbert gibi iyi bir yazar daha tanımış değilim. Gilbert’in kitabı zeka, neşe ve konuşma diline özgü tartışmasız bir canlılık ile yüklü.THE NEW YORK TIMES BOOK REVIEW

kitap tanıtımları alıntıdır.
 
Çatlak Zamanlar
Nilüfer Açıkalın



"Bana ne yaptılarını ve daha ne yapmak istediklerini adım gibi biliyorum. Farkındalar koğuşundayım. Zamanın tımarhanesinde voltadayım."
"deretepe düz, ana avrat demeden, yeri geldiğinde hayret bırakacak cesaretler göstererek, nalını, mıhını bir kenara sirkeleyip, çivi gibi, ok gibi, silah gibi,korkmadan kullanacaksın aklını, koruyacaksın."
"Gürültüler, kavgalar, sorumluluklar, içli içli gelen çocuk ağlamaları, ardından usul usul şehre serilen sela ezanı. Bir evin mermer koridorunda üç otuz paralık hayatına takıl düş ulu orta, şaş kalne yaptığına, yapacağına da küfür salla, kopup gitmelisin değil mi hayattan? Ha desen kavuşursun sanıyosun Tanrına...
Köprüden salıvermek kendini ya da "tak !" diye çekivermek kafana herhangi bir tetiği, kolay sanıyorsun.
Oysa...
Bir kere...
Bir kere daha..."

kitap tanıtımları alıntıdır.
 
İlk Günkü Gibi
Francis Ray



Çocukluğundan beri Gray'i karşılıksız bir aşkla seven ; işten atıldığında kendini büyük bir parasal kaos içinde bularak hayatla başa çıkmakta zorlanan Claire...
Claire ile birlikte işten çıkarılann, evleneceğini düşünürken, ihanete uğrayıp hayalleri yıkılan , ama John ile karşılaştığında o zamana kadar aşkı tatmadığını anlayan Brooke...
Ömür boyu kocası ve çocuklarını mutlu etmek için çabalamış ama artık kendisi için birşeyler yapmak isteyen Lorraine...
Üç güçlü ve güzel kadın bir araya gelip bir iş kurmaya karar verdiklerinde, aşk sınavına girecekleri hiç akkıllarına gelmemiştir. Her biri sevdiği erkek için özveride bulunarak acı çekerken, kişiliği için de mücadele vermek zorunda kalır. Ancak aşk verdiği acıları unutturacak mutluluğu da beraberinde getirecektir...
"İlk Günki Gibi unutulmaz aşların ve hayattaki dönüm noktalarının hikayesi..." Kimberla Lawson Roby


kitap tanıtımları alıntıdır.
 
