Çok yoruldum

Avicennaa

Kireçtutmayanoda
Anneler Kulübü
Kayıtlı Üye
31 Aralık 2022
142
281
31
Öncelikle merhabalar. Siteyi takip ediyor, fikirleri akıllıca buluyorum bu sebepten hem dertleşmek hem de varsa birkaç öneri olmak niyetindeyim.
Konunun uzun olacağını baştan belirtip istemeyen kimsenin vaktini ve yorumunu almayayım..

29 yaşında, beş senelik evliyim, Allah'ıma şükürler olsun üç buçuk yaşında afacan bir oğlum var. Evlenene kadar hep akademik olarak başarılı, çalışkan, hep aileme hususi bir şekilde yaranma çabası olan biriydim. Ama bu akademik başarı ve çalışkan olmak bana beklediğim gibi bir iş olanağı sağlamak şöyle dursun, kısmetsizmişim gibi her kapıdan döndürdü. Öyle ki temizlik görevlisi olarak bile başvursam( asla küçümsemek değil, akademik değersizlik hissi) kabul görmeyeceğimi düşünmeye başladım, belki de bu hissi çektim bilmiyorum.

O zamanlarda evlilik, ev, eşya vs şuan ki kadar ütopik olmadığından birkaç destekle, düğün takıları, kredi vs bi ev alarak borçlanıp evlendik. Çalışmıyorum tabi bu süreçte. Derken evlendikten üç ay kadar sonra burada açıklayamayacağım ama seneler önce hobi edinerek yaptığım, çok çok imkansız bir yetenek iş olarak önüme konuldu. Çok büyük paraların döndüğü, gerçekten inanması güç bir durum yaşadım. İnanamadım başlangıçta, işi özet geçecek olursam ana hatlarıyla, başka ülkelere animasyon senaryosu oluşturmak gibi düşünebilirsiniz. Gel zaman git zaman, bizim ne borç kaldı, ne dert. Şükürler olsun araba arsa vs herşeyi hallettik evladımız dünyaya geldi. Tabi bu süreçte beni rahatsız eden en büyük şey, hala hala hala aileme yaranma çabasındayım. Elime geçen beş liranın ikisini onlara vermek onlara harcamak kendime harcamaktan daha önemki. Eşime, evladıma, aileme derken ortada ben en geri plana atıyorum hem de kendi kendimi... Babamı borçlarını ödemek, eşimin hayallerini gerçekleştirmek, çocuğumun iyi ki bu ailede doğmuşum demesi için her türlü madden ve manen fedakarlık..
Sonrasında kız kardeşim bulunduğumuz şehre gelip doğum yaptı, doğum sonrası yeğenimde nadir bir hastalık olduğunu öğrendik. Ameliyatlar, anjiyolar, üç ay yoğun bakım süreci korku senaryoları vs derken kalıcı olarak ( zorunlu tayin isteyip) buraya yerleştiler. Bu kez ven, ailenin ebeveyni gibi annem babam eşim çocuğum kardeşim yeğenim sıralamasına döndüm. Deliler gibi çalışıyorum, sürekli iş alıyorum. Aşırı hareketli çocuğum gündüz durmak bilmiyor, akşam onu uyutup, eşimle ilgilenip o da uyuduktan sonra sabaha kadar işle uğraşıp birkaç saatlik uyku ile ayakta duruyorum. Kardeşimin bebeğindrn sonra annemin çocuk konusundaki desteği de ona kayınca uyumadan yemeden içmeden her şeye yetişmeliyim diye düşünüyorum.

Velhasılı, çocuğun sıkıntılı durumlarından, zamanında müdahale etme fikrinden, aman eksik birşey kalmasın evhamlarımızdan gözüydü kulağıydı organlarıydı, abartısız söylüyorum göstermediğimiz göstermediğimiz dokundurmadığımız bir yer kalmadı. Aktif fzt aldırarak ön gördükleri gelişim geriliği durumlarını bertaraf etmek için, yüzbinlerce harcama yapıldı. Ve ben bu durumda hep olması gerekendim, yapması gerekendim, dil ile denmedi ise de öyle hissettirildim. Evimi değiştirdim oldukça lüks sayılabilecek bir ev aldım, arabamı değiştirdim, toprak aldım ev yaptırdım, ekstra ortak bir dükkan açtım setmayesi tamamen benden olmak üzere. Ve daha nice niceleri. Kıyamadım, hala da kıyamam. Kızgınlık değil benim durumum. Kendime kırılıyorum. Herkese yetişirken kendime geç kalmış gibi hissetsem de kendimi durduramıyorum. Devamlı annemin, yeğenim üzerinden ürettiği felaket senaryoları ile( ki Asla olmayan şeyler, elli doktor görüyor annem gidip buna takılıyor) mücadele edip onu ikna etmeye çalışmak, kardeşime destek olmak, bir şeyden eksik kalmasınlar diye düşünmek.. Bu nereye kadar böyle gider bilmiyorum. Kimseye anlatamıyorum, anlatsam yapıyor ama lafını mı yapıyor diye düşünür diye aklım çıkıyor. Halbuki derdim bu değil asla. Seve seve yapıyorum, kendime yapsam sevinemeyeceğim kadar seviniyorum. Kendime yaptığım gereksiz geliyor, aman sonra alırım diye diye dört sene sonra aldığım telefon gibi..
Kendilerine de ürettikleri senaryolardan yorulduğumu söylesem özellikle annem 'kimim var başka kime anlatayım' diye ağlamaya başlıyor. Beni bu süreçte ne kadar geri plana attığını ( evime gelmediğini, ilgilenmediğini, halim nedir sormadığını, varsa yoksa kardeşim ve yeğenimden başka birşey konuşamadığımızı) ifade ettiğimde ise, aaa avicenna yazıklar olsun kardeşini mi kıskanıyorsun az şeyler yaşamadı ufacık yaşında demesiyle kendimi dünyanın en iğrenç insanı hissediyorum. Oysa olayım bu değil, ufak da olsa denge bekliyorum. Teşekkür takdir var elbet, Allah razı olsunlar da çok. Ancak bunlar için sağlıklı bir kafa ve psikoloji olması gerektiğinden manevi destek beklediğimi ifade ediyorum. Yine sonuç aynı. Telefon tablet vs uzak tutmaya çalıştığım oğlum, temizlik titizlik düzen takıntım ( gece uyumayıp temizlik yapacak, halı püskülü fırçalayacak, haftada bir cam silecek seviye de), hayatımı sürdürmeye çalışıyorum..

