“Çok istiyorum ama olmuyor” dedi delikanlı.

vera2020

Guru
Kayıtlı Üye
8 Şubat 2009
1.315
1.864
50
....“Ne yapsam olmuyor. İnanınız, elimden geleni yaptığım hâlde olmuyor.”

“Sen istemek nedir hiç bilmiyorsun ki!” diye cevap verdi yaşlı adam, hafifçe sesini kısarak. “Gerçekten isteseydin olurdu. Evet, hiç boşuna yorma kendini! İsteseydin, eğer gerçekten isteseydin, olmak istediğin, olmasını istediğin olurdu. Olmadığına göre sen henüz istememişsin demektir.”

“İstemek, birşeyin olmasını istemek, gerçekten istemek nedir o hâlde?” diye saf saf sordu genç.

VE suâlinin cevabı hemen geldi:

— “İstemek, olmayı istediğin, olmasını istediğin şey için ölmeyi göze almak, ölecek kadar istemek, hatta olmak için, olması için ölmek demek.”

İstemek, birşeyin olmasını istemek, onu dilemek, onu arzulamak: tutkuyla, hırsla, ihtirasla onun olması için yanıp tutuşmak demek.

Ah ne zordur istemek? İstek sahibi olmak... tutku sahibi olmak... tutmak için tutuşmak... tutmak uğruna tutuşmak... tutuşmak pahasına tutmak.... tutarken ve sırf tuttuğu için tutuşmak... yanmak yani... olmak için ölmek... ölmedikçe olmayacağına, olunamayacağına inanmak...

İstemek... birşeyin olmasını istemek... olmayı istemek...

Yani?

İstemek ''bedel ödemek'' demek. Bedelini hesap etmeksizin istemek demek. Bedeli ne olursa olsun istemek demek. İsteğin şiddeti arttıkça ödenecek bedelin miktarının da artacağını bilmek demek. Bedeli büyük olduğu için olması istenenden kaçmak değil, bedeli büyük olduğu için olması istenene koşmak demek. O hâlde istemek demek, herşeyden evvel bedeli büyük olanın olmasını istemek demek. İstemek bedeli seve seve ödemek, bedeli göze alınan şeyin olmasını istemek demek.

Gönül cenneti istiyor imiş ammâ günahlar bırakmıyormuş.

Söylesene sevgili dostum, günahlar da kim oluyormuş? Gönlümüze ket vuracak, gönlümüzün isteklerini, istediklerini engelleyecek günah mı varmış bu dünyada?

Gönül bir kere istese, gönlün kendisi cennet olmaz mı? Bir kere, evet bir kere gönül cenneti istese dağlar tepeler düzlük, denizler yol olmaz mı insana?

Günah adam gibi istememenin, isteyememenin adı değil mi zâten? Günah istemesini bilmeyenlerin, istemek nedir bilmeyenlerin içine yuvarlandığı çukur değil mi?

Evet günah: olmayanlara, olmayı adam gibi istemeyenlere verilmiş bir ceza. Günah bir sebep değil, bilakis günah tamıtamına bir âkibet, bir sonuç, hem de istemeyi bilmemekten hâsıl olan bir sonuç. Günah, istemeyenlerin, istemesini bilmeyenlerin, istemek nedir bilmeyenlerin ağına düştükleri avcı... tutkusunu kaybetmişlerin kucağında uyumayı tercih ettikleri yosma... ölmeyi göze alamayanlara kurulan darağacı... çeşm-i siyahın ta kendisi günah. Ağlayan değil ağlatan, sızlayan değil sızlatan. Günah tutkusuzlara özgü bir ceza... tutmaktan vazgeçenlere... —ağzım kurusun— tutmaktan değil, tutulmaktan korkanlara musallat olan belâ. Evet, isteyenlerin değil, istemekten çekinenlerin belâsı hem de.

— “İsteseydin, eğer gerçekten isteseydin, olmak istediğin, olmasını istediğin olurdu. Olmadığına göre sen henüz istememişsin demektir.”