Latife Hanım'ın Kağıtları
Fatih Bayhan



GİZEMLİ BİR AŞK... GİZEMLİ AYRILIK VE SIR DOLU MEKTUPLAR...Latife Uşşaki, ilginç hayat öyküsü ve tabii ki evliliği / ayrılığıyla 1923’ten bugüne hep ilgi odağı oldu.Elinizdeki bu kitapta O’nun ilginç yaşam öyküsü, tanıkları ve belgeleriyle bir roman / belgesel tadında sunuldu.Derin bir aşk Başlarken gurbet, yaşarken vuslat, ayrılıkta hasret var Büyük aşk Paris’te başlıyor İstanbul’da sona eriyor***Kitapta Gazi Paşa ile yaşadıkları evliliğe dair çok önemli detaylara yer verildi.Nasıl tanıştıkları, İlk karşılaştıkları an neler hissettikleri,Gazi Paşa’nın Latife Hanım’a evlenmeden önce ne hediye ettiği, nasıl evlendikleri ve tabii ki Gazi Paşa’nın Evlilik hediyesinin ne olduğunu öğreneceksiniz.Latife Hanım’ın yeni kurulan Türkiye Cumhuriyet’inde yüklendiği misyonun anlatıldığı kitapta, Gazi Paşa ile Latife Hanım’ın yurt gezilerinde başlayan tartışmaları da yer aldı. Gazi Mustafa Kemal’le ayrıldığı 5 Ağustos 1925’ten vefat ettiği 12 Temmuz 1975’e kadar kimseyle konuşmadı, röportaj vermedi, açıklama yapmadı. Ama sürekli yazdı… Bazen “Fatma Saliha” adını kullandı, İstanbul’daki gazetelere yazdı, bazen içli mektuplarıyla dostlarına içini döktü. Ama her gününü yazdı.Kitapta okuyacağınız gibi Latife Uşşaki, Batılı tarzda eğitim almış, 5 yabancı dil bilen, kültürlü bir kadındır ve kalemini elinden neredeyse hiç düşürmemiştir.Yaşadığı en mutlu anı, acı dolu olayları tuttuğu günlüğüne kaydetmiştir.Peki mektuplarında neler yazdı? Mektuplarını koyduğu sanduka’nın açılması neden yasaklandı? Kitap sizi “Latife Hanım’ın Kağıtları”na dair bir yolculuğa çıkartıyor…İşte kitabın içindeki çarpıcı başlıklardan sadece bazıları…- Latife Hanım, Gazi'yi İlk Gördüğünde Neler Hissetti?- Gazi Mustafa Kemal İle Nasıl Evlendiler?,- Sır Dolu Mektupları Nasıl Kaleme Aldı? Başka Hangi Mektuplar Yazdı?,- Gazi Mustafa Kemal, Latife Hanım'a Nasıl Bir Evlilik Teklifi Yaptı?- Gazi Mustafa Kemal'in Latife Hanım'a Düğün Hediyesi Ne Oldu?- Hangi Gezide Müftüden Latife Hanım'ın Giyimi Ve Gezilerinde Yanında Olması İçin İçin Fetva İstendi?- Evlilikte İlk Tartışmalar Nasıl Başladı? Fikriye Hanım Bu Tartışmaların Neresindeydi?- Son Tartışmada Neler Oldu?Gazi'den Ayrı Geçirdiği 50 Yılda Latife Hanım Neler Hisssetti? Neler Yazdı?- Gazi Mustafa Kemal, Latife Hanım İçin Neler Söyledi?- Yakınları Hatıralarında Neler Yazdı?- Latife Hanım Köşke Gelin Gelince Neden Kapandı? Ayrılınca Neden Giyimini Değiştirdi?

kitap tanıtımları alıntıdır.
 
Espirileri ile İçimizden Biri Atatürk
İlknur Güntürkün Kalıpçı



Bence bugünler; Atatürk’ün ölümünü değil, ölümsüzlüğünün nedenlerini tartıştığımız günler olmalıdır.
Bence bugünler; Türkiye’nin kurtuluşunu başka ülkelerin başka lider ve sistemlerinde arama gafletinde olanlara hatırlatma günleri olmalıdır.
Bence bugünler; Atatürk’ün sarı saçlı, mavi gözlü bir devdi şeklinde ezberletilen şekilciliği bırakıp, O’nun ilkelerini, devrimlerini açıklayarak, anlayarak, benimseyerek sevdireceğimiz ve uygulatacağımız bir hale nasıl getirebileceğimizi düşünme günleri olmalıdır.
Ve bugünler; Atatürk’e kaç çiçek ektiğimizin veya kaç ağaç kestiğimizin, kaç kitap okuduğumuzun veya kaç yolsuzluk yaptığımızın, kaç fabrika açtığımızın veya kaç fabrika kapattığımızın hesabını verdiğimiz günler olmalıdır
 
Geçmişe Veda
Nicole Jones


Alice Mannegan, Pekin'de şafak vakti boş sokaklarda bisikletiyle ilerlemektedir. Amerika'da dünyaya gelen Alice, gecelerini Pekin'in dumanlı barlarında, çok arzuladığı Çinli erkeklerle geçirmektedir. Tüm bu koşuşturmacayı, babasının sevgisinden ve yaşadığı acıdan kaçmak amacıyla geldiği Çin'in tarih ve değişim dolu havası sarıp sarmalamaktadır. Bu, her gece otelinden süzülerek çıkarken içinde yitip gitmeyi umduğu bir dünyadır. Alice'in macerası, bir çevirmen arayan Amerikalı bir arkeologun telefonuyla başlar. Ve insan kalbine uzana büyüleyici bir yolculukla biter. Arkeolojik bir hazine peşinde, Kuzeybatı Çin'in ücra köşelerine sürüklendiği bu yolculuk sırasında hayatına Lin Shiyang adında bir adam girer . Çin tarihi içindeki bu tehlikeli yolculuk bıyunca yaşanan sıra dışı olaylar sırasında Alice ve Lin huzuru birbirlerinde ararlar... Unutulmayacak, akıldan çıkmayacak bir roman...
 
