Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Senin sokağında geceler yıldızsızdı, Senin sokağında gece yağmur yağıyordu. Ben zayıftım, çabuk ıslanıyordum. Bana sevmek yaramıyordu, Ben sevilemiyordum.
Akşamlar bir roman gibi biterdi, Jezabel kan içinde yatardı. Limandan bir gemi giderdi, Sen kalkıp ona giderdin. Benzin mum gibi giderdin, Sabaha kadar kalırdın. Hayırsızın biriydi fikrimce, Güldü mü cenazeye benzerdi. Hele seni kollarına aldı mı, Felaketim olurdu ağlardım.
İki kalp arasında en kısa yol; Birbirine uzanmış ve zaman zaman, Ancak parmak uçlarıyla değebilen iki kol. Merdivenlerin oraya koşuyorum, Beklemek gövde gösterisi zamanın; Çok erken gelmişim seni bulamıyorum, Bir şeyin provası yapılıyor sanki. Kuşlar toplanmış göçüyorlar, Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
akşamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan içinde yatardı limandan bir gemi giderdi sen kalkıp ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalırdın hayırsızın biriydi fikrimce güldü mü cenazeye benzerdi hele seni kollarına aldı mı felâketim olurdu ağlardım
[h=5]Ben gidemedim bak; yüküm boyumdan büyüktü. Adım atamadım ne senin yoluna ne de yolunun dışına, yol bendim hatta. Sen git sevgili, aşkı küçük düşürme daha fazla!
Neylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında.
Ben sana hep üşüyordum, çünkü kıştım... Nakıştım, bakıştım, inkar etmiyorum da. Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım... Ve lütfen inkar etme, sana en çok, en çok ben yakıştım... Özdemir ASAF
Benim de mi düşüncelerim olacaktı, Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım, Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle? Çok sevdiğim salatayı bile, Aramaz mı olacaktım? Ben böyle mi olacaktım?
Sen benim sarhoşluğumsun ne ayıldım ne ayılabilirim ne ayılmak isterim başım ağır dizlerim parçalanmış üstüm başım çamur içinde yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim...
Burada yağmur yağıyor Aralıksız yağıyor günlerdir Ama sen yine de şemsiyeni Almadan gel ilk otobüsle Buğulanan camlara usulca Yüzünü çiziyorum ki yüzün Bir yağmur damlası olup Düşüyor yapraklarına gülün Güller de bozamıyor bu uzun Karanlık sessizliğini kentin Anılarını yitiriyor sokaklar Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları Tarih de kekemeleşiyor bazen Ki o zaman aşktır tek bilici Aşksa yürümek gibi bir şey Duyabilmek kuşların gelişini Anısı bizsek eğer bu kentin Unuttuğu türküler bizsek Acıyı rehin bırakıp bir güle Anımsatmalıyız bunları bir bir Sonra yürümeliyiz seninle Sokaklara caddelere çıkmalıyız Belki bir aşktır bu kentin Belleğini geri getirecek olan Burada yağmur yağıyor ama sen Şemsiyeni almadan gel yine de Özletiyor bu çılgın sağanak seni Sırılsıklam özletiyor biliyor musun...
adımla nasıl berabersem öylece beraberiz seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz ve sonra her zaman her ölümlüye aynı şartlar altında kısmet olmıyan gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda
hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın