Evet yolumuza devam edelim. Bacaklarım mesafeyi unutmalı. Eğer gönlüm daha hafif olsaydı onlarda daha istekli olurdu. (Gimli)
... Yine de bütün umudunuzu yitirmeyin. Yarının ne getireceği bilinmez. Güneşin doğusu genelde bir şeyler nasihat eder. (Legolas)
_ Efsanelerde mi yoksa gün ışığında yeşil toprak üzerinde miyiz?
_ Bir insan her ikisinde de olabilir; çünkü bizler değil bizden sonra gelecek olanlar yaratacaklar zamanımızın efsanelerini. (Eomer – Aragorn)
Ulular düştüğünde, başı daha küçüklerin çekmesi gerekir (Aragorn)
Öyle işler vardır ki sonu karanlık bile olsa, bu işlere başlamak, yapmayı reddetmekten daha iyidir. (Aragorn)
Bana olan itimadınızdan dolayı şeref duydum; lakin hemen herşeyi söylemeniz de doğru olmaz (Ağaçsakal)
Arifler hep istikbal için dertlenirler. (Ağaçsakal)
‘Dur!’ diye bağırmak bunu yapmaktan daha kolaydır. (Ağaçsakal)
Elbette dostlarım kendi nihayetimize gidiyor olmamız muhtemeldir: Entlerin son resmi geçidi. Lakin eğer evlerimizde oturup hiçbir şey yapmasaydık sonumuz zaten yakamıza yapışacaktı, eninde sonunda. Bu fikir uzun zamandır gönüllerimize inkişaf ediyordu, bu yüzden yürüyüşe başladık. Bu ani bir niyet değildi. Şimdi, en azından, entlerin son resmi geçitleri hakkı için bir şarkı yakmaya değer. Göçmeden önce başka bir ahaliye yardımımız dokunabilir. (...) Lakin işte dostlarım, şarkılarda tıpkı vakti gelince ve kendi usüllerince meyvalarını veriyorlar: ve bazen de vakitsiz kuruyorlar. (Ağaçsakal)
Konuşmak için o an mevcut olan en akıllı kişi seçilir; gençlere yapılması gereken uzun açıklamalar yorucudur. (Gandalf)
İlk darbeyi indiren eğer yeterince ağır bir darbe indirebilirse, bir daha vurmak zorunda kalmayabilir. (Gandalf)
Yine de arkadan vuran bir silah, kullanan el için de her zaman tehlikelidir. (Gandalf)
Ben umut dolu sözler söyledim; ama sadece umut dolu. Umut zafer demek değildir. (Gandalf)
İnsan kuşkudayken kendi aklına güvenmeli. (Hama)
Bir adam iki yolla kötü haber getirir. Ya kötülük yapan biridir ya da iyi zamanda insanları yalnız bırakır ama kara günde yardım getirmek için gelir sadece. (Gandalf)
Umutsuzkluk içinde olanlara öğüdüm yok. (Gandalf)
Bir adam aynı anda hem sizi sevip hem de Solucandil’ i ve öğütlerini sevmeyebilir. (Gandalf)
Çarpık gözlere gerçeğin yüzü ekşi gelebilir. (Gandalf)
Kendime ait olmayan hiçbirşey riske atmak istemem. (Gandalf)
Kaçan adam düşmanı çift görürmüş.
Genellikle beklenmedik konuklar, en sağlam dost çıkarlar. (Eomer)
_Şafak çok uzak değil; ama korkarım şafağın bize pek yararı olmayacak
_Yine de şafak hep insanların umudu olmuştur. (Gamling – Aragorn)
Dünya değişiyor ve bir zamanlar güçlü görünenlerin artık güvenilmez olduğu çıkıyor ortaya. (Theoden)
... Ama sana yenilmek hiddetlendirmiyor beni, seni tekrar bacaklarının üstünde görmek o kadar hoş ki! (Legolas)
Yine de üzülmeliyim; çünkü cengin kaderi ne olursa olsun, bittiği zaman güzel ve ince duygulu olan birçok şey Orta Dünya dan sonsuza kadar silinip gitmeyecek mi? (Theoden)
İhtiyaç anında kıymetli bir şeyini atmayan kişi kendini bağlamış olur. (Aragorn)
Bacadan kaçmış olan konuk bir kez daha kapıdan girmeden önce iki kere düşünür. (Gandalf)
Hainler asla kimseye güvenmezler (Gandalf)
Aynı anda hem zorba, hemde öğütler veren biri olamazsınız. Yapılan planlar olgunlaştığında artık gizli tutulamazlar (Gandalf)
Ariflerin işine burnunu sokma; çünkü hem mahirdirler hemde çabuk sinirlenirler. (Pippin)
Genellikle kötü niyet, kötü şeyleri bozar. (Theoden)
Kendimizde mevcut olandan daha derin bir marifetin aletlerini kullanmak hepimiz için tehlikelidir; ama yine de bu mesuliyeti taşımamız gerekir. (Gandalf)
En iyi öğretmen yanan eldir. Ondan sonra ateşe karşı verilen öğüt gönüle kadar iner. (Gandalf)
_Bilbo’nun elini Gollum’un üzerine inmekten alıkoyan acıma duygusundu. Acıma ve Merhamet: Nedensiz yere vurmamak.
_Ben Gollum’a hiç acımıyorum. Ölümü hakediyor.