Bizim Düğünler
Dorit Rabinyan



Irani, Hindistan'dan İsrail'e yeni taşınmış, zarif ve güzel bir genç kızla, Soli'yle deniz kenarında tanışır, lrani, sessiz ve utangaç, annesi ise oldukça baskın bir karakterdir. İki genç birbirlerine deli gibi âşık olur ve evlenirler. Irani'nin annesinin gelinliğe iliştirdiği 5 854 incinin 5 754 tanesiyle tropikal ağaçların gölgeleri altında bulunan süslü minik bir ev alırlar.
Tam beş çocukları olur. Birbirinden farklı karakterlere sahip, ama birbirlerine bağlı bu çocuklar, anne babalarının büyük aşkını görerek büyürler. Her biri hayatında gerçek aşkı ve koşulsuz sevgiyi arar.
"Nefes kesici, büyüleyici, etkisinden kurtulamayacağınız bir yolculuk."
Glamour
"Çelişkiler, hesaplaşmalar, yanlış anlaşılmalar, paylaşımlar, varlık, yokluk, sevgi
ve bağlılık... Bir aileyi aile yapan her şey ustalıkla kelimelere dökülmüş.
Tadı damağınızda kalacak."
Observer
Dorit Rabinyan 1972'de doğdu. 22 yaşında yayımlanan ilk romanı İranlı Gelinlerle Yitzhak Ödülü (1996) ve Wingate Ödülü (1999) kazandı. 1997'de yazdığı "Ha-Bahur Şel Şuli" adlı senaryoyla israil Film Akademisi En İyi Senaryo Ödülü'nün de sahibi oldu. Rabinyan'ın kitapları yayımlandığı her ülkede büyük ilgi görmüş ve 8 dile çevrilmiştir.
 
Hayatın Altın Bileti
Brendan Burchard




Hayatımda önem arz eden hemen hemen herkes oradaydı. Babam, annem, büyükbabam ve büyükannem oradaydı. Lise ve üniversitedeki yakın arkadaşlarım oradaydı. Eski iş arkadaşlarım, kız arkadaşlarım, öğretmenlerim ve akıl hocalarım oradaydı. Hepsi de ifadesiz yüzlerle bana bakıyorlardı.Henry onları işaret etti. Bu insanları görüyor musun? Hayatının büyük bir bölümünde onlara ve onlarla birlikte yaşadıklarına bakıp, kendine 'Bütün bunları neden yaşadım? Bunların anlamı ne? Ben bu insanlarla birlikte yaşadığım tecrübelerden ne kazandım?' diye sordun.Henry önüme geldi. Bir noktada buna benzer sorular sorduğunu kabul ediyor musun? Arenadaki insanlara baktım ve beklenti içinde bana baktıklarını gördüm.Evet.Henry başını sallayarak onayladı. Şimdi, izin ver sana bir soru sorayım. Kendine hiç ‘Ben bu insanlar için ne yaptım? Ben onlara ne verdim?’ diye sordun mu?Bu sorunun yanıtını biliyor ama dile getirmek istemiyordum.Brendon Burchard Hayatın Altın Bileti'ni, geçirdiği dramatik bir araba kazasının ardından yazdı. Bedenini enkaz halindeki metal yığınından çıkardığı an, o sıralarda hayatını mahveden duygusal bunalımdan da kurtulduğu andı. İşte bu oydu. Bu o andı. Bu altın bilet hayatta ikinci bir şans ve dünyayı yepyeni gözlerle tecrübe etmek için bir davetti. Şimdi aynı ânı birlikte yaşamak için sizleri de davet ediyor.
 
Çöldeki Balıklar
Müjgan Tekin



Sabaha az kalmıştı. Doğa yeni güne hazırlanıyordu. Irak birden güneşten önce ışımaya başladı. Büyük bir gürültüyle uyandı Bağdat halkı. Bombardıman başlamıştı. Zöhre ve Ali Sidar'ın çığlıkları evin duvarına çarpıp geri geliyordu. Abdül bağırıyordu, Amine ağlıyordu. Pencereler, duvar, yer sallanıyordu. Bombaların nereye düştüğünü kestiremiyordu Nergis. Abdül çocuklarına ve eşine sarılmış odanın orta yerinde dua ediyordu. Ölüm geliyordu her yandan. Dışarısı aydınlanıyordu Müjgan Tekin, 'post modernlik' tuzağına düşmeyen, genç kuşak edebiyatçılarımızdan biri. Çöldeki Balıklar'da özetle, "Ol mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler!" diyor.BANU AVAR
 
