Çay tiryakilerinin paylaşım alanı :))))


Ohhh misss olmuştur ev ... lakin bir yandan da yoruldun tabiii arkadaşım, ama olsun ben oturur birde yaptığım temizliğe bir bakarım içim rahatlar. Allah kavuştursun oğluşunla... Ben yattım fakat uykum kaçtı oğluş süt istedi hadi ona süt ısıt derken beklerken bir bakayım KK ne durumda gece gece dedim... sengözlerimebaksanab
 
Günaydın çaycılar hayırlı sabahlar herkese bir çay istesem terlikçim tavşan kanı mümkünse opuyorumnanaktan
 
Bugün TV 'de Anıtkabir ' in , Dolmabahçenin Türkiyemin birçok yerinde ATAMIZ için toplanan insanları gördükçe çok gurur duydum ve bugün hep ağladım , gururlandım... Ne mutlu Türk 'üm diyene... Ne mutlu ki , bizim Mustafa Kemal ' imiz var...

 
bu vatana ve bu vatan uğruna savaşanlara layık olabilmek dileğiyle!...
ne mutlu türküm diyene!turkbayragi
 
Kahvaltımız hazır... Çay tiryakileri , kahvaltı etmemişler buyrun soframıza...







Tüm KK ya yetecek kadar var... yerimseniben

İsteyenelere bitki çayları da hazır.... yerimseniben
 
günaydın terlikciğimm sofra süper görünüyooo!!:lepi:cokacimcoook
 
3 Zarf



Şirketin durumu iyi gitmemektedir ve artık patronların genel müdürü değiştirmekten başka çaresi kalmamıştır.

Eski ve yeni genel müdür bir araya gelmişlerdir ve oturur sohbet etmeye başlarlar. Eski genel müdür:

"-Ben bu şirketi düzlüğe çıkaramadım, umarım sen başarırsın. Ama olur ya, işler yine iyi gitmez ise, sana 3 zarf bırakıyorum. Önce bir numaralı zarfı açarsın. İşler yine iyi gitmez ise iki numaralı zarfta sıra. O da olmaz ise, artık üç numaralı zarfı açmaktan başka yol yok."

Teşekkür eder yeni genel müdür ve ayrılırlar.

Bir zaman sonra şirkette işler düzelmez ve daha kötüye gitmeye başlar, yeni genel müdür hemen zarfları hatırlar. Gider çekmecesinden 1 numaralı zarfı alır ve açar. Okudukları heyecanlandırır:


Eski yönetimi kötüle!

"Akıllı adammış." der yeni genel müdür.

Gerçekten de, işlerin iyi gitmemesinden dolayı eski yönetimi suçlar durur. Fakat günler geçer, haftalar geçer, işler daha da sarpa sarar. Aklına 2 numaralı zarf gelir. O da yeni genel müdürü heyecanlandırır:

Organizasyonu değiştir!

Yeni genel müdür hemen raporlama müdürü ile finansman müdürünün yerlerini değiştirir, bölge sorumlularının ikisini merkeze alır, beş kişiyi de işten çıkarır. Ama ortada düzelen bir durum yoktur. Gün geçtikçe işler daha da kötüye gitmektedir. Artık son zarfa gelmiştir sıra. Yeni genel müdür bir kere daha heyecanla çekmecesini açar, zarfı çıkarır, açar ve okur:

Hemen sen de 3 yeni zarf hazırla!

 
Arkadaşlar yeşilim anneciğini kaybetti... senağlama:Saruboceq:
 
Son düzenleme:
:çok üzgünüm: allahtan kendisine sabır annesine rahmet dilerim senağlama
 
Günaydın Arkadaşlarr...
Birazdan çay demleyeceğim kızlar fakat okuduğum bu Doğan Cüceloğlu yazısını sizlerle paylaşmadan yapamayacağım... alkisalkisalkis
Sevgiyle kalın...

Doğan CÜCELOĞLU'NUN,
Eğitimindeki Katılımcılarla bir konuşmasından alıntıdır.

Doğan Cüceloğlu: Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var mı?

Bir Katılımcı: Hocam Allah'a Şükür bildiğimiz kadarıyla yok.

Cüceloğlu: Ne güzel! Peki, bana, istisnasız tüm insanların, yani altı milyar insanın da başına geleceği garanti bir şey söyler misiniz?

Cevap: (neredeyse otomatik olarak çıkar: ÖLÜM


Cüceloğlu: Gerçekten de ölüm tüm insanların başına geleceği kaçınılmaz olan tek şeydir. Doğum da tüm insanların başına kesinlikle gelmiştir ama bundan sonra başa gelmesi kesin olan tek şey ölümdür. Başka hiçbir şey insanların tümünün başına gelmeyecektir. Peki, madem öleceğimiz garanti, bu benim ölümcül bir hastalığım olduğunu göstermez mi?

Katılımcılar: (Burada sessizce, başlarıyla onaylamaya başlarlar)

Cüceloğlu: Öleceğim belli ise, benim ölümcül bir hastalığım olduğuda açıktır...
Peki, ne zaman öleceğimizi biliyor muyuz?