Çok uzun oldu, dayanıp okuyan olmamıştır bile belki ama içimi döktüm biraz. Ne olacak bu his hanımlar. Yapma etme diyeceksiniz bende diyorum ama sanki kutsal görevim olmuş bu benim.. Kendim desem önce, midem bulanacak kıvamdayım. Evladım, eşim, kardeşim, yeğenim, annem, babam... Bir ben yokum bu oluşturduğum listenin içinde..

Dua ve iyi dileklerinize talibim. 🩷
 
Öncelikle merhabalar. Siteyi takip ediyor, fikirleri akıllıca buluyorum bu sebepten hem dertleşmek hem de varsa birkaç öneri olmak niyetindeyim.
Konunun uzun olacağını baştan belirtip istemeyen kimsenin vaktini ve yorumunu almayayım..

29 yaşında, beş senelik evliyim, Allah'ıma şükürler olsun üç buçuk yaşında afacan bir oğlum var. Evlenene kadar hep akademik olarak başarılı, çalışkan, hep aileme hususi bir şekilde yaranma çabası olan biriydim. Ama bu akademik başarı ve çalışkan olmak bana beklediğim gibi bir iş olanağı sağlamak şöyle dursun, kısmetsizmişim gibi her kapıdan döndürdü. Öyle ki temizlik görevlisi olarak bile başvursam( asla küçümsemek değil, akademik değersizlik hissi) kabul görmeyeceğimi düşünmeye başladım, belki de bu hissi çektim bilmiyorum.

O zamanlarda evlilik, ev, eşya vs şuan ki kadar ütopik olmadığından birkaç destekle, düğün takıları, kredi vs bi ev alarak borçlanıp evlendik. Çalışmıyorum tabi bu süreçte. Derken evlendikten üç ay kadar sonra burada açıklayamayacağım ama seneler önce hobi edinerek yaptığım, çok çok imkansız bir yetenek iş olarak önüme konuldu. Çok büyük paraların döndüğü, gerçekten inanması güç bir durum yaşadım. İnanamadım başlangıçta, işi özet geçecek olursam ana hatlarıyla, başka ülkelere animasyon senaryosu oluşturmak gibi düşünebilirsiniz. Gel zaman git zaman, bizim ne borç kaldı, ne dert. Şükürler olsun araba arsa vs herşeyi hallettik evladımız dünyaya geldi. Tabi bu süreçte beni rahatsız eden en büyük şey, hala hala hala aileme yaranma çabasındayım. Elime geçen beş liranın ikisini onlara vermek onlara harcamak kendime harcamaktan daha önemki. Eşime, evladıma, aileme derken ortada ben en geri plana atıyorum hem de kendi kendimi... Babamı borçlarını ödemek, eşimin hayallerini gerçekleştirmek, çocuğumun iyi ki bu ailede doğmuşum demesi için her türlü madden ve manen fedakarlık..
Sonrasında kız kardeşim bulunduğumuz şehre gelip doğum yaptı, doğum sonrası yeğenimde nadir bir hastalık olduğunu öğrendik. Ameliyatlar, anjiyolar, üç ay yoğun bakım süreci korku senaryoları vs derken kalıcı olarak ( zorunlu tayin isteyip) buraya yerleştiler. Bu kez ven, ailenin ebeveyni gibi annem babam eşim çocuğum kardeşim yeğenim sıralamasına döndüm. Deliler gibi çalışıyorum, sürekli iş alıyorum. Aşırı hareketli çocuğum gündüz durmak bilmiyor, akşam onu uyutup, eşimle ilgilenip o da uyuduktan sonra sabaha kadar işle uğraşıp birkaç saatlik uyku ile ayakta duruyorum. Kardeşimin bebeğindrn sonra annemin çocuk konusundaki desteği de ona kayınca uyumadan yemeden içmeden her şeye yetişmeliyim diye düşünüyorum.

Velhasılı, çocuğun sıkıntılı durumlarından, zamanında müdahale etme fikrinden, aman eksik birşey kalmasın evhamlarımızdan gözüydü kulağıydı organlarıydı, abartısız söylüyorum göstermediğimiz göstermediğimiz dokundurmadığımız bir yer kalmadı. Aktif fzt aldırarak ön gördükleri gelişim geriliği durumlarını bertaraf etmek için, yüzbinlerce harcama yapıldı. Ve ben bu durumda hep olması gerekendim, yapması gerekendim, dil ile denmedi ise de öyle hissettirildim. Evimi değiştirdim oldukça lüks sayılabilecek bir ev aldım, arabamı değiştirdim, toprak aldım ev yaptırdım, ekstra ortak bir dükkan açtım setmayesi tamamen benden olmak üzere. Ve daha nice niceleri. Kıyamadım, hala da kıyamam. Kızgınlık değil benim durumum. Kendime kırılıyorum. Herkese yetişirken kendime geç kalmış gibi hissetsem de kendimi durduramıyorum. Devamlı annemin, yeğenim üzerinden ürettiği felaket senaryoları ile( ki Asla olmayan şeyler, elli doktor görüyor annem gidip buna takılıyor) mücadele edip onu ikna etmeye çalışmak, kardeşime destek olmak, bir şeyden eksik kalmasınlar diye düşünmek.. Bu nereye kadar böyle gider bilmiyorum. Kimseye anlatamıyorum, anlatsam yapıyor ama lafını mı yapıyor diye düşünür diye aklım çıkıyor. Halbuki derdim bu değil asla. Seve seve yapıyorum, kendime yapsam sevinemeyeceğim kadar seviniyorum. Kendime yaptığım gereksiz geliyor, aman sonra alırım diye diye dört sene sonra aldığım telefon gibi..
Kendilerine de ürettikleri senaryolardan yorulduğumu söylesem özellikle annem 'kimim var başka kime anlatayım' diye ağlamaya başlıyor. Beni bu süreçte ne kadar geri plana attığını ( evime gelmediğini, ilgilenmediğini, halim nedir sormadığını, varsa yoksa kardeşim ve yeğenimden başka birşey konuşamadığımızı) ifade ettiğimde ise, aaa avicenna yazıklar olsun kardeşini mi kıskanıyorsun az şeyler yaşamadı ufacık yaşında demesiyle kendimi dünyanın en iğrenç insanı hissediyorum. Oysa olayım bu değil, ufak da olsa denge bekliyorum. Teşekkür takdir var elbet, Allah razı olsunlar da çok. Ancak bunlar için sağlıklı bir kafa ve psikoloji olması gerektiğinden manevi destek beklediğimi ifade ediyorum. Yine sonuç aynı. Telefon tablet vs uzak tutmaya çalıştığım oğlum, temizlik titizlik düzen takıntım ( gece uyumayıp temizlik yapacak, halı püskülü fırçalayacak, haftada bir cam silecek seviye de), hayatımı sürdürmeye çalışıyorum..

