• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

İlköğretim Yorum ve Soruları Çocuğu 2.Sınıfa Giden Velilerin Paylaşım Alanı :)))

Bizde de dün 6 sayfa hayat bilgisi ödevi vardı. Hayat bilgisi biraz daha kolay olduğu için kendisi yaptı, yapamadığı sorularda beni çağırdı. Hep böyle olsa keşke, ben de arada diğer işlerimi hallettim.

Kızlar birşey soracağım. Hafta içi çocuklarınıza bilgisayar ve tv için ne kadar zaman veriyorsunuz? Bizim ki sömestirde alıştı ne zaman boş kalsa ya bilgisayarda ya tablette. Bizde eşimle karar aldık hafta içi asla bilgisayar, tablet yok diye. Ama bu sefer de şöyle bir sorun var. Sabahları anneme gidiyor, annem de tv yok. Okul saatine kadar canım çok sıkılıyor diyor. Kitap oku, resim yap, test çöz falan diyorum ama bunları 1 saat yapsa yine canım sıkılıyor diyor. Ne yapmalı?

canımcım ben şöyle yapıyorum..hafta içi pc nin kasasının arkasındaki açma kapama düğmesini kapatıyorum..fişini çekiyordum eskiden .onu öğrendiler artık..fişleri kontrol ediyorlar..ve ""türkktelleokkomm dan aradılar..bu evde çocukların olduğunu anlamışlar.ve hafta içi internetimizi kesiyorlar ...hafta sonu açık"" .dedim

alıştılar..şimdi birlikte vakit geçiriyorlar gündüzleri akşamları.hafta sonları ise sabah kahvaltı sonrası emir izin ister..eğer çok erken ise yine izin vermem..çünkü 7 gibi kalkıyorlar..saat 10 gibi falan tamam gidin derim..2 saat oynarlar..sonra ediz yatar uyur ..emir ödevlerinden yapar..ediz uyurken yine bir süre oynamasına izin veririm..sonra akşam yemeği..ben billmem eşimm bilir ..koşun gelin yarışma başladıııııı derim ..gelirler..cumartesi böyle geçer..

pazar da babamız izinlidir..kahvaltı sonrası yine pc ye gider çocuklar..sonra ise temizlik toparlanma.hazırlanıp çıkarız dışarı..dönüşte ediz yine uyur ..o ara emir yine az test çözer..çözmüşse pc serbest..oynar 2 saat kadar daha..veeee soonnn..hafta içi kaput..

bizde durum böylhe..
 
Son düzenleme:
Günaydınnn kızlar...

Dün akşam yemeği kahvaltı ile geçiştirip hemen yatağa gömülüp kitap okuma hayalleriyle akşam etmiştim ama hiç de öyle olmadı ne yazık ki :44::44::44::44::44::44::44::44:

Genelde eve giderken servisten inmeden önce oğluşu ararım konuşuruz dün aramadım aslında karın ağrısından unuttum aramayı.

Eve girdim kuzucuk hemen geldi yanıma öpüştük filan :54::54::54::54::54:

Anneeeeeee ben acıktım, kabak yedim ama yine acıktım birlikte yemek yapalımmııııııııı noluuuurrrr

Tamam oğlum dedim ne yapalım ne istersin?

Pilav yapalım, tavuk yapalım, salata yapalım :53::53::53::53::53::53:

Tamam dedim mecburen kıyılır mı kuzuya...

Izgara tavuk, mantar sote, pilav, salata, ayran yaptık akşam yemeğine birlikte...

Tavukları sosa bulama işini çok sevdi tek tek malzemeleri birleştirip tavukları içine bocaladı oynadı durdu:1::1::1::1::1::1::1:

Çok da güzel oldu yemeklerimiz bide oğluşun eli değince zaten keyifle yedik...

Dün oğluşun Türkçe ödevi vardı Kapadokya konusunun çalışma kitabındaki etkinlikleri vardı onları tamamlamışlardı sadece 2 etkinlik kalmıştı onu da ben gidince tamamladı.

Sonrasında yeni hikaye kitabı gelmiş dün ondan biraz okuma yaptırdı babası ben diğer işlerimi hallederken, duş aldım bugün için kıyafet ve beslenme hazırlıkları filan işte...

Sonra yattı oğluş 10 civarıydı biz eşimle bitki çayı içtik oda çok yorgundu uyuklamaya başlayınca bende kitabımı aldım elime okudum biraz..

Geçen hafta Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesini bitirdim o kadar uzun kaldı ki kitap elimde ilk defa bir kitabı bu kadar süründürdüm.

Ama sonu çok etkiledi beni hala etkisindeyim. Kitabın birde müzesi var aslında Çukurcuma'da keşke bir arkadaş bulabilsem yanıma kitabı okuyan gidip bütün günümü geçirmek isterdim orada...