İsteseydin eğer, isteğinin şiddetinden, istemenin muhabbetinden yer yarılır, gök parçalanır, ma''dum mevcud''a, adem vücûd''a inkilâb ederdi. İsteseydin eğer, günahların yok olurdu. Bir kere isteseydin, evet bir kere gerçekten isteseydin olan olurdu; olacak olan olurdu. İsteseydin olmaz bile olurdu...

Sen hiç istemedin ki dostum! İstemek nedir bilmedin ki! Hiç tutulmadın sen! Tutkuların için ölmedin ki! İsteseydin ölürdün, ölseydin olurdun! Sen hiç olmadın ki! Evet, olmadın, çünkü sen hiç ölmedin! Ölecek kadar istemedin, ölümün pahasına istemedin, ölümüne istemedin! İsteseydin ölürdün. Ölseydin olurdun. Ne öldün ne oldun. Çünkü sen istemedin. İsteğini, istediğini aslında dile bile getirmedin. Öyle ya, bir kere dile getirseydin, olurdun. Bir kez adam gibi aklından geçirseydin hemen orada olmuş ve ölmüş idin.

Sen hiç istemedin ki dostum! İstemesini bilmedin. İstemek nedir bilmedin. Çünkü sen ol deyince olduranı hiç tanımadın." ----DÜCANE CÜNDİOĞLU'dan alıntı.
 
  • Dualarınız ruhunuzu ruhsal enerjiye açacak; çevreniz ruhunuzdan aydınlanacaktır.
  • Vicdanlarını susturup istemeyi terk edenler; evrende yok sayılırlar.
  • İyi istekleriniz için bir şeyler yapmazsanız; hazinelerinizi terk etmiş olursunuz.
  • Hayatta şans, kaza veya tesadüf yoktur; ilâhi nedeni olmayan bir olay yaşanmayacak.
 
  • Dualarınızı hissederseniz; kalplerinize ilham edilenleri duymaya başlarsınız.
  • Bir duanız varsa, imkânsızlıklar girişiminizi durdurmasın; çünkü siz yaratmayacaksınız.
  • İçtenlikli dualarınız, ruhunuzdan canlı ve bilinçli çıkarak evrene yayılırlar.
  • Evrende bedenlerden bedenler yaratıldığı gibi, ruhlardan da ruhlar yaratılıyor.
  • Asırlar önce söylenen sözlerden yaratılan melekler, çağımızı da ziyaret ediyorlar.
 
    • Melekler, karanlık maddenin ardında ışık nehirleri halinde sürekli akıp gidiyorlar.
    • Maddi ışık, parlar ve alev gibi söner; ruhsal ışıksa sonsuza dek parıldar.
    • Ani kurtuluşların ardında, göklerden derhal gönderilen melekler gizlenmektedir.
  • Doğa yasalarının evrensel mucizeleri bilincinizden gizlemesine izin vermeyin.
  • Doğa yasaları ilâhi askerlerdir; onları yenemeyiz; ama Yaratıcı onları emrimize verebilir.
  • Çok çalışan, doğa yasalarının emrinde ilerler; içten dua edense, yasaları emrine alır.
  • Dua etmeyenin hali, aç aslanın insafına teslim edilen ceylan yavrusunun haline benzer.
 
Cok tesekkurler paylasimlar icin cok begendim;hemen ekleme yapmak isterim nacizane :)

+Ic alemimizde sahip oldugumuz her sey,dis alemde de karsimiza cikacaktir
+Arzu ettigimiz her seyin,ulasmak istedigimiz tum hedeflerin temelleri icimizde coktandir var
+Icimizde temelleri bulunmayan hicbir olay,icimizde bir seyleri titretemez
ALINTIDIR
 
Cok tesekkurler paylasimlar icin cok begendim;hemen ekleme yapmak isterim nacizane :)

Güzel katkınız için asıl biz teşekkür ederiz:)

  • Yaşayacağımız her zorluk veya değişim anı, bizim için bir dua ve isteme fırsatıdır.

  • Dilek ve dualarımız gece vakitlerinde aklımızda ve kalbimizde çok derin izler bırakır.

  • İlâhi adalete uygun istekler, eninde sonunda gerçekleşecek isteklerdir.

  • Göklere yükselen yakarışları duyabilseydik, ihtiyaçların büyüklüğünden ürperirdik.
 
X