• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

En Yeni Kitaplar/Son kanlar

Yaramaz!
The It Girl 2: Notorious
Bir It-girl romanı
Cecily Von Ziegesar

yaramaz2007727wv6.jpg


Her Kızın Hayalidir Bir 'It-Girl' Olmak.
Ama Sadece Bazılarının Hayali Gerçekleşir.

Bir Kız, Bir 'İt-Girl', Bir 'O Kız' Olabilmek İçin Ne Kadar İleri Gidebilir Dersiniz...

Lise Günlerini Hiç Unutmayan Herkese ve Tüm Liselilere!

Dedikoducu Kız Serisi'nin popüler karakteri Jenny Humprey, New York'un at binilen kırsallarından birinde yer alan seçkin bir yatılı okul olan ve kusursuz zaman geçirmenin peşinde, kuralları hiç iplemeyen, birbirinden gösterişli zengin çocuklarının devam ettiği Waverly Akademi'de, büyük bir patlama yapıyor. Okulun başlamasının üzerinden daha bir hafta geçmemişken Jenny, oda arkadaşının erkek arkadaşıyla yakalanıyor (yatakta!), Disiplin Komitesi ile tanışıyor. Adı resmen kötüye çıkıyor Jenny'nin. Waverly'nin bir önceki 'it-girl'ü, okuldan atılan ve artık dünya çapında jet-set takılmakta olan Tinsley Carmichael gibi yaramaz bir kız olduğunu düşünmeye başlıyorlar. İyi de, sizce Tinsley kampüse geri döner ve Jenny ile aynı odaya taşınırsa neler olur dersiniz? Biz şunu biliriz. İki cambaz bir ipte oynamaz. 'it-girl' tektir ve tek kalacaktır.

"Yaramaz Kızlar'ın çağdaş versiyonu."
- USA Today

"Çılgın ve çok akıcı. Eğlence buna denir."
- Teen People
 
Alışverişkolik ve Bebeği
Shopaholic & Baby
Pasaklı Tanrıça'nın Yazarından
Sophie Kinsella

alisveriskolikvebebegi2nm8.jpg

Becky'nin hayatı coşmuş vaziyette! Londra'nın en yeni, en dev moda mağazası The Look'ta çalışıyor, kocası Luke ile birlikte ev avı peşinde, koşturuyor (en gizli arzusuysa bir Ayakkabı Odası) ve kendisi hamile! Kendini bundan daha iyi hissedemezdi, özellikle de alışveriş yapmanın sabah bulantılarına iyi geldiğini keşfettikten sonra.

Bebeği için her şey kusursuz olmak zorunda: Tasarımcı elinden çıkma bebek odasından tutun da, en son model, en havalı bebek arabasına ve ünlülerin gözdesi, mutlaka gidilmesi gereken kadın doğumcuya kadar.

Fakat ünlülerin kadın doğumcusu, Luke'un, feci gösterişli ve zeka küpü eski sevgilisi çıkınca Becky'nin dünyası başına yıkılıyor. Artık iki kişilik alışveriş yapıyor ama o da ne? Yoksa kocasıyla arasına bir üçüncü şahıs mı giriyor, ne?

"Kinsella'nın bebek bekleyenlerin annelik hüznü moduna adadığı romanında kurnazca gelişmeler tokat etkisi yaratıyor."
- Publisher's Weekly (US)

"Becky, bu Alışverişkolik romanında ışıltısından hiçbir şey kaybetmiyor, her bir satırda o hepimize tandık gelen, lezzetli ve güldüren kız var."
- Booklist

"Sophie Kinsella Alışverişkolik ve Bebeği romanında her zamanki gibi zekâsını ve kıvrak üslubunu konuşturuyor."
- Redbook

"Hayranları, Kinsella'nın şekerötesi kahramanı Becky'ye doyamıyor!"
- New York Daily Fans

"Bir alışveriş fenomeni olan Becky Bloomwood'un mutlaka gidilmesi gerekenler listesinde ünlülerin kadın doğum uzmanı da yerini almış bulunuyor. Gerçekten çok komik bir kız bu Becky!"
- St. Petersburg Times
 