Orhan Pamuk sonrası bu hafta yeni bir kitaba başladım Tess Gerritsen okuyorum şuan ve dili inanılmaz yalın ve anlatımı sürükleyici ilaç gibi geldi yani :1::1::1::1::1::1:

Daha şimdiden yarısından fazlasını okudum kitabınn. Derslerim başlamadan bu kitabı da bitirip kaldırmak niyetindeyim....

oyy siz birlikte yemek mi yaptınız ..maşallah size ya..afiyet bal olsun..tabi oğluşun parmakları değmişse tadından yenmez yani..

yok canım ben kitap okumaya fırsat bulamıyorum..aslında var kitaplarım..kpss sonrası almıştım..boşlukta kalmıştım..okumaya alışmıştım kitaplarımı..
neyse bir kaç tane okudum ama hala 3 tane var..benim aldıklarım polisiye , cinayet..işte böyle..

biz de akşam misafir vardı..ne bulduysak yedik mecburen.eve gittim..hemen koştur koştur kek çırptım..millföy den börek yaptım..o ara misafirler geldi zaten..kek çırparken falan ağzıma ne attıysam o benim akşam yemeği..2 kaşık çorba 2 dilim acele ile yutulmuş peynir..

sonra oturdum yedim tabi misafirlerle kek börek..:27::27::27:
 
tammm çıkıyordum yazdığını gördüm canımmmm

çook geçmiş olsun oğluşunaaaa

ananeler hep böyle benim oğlumda öyledir ananeyi gördüm mü bittiiiiiii

ben ve babası ve diğer herkes ikinci planda kalıyor.....

yaaaa sizin de mi öyle..bizi seviyor demi çocuklar..üzüldüm ne yalan söyleyim..2 gündür aklım ediz de sağolsun.:26::26::26:

bu arada bizim emirlere tiyatro gösterisi yaptı 7. sınıf çocukları..emir anlattı çok harikaydı diye..hiç anlatmaz okulda ne oldu ne bitti ama bu gösteriye bana babasına annaneye anlattı sürekli..5 tl verdik..okulun tiyatro salonunda yapıldı..

okulun paraya ihtiyacı var şu ara..sürekli bağış yazısı yolluyorlar velilere..okulda temizlik şirketi var..sabah akşam her yerdeler..paspas ellerinden düşmüyor ..tertemiz tuvaletler koridorlar..okulun kapısında güvenlik var..çocukları karşıdan karşıya geçiriyor.arabaları yönlendiriyor..okul çıkışı bizim okulun önünü görmelisiniz..araç , servis veli ..sanki bedava bir şey dağıtıyorlar..

işte bunları hep okul karşılıyor ..devlet vermiyor paralarını..o yüzden tiyatro günleri yapmışlar..sinema günleri de vıarmış sanırım..afişlerini gördüm..okulda boy boy..

neyse artık biz de payımıza düşeni vereceğiz..çünkü nakil geldiğimiz yerdeki okul çok pisti mesela..veliler para toplardık haftada 1 gün sınıfımızı temizletirdik..hizmetli üstten süpürürdü..güvenlik yoktu kapıda ama zaten ona gerek yoktu..küçük bir ilçeydi..oraya göre bu okul mis gibi.tertemiz.
 
bizim öğretmenin kulağına çok ödev verdiği gitmiş sanıyorum..dün akşam az ödev geldi..1 sayfa fotokopi..matematik..
farklıı matematik test kitabından 2 sayfa ..problem çözümleri

hayat bilgisi çalışma kitabı 3 sayfa yaptılar..

bir de bol test sorusu çözmenizi istiyorum yazdırmış ödev defterine..

o kadar..

ne çok yazdım kızlar ya..sürekli yazmışım..

bu sonnn..sözzz...:27::27::27:
 
bizim öğretmenin kulağına çok ödev verdiği gitmiş sanıyorum..dün akşam az ödev geldi..1 sayfa fotokopi..matematik..
farklıı matematik test kitabından 2 sayfa ..problem çözümleri

hayat bilgisi çalışma kitabı 3 sayfa yaptılar..

bir de bol test sorusu çözmenizi istiyorum yazdırmış ödev defterine..

o kadar..

ne çok yazdım kızlar ya..sürekli yazmışım..

bu sonnn..sözzz...:27::27::27:

Sen yaz cnm ya keyifle okuyoruz biz seni:34::34:Bizimde babanne geldi dün akşam ben gidene kadar ödevler yapılmıştı,kitap vermiş öğretmen onu okuttum yine 64 sayfa ondan sonrada biraz tablette oyuna takılıyo sonrada yattık zaten
 
yaaaa sizin de mi öyle..bizi seviyor demi çocuklar..üzüldüm ne yalan söyleyim..2 gündür aklım ediz de sağolsun.:26::26::26:

bu arada bizim emirlere tiyatro gösterisi yaptı 7. sınıf çocukları..emir anlattı çok harikaydı diye..hiç anlatmaz okulda ne oldu ne bitti ama bu gösteriye bana babasına annaneye anlattı sürekli..5 tl verdik..okulun tiyatro salonunda yapıldı..

okulun paraya ihtiyacı var şu ara..sürekli bağış yazısı yolluyorlar velilere..okulda temizlik şirketi var..sabah akşam her yerdeler..paspas ellerinden düşmüyor ..tertemiz tuvaletler koridorlar..okulun kapısında güvenlik var..çocukları karşıdan karşıya geçiriyor.arabaları yönlendiriyor..okul çıkışı bizim okulun önünü görmelisiniz..araç , servis veli ..sanki bedava bir şey dağıtıyorlar..

işte bunları hep okul karşılıyor ..devlet vermiyor paralarını..o yüzden tiyatro günleri yapmışlar..sinema günleri de vıarmış sanırım..afişlerini gördüm..okulda boy boy..

neyse artık biz de payımıza düşeni vereceğiz..çünkü nakil geldiğimiz yerdeki okul çok pisti mesela..veliler para toplardık haftada 1 gün sınıfımızı temizletirdik..hizmetli üstten süpürürdü..güvenlik yoktu kapıda ama zaten ona gerek yoktu..küçük bir ilçeydi..oraya göre bu okul mis gibi.tertemiz.