Çok uzun oldu, dayanıp okuyan olmamıştır bile belki ama içimi döktüm biraz. Ne olacak bu his hanımlar. Yapma etme diyeceksiniz bende diyorum ama sanki kutsal görevim olmuş bu benim.. Kendim desem önce, midem bulanacak kıvamdayım. Evladım, eşim, kardeşim, yeğenim, annem, babam... Bir ben yokum bu oluşturduğum listenin içinde..

Dua ve iyi dileklerinize talibim. 🩷

Çocuğunuzun gündüzleri bakımından sadece siz mi sorumlusunuz? Eve gelen yardımcınız, bakıcı var mı?

Yeğeninize, kardeşinize destek olmanız normal ama annenizin babanızın size böyle yik olması normal değil. Siz onlar için elinizden geleni fazlasıyla yapmışsınız. Anneyle babaya bu kadar destek çıkmaya devam ederseniz kendi çocuğunuzun geleceğinden çalmış olacaksınız. Dünya'nın binbir türlü hali var kendinizi çocuğunuzu daha da garantiye almalısınız sağlığınızı korumanız gerekir. Yorgun tükenmiş bir anneye değil, dinç, mutlu, özgüvenli, kendisini koruyabilen bir anneye ihtiyacı var çocuğunuzun.

Yeğeniniz ve kardeşiniz için de çok geçmiş olsun. Onların yaşadığı süreç maalesef çok üzücü.
 
Sizi öncelikle taktir ettim maşallah neler neler başarmissiniz ve çevrenizede çok faydaniz olmuş nekadar yüce gönüllüsunuz. Fakat artık kendiniz için yaşayın başkalari için 1 yapıyorsaniz kendiniz için 2 yapın. Mesela neleri yapmayı seviyorsunuz Seyahat mi ertelemeyin gidin Alışveriş mi seviyorsunuz alışveriş yapın vb neler sizi mutlu ediyorsa onları yapın. İçinizi dökmek için muhakkak terapi alin. Bu dünyanın tekrarı yok elinizde imkanınız var bu imkanları kullanmak en çok sizin hakkınız çünkü Mutlu kadın mutlu anne, mutlu eş, mutlu evlattir, mutlu kardeştir siz mutlu edinki kendinizi etrafındaki insanlar da sizi mutlu etmek için çabalasin
 
Okurken ben yoruldum. Yasamasi kim bilir nasildir. Durumunuz iyiymis o yuzden temizlik konusunu bari bir yardimciya paslayin. Oglunuz gunduzleri bir yaz okuluna gidip sosyallesebilir. Bu sekilde kendinize biraz zaman ayirabilirsiniz. Annenizle de daha mesafeli olmaniz gerektigini dusunuyorum bu tempoda elinizden geleni fazlasiyla yaparken sizi dibe cekmesi cok yanlis buna izin vermeyin lutfen. Kardesiniz ve yigeninize de cok gecmis olsun.
 
Öncelikle merhabalar. Siteyi takip ediyor, fikirleri akıllıca buluyorum bu sebepten hem dertleşmek hem de varsa birkaç öneri olmak niyetindeyim.
Konunun uzun olacağını baştan belirtip istemeyen kimsenin vaktini ve yorumunu almayayım..

29 yaşında, beş senelik evliyim, Allah'ıma şükürler olsun üç buçuk yaşında afacan bir oğlum var. Evlenene kadar hep akademik olarak başarılı, çalışkan, hep aileme hususi bir şekilde yaranma çabası olan biriydim. Ama bu akademik başarı ve çalışkan olmak bana beklediğim gibi bir iş olanağı sağlamak şöyle dursun, kısmetsizmişim gibi her kapıdan döndürdü. Öyle ki temizlik görevlisi olarak bile başvursam( asla küçümsemek değil, akademik değersizlik hissi) kabul görmeyeceğimi düşünmeye başladım, belki de bu hissi çektim bilmiyorum.

O zamanlarda evlilik, ev, eşya vs şuan ki kadar ütopik olmadığından birkaç destekle, düğün takıları, kredi vs bi ev alarak borçlanıp evlendik. Çalışmıyorum tabi bu süreçte. Derken evlendikten üç ay kadar sonra burada açıklayamayacağım ama seneler önce hobi edinerek yaptığım, çok çok imkansız bir yetenek iş olarak önüme konuldu. Çok büyük paraların döndüğü, gerçekten inanması güç bir durum yaşadım. İnanamadım başlangıçta, işi özet geçecek olursam ana hatlarıyla, başka ülkelere animasyon senaryosu oluşturmak gibi düşünebilirsiniz. Gel zaman git zaman, bizim ne borç kaldı, ne dert. Şükürler olsun araba arsa vs herşeyi hallettik evladımız dünyaya geldi. Tabi bu süreçte beni rahatsız eden en büyük şey, hala hala hala aileme yaranma çabasındayım. Elime geçen beş liranın ikisini onlara vermek onlara harcamak kendime harcamaktan daha önemki. Eşime, evladıma, aileme derken ortada ben en geri plana atıyorum hem de kendi kendimi... Babamı borçlarını ödemek, eşimin hayallerini gerçekleştirmek, çocuğumun iyi ki bu ailede doğmuşum demesi için her türlü madden ve manen fedakarlık..
Sonrasında kız kardeşim bulunduğumuz şehre gelip doğum yaptı, doğum sonrası yeğenimde nadir bir hastalık olduğunu öğrendik. Ameliyatlar, anjiyolar, üç ay yoğun bakım süreci korku senaryoları vs derken kalıcı olarak ( zorunlu tayin isteyip) buraya yerleştiler. Bu kez ven, ailenin ebeveyni gibi annem babam eşim çocuğum kardeşim yeğenim sıralamasına döndüm. Deliler gibi çalışıyorum, sürekli iş alıyorum. Aşırı hareketli çocuğum gündüz durmak bilmiyor, akşam onu uyutup, eşimle ilgilenip o da uyuduktan sonra sabaha kadar işle uğraşıp birkaç saatlik uyku ile ayakta duruyorum. Kardeşimin bebeğindrn sonra annemin çocuk konusundaki desteği de ona kayınca uyumadan yemeden içmeden her şeye yetişmeliyim diye düşünüyorum.