Senden Başka Yok!
Anybody Out There
Bir Numara Bestseller
Marian Keyes


sendenbaskayok2007726iw2.jpg

"Bu Derece Yürek Burkan Bir Hikâyeyi, Bu Derece Komik Bir Dille Anlattığına İnanamıyoruz!"
- Cosmopolitan

"Okuyucuyu aynı anda hem güldürüp hem de ağlatmak yetenek ister... Son sayfayı okuduktan sonra çok uzun bir süre hikâyeyi aklınızdan çıkaramayacaksınız."
- Heat

"New York'a geri dönüp onu bulmak zorundaydım. Orada olmama ihtimali de vardı ama şansımı denemek zorundaydım çünkü tek bir şeyden emindim: Burada değildi."

Anna Walsh resmen bir harabe. Anne ve babasının Odadan İyidir diye tabir edilebilecek evinde, Dublin'i terk edip New York'a dönebilmenin hayaliyle yaşıyor. Arkadaşlarına dönmek. Dünyanın En Muhteşem İşine dönmek. Ve hepsinden ötesi, Aidan'a dönmek.

Fakat ailesinin başka düşünceleri var (kendi başağrıları dışında yani). Ve sanki Aidan da onunla tekrar temasa geçmekten kaçınıyor gibi. Nedendir bilinmez!

Anna'nın bu kadar çok sevdiği dünyasını ne parçalamış olabilir? Ayrıca her şeyi yeniden yerli yerine oturtacak olan kişi gerçekten de Aidan mı acaba?

"Maeve Binchy'nin tahtına kurulan modern bir roman kraliçesi olan Marian Keyes, öykü anlatıcılığında son derece usta. Üslupla gerçeği birararaya getirişi, vazgeçmediği mizah ve pathos, onu tüm dünyada çoksatar listelerine taşıyor."
- Irish Independent

"Marian Keyes, insana-kendini-iyi-hissettiren-kitaplar cemiyetinin kraliçesi. İnsanın içini ısıtan komedileri, onu İngiltere'nin en çıtır yazarına ve kendi kuşağının sesine dönüştürdü."
- Daily Mirror

"Keyes her zamanki gibi zekâsını konuşturarak, dostluk, kıskançlık ve aşk üzerine yazıyor."
- Daily Mail

"Yüksek kalite eğlence!"
- Marie Claire

"Keyes'in, duygusal açıdan en doyurucu hali."
- In Style

"Chic-lit'in tartışılmaz kraliçesinden yine muazzam bir öykü." - Company

"Eğlenceli ve komik... dokunaklı. Tahminleriniz sizi çok fena yanıltacak."
- Sun

"Hızlı ve akıllı. Marian Keyes chic-lit'in hakkını veriyor."
- Metro

"Keyes ender rastlanan popüler kurmaca yazarlarından çünkü karakterlerinin çoğunluğu olay örgüleri kadar güçlü ve diyalogları müthiş, ayrıca son derece de gerçekçi."
- Irish Times

"Bir Marian Keyes romanı okumak en yakın, en güvenilir arkadaşınızla mutfakta hayat ve en son aşklarınız hakkında koyu bir muhabbete dalmak gibidir."
- Daily Mail
 
İstanbul Sende Kalsın
İlhan Eksen

istanbulsendekalsin2007pr2.jpg

Anıları, tatlan ile gerçek bir İstanbul yazarı olan İlhan Eksen, İstanbul Sende Kalsın isimli romanıyla 1960'lı yıllara uzanarak bizi Beyoğlu'nun caddelerinde, sokaklarında kimisi günümüze dek direnmiş, kimisi yok olup gitmiş mekânlarında süren arkadaşlıkların ve aşkların ardı sıra, o günün çok kültürlü, çok dilli kozmopolit dünyasında bir tura çıkartıyor. İlk gençliklerini yaşayan insanların ait oldukları şehirle birlikte o günlerini de geride bırakmaları, kimliği örselenmiş bir yetişkinliğin buruk tadıyla tanışmaları...

Bir aşk öyküsünün yanı sıra bir şehrin de öyküsünü anlatan bir roman: İstanbul Sende Kalsın. Hepimizde kalanlarla süren, hesaplaşması zor bir öykü...