Karşı Saldırı
Yüce Ağanoğlu




Cihadiler, Amerika'ya tekrar intihar komandoları ile saldırırlar. Öbür tarafta El-Kaide ve Taliban, Afganistan'da yeniden yapılanma içersindedir. Washington yönetimiyse Irak'ta sıkışıp kalmıştır. Ülkenin yönetimindeki Neo-Con'lar yeni seçimler öncesinde çok zor durumdadır. Birleşik Devletlerin en önemli üst düzey iki organizasyonu FBI ve CIA arasındaki çekişme, karıştıkları skandallar ve ardı ardına gelen başarısızlıkları ise artık ülkeye zarar veren boyutlara erişmiştir. Bu sırada yakın geleceğin Küresel Cihadi Hareketi, Afgan dağlarında ve Irak sokaklarında El-Kaide'nin ikinci jenerasyonu tarafından yavaş yavaş şekillendirilmektedir. Karşılarındaki düşmanın potansiyelini yeterince göremeyen Neo-Con'ların ürettiği Büyük Ortadoğu Projesi, bu kaos içinde şimdiden geçerliliğini yitirmeye başlamıştır... ABD için sancılı ve uzun bir dönem devam ederken, yanlış hesap Bağdat'tan dönecek mi?
 
Püf Noktalar Günlük Hayatta
Dilara Dal




Yemek tuzuyla ne yapmalı?
Mürekkep lekesi nasıl çıkar?
Giysiler nasıl saklanmalı?
Bayat ekmekler ne işe yarar?
 
Geliştiren Öyküler
Fatma Işık/ Banu Kopuz




Öyküler geliştirir!

Yaşadığımız buhayat en büyük öykümüzdür. Doğduğumuz ilk andan bu satırları okumaya başladığımız şu ana kadar nice öyküler yaşadık. Yaşadığımız binlerce öykünün ise çoğunun farkına varamadık. O anlar, o insanlar hafızamızdan silinip gittiler birer birer. Aslında onlar bizim en değerli hazinelerimiz...

Sizin bu günden başlayarak artarak daha huzurlu, daha dingin ve ebedi hikmet arayışının nişanesi olarak bu öyküleri birer gül farzedin. Bu gülleri biz size sunuyoruz. Siz de kendi güllerinizi bütün evrene sunun.
Öyküleriniz daim olsun...
 
Faili Meçhul
Michael Connelly



Bazı insanlar için Faili Meçhul dosyalar asla kapanmaz.Yıl 2007. Yirmi yıl önce cinayete kurban giden bir genç kızın ölümü Los Angeles’ta tekrar gündeme gelir.1988 yılında evinden kaçırılarak ortadan kaybolan bir genç kızın cesedi günler sonra ormanlık bir arazide bulunur. İlk bakışta intihar gibi görünen olay aslında bir cinayettir ve kız göğsünden vurulmuştur.Polis teşkilatı, tüm birimleriyle bu cinayet vakasını çözmeye çalışır ama ortada işe yarar tek bir kanıt yoktur. Üstelik o yıllarda, tek-noloji eldeki kanıtlardan sonuca ulaşacak kadar ilerlememiştir.Yıllar sonra bu vaka Los Angeles Polis Teşkilatı tarafından yeniden incelemeye alınır ve soruşturmanın başına teşkilatın eski dedektiflerinden Harry Bosch getirilir. Bosch tüm eski belgeleri yeniden incelerken kimi kanıtlar için DNA eşleştirmesinden faydalanacaktır.Tüm bu incelemeler, soruşturmalar ve kanıtlar, cinayete kurban giden kızın katilinin herkes tarafından bilindiğini ve aslında zavallı kızın bir komplonun kurbanı olduğunu ortaya koyar. Ancak, şimdi de Bosch’un mesleği, geleceği ve hayatı söz konusudur. Ya katilin adı ya da Bosch’un hayatı...
 
Nefes Nefese
Ayşe Kulin



Son Osmanlı paşalarından Fazıl Reşat'ın kızı Selva ile, âşık olduğu Musevi genci Rafael, evlenmelerine karşı çıkan aileleri tarafından dışlanınca Fransa'ya giderler. Ancak burada da huzur bulamayacak, İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla, bu kez de, Hitler'in ağına takılacaklardır. Etraflarını saran Nazi çemberi git gide daralırken, her an tutuklanıp kamplara yollanma korkusuyla yaşamaktadırlar...
İşte tam o yıllarda Türkiye, savaşın ateşine bulaşmadan, Almanlarla Müttefikler arasında gerili ince ipte, bir cambaz maharetiyle yürümeye çalışmaktadır...