Valla benimki ne anneanneye ne Baababbeye düşkün ben varken Baba bile 2.planda,eşim çok sinir oluyo bir kızım yokki bana düşkün olsun diyor:9::9:
 
Bizde de dün 6 sayfa hayat bilgisi ödevi vardı. Hayat bilgisi biraz daha kolay olduğu için kendisi yaptı, yapamadığı sorularda beni çağırdı. Hep böyle olsa keşke, ben de arada diğer işlerimi hallettim.

Kızlar birşey soracağım. Hafta içi çocuklarınıza bilgisayar ve tv için ne kadar zaman veriyorsunuz? Bizim ki sömestirde alıştı ne zaman boş kalsa ya bilgisayarda ya tablette. Bizde eşimle karar aldık hafta içi asla bilgisayar, tablet yok diye. Ama bu sefer de şöyle bir sorun var. Sabahları anneme gidiyor, annem de tv yok. Okul saatine kadar canım çok sıkılıyor diyor. Kitap oku, resim yap, test çöz falan diyorum ama bunları 1 saat yapsa yine canım sıkılıyor diyor. Ne yapmalı?

Bende ödevlerini yapıp kitabını okuduktan sonra istediği şeyleri yapması konusunda serbest bırakıyorum,pc ise pc tv izlemek istiyorsa izliyor.haftaiçide olsa görevlerini yaptıktan sonra sıkmıyorum cnm...
 
Günaydınnn kızlar...

Dün akşam yemeği kahvaltı ile geçiştirip hemen yatağa gömülüp kitap okuma hayalleriyle akşam etmiştim ama hiç de öyle olmadı ne yazık ki :44::44::44::44::44::44::44::44:

Genelde eve giderken servisten inmeden önce oğluşu ararım konuşuruz dün aramadım aslında karın ağrısından unuttum aramayı.

Eve girdim kuzucuk hemen geldi yanıma öpüştük filan :54::54::54::54::54:

Anneeeeeee ben acıktım, kabak yedim ama yine acıktım birlikte yemek yapalımmııııııııı noluuuurrrr

Tamam oğlum dedim ne yapalım ne istersin?

Pilav yapalım, tavuk yapalım, salata yapalım :53::53::53::53::53::53:

Tamam dedim mecburen kıyılır mı kuzuya...

Izgara tavuk, mantar sote, pilav, salata, ayran yaptık akşam yemeğine birlikte...

Tavukları sosa bulama işini çok sevdi tek tek malzemeleri birleştirip tavukları içine bocaladı oynadı durdu:1::1::1::1::1::1::1:

Çok da güzel oldu yemeklerimiz bide oğluşun eli değince zaten keyifle yedik...

Dün oğluşun Türkçe ödevi vardı Kapadokya konusunun çalışma kitabındaki etkinlikleri vardı onları tamamlamışlardı sadece 2 etkinlik kalmıştı onu da ben gidince tamamladı.

Sonrasında yeni hikaye kitabı gelmiş dün ondan biraz okuma yaptırdı babası ben diğer işlerimi hallederken, duş aldım bugün için kıyafet ve beslenme hazırlıkları filan işte...

Sonra yattı oğluş 10 civarıydı biz eşimle bitki çayı içtik oda çok yorgundu uyuklamaya başlayınca bende kitabımı aldım elime okudum biraz..

Geçen hafta Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesini bitirdim o kadar uzun kaldı ki kitap elimde ilk defa bir kitabı bu kadar süründürdüm.

Ama sonu çok etkiledi beni hala etkisindeyim. Kitabın birde müzesi var aslında Çukurcuma'da keşke bir arkadaş bulabilsem yanıma kitabı okuyan gidip bütün günümü geçirmek isterdim orada...

Orhan Pamuk sonrası bu hafta yeni bir kitaba başladım Tess Gerritsen okuyorum şuan ve dili inanılmaz yalın ve anlatımı sürükleyici ilaç gibi geldi yani :1::1::1::1::1::1:

Daha şimdiden yarısından fazlasını okudum kitabınn. Derslerim başlamadan bu kitabı da bitirip kaldırmak niyetindeyim....

oyyoyoy ne güzel dayanışma o öyle ya,çocuklar mutfak işlerine bayılıyolar zaten,bak şimdi menün güzelmiş canım çekti acıktımda.Bende bu hafta yemek yapmadım diye kara kara düşünürken kayınvalidem geldi dün silivriden kalır haftasonuna kadar yemeklerede el atar,iyi oldu.Kitap okumamaya zaman ayırmak önemli ruhunu dinlendiriyosun resmen anlattığın kitabı okumadım başlarda ağır gitti galiba beklettiğine göre ama sonu sürüklemiş bazı kitaplar hiç ummadığın yerde sarmaya başlıyor.Bende sinan akyüzün anlatımını beğeniyorum birde kristıan hannah kitapları sarıyor baya kadın seri üretimde zaten:1::1::1:
 
