Doğuda Çocuk Olmak

ekrkebkafk

Nirvana
Kayıtlı Üye
21 Nisan 2007
703
4
Karlı bir bahçemiz vardı o zamanlar. Bir de arıları o komşunun. Balkonumuz
ahşap döşemeli, önü açıktı. Malatya'nın ücra bir köşesinde yaşama savaşıydı
bizimkisi. Aslında benim savaşım olamaz. Çünkü hiçbir şeyden habersiz
yaşıyordum. Çocuktum, güzeldim, saftım, temizdim...

Henüz kötü aşk hikâyelerim, kavgalarım,
karnemde zayıflarım olmamıştı hayatta. Hiç yere düşmemiştim ki bacağım
kanasın. Sadece gülen gözlerim ve küçük bir bedenim vardı hayata
yansıttığım. En güzeli de; zaten ben yansıttığımdan ibarettim. Ne fazlası,
ne eksiğiydim. Her salonda giyecek farklı bir maskem yoktu.

Annemdi hayatıma ilk soktuğum kadın. O beni umarsız, sebepsiz, karşılıksız
sevmiş bir kadındı. Yıllarca ben de onu sevdim. Sonra galiba biraz büyüdüm
ve aldatmayı öğrendim. İlk önce annemden başladım aldatmaya. İlk aşkımla
aldattım annemi. Sonra bir başkası, bir başkası derken annemi defalarca
aldattım. Annem ise beni hiç aldatmadı.
Annem beni hiç aldatmayacak!

Tabanında hava yastığı olan ayakkabılar vardı ben küçükken. Bir de onların
emperyalist markaları. Hatırlıyorum da çarşı pazar gezmiştik en ucuzundan
almak için babamla.

Ucuz olmalıydı çünkü biz ucuz bir hayatın pahalı insanlarıydık.

Ucuzdu hayatımız, mesela bir bisikletim olmadı hiç. Defalarca bisikletçi
dükkânına gidip en güzelini beğendim halde. İnsan her istediğine sahip
olamazdı. Hayatın kuralıydı bu ama nerden bilebilirdim. Ben henüz çocuktum.
Çocuk olmak da emek ister ucuz yaşamlarda. Arkadaşlarına özenemezsin, güzel
kıyafetler giyemezsin, en güzel çanta senin olamaz. Güçlü
Olmak daha çocukken bir zırh değil, bir gereksinim olur.

O anaokulunu hiç unutmayacağım. Evimizden 1 veya 2 kilometre uzakta ve
tepedeki, yokuşu dik anaokulu. Komşunun çocukları ile giyinir kuşanır kar
kış dinlemez yürürdük o yolu. Aslında o yol bizim anaokulunun yolu değildi,
aynı mahalleden çocukların yürüdüğü kader yoluydu. Evden başlar ve nerde
biteceği belli olmaz bir yoldu o.Şimdi kimi mühendis, kimi
Doktor o çocukların. Dedim ya o yol evden başlar ama anaokulunda bitmezdi.
Fakat biz hep biter sandık. Yürüdük, yürüdük... O yolu her gün yürüdük biz,
her gün o sonmuşçasına.

Bir gün bir kutu gördüm pencereden baktığımda. İnsanların elleri üstünde
taşıdığı, karlar üstünde yavaş yavaş yürüyen bir kutu.
Anneme sordum 'tabut' dedi. İçinde ise arkadaşım varmış. Ebedi yolculuğa
erken çıkmıştı Pınar. O yolu şimdi eller üstünde ve gözleri kapalı
gidecekti. Annesinin eve gelmesini beklerken kara yenik düşmüş Pınarım;
gözleri karla kapanmış. Gördüğüm ilk cenaze; arkadaşımın cenazesiydi.

Dedim ya çocuktuk, güzeldik, saftık, temizdik. Ölümler bizi üzemezdi. Biz o
yolu yine ertesi gün hiç bir şey olmamış gibi
Yürüyüp gidecektik...

Doğuda çocuk olmak, batıdaki orta halli bir adamdan daha ızdıraplıdır. Bunu
Batı bilemez, Batı ancak tartışır...
Duyarlılığınızın devamını dilerim , iyi günler...

Ercan Sürenkö


alıntı...
 
sanırım daha evvel verilmişti

ayrıca ben bu "doğuda cocuk olmak" ajıtasyonuna kılım...:tomato:
abi fakir heryerde fakirdir
cocuk da heryerde cocuk...
doğusu batısı mı var bu işin
hörmetli Ercan beyefendi gelsin bi de batının köylerinde ayağına giyecek ayakkabı bulamayan cocukları görsün:kahve:
 
Ben de bu konunun sadece Doğu'ya mal edilmesine karşıyım..
Türkiye bir bütündür diye naralar atıyorsak,doğusu,batısı,kuzeyi ve güneyi için çırpınmalıyız..

Babası tavuk kümeslerinde çalışan ve bir ekmeği zor getiren,ama içinde okuma zolan çocukları da gördüm,50 ytl ye koca bir okulun tüm camlarını silen annenin çoğunuda gördüm,işsiz güçsüz top oynayan,cafelere giden gençleri de gördüm..

İşsizlik,imakansızlık,fakir çocuk omak doğuya has bir problem değil..
Etrafımda o kadar muhtaç,madur bebe var ki,çoğumun eşyalarını yada aldığım ufak tefek ihtiyaçlarını onlara verirken yüzüm kızarıyor..
 
aynı fikirdetim sizlerle arkadaşlarr
konyalıyımmm ve kenar mahalledeki fakir çocuklarıı görmenizi isterimm
değil kıyafet belki yiycek bi parça ekmekleri yokk
fakir herde fakir batısı doğusu yok bununn
ALLAH yardımcıları olsunn
 
X