"Eğer seni tanımadan buradan gitseydim bu şehri unutmak daha kolay olurdu. İçinde senin de yaşadığın bir yeri bundan sonra kolay unutamam. Ne zaman 'İstanbul' kelimesi duyarsam aklıma hemen sen geleceksin. O zaman seni özlediğim için İstanbul'u da özleyeceğim. Bu şehirden kaçamayacağım. Tıpkı Konstantinos Kavafis gibi."
 
Kulüp Erotika
The Tuesday Erotica Club
Lisa Beth Kovetz

kuluperotika2007723ab5.jpg


Dört kadın boş bir konferans odasında buluşurlar. Her biri biraz gergin, biraz da fesattır ve hepsi de kendi yaratımları olan fantezilerle doludur. Önceleri öğle tatillerinde sıkıcı edebi toplantılar olarak başlayan bu buluşmalar zamanla daha farklı, daha gizli saklı ve yasaklı bir şeye dönüşür... ve sonsuza kadar sürecek arkadaşlıkların temeli atılır.

"Kadın dostlar hakkında son derece zekice,
yer yer komik ve tabii ki buram buram erotizm kokan bir hikâye."
- Kirkus Reviews
 
Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları
Buket Uzuner

birsiyahsaclikadiningezic4.jpg

Sırtına çantasını atıp, cebinde pasaportu, bir tren bileti (Interrail) öğrenci harçlığıyla yabancı ülkeleri tek başına gezmek hangi gencin hayallerini süslememiştir?

Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları, Buket Uzuner'in üç kitabının kuzeyinde Norveç, İsveç, Finlandiya, A.B.D., Cezayir, Danimarka ve Rusya'da sırt çantasıyla yaptığı uzun tren yolculukları sırasında dünyayı, kendini ve 'öteki'ni keşfedişinin hikayesidir.

Bir edebiyatçı gözüyle aktarılan ve uzak coğrafyalardan insan portreleri taşıyan bu seyahatname, bize edebi ve insani tadlar sunuyor.

İçinde serüvenci ruhla doğmuş herkese 'İyi Yolculuklar!'
 
Ece'nin Hamilelik Günlüğü
Ece Arar


eceninhamilelikgunlugu2yt0.jpg

"Her hamile kalan yaşadıklarını yazıyor, anlatıyor, bunun ne ilginç tarafı?" var diyordum kitabı okumadan önce. Ancak okuduktan sonra fikrim değişti. Ece Arar içindeki gazetecilik ruhuyla tüm hamilelerin kafasına takılanları araştırmış, soruşturmuş ve tüm bunların günlük yaşantısından nasıl yer bulduğunu, duygusal yaşamındaki gelgitleri sansürsüz bir biçimde kaleme almış. Sonuçta sıcak, samimi ve aynı bir zamanda bilgilendirici bir kitap çıkmış ortaya."
- Elif Ergu, Vatan Gazetesi

"... Hamilenin cep kitabı da diyebiliriz bu kitaba."
- Güldehan Neng, Radikal Kitap
 
Bütün Erkekler Aynı
Ozanser Uğurlu
butunerkeklerayni200771tu4.jpg

Neden erkekler seni seviyorum diyemezler?
Neden sevdikleri kadının kendilerine anneleri gibi davranmasını isterler?
Neden sinirlendiler mi vurup kırar, yakar yıkarlar?
Neden arabalarını her şeyden daha çok severler?
Neden büyük göğüslü kadınlardan hoşlanırlar?
Neden cinsellik konusunda takıntılıdırlar?
Neden asla hatalarını kabul etmezler?
Neden sürekli etraflarındaki insanları eleştirirler?
Neden kadınsı yönleri olduğunu asla kabul etmek istemezler?

Nedenler, niçinler ve cevapları...
Erkekler için ayna, kadınlar için kılavuz...
 