Sen yaz cnm ya keyifle okuyoruz biz seni:34::34:Bizimde babanne geldi dün akşam ben gidene kadar ödevler yapılmıştı,kitap vermiş öğretmen onu okuttum yine 64 sayfa ondan sonrada biraz tablette oyuna takılıyo sonrada yattık zaten

ohhhh maşallah oğluşuna :nazar::nazar::nazar::nazar::nazar::nazar::nazar::nazar:

Valla benimki ne anneanneye ne Baababbeye düşkün ben varken Baba bile 2.planda,eşim çok sinir oluyo bir kızım yokki bana düşkün olsun diyor:9::9:

Ayyy sorma bizde de öyle babayıda çook sever ama bana ayrı düşkün bıcırık ve ben erkek çocuklarında genelinde bunu gözlemliyorum anneye daha düşkün olunuyor. Kızlarda babaya... Bizde babanın söylediği şeylerde bile benim onayımı almak ister her zaman, sürekli seni seviyorum anneciğim derrr, babaya da der ama daha çook bana :1::1::1::1::1:

Haftasonu ben araba kullanıyorum arkadaş, kızı ve benim oğlan arkada benimki sesleniyor anneeeee seniii çok seviyoruuuummmm diye.. biz alıştık bu duruma ama başkalarına enteresan geliyor. Öyle durup dururken içinden geldikçe söyler kuzucuğum benim. :16::16::16::16::16::16::16:

oyyoyoy ne güzel dayanışma o öyle ya,çocuklar mutfak işlerine bayılıyolar zaten,bak şimdi menün güzelmiş canım çekti acıktımda.Bende bu hafta yemek yapmadım diye kara kara düşünürken kayınvalidem geldi dün silivriden kalır haftasonuna kadar yemeklerede el atar,iyi oldu.Kitap okumamaya zaman ayırmak önemli ruhunu dinlendiriyosun resmen anlattığın kitabı okumadım başlarda ağır gitti galiba beklettiğine göre ama sonu sürüklemiş bazı kitaplar hiç ummadığın yerde sarmaya başlıyor.Bende sinan akyüzün anlatımını beğeniyorum birde kristıan hannah kitapları sarıyor baya kadın seri üretimde zaten:1::1::1:

Kayınvaliden dinlendirecek seni anlaşılan... Benim kv de eğer biraz genç ve dinç olsa yapardı heralde ben öyle düşünüyorum ne güzel sen çalışırken gelip sana destek olması...

Evet dediğin gibi kitap insanı özellikle bizim gibi fiziksel değilde zihinsel emekle çalışanları ciddi anlamda dinlendiriyor bir anda başka hikayelerin içinde çoook iyi geliyor...

Sinan Akyüz'ün üslubunu bende çok severim, çook beğenerek okumuştum iki kişilik yanlızlık kitabını...
 
maşallah oğluşa, yemek istemiş, dediğin gibi yapılmaz mı. Sen de döktürmüştün canım, kahvaltı nere, tavuk-mantar-pilav nere:52::52:
Bir matematikten başka ödev yapmıyoz evde yaa, çoz az geliyo hayat bilgisi falan eve. İyi mi kötü mü bilemedim:26::26:
Kitap okumakta gerçekten insanı mutlu ediyor canım, ben de okuduğum zaman dinlendiğimi hissediyorum. Özet geçsene Orhan Pamuk u neden o kadar etkiledi mesela.



Ben yazayım canım tabi ki hazır çay molası vermişken ama kitabı okumayı düşünen varsa bence okumasın:1::1::1::1:


İstanbul'da yaşayan zengin bir ailenin oğlu (kemal) uzaktan akrabası olan fakir ama çoook güzel, güzellik yarışmasına filan girmiş bir kızı (Fisun) görüyor, kız üniversite sınavı öncesi bu adamla ders çalışmaya başlıyorlar.

Sonra aşık oluyorlar ve birlikte oluyorlar ama adamın kızdan önce olan bir sevgilisi var adam bu kızla nişanlanıyor nişanlandığı gün ise Fisunu kaybediyor kız izini kaybettiriyor. Adam hasta oluyor. Nişanlısı dahil herkes durumun farkında ama adam toparlanamıyor ve nişanlısından ayrılıyor.

Hayatını nerdeyse kızı bulmaya adıyor, sanırım bir yıl kadar sonra buluyor kızı. kız evlenmiş kendine aşık olan birisiyle. Annesi babası ve kocası ile Çukurcuma'da aynı evde yaşıyorlar. kızın kocası film yönetmeni olma hayalleri peşinde vs.

Kızı bulduktan sonra tam 9 yıl boyunca haftanın bir çok akşamının bu uzaktan akrabalarının evine giderek geçirmeye başlıyor. Kıza yakın olabilmek onu aslında yeniden birlikte olmaya ikna edebilmek için.

Sonra yani 9 yıl aradan sonra bir şekilde kız kocasıyla boşanıyor ve Kemal Fisunu evlenmeye ikna etmeye çalışıyor ve bir paris yolculuğuna çıkıyorlar bu yolculuk esnasında Fisun ikisi de arabadayken intihar ediyor. Kız ölüyor adam komalık.

Adam uzun süre komada kalıyor sonra komadan çıkınca da hayatını yine aşkına adıyor.