_Hakediyormuş! Belki hakediyordur.Yaşayanların bir çoğu ölümü hakediyor ve ölenlerin bir kısmıda yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme; çünkü en bilge olanlar bile herşeyin sonunu göremez. (Gandalf - Frodo)
Adamın ne olduğu nereden geldiğini merak etti; gerçekten kötü bir adam olup olmadığını veya onu evinden bu kadar uzaklara ne gibi bir yalanın veya tehtidin getirdiğini merak etti; aslında barış içinde kalmayı tercih edip etmediğini de- hepsi bir şimşek gibi gelip geçti aklından (Sam)
Yalanla bir orku bile tuzağa düşürmeye çalışmam. (Faramir)
Aklı seninkinden fazla olan beyinin önünde konuşmaya kalkma. (Faramir)
Ölüm haberinin bir çok kanadı vardır. Gece genellikle yakın akrabalara getirir haberi, derler. (Faramir)
_ Belli ki bu çok önemli bir aile yadigarı gibi bir şey ve bu tür şeyler müttefikler arasında barış sağlamaz
_... Ama unutmayalım, eski öyküler aile yadigarları gibi şeyler hakkında söylenen aceleci sözlerin tehlikesinden de söz eder. (Faramir – Frodo)
Fakat artık korkma! Ben bu şeyi almak istemem, şurada yol kenarında olsa bile almam. Minas Tirith te taş üstünde taş kalmayacak olsa ve şehri kendi iyiliği ve benim şerefim için, sadece ben, ancak karanlıklar efendisinin silahını kullarak kurtarabilecek olsam bile almam. Hayır böyle zaferler istemiyorum.
Birçok kölesi olan bir hanım gibi değil, hayır, hatta gönüllü köleler arasındaki iyi kalpli bir hanım olmasını bile istemem. Savaş olmalı; her şeyi yok etmeye çalışan bir yıkıcıya karşı canlarımızı korumalıyız; fakat ben kılıcı keskin diye, oku seri diye, savaşçıyı şanı ve şerefi var diye sevmem. Ben sedece onların savundukları şeyi severim: Numenor lu insanlların şehrini. Onun da hatırasının kadimliği için, güzelliği için ve mevcut hikmeti için sevilmesini isterim. İnsan, yaşlı ve bilge bir insanın asaletinden ne kader korkarsa, okadar korkmalı ondan, daha fazla değil. (Faramir)
Aceleyle bir şey söylemektense, güvenilmeyi hak eden birine güvenmemeyi yeğlemek lazımdı. (Frodo)
Krallar kendilerine yaşayanların evlerinden çok daha mükemmle mezarlar yaptılar ve şecerelerinde tekrerleadıkları eski isimleri oğullarının isimlerinden daha çok sevdiler. Çocuksuz hükümdarlar yaşlanıp saraylarında hanedanlarının armalarını düşünerek oturdular; gizli odalarında buruşuk yüzlü adamlar kuvvetli iksirler yaptılar ya da soğuk, yüksek kulelerde yıldızlara sorular soruldu ve Anarion sülalesinin son üyesinin hiç varisi olmadı. (Faramir)
Biz de artık savaşı ve yiğitliği seviyoruz; bunlar güzel şeylermiş gibi, hem bir oyun hemde bir amaç olarak; bir savaşçının sadece silahlar ve adam öldürme konusunda hüneri olmasının yeterli olmadığına, daha çok bilgisi ve becerisi olması gerektiğine olan inancımızı hala muhafaza etsek te, yine de bir savaşçıya, başka bir zanaate sahip olan birinden daha çok saygı gösteriyoruz. (Faramir)
Takdire layık birinin takdiri herşeyden önemlidir. (Faramir)
Hizmetkarın, yaptığı hizmet karşılığında efendisi üzerinde hakkı vardır, bu hizmet korkudanda olsa. (Frodo)
Başka birine sözünde durmamasını söylemek, insanın kendisinin sözünde durmamasından daha kolay, hele insan arkadaşının akılsızca kendi kendine zarar verdiğini görüyorsa. (Faramir)
Umuda olduğu gibi, kayıntıya da ihitiyaç vardır. (Sam)
Kahramanlar sanki bu olayların içine düşüyorlar – yani yolları onları o tarafa götürüyor da denebilir. Ama galiba onların da, bizim gibi bir sürü seçenekleri oluyordu ellerinde, geriye dönmek gibi; sadece onlar geriye dönmüyordu. Eğer dönüyorlardıysa bile bizim bundan haberimiz olmuyordu; çünkü dönenler unutuluyordu. Biz sadece yollarına devam edelerden haberdar oluyorduk – ve dikkatini çekerim hepsi mutlu sona varmıyordu- en azından öyküdeki veya öykü dışındakilerin mutlu son dedikleri bir sona varmıyorlardı. Yani memlekete dönüp de her şeyi bıraktığı gibi bulmasa bile yolunda bulması gibi. Fakat mutlu sonlu öyküler en iyileri sayılmazlar her zaman, gerçi içinde bulunacak en iyi öyküler sayılabilirler aslında! (Sam)
_ ... bizde hala aynı öykünün içindeyiz! Öykü devam ediyor. Büyük öyküler hiç bitmez mi acaba?
_ Hayır onlar hiçbir zaman öykü olarak bitmez. Fakat onların içindeki kahramanlar gelir, rolleri bitince giderler. (Sam- Frodo)
Sonsuza kadar Fethedemezler! (Frodo)