Velhasılı, çocuğun sıkıntılı durumlarından, zamanında müdahale etme fikrinden, aman eksik birşey kalmasın evhamlarımızdan gözüydü kulağıydı organlarıydı, abartısız söylüyorum göstermediğimiz göstermediğimiz dokundurmadığımız bir yer kalmadı. Aktif fzt aldırarak ön gördükleri gelişim geriliği durumlarını bertaraf etmek için, yüzbinlerce harcama yapıldı. Ve ben bu durumda hep olması gerekendim, yapması gerekendim, dil ile denmedi ise de öyle hissettirildim. Evimi değiştirdim oldukça lüks sayılabilecek bir ev aldım, arabamı değiştirdim, toprak aldım ev yaptırdım, ekstra ortak bir dükkan açtım setmayesi tamamen benden olmak üzere. Ve daha nice niceleri. Kıyamadım, hala da kıyamam. Kızgınlık değil benim durumum. Kendime kırılıyorum. Herkese yetişirken kendime geç kalmış gibi hissetsem de kendimi durduramıyorum. Devamlı annemin, yeğenim üzerinden ürettiği felaket senaryoları ile( ki Asla olmayan şeyler, elli doktor görüyor annem gidip buna takılıyor) mücadele edip onu ikna etmeye çalışmak, kardeşime destek olmak, bir şeyden eksik kalmasınlar diye düşünmek.. Bu nereye kadar böyle gider bilmiyorum. Kimseye anlatamıyorum, anlatsam yapıyor ama lafını mı yapıyor diye düşünür diye aklım çıkıyor. Halbuki derdim bu değil asla. Seve seve yapıyorum, kendime yapsam sevinemeyeceğim kadar seviniyorum. Kendime yaptığım gereksiz geliyor, aman sonra alırım diye diye dört sene sonra aldığım telefon gibi..
Kendilerine de ürettikleri senaryolardan yorulduğumu söylesem özellikle annem 'kimim var başka kime anlatayım' diye ağlamaya başlıyor. Beni bu süreçte ne kadar geri plana attığını ( evime gelmediğini, ilgilenmediğini, halim nedir sormadığını, varsa yoksa kardeşim ve yeğenimden başka birşey konuşamadığımızı) ifade ettiğimde ise, aaa avicenna yazıklar olsun kardeşini mi kıskanıyorsun az şeyler yaşamadı ufacık yaşında demesiyle kendimi dünyanın en iğrenç insanı hissediyorum. Oysa olayım bu değil, ufak da olsa denge bekliyorum. Teşekkür takdir var elbet, Allah razı olsunlar da çok. Ancak bunlar için sağlıklı bir kafa ve psikoloji olması gerektiğinden manevi destek beklediğimi ifade ediyorum. Yine sonuç aynı. Telefon tablet vs uzak tutmaya çalıştığım oğlum, temizlik titizlik düzen takıntım ( gece uyumayıp temizlik yapacak, halı püskülü fırçalayacak, haftada bir cam silecek seviye de), hayatımı sürdürmeye çalışıyorum..

Çok uzun oldu, dayanıp okuyan olmamıştır bile belki ama içimi döktüm biraz. Ne olacak bu his hanımlar. Yapma etme diyeceksiniz bende diyorum ama sanki kutsal görevim olmuş bu benim.. Kendim desem önce, midem bulanacak kıvamdayım. Evladım, eşim, kardeşim, yeğenim, annem, babam... Bir ben yokum bu oluşturduğum listenin içinde..

Dua ve iyi dileklerinize talibim. 🩷

Kendiniz için yaşamazsanız, başarılı olsanız ne fayda. Çok paranız olsa ne fayda. Bence değişin. İnanın okurken mutsuzluğunuzu hissettim. Üzücü.
 
  • Beğen
Reactions: Cac
Terapi alin once can sonra canan.tukenmissiniz ama bazi seyleri asin temizlik , cocugun bakimi vs bölusturun maddi imkan var ama, sanirim beyniniz bos durmak istemiyor isteyince düşüncelere dalip üzülüyormusunuz kendinize . kendinizden kacmak icin mi bu kadar doluluk acaba hesaplasamadiginiz bir geçmiş mi var
 
Terapi alin once can sonra canan
Katılıyorum bence de öncelikle psikolog ile görüşün. Omzunuzda dibinden beri yük hissediyorsunuz bu duygusal yük de fiziksel olarak etkiler sizi ki fiziksel olarak bile çok yoruluyorsunuz belli ki. Zihniniz rahatlamadan fiziksel yorgunluğunuz 1se 3 oluyor
 
Böyle bir tanıdığım vardı. Tüm emeğiyle ailesiyle ilgileniyordu. Varsa yoksa ailesi. Kendisiyle hiç ilgilenmezdi. Sonra bir gün aldatıldı ve dönüm noktası oldu. O gün bugündür sadece kendine harcıyor 😂
 
hayatta denge çok önemli bence. Madem durumunuz iyi önce psikolojik destek alın , kendinizi biraz geri çekin bir kişi ailenin tüm yükünü neden omuzlasın ? Çocuk bakımı için destek alıyorsunuzdur diye düşünüyorum kendinize vakit ayırın pilates ya da yoga yapın stresinizi atın . Ailenizden de kendinizi çekin biraz evet çok zor şeyler ama sürekli siz yanlarında olamazsınız. Size bir şey olsa çalışamasanız ne yapacaklar , tedavi basıl olacak ? Size basıl bu kadar güvenirler anlamıyorum .
 
Önce can sonra canan demişler. Okurken inanın daraldım. Elinizi kolunuzu biraz üstlerinden çekin kendinize vakit ayırın evladınızla başbaşa etkinliklere gidin sadece zor olan kısımları değil onunla eğlenceli kısımlarıda yaşayın. Evin temizlik işini tek başınıza üstlenmeyin eşinizle yapın yada yardımcı birini ayarlayın. Yavaş yavaş kendinize geldiginizi hissedeceksiniz. Yeğeniniz konusunda bir şey diyemem yaşanılan şey çok zor tabiiki maddi manevi destek olmaya devam edin ama onun aslında annesi olmadığınızıda unutmayın. Bir şeylere yavaştan başlayın böyle yaşayarak bir kere geleceğiniz dünyanızı karartmayın.
 