Rüya Kızlar
Dreamgirls
3 Dalda Altın Küre Ödüllü
Denene Millner

ruyakizlar2007719ta7.jpg


Ünlü gazeteci ve yazar Denene Millner'ın Bill Condon'ın aynı isimli senaryosundan romanlaştırdığı bu öykü, sanatçıların parlak gibi görünen, ancak içinde bulunulduğunda en saf duyguları bile yaralayan karanlık dünyasına mercek tutuyor. Şöhretin ışıltılı dünyasına adım atmak karşılığında, bağlılık, sevgi ve dürüstlüğün verdiği hayatta kalma çabasıyla ödenen bedeli konu alan Rüya Kızlar, her okurun kendi hayallerinden, okul yıllarından ve dostluklarından bir parça bulabileceği etkileyici bir roman.
 
oldurmeicgudusu2007822hp7.jpg


Öldürme İçgüdüsü
Joseph Finder

2007 En İyi Roman Ödülü Uluslararası Gerilim Romanı Yazarları Derneği

Jason Steadman uluslararası dev bir elektronik şirketinin üst düzey satış yetkililerinden biridir. Zeki ve yetenekli bir çalışan olmasına rağmen Jason yalnızca güçlü olanın ayakta kaldığı güçsüzlerin elendiği bu rekabet cangılında ilerlemesini sağlayacak bir şeyden yoksundur: Öldürme içgüdüsü. Ya da o öyle zannediyordur. Ta ki Irak ve Afganistan'da bulunmuş, sonra da askerlikten ihraç edilmiş eski bir asker olan Kurt Semko'yla tanışana dek. Kurt'ün hayatına girmesiyle Jason için işler hiç olmadığı kadar yolunda gitmeye başlar. Rakipleri şüpheli bir biçimde tek tek yolundan çekilirken Jason kariyer basamaklarını hızla tırmanır. Artık o da içindeki öldürme içgüdüsünü keşfeden bir 'etçil'dir. Ama bu hızlı tırmanış aynı hızda bir düşüşe dönüşmek üzeredir. Ve tehlikede olan yalnızca kariyeri değil, kendisinin ve sevdiklerinin hayatıdır.

Öldürme İçgüdüsü ile 2007 yılı en iyi gerilim romanı ödülünü kazanan Finder CEO'lar, uluslararası yatırımcılar ve üst düzey yöneticiler gibi beyaz yaka karakterleriyle gerilim romanına yepyeni bir mekân ve yepyeni bir soluk kazandırıyor.

" Yürek hoplatan bir gerilim!" -The Boston Globe

"Patlamaya hazır... korkunç eğlenceli." -Entertainment Weekly

"Michael Crichton'ın Taciz'inden bu yana bu türde yazılmış en iyi kitap."-The Providence Journal-Bulletin
 
07080986wr4.jpg


Ölüdiri
Işıl Yüce
TERA YAYIN / Roman Dizisi


"Açık konuşuyorum Suna, zaaf insanı öldürür demek istiyorum."
"Zaafla kaderim arasında ne bağlantı var peki?" dedi Suna sesi daha ciddi çıkıyordu artık.
"Zaaf başka bir boyutla sürükler insanı, zaaf boyutunda şuur yoktur Suna, bilincin olmadığı kendine özgü bir alandır o zaaf alanı. Orada tatlı bir rüzgar eser başlangıçta ama o rüzgar sadece kapıdan girmen içindir..."
"Kapıdan mı?"
"Şuursuzluk yani tutsaklık kapısından."
"Şuursuzluk kapısı mı?"
"Evet şuursuzluk kapısından girdikten sonra o tatlı rüzgar yavaş yavaş yiter ve yerini azılı bir tufana mı bırakır?"
"Evet zaafın tatlı rüzgarı, nefsinin doyma anıdır aslında, o doyma anında zaman hızlı akar..."
"Bunu biliyorum! Bunu yaşadım uyuşma nehrindeyken zamanın çok hızlı aktığını hissetmiştim. O zaman zaaf..."
 
baharibeklerken2007823ry0.jpg


Baharı Beklerken
İbrahim Ulvi Yavuz

Habersiz, selamsız uçup geldiği bu köyde onu mektupla gene yakalamışlardı. Yıllardır devam eden, "Niçinler", "Nedenler" ve "Sitemler" yine satırlar içinde yerini almıştı.