Kızla tanıştıkları ilk günden itibaren toplamaya başladığı her şeyi içinde barındıran bir müze kurmak istiyor ve dünya çapında bu amaç için sanırım 6000 e yakın müze geziyor çoğuna ise defalarca gidiyor.

Neler neler var topladığı eşyalar arasında inanamazsınız kızın içtiği sigaraların izmaritlerinden tutunda aklınıza gelebilecek her türlü eşya taaki intihara gittikleri araçta bu koleksiyona dahil.

Neyse bahsi geçen Kemal bu müzenin birde kitabı olmasını istiyor ve Orhan Pamukla tanışıp tüm hikayesini romanlaştırmasını istiyo. dadadaaaammmm meğer roman tamamen gerçekmiş:53::53::53::53::53: Yıllar sürüyor bu uğraş ( beni en çok bu kısmı etkiledi okuduğum kitabın tüm detayları yaşanmış bir hayat olduğunu öğrenmek, bir aşk uğruna verilen çabalar geçen bir ömür)

Orhan Pamuk'un aslında Kemalin nişanında Fisun'la dans etmiş olması apayrı bir detay iken Pamuk romanı yazmaya başlıyor ancak kitabın son aşamasında Kemal ölüyor. Ama Kemal müzeye ait tüm detayları belirlemiş oluyor.

Düşünün kitabın içinde bir adet giriş bileti sayfası bile var. Aynı anda müzeye girebilecek kişi sayısı bile belirlenmiş.

Müze kızın annesi ve babası ile yaşadığı Çukurcuma'daki ev oluyor. adam komadan çıktıktan sonra bu evde yaşamaya başlıyor. Aynı zamanda biriktirdiği eşyaları düzenlemeye işte...

Şuan müze faaliyette adam sanırım 2000 li yılların başında vefat ediyor ve müze 2012 yılında açılıyor.

Romanda 1970-1980 li yılların İstanbul'u, Türkiye'nin siyasi gündemi kültürel yapı, batıyla uyum çabaları gibi döneme dair birinci ağızdan çok güzel anlatımlar var. Buda romanı ayrıca ilgi çekici kılıyor ancak Orhan Pamuk bu kitapta (diğer eserlerini bilmiyorum okumadım çünkü) dili ve anlatımı o kadar ağır kullanıyor ki insanı o kadar fazla detaylarla boğuyor ki gerçekten sıkılıyor insan.

Ancak hikayenin sonunda yer verdiği gerçeklik olgusu tam kitap bitti derken birden sizi kitaba bağlayıveriyor. Bana bunları hissettirdi açıkçası...
 
Ben yazayım canım tabi ki hazır çay molası vermişken ama kitabı okumayı düşünen varsa bence okumasın:1::1::1::1:


İstanbul'da yaşayan zengin bir ailenin oğlu (kemal) uzaktan akrabası olan fakir ama çoook güzel, güzellik yarışmasına filan girmiş bir kızı (Fisun) görüyor, kız üniversite sınavı öncesi bu adamla ders çalışmaya başlıyorlar.

Sonra aşık oluyorlar ve birlikte oluyorlar ama adamın kızdan önce olan bir sevgilisi var adam bu kızla nişanlanıyor nişanlandığı gün ise Fisunu kaybediyor kız izini kaybettiriyor. Adam hasta oluyor. Nişanlısı dahil herkes durumun farkında ama adam toparlanamıyor ve nişanlısından ayrılıyor.

Hayatını nerdeyse kızı bulmaya adıyor, sanırım bir yıl kadar sonra buluyor kızı. kız evlenmiş kendine aşık olan birisiyle. Annesi babası ve kocası ile Çukurcuma'da aynı evde yaşıyorlar. kızın kocası film yönetmeni olma hayalleri peşinde vs.

Kızı bulduktan sonra tam 9 yıl boyunca haftanın bir çok akşamının bu uzaktan akrabalarının evine giderek geçirmeye başlıyor. Kıza yakın olabilmek onu aslında yeniden birlikte olmaya ikna edebilmek için.

Sonra yani 9 yıl aradan sonra bir şekilde kız kocasıyla boşanıyor ve Kemal Fisunu evlenmeye ikna etmeye çalışıyor ve bir paris yolculuğuna çıkıyorlar bu yolculuk esnasında Fisun ikisi de arabadayken intihar ediyor. Kız ölüyor adam komalık.

Adam uzun süre komada kalıyor sonra komadan çıkınca da hayatını yine aşkına adıyor.

Kızla tanıştıkları ilk günden itibaren toplamaya başladığı her şeyi içinde barındıran bir müze kurmak istiyor ve dünya çapında bu amaç için sanırım 6000 e yakın müze geziyor çoğuna ise defalarca gidiyor.

Neler neler var topladığı eşyalar arasında inanamazsınız kızın içtiği sigaraların izmaritlerinden tutunda aklınıza gelebilecek her türlü eşya taaki intihara gittikleri araçta bu koleksiyona dahil.