Kendinizden çok fazla veriyorsunuz genç olduğunuz için farkında değilsiniz ancak bir süre sonra tükenir siniz. Kardeşinizin çocuğu için endişelenmeniz bir yere kadar anlaşılır ama çocuğun ebeveyni gibi davranmanız doğru değil. Sonuçta sizinde bir aileniz,bir hayatınız var. İlişkilerde denge bekliyorsunuz fakat yaptığınız fedakarlıklar hem dengeli değil hemde fedakarlık yaptığınız kişilerde karşılığı yok. Buda bir zaman sonra sizde öfke ve nefrete dönüşecek.
 
Öncelikle sizi çok takdir ettiğini belirtmek isterim. Maşallah çok genç yaşta basarılı bir iş imkanı yakalamışsınız. Ailenize karşı da hep fedakar olmuşsunuz. Ama böyle durumlarda bu fedakarlık bir süre sonra görev niteliğine dönüşüyor. Bu karşı tarafın kötü niyetli duyguları değil ama öyle oluyor nedense. Sizde de böyle olmuş herkese koşturmuşsunuz bu da bu şekilde aile tarafından alışkanlık edinilmiş. Onlar bile eminim sizin ne durumda olduğunuzun farkında değildir. Öncelikle psikolojik destek alabilir ve imkanlarınız doğrultusunda çocugunuza en azından bikaç saatligine bi bakıcı ayarlayabilirsiniz. Soluklanmaya ihtiyacınız var. Kendinizi maddi ve manevi olarak rahatlatın sonra duruma göre yine ailenizi destekleriniz. Ben sizin onlar için birşey yapmadan durabileğinizi düşünmüyorum ama kendinize nefes alabileceğiniz bir alan yaratmazsanız eninde sonunda en çok sizin yardıma ihtiyacınız olacak.
 
Öncelikle merhabalar. Siteyi takip ediyor, fikirleri akıllıca buluyorum bu sebepten hem dertleşmek hem de varsa birkaç öneri olmak niyetindeyim.
Konunun uzun olacağını baştan belirtip istemeyen kimsenin vaktini ve yorumunu almayayım..

29 yaşında, beş senelik evliyim, Allah'ıma şükürler olsun üç buçuk yaşında afacan bir oğlum var. Evlenene kadar hep akademik olarak başarılı, çalışkan, hep aileme hususi bir şekilde yaranma çabası olan biriydim. Ama bu akademik başarı ve çalışkan olmak bana beklediğim gibi bir iş olanağı sağlamak şöyle dursun, kısmetsizmişim gibi her kapıdan döndürdü. Öyle ki temizlik görevlisi olarak bile başvursam( asla küçümsemek değil, akademik değersizlik hissi) kabul görmeyeceğimi düşünmeye başladım, belki de bu hissi çektim bilmiyorum.

O zamanlarda evlilik, ev, eşya vs şuan ki kadar ütopik olmadığından birkaç destekle, düğün takıları, kredi vs bi ev alarak borçlanıp evlendik. Çalışmıyorum tabi bu süreçte. Derken evlendikten üç ay kadar sonra burada açıklayamayacağım ama seneler önce hobi edinerek yaptığım, çok çok imkansız bir yetenek iş olarak önüme konuldu. Çok büyük paraların döndüğü, gerçekten inanması güç bir durum yaşadım. İnanamadım başlangıçta, işi özet geçecek olursam ana hatlarıyla, başka ülkelere animasyon senaryosu oluşturmak gibi düşünebilirsiniz. Gel zaman git zaman, bizim ne borç kaldı, ne dert. Şükürler olsun araba arsa vs herşeyi hallettik evladımız dünyaya geldi. Tabi bu süreçte beni rahatsız eden en büyük şey, hala hala hala aileme yaranma çabasındayım. Elime geçen beş liranın ikisini onlara vermek onlara harcamak kendime harcamaktan daha önemki. Eşime, evladıma, aileme derken ortada ben en geri plana atıyorum hem de kendi kendimi... Babamı borçlarını ödemek, eşimin hayallerini gerçekleştirmek, çocuğumun iyi ki bu ailede doğmuşum demesi için her türlü madden ve manen fedakarlık..
Sonrasında kız kardeşim bulunduğumuz şehre gelip doğum yaptı, doğum sonrası yeğenimde nadir bir hastalık olduğunu öğrendik. Ameliyatlar, anjiyolar, üç ay yoğun bakım süreci korku senaryoları vs derken kalıcı olarak ( zorunlu tayin isteyip) buraya yerleştiler. Bu kez ven, ailenin ebeveyni gibi annem babam eşim çocuğum kardeşim yeğenim sıralamasına döndüm. Deliler gibi çalışıyorum, sürekli iş alıyorum. Aşırı hareketli çocuğum gündüz durmak bilmiyor, akşam onu uyutup, eşimle ilgilenip o da uyuduktan sonra sabaha kadar işle uğraşıp birkaç saatlik uyku ile ayakta duruyorum. Kardeşimin bebeğindrn sonra annemin çocuk konusundaki desteği de ona kayınca uyumadan yemeden içmeden her şeye yetişmeliyim diye düşünüyorum.