Cihat'ın inandıkları ve kurmak istediği dünyayı ne onlar anlayabiliyor ne de kendisi bunu kabul ettirebiliyordu. Adeta aralarında bir zıtlıklar savaşı başlamıştı.
Ayrı dillerde konuşuyorlar, ayrı havaları teneffüs ediyorlardı. Anne, baba ve evlat; bir aile idi. Ama düşünceleri zıttı. Bunları bir noktada birleştirmek için Cihat çok uğraşmıştı. Eski ve köhneleşmiş dünyalarına taptaze bir fikir vermek istiyordu. Sonra yok olmuş, silinmiş bedenleri diriltmekti. Bu da şüphesiz pembe bir inancın eseriydi.
 
herkadingibi2007823mn8.jpg


Her Kadın Gibi
Sigrid Undset
ELİPS KİTAP / Roman Dizisi


Sigrid Undset'in sade bir üslupla kaleme aldığı, XX.yüzyıl dünya edebiyatının şaheserlerinden biri olan ve 1928 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen "Her Kadın Gibi" bütün dillere çevrilerek okuyucuyla buluşmuştur.

Hiç unutulmayacak hassas ve içli bir kadın olan Kristin Lavransdatter'in, yani bir kadının romanı... Erlend'e duyduğu büyük aşkla, bazen renkleri silinmiş bir gökkuşağı, bazen meydan okuyan bir savaşçı, bazen de kendini suyun salınışına bırakan bir yosun parçası Kristin. Acıları, umutları, çocukları, ilişkileri ve bütün bunlardan örülü hayatı içinde verdiği, gücünü bir tek sevgi ve aşktan alan zor mücadelesi...
 
tekbasina2007823ju0.jpg


Tek Başına
Alone
New York Times Bestseller
Lisa Gardner


Silahlı bir adamın, karısını ve oğlunu rehin aldığı ihbar edilir. Komşular silah sesleri duyar. Evden gürültüler gelmektedir. Boston emniyet teşkilatı ayaktadır. Olay yerine ilk gelen keskin nişancı Bobby Dodge'un tek başına namlunun arkasından seyrettiği, sıradan bir karı-koca kavgası mı, yoksa ustaca tezgâhlanmış bir oyun mudur? Öfkeli kocanın parmağı tetikte kenetlenmişken memur Dodge'un karar vermek için zamanı daralmaktadır.

Güzel, alımlı ve tehlikeli Catherine Rose Gagnon için bu ilk kabus değildir. Yirmi beş yıl önce, henüz küçük bir kızken acımasız bir sapık tarafından kaçırılmış ve toprağın altında kabus dolu bir ay geçirmiştir. Şimdiyse kocası gözlerinin önünde öldürülmüştür. Üstelik bütün gücünü ve bağlantılarını kullanmaya hazır olan kayınpederi Yargıç Gagnon, oğlunun ölümünden dolayı Catherine'i suçlamaktadır. Etrafındaki çember gittikçe daralan Catherine akıntıya karşı tutunacak bir dal aramaktadır.

Bay Bosu, işlediği korkunç suçlar yüzünden yattığı yüksek güvenlikli hapishanede geçirdiği yalnızlık dolu yıllardan sonra hayatta kalmayı başarmıştır. O artık özgür bir insandır. Kimsenin adını, sanını bilmediği, bütün dünyanın unuttuğu bir adam. Onun unutmadığı tek şey ise intikamdır.

Yıllar süren zorlu eğitim, gecesi gündüzü belli olmayan bir hayat, aileye ve aşka yer kalmayan bir dünya. Ve bütün bunlar tek bir atış içindir. Namlu henüz soğukken yapılacak tek bir atış. Bir kurbanın başına silah dayalıyken keskin nişancının yaralama ya da sakat bırakma lüksü yoktur.

Bir can kurtarmak için bir can alırsınız... Ve bedelini bir ömür boyu ödersiniz...
 
peceninarkasindakiyuz20qg4.jpg


Peçenin Arkasındaki Yüz
The Face Behind The Veil
Donna Gehrke - White


"Din üzerine çalışmalar yapan birçok gazete muhabiri gibi, 11 Eylül 2001'deki terörist saldırılardan sonra Müslümanlar ile ilgili bir çalışma için teklif aldım. Miami-Dade Asya-Amerika Danışma Kurulu'nun yetkili müdürü Mohammad Shakir, gözlemlediği yeni bir trend üzerine araştırma yapmamı önerdi: Türban kullanan kadınların sayısı ki Amerika'da bu tür giysiler görece olarak ender bulunsa da giderek artıyor.