Neyse bahsi geçen Kemal bu müzenin birde kitabı olmasını istiyor ve Orhan Pamukla tanışıp tüm hikayesini romanlaştırmasını istiyo. dadadaaaammmm meğer roman tamamen gerçekmiş:53::53::53::53::53: Yıllar sürüyor bu uğraş ( beni en çok bu kısmı etkiledi okuduğum kitabın tüm detayları yaşanmış bir hayat olduğunu öğrenmek, bir aşk uğruna verilen çabalar geçen bir ömür)

Orhan Pamuk'un aslında Kemalin nişanında Fisun'la dans etmiş olması apayrı bir detay iken Pamuk romanı yazmaya başlıyor ancak kitabın son aşamasında Kemal ölüyor. Ama Kemal müzeye ait tüm detayları belirlemiş oluyor.

Düşünün kitabın içinde bir adet giriş bileti sayfası bile var. Aynı anda müzeye girebilecek kişi sayısı bile belirlenmiş.

Müze kızın annesi ve babası ile yaşadığı Çukurcuma'daki ev oluyor. adam komadan çıktıktan sonra bu evde yaşamaya başlıyor. Aynı zamanda biriktirdiği eşyaları düzenlemeye işte...

Şuan müze faaliyette adam sanırım 2000 li yılların başında vefat ediyor ve müze 2012 yılında açılıyor.

Romanda 1970-1980 li yılların İstanbul'u, Türkiye'nin siyasi gündemi kültürel yapı, batıyla uyum çabaları gibi döneme dair birinci ağızdan çok güzel anlatımlar var. Buda romanı ayrıca ilgi çekici kılıyor ancak Orhan Pamuk bu kitapta (diğer eserlerini bilmiyorum okumadım çünkü) dili ve anlatımı o kadar ağır kullanıyor ki insanı o kadar fazla detaylarla boğuyor ki gerçekten sıkılıyor insan.

Ancak hikayenin sonunda yer verdiği gerçeklik olgusu tam kitap bitti derken birden sizi kitaba bağlayıveriyor. Bana bunları hissettirdi açıkçası...
Evet canım okumaya hiç hacet kalmadı yan, sağolasın, okumuş kadar oldum. Gerçekten bu devirde böyle aşklar kaldı mı ama gerçekten hayret verci, hergün kadınların cinayete kurban gittiği günümüzda vayyyy be dedirtiyor gerçekten de, Helal olsun yani, duygusal bir adammış demekki ve de aşık. Bu arada müze de İstanbul da olduğuna göre en kısa zamanda sen bir arkadaş bulur gidersin diye düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
Evet canım okumaya hiç hacet kalmadı yan, sağolasın, okumuş kadar oldum. Gerçekten bu devirde böyle aşklar kaldı mı ama gerçekten hayret verci, hergün kadınların cinayete kurban gittiği günümüzda vayyyy be dedirtiyor gerçekten de, Helal olsun yani, duygusal bir adammış demekki ve de aşık. Bu arada müze de İstanbul da olduğuna göre en kısa zamanda sen bir arkadaş bulur gidersin diye düşünüyorum.

çook istiyorum gitmeyi inşallahhh bulurum birini :1::1::1::1::1:
 
çook istiyorum gitmeyi inşallahhh bulurum birini :1::1::1::1::1:

ben gelem :52:
inşallah canım en kısa zamanda gidersin. Bizim de burada akvaryum var, giriş ücreti 30 TL ymiş, çocukları götürmek istiyorum, bir yerde kampanya var, 15 tl alışverişe, 1 bilet hediye ediyormuş da, 1 bileti 30 tl ye alınca, 2. 1 tl, yani 60 TL verince ailece gidebileceğiz, alabilirsem çocukları oraya götürmek istiyorum. Kısmet olur inşallah.
 
ben gelem :52:
inşallah canım en kısa zamanda gidersin. Bizim de burada akvaryum var, giriş ücreti 30 TL ymiş, çocukları götürmek istiyorum, bir yerde kampanya var, 15 tl alışverişe, 1 bilet hediye ediyormuş da, 1 bileti 30 tl ye alınca, 2. 1 tl, yani 60 TL verince ailece gidebileceğiz, alabilirsem çocukları oraya götürmek istiyorum. Kısmet olur inşallah.

ayyyyyy keşke gelseeennnnn kızzz

napçaz müzede gezer dolaşır muhabbet ederizzzz çok da güzel olur :1::1::1::1::1:

Burada Forum İstanbul'da açılan bir akvaryum var. sanırım2 yıl önce gittik bizde 3 kişi girşimiz 90 lira filan tutuyordu bende yarı fiyatına fırsat sitesinden almıştım :1::1::1::1:

ama çok güzeldi gerçekten çok fazla bölüm var yüzlerce belki binlerce canlı türü ama bir yer vardı ki bayıldıkk

bir tünelin içinde yürüyen zemin üzerinde ilerliyorsun ama üzerinde ve etrafında köpek balıkları yüzüyor :27::27::27::27::27:
 
Ben yazayım canım tabi ki hazır çay molası vermişken ama kitabı okumayı düşünen varsa bence okumasın:1::1::1::1:


İstanbul'da yaşayan zengin bir ailenin oğlu (kemal) uzaktan akrabası olan fakir ama çoook güzel, güzellik yarışmasına filan girmiş bir kızı (Fisun) görüyor, kız üniversite sınavı öncesi bu adamla ders çalışmaya başlıyorlar.

