- 26 Ocak 2015
- 648
- 935
- Konu Sahibi LouisaClark
- #41
Bak canım benim 19 yaşımdaki halimi gördüm sende. İlk ilişkimde yaşadım ben bunları. İlk sevgilimde kürt kökenliydi, alevilerdi aynı zamanda. Hatta ailesi aleviydi, ama kendi inanmıyordu. Ben hiçbir zaman insanları böyle ayrıştırmadığım için sorun yapmadım, ilişkiye başlarken sadece şunu söyledim "ileride aileler bize problem çıkaracak peki o zaman ne yapacağız?" diye. O da önce biz yürütelim de aileler bir şekilde hallolur demişti. Tabi o zaman deli çağlarım, iki sevgi sözcüğü duyunca ayaklarım yerden kesiliyor. Tamam dedim.
Gerçektende çok mutlu bir ilişkim oldu. Hangi arkadaşımla tanıştırsam hepsi diyordu ki bu çocuğun sana bakarken gözleri ışıldıyor, seni çok seviyor sakın ayrılmayın. Hep de el üstünde tuttu. Ben tabi unuttum biz çok farklıyız ne olur kısmını, mutluyum çünkü onun yanında. Şunu da belirteyim senin şu an rahatsız olduğun partiyi destekliyordu o da. Bende zerre haz etmem o partiden ama onu da sorun etmedim. Sonra bir gün internete giremiyordu, facebookundan birine mesaj atmamı istedi. Girdim mesajı attım tam çıkacağım, şöyle bir ana sayfasına baktım. Bir akrabaları terör örgütünü destekleyici paylaşımlar yapmış, hemde fanatik bir şekilde. O zaman anladım bizden olmaz. Siyasi, dini, kültürel farklılıklar değildi mesele hiçbirini sorun yapmıyordum, ama bana göre bir terör örgütünü desteklemek kabul edemeyeceğim bir şeydi. Benim yanımda ailesi böyle bir konuşmaya girse, ne kadar susup oturabilirdim ki. Tersti işte benim görüşlerime.
Sonra ben biraz onun ağzını yokladım, işte malum kişiden konu açıldı. Yani sempati duymuyorum ama kürt halkı bugün ben kürt kökenliyim diyorsa onun sayesinde gibi bir cümle kurdu. O zaman ona bile sustum, içim içimi yediği halde. Ama sonunda olduramadık. Yani soğuttu beni ister istemez bu düşünceler. Peşine de babamın fikirlerini kurcalamaya başladım, zaten bu evliliğe izin verme ihtimali yoktu. Kaçıp gitsem onun ailesiyle nasıl yapacaktım, zaten büyük ihtimal büyük anlaşmazlıklar çıkacaktı. 3 buçuk senenin sonunda ayrılmak istedim. O umursamaz görünen çocuk gün boyu yanımda ağladı ayrılmayalım diye. Ama barışamadım, tekrar başlayamadım. Birlikte olmak adına ömür boyu benimseyemediğim fikirlere tamam diyip, tebessüm edemezdim. Biliyorum beni bir daha o kadar seven birini bulamayacağım büyük ihtimal, ama aşk sevgi bir yerde bitiyor, işte o zaman bu farklılıklar tahammül etme sınırını zorluyor ister istemez.
Bak canım şimdi sana şunu söyleyeceğim çok kişi üzerine gelecektir ama salla onları. Hayatın gerçekleri bunlar. Farklılıklar çok zor. Bak diyorsun ki o 11 kardeş, ben kalabalığa alışkın değilim. Bir evlilik olsa ne yapacaksın? Doğulu insanlar birbirine çok bağlıdır, çok takdir ederim o yönlerini. Yani o kalabalık aileyi kabullenebilecek misin? Sen onların arasına karışabilecek misin?