Katılımcılar: Hayır

Cüceloğlu: Bu saniye içinde olma olasılığı var mı?

Bir Katılımcı: Evet var.

Cüceloğlu: Ya Yarın?

Bir Katılımcı: Evet.

Cüceloğlu: Ya 30 yıl sonra?

Bir Katılımcı: Olabilir.

Cüceloğlu: Peki bunlardan hangisinin sizin başınıza geleceğini biliyor musunuz? Mesela bu akşam eve sağ salim varacağınızı nereden biliyorsunuz?

(Sınıf sessizce dinlemeye devam eder. Çünkü genellikle yaşama böyle bakmamışlardır.)

Cüceloğlu: Peki bir de tersini düşünelim, bu akşam eve döndüğünüzde, bu sabah evden çıkarken sağ salim bıraktıklarınızı sağ bulma garantiniz nedir? , Var mıdır böyle bir garanti?

Bir Katılımcı: Yoktur Hocam.

Cüceloğlu: Peki nereden biliyoruz az sonra telefonun çalmayacağını ve evdekilerden birinin az önce öldüğünün bize söylenmeyeceğini?

(Katılımcılar burada rahatsız olmaya başlarlar) ve Bir Katılımcı: Hocam konuyu değiştirsek?

Cüceloğlu: Ama en yalın ve açık gerçek üzerine konuşuyoruz, biraz daha devam edelim bence. Peki, acaba bunu dün gece bilseydiniz, yani evde akşam birlikte olduğunuz kişilerden birinin yarın ölüm günü olduğunu bilseydiniz, o zamanı aynı dün gece olduğu biçimde mi geçirirdiniz? Yoksa farklı şeyler mi yapardınız?

Bir Katılımcı: Kesinlikle çok farklı geçerdi Hocam.

Cüceloğlu: Şimdi sizden rica ediyorum, lütfen bir an arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın ve bu sabah evden çıkarken evde bıraktıklarınızdan birinin gerçekten öleceğini düşünün, dün akşamınızı nasıl geçirirdiniz? Aynı iletişim mi olurdu? Onunla aynı konuları mı konuşurdunuz? Aynı konular, tartışma yada gerginlik yaratır mıydı? Yoksa önemsiz hale mi gelirdi? Bu sabah evden çıkarken, bu son görüşünüzde ona ne derdiniz? Onun boynuna sarılmakta tereddüt eder miydiniz? Çok sıkı sarılmaya mı, aynaya mı vakit ayırırdınız? Ona, yüreğinizin derininden gelen bir 'Seni gerçekten çok seviyorum' demeye ne gerek var diye düşünür müydünüz? Onun ölecek olması sizin ona duyduğunuz sevgiyi yoğunlaştırmaz mıydı?

(Burada bazı katılımcılar ağlıyordur. Belli ki dün akşam yaptıklarından bir kısmının ne kadar anlamsız olduğunu şimdi fark etmişlerdir)

Cüceloğlu: Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz, acaba kaç tartışmamızı bu kadar gereksiz biçimlerde yapıyoruz, kaçı gerçekten yaşamda karşımızdakinin varlığından daha önemli, hangilerinde 'Şimdi kalbini kırdım, ama zaman içinde ben ondan özür dilemesini bilirim' diye kendi kabuğumuza çekilip tartışmaları donduruyoruz.

Yarattığımız kırgınlıkları tamir etme olanağımız gerçekten var mı? Buna zamanımız gerçekten kaldı mı?



" Sevginin gucu; guce olan Sevgiyi yendiginde, Dunya barisi taniyacak... "

Okuyunca hayran kaldım oturup birazda olsun düşününce ne kadar doğru değilmi hanımlar...

a.s
 
Günaydın Arkadaşlar,
Çaycılar nerelerdeler ?... Ben yokken kimse çay yapmamış anlaşılan...

opuyorumnanaktan
 
terlik nerdeydin bakım bende hemen çay yapım
iki laflayalım
nerdeydin sen anlat bakımmmm:)

 
terlik nerdeydin bakım bende hemen çay yapım
iki laflayalım
nerdeydin sen anlat bakımmmm:)

Ahhh ah esmerim her yerdeydim yerimseniben hakikatten tatile gittik uzun süreli oldu tatilimiz bu yıl , kayınvalidemlerle yazlıkta kaldık derken annemlerle oğlum ve ben tatile tekrar gittik yeni döndük diyebilirim. Gelir gelmezde oğlanın kursları başladı kısaca işte böyle esmerim...
Sen neler yapıyorsun ?... sağlığın nasıl tatlım Hayırlı Ramazanlar canım benim...

opuyorumnanaktan
 
kendı basıma gunde ıkı demlık içerim esımle 3.demlık bıter..ıcmedıgım zaman salak gıbı oluyorum.içmesem basım agrıyo...vazgecemıyıorum..cvok denedım yerını bısı tutmadı..bu arada dıer caylarada bagımlıyım ozelıkle adacayı rezene vs ..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…