Sonra aşık oluyorlar ve birlikte oluyorlar ama adamın kızdan önce olan bir sevgilisi var adam bu kızla nişanlanıyor nişanlandığı gün ise Fisunu kaybediyor kız izini kaybettiriyor. Adam hasta oluyor. Nişanlısı dahil herkes durumun farkında ama adam toparlanamıyor ve nişanlısından ayrılıyor.

Hayatını nerdeyse kızı bulmaya adıyor, sanırım bir yıl kadar sonra buluyor kızı. kız evlenmiş kendine aşık olan birisiyle. Annesi babası ve kocası ile Çukurcuma'da aynı evde yaşıyorlar. kızın kocası film yönetmeni olma hayalleri peşinde vs.

Kızı bulduktan sonra tam 9 yıl boyunca haftanın bir çok akşamının bu uzaktan akrabalarının evine giderek geçirmeye başlıyor. Kıza yakın olabilmek onu aslında yeniden birlikte olmaya ikna edebilmek için.

Sonra yani 9 yıl aradan sonra bir şekilde kız kocasıyla boşanıyor ve Kemal Fisunu evlenmeye ikna etmeye çalışıyor ve bir paris yolculuğuna çıkıyorlar bu yolculuk esnasında Fisun ikisi de arabadayken intihar ediyor. Kız ölüyor adam komalık.

Adam uzun süre komada kalıyor sonra komadan çıkınca da hayatını yine aşkına adıyor.

Kızla tanıştıkları ilk günden itibaren toplamaya başladığı her şeyi içinde barındıran bir müze kurmak istiyor ve dünya çapında bu amaç için sanırım 6000 e yakın müze geziyor çoğuna ise defalarca gidiyor.

Neler neler var topladığı eşyalar arasında inanamazsınız kızın içtiği sigaraların izmaritlerinden tutunda aklınıza gelebilecek her türlü eşya taaki intihara gittikleri araçta bu koleksiyona dahil.

Neyse bahsi geçen Kemal bu müzenin birde kitabı olmasını istiyor ve Orhan Pamukla tanışıp tüm hikayesini romanlaştırmasını istiyo. dadadaaaammmm meğer roman tamamen gerçekmiş:53::53::53::53::53: Yıllar sürüyor bu uğraş ( beni en çok bu kısmı etkiledi okuduğum kitabın tüm detayları yaşanmış bir hayat olduğunu öğrenmek, bir aşk uğruna verilen çabalar geçen bir ömür)

Orhan Pamuk'un aslında Kemalin nişanında Fisun'la dans etmiş olması apayrı bir detay iken Pamuk romanı yazmaya başlıyor ancak kitabın son aşamasında Kemal ölüyor. Ama Kemal müzeye ait tüm detayları belirlemiş oluyor.

Düşünün kitabın içinde bir adet giriş bileti sayfası bile var. Aynı anda müzeye girebilecek kişi sayısı bile belirlenmiş.

Müze kızın annesi ve babası ile yaşadığı Çukurcuma'daki ev oluyor. adam komadan çıktıktan sonra bu evde yaşamaya başlıyor. Aynı zamanda biriktirdiği eşyaları düzenlemeye işte...

Şuan müze faaliyette adam sanırım 2000 li yılların başında vefat ediyor ve müze 2012 yılında açılıyor.

Romanda 1970-1980 li yılların İstanbul'u, Türkiye'nin siyasi gündemi kültürel yapı, batıyla uyum çabaları gibi döneme dair birinci ağızdan çok güzel anlatımlar var. Buda romanı ayrıca ilgi çekici kılıyor ancak Orhan Pamuk bu kitapta (diğer eserlerini bilmiyorum okumadım çünkü) dili ve anlatımı o kadar ağır kullanıyor ki insanı o kadar fazla detaylarla boğuyor ki gerçekten sıkılıyor insan.

Ancak hikayenin sonunda yer verdiği gerçeklik olgusu tam kitap bitti derken birden sizi kitaba bağlayıveriyor. Bana bunları hissettirdi açıkçası...

vay arkadaş ne aşklar var..unutulmaz aşk..imkansız aşk..kavuşamayan aşıklar..
fakat kız neden intihar etmiş ki..tam eşinden ayrılmış..mutlu olacaklar belki..neden ?hem de paris gibi ormantik bir şehirde.:27:
 
Ben yazayım canım tabi ki hazır çay molası vermişken ama kitabı okumayı düşünen varsa bence okumasın:1::1::1::1:


İstanbul'da yaşayan zengin bir ailenin oğlu (kemal) uzaktan akrabası olan fakir ama çoook güzel, güzellik yarışmasına filan girmiş bir kızı (Fisun) görüyor, kız üniversite sınavı öncesi bu adamla ders çalışmaya başlıyorlar.

Sonra aşık oluyorlar ve birlikte oluyorlar ama adamın kızdan önce olan bir sevgilisi var adam bu kızla nişanlanıyor nişanlandığı gün ise Fisunu kaybediyor kız izini kaybettiriyor. Adam hasta oluyor. Nişanlısı dahil herkes durumun farkında ama adam toparlanamıyor ve nişanlısından ayrılıyor.

Hayatını nerdeyse kızı bulmaya adıyor, sanırım bir yıl kadar sonra buluyor kızı. kız evlenmiş kendine aşık olan birisiyle. Annesi babası ve kocası ile Çukurcuma'da aynı evde yaşıyorlar. kızın kocası film yönetmeni olma hayalleri peşinde vs.