Mohammad'ın bu önerisini kabul ettim ve olağanüstü kadınlarla tanıştım. Dindar Müslüman olan bu kadınlar aynı zamanda eğitimli, kariyer sahibi, doktor, laborant, sosyal yardım uzmanı ve öğretmenlerdi. Bu kadınların yaşadıkları ruhanî hayat beni büyüledi. Farklı yollardan da olsa hepsi Allah'a inanıyor. Çoğu, camileri sadece kadınların olduğu mekânlara dönüştürmeye yardım ediyor.

Amerika'da son zamanlarda, daha önce hiç olmadığı kadar yükselen Müslüman karşıtlığına rağmen, bu kadınlar inançlarını koruyorlar. Yuhalamalara rağmen peçelerini takıyorlar, erkekler ile olan ayırıma rağmen camiye gidiyorlar. Aslında, her yıl açılan her yeni camiyle, İslamiyet giderek gelişiyor. Çoğu Amerikalı kadın camilerde reform yapılmasında ısrar ederken, inançlarından taviz vermiyorlar. Teselliyi İslamiyet'te buluyorlar. Bu gelişmelerin nedenini ve bu kadınların kim olduğunu öğrenme amacıyla yola koyuldum."
 
siskelebekleri2007824ip0.jpg


Sis Kelebekleri
Nazlı Eray


Kolumda ünlü modacı Roberto Cavalli'nin son tasarımı, belleğin akışını ve çeşitli insanları gösteren kenarları pırlantalı saat; Sinop'taki otel odamda balkonun dışındaki sisin bir açılıp bir kapanarak zamanla oyunlar oynaması, dün'ü üç yıl sonra, yarın'ı doksan yıl önce yapması, zamanı tümüyle silip atması; açılan sislerin arasından birdenbire görünen eski Sinop Cezaevi. O kimsesiz, insansız dünyaların, siroz sarısı duvarların sessiz haykırışları; bomboş, çaresiz avlulara sızmış insan fosforunun yarattığı o görünmeyen kalabalık; Mamak çöplüğünün oradaki yarığın içinde yaşayan yeraltı insanları; dedem Tahir Lütfi Tokay'ın peşinde kovaladığım günler; Tünel'deki tarihi Kroeker Oteli'nde verilen bir idam kararı... Sadrazam Mahmut Şevket Paşa'nın Ankara'daki Kader Sokak'ta bir evde yaşadıkları; Rıza Nur'u merak eden bir Çingene; Sinop'taki sonsuz sisin içinde dalgalanan yaşamların gözler önüne serilmesi... Zaman geçiyor mu, yoksa durağan mı? Hepimiz aynı zamanın içinde miyiz, yoksa geçmiş ve gelecek bir arada mı ve 1913'te Bahricedid Vapuru ile Sinop'a sürülen dedem Tahir Lütfi Tokay'ı bulabilecek miyim?
 
07071012wa0.jpg


Bir Dağ Düğünü
Semir Aslanyürek


"Rahatlıyorsunuz... Birazdan sizi rahatsız eden tüm düşüncelerden kurtulacaksınız... Şimdi sesimle buluşmaya gidiyorsunuz. Artık hiçbir şey görmüyor, sesimden başka hiçbir ses duymuyorsunuz. Sizi rahatsız eden bir şey kalmadı. Çok rahatsınız.. Sesim sizi rahatsız etmiyor, sesim sizi dinlendiriyor. Şimdi, bütün benliğinizle sesimin etkisi altındasınız. Artık sizi rahatsız eden bir düşünce kalmadı. Düşünmüyorsunuz. Her şeyi unuttunuz. Belleğiniz bomboş... Hiçbir şey hatırlamıyorsunuz... Düşüncelerinizin ağırlığından kurtuldunuz. Artık bedeninizi dahi hissetmiyorsunuz. Hafiflediniz. Hiçbir ağırlığınız kalmadı. Artık uçabilirsiniz. Uçuyorsunuz... Dünyayı terk ediyorsunuz... Terk ediyorsunuz...