Velhasılı, çocuğun sıkıntılı durumlarından, zamanında müdahale etme fikrinden, aman eksik birşey kalmasın evhamlarımızdan gözüydü kulağıydı organlarıydı, abartısız söylüyorum göstermediğimiz göstermediğimiz dokundurmadığımız bir yer kalmadı. Aktif fzt aldırarak ön gördükleri gelişim geriliği durumlarını bertaraf etmek için, yüzbinlerce harcama yapıldı. Ve ben bu durumda hep olması gerekendim, yapması gerekendim, dil ile denmedi ise de öyle hissettirildim. Evimi değiştirdim oldukça lüks sayılabilecek bir ev aldım, arabamı değiştirdim, toprak aldım ev yaptırdım, ekstra ortak bir dükkan açtım setmayesi tamamen benden olmak üzere. Ve daha nice niceleri. Kıyamadım, hala da kıyamam. Kızgınlık değil benim durumum. Kendime kırılıyorum. Herkese yetişirken kendime geç kalmış gibi hissetsem de kendimi durduramıyorum. Devamlı annemin, yeğenim üzerinden ürettiği felaket senaryoları ile( ki Asla olmayan şeyler, elli doktor görüyor annem gidip buna takılıyor) mücadele edip onu ikna etmeye çalışmak, kardeşime destek olmak, bir şeyden eksik kalmasınlar diye düşünmek.. Bu nereye kadar böyle gider bilmiyorum. Kimseye anlatamıyorum, anlatsam yapıyor ama lafını mı yapıyor diye düşünür diye aklım çıkıyor. Halbuki derdim bu değil asla. Seve seve yapıyorum, kendime yapsam sevinemeyeceğim kadar seviniyorum. Kendime yaptığım gereksiz geliyor, aman sonra alırım diye diye dört sene sonra aldığım telefon gibi..
Kendilerine de ürettikleri senaryolardan yorulduğumu söylesem özellikle annem 'kimim var başka kime anlatayım' diye ağlamaya başlıyor. Beni bu süreçte ne kadar geri plana attığını ( evime gelmediğini, ilgilenmediğini, halim nedir sormadığını, varsa yoksa kardeşim ve yeğenimden başka birşey konuşamadığımızı) ifade ettiğimde ise, aaa avicenna yazıklar olsun kardeşini mi kıskanıyorsun az şeyler yaşamadı ufacık yaşında demesiyle kendimi dünyanın en iğrenç insanı hissediyorum. Oysa olayım bu değil, ufak da olsa denge bekliyorum. Teşekkür takdir var elbet, Allah razı olsunlar da çok. Ancak bunlar için sağlıklı bir kafa ve psikoloji olması gerektiğinden manevi destek beklediğimi ifade ediyorum. Yine sonuç aynı. Telefon tablet vs uzak tutmaya çalıştığım oğlum, temizlik titizlik düzen takıntım ( gece uyumayıp temizlik yapacak, halı püskülü fırçalayacak, haftada bir cam silecek seviye de), hayatımı sürdürmeye çalışıyorum..

Çok uzun oldu, dayanıp okuyan olmamıştır bile belki ama içimi döktüm biraz. Ne olacak bu his hanımlar. Yapma etme diyeceksiniz bende diyorum ama sanki kutsal görevim olmuş bu benim.. Kendim desem önce, midem bulanacak kıvamdayım. Evladım, eşim, kardeşim, yeğenim, annem, babam... Bir ben yokum bu oluşturduğum listenin içinde..

Dua ve iyi dileklerinize talibim. 🩷
Dengeyi kaybetmişsiniz, eskisi gibi iş alamıyorum deyip "normal" bir denge kurun artık yoksa tukeneceksiniz
 
Yalnız bu hikayede hiç erkek yok. Babanız, kardeşinizin eşi yok mu? Ortada 3 kadın ve iki çocuk var sadece. Erkeksiz olmaz değil demek istediğim. Yani bütün sıkıntıyı sorunu derdi niye siz kadınlar yaşıyorsunuz?
 
Öncelikle merhabalar. Siteyi takip ediyor, fikirleri akıllıca buluyorum bu sebepten hem dertleşmek hem de varsa birkaç öneri olmak niyetindeyim.
Konunun uzun olacağını baştan belirtip istemeyen kimsenin vaktini ve yorumunu almayayım..

29 yaşında, beş senelik evliyim, Allah'ıma şükürler olsun üç buçuk yaşında afacan bir oğlum var. Evlenene kadar hep akademik olarak başarılı, çalışkan, hep aileme hususi bir şekilde yaranma çabası olan biriydim. Ama bu akademik başarı ve çalışkan olmak bana beklediğim gibi bir iş olanağı sağlamak şöyle dursun, kısmetsizmişim gibi her kapıdan döndürdü. Öyle ki temizlik görevlisi olarak bile başvursam( asla küçümsemek değil, akademik değersizlik hissi) kabul görmeyeceğimi düşünmeye başladım, belki de bu hissi çektim bilmiyorum.

O zamanlarda evlilik, ev, eşya vs şuan ki kadar ütopik olmadığından birkaç destekle, düğün takıları, kredi vs bi ev alarak borçlanıp evlendik. Çalışmıyorum tabi bu süreçte. Derken evlendikten üç ay kadar sonra burada açıklayamayacağım ama seneler önce hobi edinerek yaptığım, çok çok imkansız bir yetenek iş olarak önüme konuldu. Çok büyük paraların döndüğü, gerçekten inanması güç bir durum yaşadım. İnanamadım başlangıçta, işi özet geçecek olursam ana hatlarıyla, başka ülkelere animasyon senaryosu oluşturmak gibi düşünebilirsiniz. Gel zaman git zaman, bizim ne borç kaldı, ne dert. Şükürler olsun araba arsa vs herşeyi hallettik evladımız dünyaya geldi. Tabi bu süreçte beni rahatsız eden en büyük şey, hala hala hala aileme yaranma çabasındayım. Elime geçen beş liranın ikisini onlara vermek onlara harcamak kendime harcamaktan daha önemki. Eşime, evladıma, aileme derken ortada ben en geri plana atıyorum hem de kendi kendimi... Babamı borçlarını ödemek, eşimin hayallerini gerçekleştirmek, çocuğumun iyi ki bu ailede doğmuşum demesi için her türlü madden ve manen fedakarlık..
Sonrasında kız kardeşim bulunduğumuz şehre gelip doğum yaptı, doğum sonrası yeğenimde nadir bir hastalık olduğunu öğrendik. Ameliyatlar, anjiyolar, üç ay yoğun bakım süreci korku senaryoları vs derken kalıcı olarak ( zorunlu tayin isteyip) buraya yerleştiler. Bu kez ven, ailenin ebeveyni gibi annem babam eşim çocuğum kardeşim yeğenim sıralamasına döndüm. Deliler gibi çalışıyorum, sürekli iş alıyorum. Aşırı hareketli çocuğum gündüz durmak bilmiyor, akşam onu uyutup, eşimle ilgilenip o da uyuduktan sonra sabaha kadar işle uğraşıp birkaç saatlik uyku ile ayakta duruyorum. Kardeşimin bebeğindrn sonra annemin çocuk konusundaki desteği de ona kayınca uyumadan yemeden içmeden her şeye yetişmeliyim diye düşünüyorum.