Ya da sana zıt gelen her fikrini gördüğünde böyle soğuyacaksan ne olacak? Herkesin yapısı bir değildir kimi hiçbir şeyi sallamaz. Kimi için farklılıklar büyük problemdir. Sevginin hepsinden önemli olduğu konusunda herkes zaten hem fikirdir. Ama evlilik ilerleyince artık iş alışkanlığa dönünce insanlar diş macununu ortadan sıkmayı bile dert edecek kadar tahammülsüzleşiyor. Böyle bir ortamda aradaki farklılıklar bal gibi de ortaya çıkıp, huzursuzluk yaratır.O yüzden iyi düşün taşın derim, yaşın daha çok genç çünkü
Gerçektende çok mutlu bir ilişkim oldu. Hangi arkadaşımla tanıştırsam hepsi diyordu ki bu çocuğun sana bakarken gözleri ışıldıyor, seni çok seviyor sakın ayrılmayın. Hep de el üstünde tuttu. Ben tabi unuttum biz çok farklıyız ne olur kısmını, mutluyum çünkü onun yanında. Şunu da belirteyim senin şu an rahatsız olduğun partiyi destekliyordu o da. Bende zerre haz etmem o partiden ama onu da sorun etmedim. Sonra bir gün internete giremiyordu, facebookundan birine mesaj atmamı istedi. Girdim mesajı attım tam çıkacağım, şöyle bir ana sayfasına baktım. Bir akrabaları terör örgütünü destekleyici paylaşımlar yapmış, hemde fanatik bir şekilde. O zaman anladım bizden olmaz. Siyasi, dini, kültürel farklılıklar değildi mesele hiçbirini sorun yapmıyordum, ama bana göre bir terör örgütünü desteklemek kabul edemeyeceğim bir şeydi. Benim yanımda ailesi böyle bir konuşmaya girse, ne kadar susup oturabilirdim ki. Tersti işte benim görüşlerime.
Sonra ben biraz onun ağzını yokladım, işte malum kişiden konu açıldı. Yani sempati duymuyorum ama kürt halkı bugün ben kürt kökenliyim diyorsa onun sayesinde gibi bir cümle kurdu. O zaman ona bile sustum, içim içimi yediği halde. Ama sonunda olduramadık. Yani soğuttu beni ister istemez bu düşünceler. Peşine de babamın fikirlerini kurcalamaya başladım, zaten bu evliliğe izin verme ihtimali yoktu. Kaçıp gitsem onun ailesiyle nasıl yapacaktım, zaten büyük ihtimal büyük anlaşmazlıklar çıkacaktı. 3 buçuk senenin sonunda ayrılmak istedim. O umursamaz görünen çocuk gün boyu yanımda ağladı ayrılmayalım diye. Ama barışamadım, tekrar başlayamadım. Birlikte olmak adına ömür boyu benimseyemediğim fikirlere tamam diyip, tebessüm edemezdim. Biliyorum beni bir daha o kadar seven birini bulamayacağım büyük ihtimal, ama aşk sevgi bir yerde bitiyor, işte o zaman bu farklılıklar tahammül etme sınırını zorluyor ister istemez.
Bak canım şimdi sana şunu söyleyeceğim çok kişi üzerine gelecektir ama salla onları. Hayatın gerçekleri bunlar. Farklılıklar çok zor. Bak diyorsun ki o 11 kardeş, ben kalabalığa alışkın değilim. Bir evlilik olsa ne yapacaksın? Doğulu insanlar birbirine çok bağlıdır, çok takdir ederim o yönlerini. Yani o kalabalık aileyi kabullenebilecek misin? Sen onların arasına karışabilecek misin?
Ya da sana zıt gelen her fikrini gördüğünde böyle soğuyacaksan ne olacak? Herkesin yapısı bir değildir kimi hiçbir şeyi sallamaz. Kimi için farklılıklar büyük problemdir. Sevginin hepsinden önemli olduğu konusunda herkes zaten hem fikirdir. Ama evlilik ilerleyince artık iş alışkanlığa dönünce insanlar diş macununu ortadan sıkmayı bile dert edecek kadar tahammülsüzleşiyor. Böyle bir ortamda aradaki farklılıklar bal gibi de ortaya çıkıp, huzursuzluk yaratır.O yüzden iyi düşün taşın derim, yaşın daha çok genç çünkü