Kızlar düşük sonrası hamile kalma oranlarını araştıran bazı çalışmaları taradım ve bir kaç çalışmaya ulaştım. Bizlere moral olabileceğini düşündüğüm çalışmaları buradan sizlerle paylaşmak istedim.
1) 1981-2000 yılları arasında ilk gebeliği düşükle sonuçlanan 30 937 İskoç kadını üzerinde yapılan oldukça geniş kapsamlı bir araştırmanın sonuçlarından bazıları:
- Düşükten hemen sonra ilk 6 ay içinde hamile kalanların yeniden düşük yapma ihtimalleri, 6 ay ya da 1 yıl içinde hamile kalanlara oranlara daha düşük çıkmış.
- Öte yandan, düşükten sonraki 6 ay içinde hamile kalan kadınların erken doğum, sezeryan, düşük doğum ağırlı vb olumsuz doğum çıktılarında daha az sorun yaşadıkları anlaşılmış. Özetle, ilk düşük sonrası ilk 6 ay içinde sağlıklı gebelik şansının daha fazla ve doğumla ilgili komplikasyonların daha düşük çıktığı saptanmış.
İlgili çalışmanın orjinali:
http://www.bmj.com/content/341/bmj.c3967 2) Yapılan başka bir araştırmada da bizim gibi düşük yaşayan kadınların sonraki gebeliklerinde gebelik süreci ve doğuma ilişkin korku ve endişe düzeylerinin düşük yapmayanlara oranla çok daha yüksek çıktığı ve bunların belki sonraki gebelikler üzerinde olumsuz etkileri olabileceği anlaşılmış. Dolayısıyla, düşük sonrası kaygı yönetiminin önemli olduğu vurgulanmış.
İlgili çalışma:
http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0301211508003382 Bu konuda yapılmış benzer başka bir çalışma:
http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1547-5069.2001.00239.x/full 3) Türkiye'de yapılmış bir çalışma tekrarlayan yedi gebelik kaybından sonra başarılı bir gebeliğe ilişkin olgu sunumunu içeriyor. Özellikle tekrarlayan düşüklerde, yakın takip altında olan ve psikolojik destek alan kadınların sonraki gebeliklerinin canlı olma şansının daha fazla olduğu belirtiliyor. Benzer şekilde, yurt dışında da özellikle tekrarlayan gebeliklerde yakın takip ve psikolojik desteğin fayda etttiğini bildiren bir çalışmaya tarama yaparken rastlamıştım.
Türkiye'deki çalışma:
http://dergipark.ulakbim.gov.tr/firattip/article/viewFile/5000051521/5000048841 4) Başka bir makalede düşük sonrası gebelik aralığına dair : "
Düşüğü takip eden gebelikte düşük riskini azaltmak için düşükten 3-4 ay geçtikten sonra gebeliğin oluşmasını önerenler vardır (25,26). Hebert ve ark. (27) ise sadece gebeliğin oluşması 1 yıldan daha uzun sürede gerçekleşen subfertil kadınlarda, gebelik aralığı ile spontan abortus arasında anlamlı ilişki saptamışlardır. Abortus veya ölü, malforme doğum sonrası, bunların tekrarlamasını önleme açısından uzun gebelik aralığının koruyucu bir etkisinin olmadığını bildiren çalışmalar da vardır (28,29). Çalışmalardan görüldüğü gibi kısa gebelik aralığı- nın abortus riskini arttırdığı net olarak ortaya konulamamış olup, gebelik aralığının uzaması ile riskte bir azalma olacağı tartışmalıdır. Bu nedenle düşükten sonra gebe kalmayı planlayan çiftlere önerilerde bulu- nurken esnek olunmalı, gebeliği olumsuz etkileyecek başka bir risk kfaktörü mevcut değil ise gebe kalma süresini kesin sınırlar ile kısıtlamaktan kaçınılmalıdır." (Kaynak: http://www.perinataljournal.com/Files/Archive/tr-TR/Articles/PD-1995003405.pdf) 5) Amerika'da yapılmış bir çalışma ilk trimestırdaki gebelik kayıplarının risk faktörlerini araştırmış. Çok yönlü yapılmış bu araştırmada ilk trimesterda düşük riskini azalttığı saptanan faktörlerden bazıları: Daha önce doğum yapmış olmak, gebelik sürecince bulantıların fazla olması, vitamin ve diyet (folik asit veya multi vitamin kullanımı, günlük taze meyve sebze, süt ürünleri, haftada ikiden fazla beyaz et ve balık tüketimi ve günde 1 parça çikolata yemek), mutlu ve rahat hissetmek, planlı gebelik, uçak yolculuğu ve cinsel birleşme sırasında kanama olmaması.
Düşük riskini arttıran faktörler: 35 yaş üstü olmak, bebeğin babasıyla ya da eşle beraber yaşamamak, planlanmamış gebelik, önceki gebelik ve düşük öyküleri, gebe kalma süresinin uzun olması ve infertiliteyle ilgili sorunların olması, yardımcı üreme yöntemleriyle hamile kalma, stres (stresli bir işe sahip olmak dahil), alkol tüketimi, babanın 45 yaş ve üstü olması, seks sırasında kanama olması vb.
Etkisi saptanamayan faktörler: Eğitim, sosyal sınıf, full time veya uzun süre ayakta çalışma, kırmızı et, kafein veya soya ürünleri tüketimi vb.
Güzel bir çalışma ilginizi çekerse buradan ulaşabilirsiniz:
http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1471-0528.2006.01193.x/epdf Şimdilik bu kadar kızlar, en azından bu çalışmaların yeniden gebe kalmak yolunda bizlere ışık tutabileceğini umuyorum. Gördüğüm kadarıyla stres ve üzüntümüzü yönetmemiz, pozitif düşünebilmemiz sonraki gebelikler için ve bebişlerimizin sağlığı için önemli. Kendimize iyi bakalım. Sevgiler...