Velhasılı, çocuğun sıkıntılı durumlarından, zamanında müdahale etme fikrinden, aman eksik birşey kalmasın evhamlarımızdan gözüydü kulağıydı organlarıydı, abartısız söylüyorum göstermediğimiz göstermediğimiz dokundurmadığımız bir yer kalmadı. Aktif fzt aldırarak ön gördükleri gelişim geriliği durumlarını bertaraf etmek için, yüzbinlerce harcama yapıldı. Ve ben bu durumda hep olması gerekendim, yapması gerekendim, dil ile denmedi ise de öyle hissettirildim. Evimi değiştirdim oldukça lüks sayılabilecek bir ev aldım, arabamı değiştirdim, toprak aldım ev yaptırdım, ekstra ortak bir dükkan açtım setmayesi tamamen benden olmak üzere. Ve daha nice niceleri. Kıyamadım, hala da kıyamam. Kızgınlık değil benim durumum. Kendime kırılıyorum. Herkese yetişirken kendime geç kalmış gibi hissetsem de kendimi durduramıyorum. Devamlı annemin, yeğenim üzerinden ürettiği felaket senaryoları ile( ki Asla olmayan şeyler, elli doktor görüyor annem gidip buna takılıyor) mücadele edip onu ikna etmeye çalışmak, kardeşime destek olmak, bir şeyden eksik kalmasınlar diye düşünmek.. Bu nereye kadar böyle gider bilmiyorum. Kimseye anlatamıyorum, anlatsam yapıyor ama lafını mı yapıyor diye düşünür diye aklım çıkıyor. Halbuki derdim bu değil asla. Seve seve yapıyorum, kendime yapsam sevinemeyeceğim kadar seviniyorum. Kendime yaptığım gereksiz geliyor, aman sonra alırım diye diye dört sene sonra aldığım telefon gibi..
Kendilerine de ürettikleri senaryolardan yorulduğumu söylesem özellikle annem 'kimim var başka kime anlatayım' diye ağlamaya başlıyor. Beni bu süreçte ne kadar geri plana attığını ( evime gelmediğini, ilgilenmediğini, halim nedir sormadığını, varsa yoksa kardeşim ve yeğenimden başka birşey konuşamadığımızı) ifade ettiğimde ise, aaa avicenna yazıklar olsun kardeşini mi kıskanıyorsun az şeyler yaşamadı ufacık yaşında demesiyle kendimi dünyanın en iğrenç insanı hissediyorum. Oysa olayım bu değil, ufak da olsa denge bekliyorum. Teşekkür takdir var elbet, Allah razı olsunlar da çok. Ancak bunlar için sağlıklı bir kafa ve psikoloji olması gerektiğinden manevi destek beklediğimi ifade ediyorum. Yine sonuç aynı. Telefon tablet vs uzak tutmaya çalıştığım oğlum, temizlik titizlik düzen takıntım ( gece uyumayıp temizlik yapacak, halı püskülü fırçalayacak, haftada bir cam silecek seviye de), hayatımı sürdürmeye çalışıyorum..

Çok uzun oldu, dayanıp okuyan olmamıştır bile belki ama içimi döktüm biraz. Ne olacak bu his hanımlar. Yapma etme diyeceksiniz bende diyorum ama sanki kutsal görevim olmuş bu benim.. Kendim desem önce, midem bulanacak kıvamdayım. Evladım, eşim, kardeşim, yeğenim, annem, babam... Bir ben yokum bu oluşturduğum listenin içinde..

Dua ve iyi dileklerinize talibim. 🩷
Başarılarınızdan dolayı öncelikle sizi tebrik ederim.
Öncelikle merhabalar. Siteyi takip ediyor, fikirleri akıllıca buluyorum bu sebepten hem dertleşmek hem de varsa birkaç öneri olmak niyetindeyim.
Konunun uzun olacağını baştan belirtip istemeyen kimsenin vaktini ve yorumunu almayayım..

29 yaşında, beş senelik evliyim, Allah'ıma şükürler olsun üç buçuk yaşında afacan bir oğlum var. Evlenene kadar hep akademik olarak başarılı, çalışkan, hep aileme hususi bir şekilde yaranma çabası olan biriydim. Ama bu akademik başarı ve çalışkan olmak bana beklediğim gibi bir iş olanağı sağlamak şöyle dursun, kısmetsizmişim gibi her kapıdan döndürdü. Öyle ki temizlik görevlisi olarak bile başvursam( asla küçümsemek değil, akademik değersizlik hissi) kabul görmeyeceğimi düşünmeye başladım, belki de bu hissi çektim bilmiyorum.

O zamanlarda evlilik, ev, eşya vs şuan ki kadar ütopik olmadığından birkaç destekle, düğün takıları, kredi vs bi ev alarak borçlanıp evlendik. Çalışmıyorum tabi bu süreçte. Derken evlendikten üç ay kadar sonra burada açıklayamayacağım ama seneler önce hobi edinerek yaptığım, çok çok imkansız bir yetenek iş olarak önüme konuldu. Çok büyük paraların döndüğü, gerçekten inanması güç bir durum yaşadım. İnanamadım başlangıçta, işi özet geçecek olursam ana hatlarıyla, başka ülkelere animasyon senaryosu oluşturmak gibi düşünebilirsiniz. Gel zaman git zaman, bizim ne borç kaldı, ne dert. Şükürler olsun araba arsa vs herşeyi hallettik evladımız dünyaya geldi. Tabi bu süreçte beni rahatsız eden en büyük şey, hala hala hala aileme yaranma çabasındayım. Elime geçen beş liranın ikisini onlara vermek onlara harcamak kendime harcamaktan daha önemki. Eşime, evladıma, aileme derken ortada ben en geri plana atıyorum hem de kendi kendimi... Babamı borçlarını ödemek, eşimin hayallerini gerçekleştirmek, çocuğumun iyi ki bu ailede doğmuşum demesi için her türlü madden ve manen fedakarlık..
Sonrasında kız kardeşim bulunduğumuz şehre gelip doğum yaptı, doğum sonrası yeğenimde nadir bir hastalık olduğunu öğrendik. Ameliyatlar, anjiyolar, üç ay yoğun bakım süreci korku senaryoları vs derken kalıcı olarak ( zorunlu tayin isteyip) buraya yerleştiler. Bu kez ven, ailenin ebeveyni gibi annem babam eşim çocuğum kardeşim yeğenim sıralamasına döndüm. Deliler gibi çalışıyorum, sürekli iş alıyorum. Aşırı hareketli çocuğum gündüz durmak bilmiyor, akşam onu uyutup, eşimle ilgilenip o da uyuduktan sonra sabaha kadar işle uğraşıp birkaç saatlik uyku ile ayakta duruyorum. Kardeşimin bebeğindrn sonra annemin çocuk konusundaki desteği de ona kayınca uyumadan yemeden içmeden her şeye yetişmeliyim diye düşünüyorum.