Kızı bulduktan sonra tam 9 yıl boyunca haftanın bir çok akşamının bu uzaktan akrabalarının evine giderek geçirmeye başlıyor. Kıza yakın olabilmek onu aslında yeniden birlikte olmaya ikna edebilmek için.

Sonra yani 9 yıl aradan sonra bir şekilde kız kocasıyla boşanıyor ve Kemal Fisunu evlenmeye ikna etmeye çalışıyor ve bir paris yolculuğuna çıkıyorlar bu yolculuk esnasında Fisun ikisi de arabadayken intihar ediyor. Kız ölüyor adam komalık.

Adam uzun süre komada kalıyor sonra komadan çıkınca da hayatını yine aşkına adıyor.

Kızla tanıştıkları ilk günden itibaren toplamaya başladığı her şeyi içinde barındıran bir müze kurmak istiyor ve dünya çapında bu amaç için sanırım 6000 e yakın müze geziyor çoğuna ise defalarca gidiyor.

Neler neler var topladığı eşyalar arasında inanamazsınız kızın içtiği sigaraların izmaritlerinden tutunda aklınıza gelebilecek her türlü eşya taaki intihara gittikleri araçta bu koleksiyona dahil.

Neyse bahsi geçen Kemal bu müzenin birde kitabı olmasını istiyor ve Orhan Pamukla tanışıp tüm hikayesini romanlaştırmasını istiyo. dadadaaaammmm meğer roman tamamen gerçekmiş:53::53::53::53::53: Yıllar sürüyor bu uğraş ( beni en çok bu kısmı etkiledi okuduğum kitabın tüm detayları yaşanmış bir hayat olduğunu öğrenmek, bir aşk uğruna verilen çabalar geçen bir ömür)

Orhan Pamuk'un aslında Kemalin nişanında Fisun'la dans etmiş olması apayrı bir detay iken Pamuk romanı yazmaya başlıyor ancak kitabın son aşamasında Kemal ölüyor. Ama Kemal müzeye ait tüm detayları belirlemiş oluyor.

Düşünün kitabın içinde bir adet giriş bileti sayfası bile var. Aynı anda müzeye girebilecek kişi sayısı bile belirlenmiş.

Müze kızın annesi ve babası ile yaşadığı Çukurcuma'daki ev oluyor. adam komadan çıktıktan sonra bu evde yaşamaya başlıyor. Aynı zamanda biriktirdiği eşyaları düzenlemeye işte...

Şuan müze faaliyette adam sanırım 2000 li yılların başında vefat ediyor ve müze 2012 yılında açılıyor.

Romanda 1970-1980 li yılların İstanbul'u, Türkiye'nin siyasi gündemi kültürel yapı, batıyla uyum çabaları gibi döneme dair birinci ağızdan çok güzel anlatımlar var. Buda romanı ayrıca ilgi çekici kılıyor ancak Orhan Pamuk bu kitapta (diğer eserlerini bilmiyorum okumadım çünkü) dili ve anlatımı o kadar ağır kullanıyor ki insanı o kadar fazla detaylarla boğuyor ki gerçekten sıkılıyor insan.

Ancak hikayenin sonunda yer verdiği gerçeklik olgusu tam kitap bitti derken birden sizi kitaba bağlayıveriyor. Bana bunları hissettirdi açıkçası...

Okurken tüylerim ürperdi valla güzel bir yaşanmışlık hemde çok güzel ama dediğin gibi anlatım çok önemli yalın olmalı insanı okurken yormamalı...
 
vay arkadaş ne aşklar var..unutulmaz aşk..imkansız aşk..kavuşamayan aşıklar..
fakat kız neden intihar etmiş ki..tam eşinden ayrılmış..mutlu olacaklar belki..neden ?hem de paris gibi ormantik bir şehirde.:27:

Dimi ama...

Nedeni ise belki yılların intikamı

Belki sarhoşlukkkk

Belki de kazaaaa

Çok da net değillll aslında...
 
ayyyyyy keşke gelseeennnnn kızzz

napçaz müzede gezer dolaşır muhabbet ederizzzz çok da güzel olur :1::1::1::1::1:

Burada Forum İstanbul'da açılan bir akvaryum var. sanırım2 yıl önce gittik bizde 3 kişi girşimiz 90 lira filan tutuyordu bende yarı fiyatına fırsat sitesinden almıştım :1::1::1::1:

ama çok güzeldi gerçekten çok fazla bölüm var yüzlerce belki binlerce canlı türü ama bir yer vardı ki bayıldıkk

bir tünelin içinde yürüyen zemin üzerinde ilerliyorsun ama üzerinde ve etrafında köpek balıkları yüzüyor :27::27::27::27::27:

yarı fiyatına iyi gezmişsiniz canım.
fırsatları iyi değerlendiriyorsun..:nazar:
.fadime benim bir arkadaş var.antalya da oturuyor o da..facesinde görmüştüm zeliş in dediği gibi etraflarında üstlerinde falan köqek balıkları yüzüyordu..çok güzeldi..
 
Dimi ama...

Nedeni ise belki yılların intikamı

Belki sarhoşlukkkk

Belki de kazaaaa

Çok da net değillll aslında...

belki de ..ama yarım kalması çok acı..
sevmek güzel şey.aşk güzel..yeterki sevdiğinle kavuş..
 
Back