Ayşe Kulin bu yeni romanında, hem ülkeyi savaşın ortasından başarıyla geçiren kadronun hem de Silva ile Rafael'in zor aşkının peşine düşerek, İstanbul'dan Marsilya'ya, Ankara'dan Kahire'ye kadar uzanırken, kendi canları pahasına yüzlerce Yahudi'yi Nazi kıyımından kurtaran Türk diplomatlarının kahramanlıklarını da gün ışığına çıkarıyor...
Nefes Nefese, yazarın diğer yapıtları gibi nefes nefese okuyacağınız, gerçek olaylarla örülmüş bir yakın tarih, aşk ve kaçış romanı...
 
Ahtapot Kadınlar
Ayşe Giraud



Eskiden kadının görevi sadece evi ve çocuklarıyla ilgilenmekti. İstisnalar dışında, kocasının hali vakti yerinde olan kadın evinin kadını olurdu. Oysa şimdi, çalışmazsak sosyal olarak bir hiçiz. Sadece çalışmak da yetmiyor. Hayatın stresiyle başa çıkabilmek, sağlıklı yaşayabilmek için spor yapmak, hatta hobilere zaman ayırmak da gerekiyor... Üstelik onları da iyi yapmamız bekleniyor.
Dengeli ve sağlıklı beslenmenin önemini bilen anneler olarak çocukları doyurmak da yetmiyor. Doğal kaynaklı ev yemekleri hazırlayabilmek için çok programlı olmamız gerekiyor.
Artık öyle annelerimiz gibi "biraz toplu" da olamıyoruz. Parlak sayfaların üzerindeki manken kızlar aracılığıyla, sürekli onlar kadar zayıf olmamız gerektiği hatırlatılıyor.
Ne yediğimiz de belli değil artık... Renkli paketler içinde yutturulan gereksiz şeker, tuz, kötü yağ ve katkı maddeleri eklenmiş yiyecekleri "Ne kadar kolay, hazır" diye sevinçle alıp tüketiyoruz.Bakımlı olmak, modayı takip etmek, yeni açılan mekânları bilmek, en son çıkan kitaplardan, filmlerden haberdar olmak, mümkünse tiyatro, konser ve sergilere de gitmek gerekiyor. İyi anne, iyi ev kadını olmaya çalışmanın yanı sıra iyi sevgili olmayı da unutmamak gerekiyor. Siz de bunların hepsini yapmaya çalışan o 'Ahtapot Kadınlar'dan biriyseniz, bu kitapta hayatınızı kolaylaştıracak çok şey bulacaksınız...
 
Sırça Tuzak
Nermin Bezmen



Nesillerin birikimiyle büyümüş bir sanayi imparatorluğu ve bu imparatorluğu yöneten son iki nesil aile bireylerinin dışarıdan gıptayla izlenen birlik ve beraberlikleri.

...Ve içlerinden biri; hırslı, kıskanç, megaloman, küstah, yalancı' Ruhsuz varlığını bu imparatorluğa tek başına sahip olmaya adamış ve şeytanıyla buluşmuş bir adam.Sadece kendini seven, her şeyi herkesten iyi bildiğine, en mükemmel olduğuna inanan bu adamın bilmediği bir şey vardı: İhtiraslar yetenekleri aşınca bundan trajedi doğması kaçınılmazdı ve onun arsız hayalleri, hem dev bir holdingi hem koca bir aileyi çatırdatacaktı.'Bütün imparatorluklar hazımsızlıktan ölür. demiş Napoléon Bonaparte. Bu kitaptaki öykü, Vardar İmparatorluğu’nun ölüm tuzağında birinci perdedir.
 
Çiçeklerin Kanı
Anita Amirrezvani; Tercüme: Umut Uğur





Çiçeklerin Kanı, XVII. yüzyıl İran’ınında evlenme çağına yaklaşan 14 yaşında bir köylü kızın hikâyesidir.

Yaşadıkları köyde babasının beklenmedik ölümünden sonra annesi ile birlikte İsfahan’da yaşayan ve Şah için halılar dokuyan üvey amcasının yanına taşınırlar. Annesi ile birlikte hizmetçi olarak yaşamaya başlayan genç kız orada gizli bir muta (para için belli bir süreliğine bir sözleşme ile yapılan evlilik) nikâhına evet demek zorunda kalır...

Yaşadığı olağandışı zorluklara rağmen halılara ve desenlere olan tutkusundan vazgeçmeyen genç kız, artistik dehasının ona sunduklarıyla olağanüstü güzellikte halılar üretmeye başlar.