"Vagon , "Şellale" ve "Eve Giden Yol" filmlerinin senarist ve yönetmeni olarak tanıdığımız Semir Aslanyürek'ten hem senaryo hem öykü tadında bir çalışma... Daha önce film senaryosu olarak yapılan bu çalışma, manevi babası saydığı, SSCB Devletler Sinema Enstitüsü VGİK'teki Film Yönetimi Atölyesi hocası Vladimir Guerra'nın vasiyeti üzerine yeniden öyküleştirilerek edebiyat dünyasına kazandırıldı.
 
070710105qj4.jpg


Ateşin Düştüğü Yerde
Alev Kutluözen


Bir sabah kalktığımda başucumda duran pamuklu şeker kutusunun içindeki kelebeğimin ölümüne tanık oldum. Onu boş bir kibrit kutusuna koyup bahçe duvarının dibindeki ortancaların altına gömdükten sonra saatlerce ağladım ardından. Sonra yine çoğalan sevgimi paylaşmaya devam ettim herkesle. İnsanlar, benim için bir kelebekti sanki. Onların gerçek yüzlerini göremedim, gerçek kimliklerini bulup çıkarmaya çalışmadım.

Bir kadın, bir anne, bir dost: Alev Kutluözen. Yazarın dostluk ve barış limanından başlayan yolculuğu, lise, ortaokul ve ilkokul yıllarına, öğretmenlerine, arkadaşlarına ve ailesine uğrayarak herkesin mutlaka kendinden bir parça bulabileceği bir sohbete dönüşüyor; zaman zaman sevinç, mutluluk ve heyecan dolu, zaman zaman sitem, öfke ve hınç dolu bir sohbet.

Alev Kutluözen, okurunu Ateşin Düştüğü Yerde kendisiyle yüzleşmeye davet ediyor.
 
07082403my4.jpg


Karınca Çiftliği
Ant Farm (and other desperate situations)
Ve Diğer Vahim Durumlar
Simon Rich


Harvard HİCİV Kulübü'nün eski başkanı Simon Rich, Karınca Çiftliği kitabında bazı ilginç yerlerdeki mizahi konulan bizlere sunuyor. Dünyanın sonsuz komik potansiyeli olan korkunç bir yer olduğu sonucuna varıyor.

-Eğer kız arkadaşınız size "aşk kuponları " verse ve sonra sizden ayrılsa, kuponların hâlâ geçerliliği var mıdır?

-Hayvanat bahçesinde kalan son dişi pandayı, bakıcılar bir erkek pandanın kafesine koysa, performansında nasıl bir değişiklik olur?

-Eğer katiller Yüce İsa'nın peygamberliğini kabul etmekle cennete alınacaklarsa, kurbanları ile karşılaşmaları ne münasebetsiz olurdu değil mi?

-Simon Rich'in, sıradan hayatların beşikten mezara kadar olan sürecindeki olağanüstü ama aynı zamanda neşeli vahimlikleri ele alan araştırmasının içinde buluyorsunuz kendinizi.
 
07082404bm3.jpg


Önce Rüyasını Gördüler
Nurettin Ünal


Uyku, her gece kendimizi teslim ettiğimiz sığınak... Gözlerimizi kapar, bedenimizi yatağa bırakırız. Bir süre sonra uyku kapısından bambaşka bir aleme geçeriz; rüyalar alemine. Rüya kimi zaman gündelik telaşların zihin aynasından yansıyan görüntüleridir; kimi zaman da bize yol gösteren bir işaret fişeğidir. Rüyada bize farklı şekil ve simgelerle görünür ama onu yorumlamaya ehil olanlar tarafından şifreler çözüldüğünde ne anlama geldiğini farkedebiliriz. Aslında rüya kimi zaman gerçeğin ta kendisidir. Öyle ki, insanlık tarihinde pekçok önemli gelişmeler, buluşlar, olaylar., rüya vasıtasıyla önceden görülebilmiştir. Peygamberler, din büyükleri, hükümdarlar ve bilim adamları rüyaların önemine daima inanmışlardır. Bu kitap, tarihteki önemli şahsiyetlerin gördüğü gerçekleşmiş rüyaları anlatmaktadır.
 
Back