Velhasılı, çocuğun sıkıntılı durumlarından, zamanında müdahale etme fikrinden, aman eksik birşey kalmasın evhamlarımızdan gözüydü kulağıydı organlarıydı, abartısız söylüyorum göstermediğimiz göstermediğimiz dokundurmadığımız bir yer kalmadı. Aktif fzt aldırarak ön gördükleri gelişim geriliği durumlarını bertaraf etmek için, yüzbinlerce harcama yapıldı. Ve ben bu durumda hep olması gerekendim, yapması gerekendim, dil ile denmedi ise de öyle hissettirildim. Evimi değiştirdim oldukça lüks sayılabilecek bir ev aldım, arabamı değiştirdim, toprak aldım ev yaptırdım, ekstra ortak bir dükkan açtım setmayesi tamamen benden olmak üzere. Ve daha nice niceleri. Kıyamadım, hala da kıyamam. Kızgınlık değil benim durumum. Kendime kırılıyorum. Herkese yetişirken kendime geç kalmış gibi hissetsem de kendimi durduramıyorum. Devamlı annemin, yeğenim üzerinden ürettiği felaket senaryoları ile( ki Asla olmayan şeyler, elli doktor görüyor annem gidip buna takılıyor) mücadele edip onu ikna etmeye çalışmak, kardeşime destek olmak, bir şeyden eksik kalmasınlar diye düşünmek.. Bu nereye kadar böyle gider bilmiyorum. Kimseye anlatamıyorum, anlatsam yapıyor ama lafını mı yapıyor diye düşünür diye aklım çıkıyor. Halbuki derdim bu değil asla. Seve seve yapıyorum, kendime yapsam sevinemeyeceğim kadar seviniyorum. Kendime yaptığım gereksiz geliyor, aman sonra alırım diye diye dört sene sonra aldığım telefon gibi..
Kendilerine de ürettikleri senaryolardan yorulduğumu söylesem özellikle annem 'kimim var başka kime anlatayım' diye ağlamaya başlıyor. Beni bu süreçte ne kadar geri plana attığını ( evime gelmediğini, ilgilenmediğini, halim nedir sormadığını, varsa yoksa kardeşim ve yeğenimden başka birşey konuşamadığımızı) ifade ettiğimde ise, aaa avicenna yazıklar olsun kardeşini mi kıskanıyorsun az şeyler yaşamadı ufacık yaşında demesiyle kendimi dünyanın en iğrenç insanı hissediyorum. Oysa olayım bu değil, ufak da olsa denge bekliyorum. Teşekkür takdir var elbet, Allah razı olsunlar da çok. Ancak bunlar için sağlıklı bir kafa ve psikoloji olması gerektiğinden manevi destek beklediğimi ifade ediyorum. Yine sonuç aynı. Telefon tablet vs uzak tutmaya çalıştığım oğlum, temizlik titizlik düzen takıntım ( gece uyumayıp temizlik yapacak, halı püskülü fırçalayacak, haftada bir cam silecek seviye de), hayatımı sürdürmeye çalışıyorum..

Çok uzun oldu, dayanıp okuyan olmamıştır bile belki ama içimi döktüm biraz. Ne olacak bu his hanımlar. Yapma etme diyeceksiniz bende diyorum ama sanki kutsal görevim olmuş bu benim.. Kendim desem önce, midem bulanacak kıvamdayım. Evladım, eşim, kardeşim, yeğenim, annem, babam... Bir ben yokum bu oluşturduğum listenin içinde..

Dua ve iyi dileklerinize talibim. 🩷
Herzaman "veren" kişi olmuşsunuz. Şimdiye kadar "sürekli vererek" yaranabilen, iyiliği görülen, kıymeti bilinen pek kimse görmedim, kendimde dahil. Ailemize, sevdiklerimize elbette destek olacağız ama bazen sınır koymakta fayda var. "Hayır" ve "önce kendim" diyebilmeyi öğrenmek gerekir. Siz kendi değerinizi bilmedikce ve ilk sıraya kendinizi koymadıkca kimse (anne, baba, eş hatta evlat) sizin değerinizi yeteri kadar anlamazlar.
 
biraz acımasız yazacağım çünkü gerçekler acıtır. siz kendinizden ve çocuğunuzdan sorumlusunuz. kız kardeşinizin gelişim geriliği olan çocuğundan siz sorumlu değilsiniz. kız kardeşiniz kocasıyla düşünmüş taşınmış çocuk dünyaya getirmiş. o çocuk aynı ben siz başkaları gibi sağlık sorunları ile dünyaya gelebilir. bu risk her doğumda var. size güvenmeyecek kimse. ya siz olmasaydınız nasıl tek başına doktora gidecek idiyse yine gitmeli. herkes ablam halleder ablam zengin ablam doktor bulur ablam hastane bulsun arasın modunda.okurken sıkıldım. kız kardeşin kocası nerede. şam babası mı bu adam.

kendi çocuğunuzu ihmal etmenize kızdım. sizin çocuğunuzun diğer hasta yeğen için ihmal edilmesine kızdım. onun suçu nedir. sağlıklı olması mı.kız kardeşinize oldukça lüks ev mi aldınız yanlış mı anladım. o ev sizin çocuğunuzun rızkı. siz ne yapıyorsunuz allah aşkına. aşırı zenginseniz alın ama siz paraya ihtiyaç duyuyorsanız almayın çünkü saçmalık. annenizin tacize varan dert yanmalarından siz sorumlu değilsiniz. başkalarının ekonomik sıkıntılarından sorumlu değilsiniz. yeğenin gelişim geriliğinden siz sorumlu değilsiniz. dert babası gibi bir duruma düşmüşsünüz. kendi hayatınız ne güzel yolunda iken sorumluluk ala ala nefret etmişsiniz. hanımefendi siz işi gücü olan kariyeri olan evladı olan bir kadınsınız. geniş ailedeki krizleri bu kadar içselleştirmeyin. herkes yaptıklarının sorumluluğunu almalı. kardeşiniz kocasından destek almalı. anneniz uzmandan destek almalı. sizi aynı anda doktor finansör psikolog şoför emlakçı yapmışlar. sömüren sömürene. yeter...
 
Biraz işlerim bozuldu diyerek kendinizi geri mi çekseniz acaba çekirdek ailenize ve en önemlisi kendinize yönelmek kadar güzel bir şey yoktur. Aslında o duygu ben de vardı ama onlar benim için ne yaptı diyerek kendi kendime kinlendim ve bir daha hiç bir şey yapmadım.
 
X