'Son derece sıcak ve içten bir anlatıma sahip olan doğu edebiyatının en güzel öyküleriyle süslenmiş, ipek bir halıya benzeyen bu kitap bir solukta okunacak ve insanların kafasında derin izler bırakacaktır.'

Publishers Weekly
 
Bu hafta yeni çıkan kitaplar

Turgut Özakman'ın kaleme aldığı ''Diriliş Çanakkale 1915'', Maria Rosa Cutrufelli'nin ''Olympe'', İsmet Özel'in ''Toparlanın Gitmiyoruz'' adlı kitapları okurla buluştu.

Turgut Özakman'ın 353 baskı yaparak milyonlarca okura ulaşan ''Şu Çılgın Türkler''in de içinde bulunduğu üçlemenin diğer kitabı ''Diriliş Çanakkale 1915'' kitabevi raflarındaki yerini aldı.

Çanakkale ile ilgili dünyadaki bütün kaynakları tarayarak yıllarca üzerinde çalıştıktan sonra kitabı kaleme alan Özakman, kitap hakkındaki yorumunda, Çanakkale Zaferi'nin sadece Çanakkale'de olup biten bir olay olmadığını, bunun öncesindeki dönemin fikir akımlarının da önem taşıdığını belirtiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nun dev iki ordusunun Balkan savaşından kısa süre önce kurulmuş dört küçük ülkenin ordusuna karşı yenilgiye uğradığını, Bulgar ordusunun Çatalca'ya kadar geldiğini hatırlatan Özakman, ''Bu ordudan Çanakkale ordusu nasıl çıkıyor? İşte kitap bu dirilişi anlatıyor'' diyor.

Kadın dünyasıyla ilgili konulara duyarlılığıyla bilinen yazar Maria Rosa Cutrufelli, ''Olympe'' adlı romanında, 18. yüzyılın sonunda Paris'te ''Kadın ve Vatandaşlık Hakları Beyannamesi''nin yazarı ve cumhuriyetçi fikirleri en ön sıradan savunanlar arasında olan Olympe de Gouges'in hayatını anlatıyor.

Gouges'in özellikle de son aylarda geçirdiği zor dönemi kahramanın kendi ağzından anlatan Cutrufelli'nin ''Olympe'' adlı romanında, devrin belgelerindeki Olympe'nin hapisten kaçmayı reddedişi, son aşkı, onun yanında olmayı reddeden oğluyla arasındaki sıkıntılı ilişki gibi tarihi eksiklik ve sırlar da yer alıyor.

İsmet Özel'in bütün söyleşi ve konferanslardaki konuşmaları ''Toparlanın Gitmiyoruz'' adlı kitapta bir araya getirildi. Özel'in bugün tartışılan pek çok meseleye yaklaşımını doğrudan izleyebilme imkanı sunan kitap, 1970'li yıllardan günümüze kadar birçok yayın organını taranmak suretiyle hazırlandı.

-DİĞER KİTAPLAR-

Fatih Bayhan'ın kaleme aldığı ''Fikriye Hanım'', Ayşe Kulin'in çocuklar için yazdığı masal kitabı ''Sit Nene'nin Masalları'' dizisinin ilk kitabı ''Ertem ile Meltem'', Ahmet Ümit'in ''Olmayan Ülke'', Nedim Gürsel'in ''Allah'ın Kızları'', Vedat Yenerer'in ''Kanlı Kukla PKK'', Ali Bademci'nin ''1917-1934 Türkistan Milli İstiklal Hareketi Korbaşılar ve Enver Paşa'', Mustafa Tarakçı'nın ''Milli Mücadele ve Mücadeleci Kadınlar'' adlı kitapları da okurla buluştu.

Dilimize çevrilerek okuyucuya sunulan kitaplar arasında ise Lisa Klein'in Shakespeare'in ünlü trajedisinden uyarladığı ''Ofelya'', Zeruya Şalev'in ''Paramparça Aşklar, Hayatlar'', Cormac McCarthy'nin ''İhtiyarlara Yer Yok'', Alain Elkann'ın ''Fransız Babam'', Rose Tremain'ın ''Renk'', Helen Dunmore'un ''Kuşatma'', Cecily Von Ziegesar'ın ''Kimse Daha İyisini Yapamaz'', Angela Davis'in ''Eğer Şafakta Gelirlerse'', Betsy Chasse, Mark Vicente ve William Arntz'un ''Ne Biliyoruz Ki?'' adlı eserleri de yer alıyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…