Büyüme Ataklarına Dair Genel Bilgiler

Mutella

29.07.2017
Kayıtlı Üye
26 Aralık 2012
8.815
8.147
14 Mart 2017 Salı-Beşer Yapım Bakım Onarım

Büyüme Ataklarına Dair Genel Bilgiler


Bu yazının tamamı Wonder Weeks (Dr. Hettz van de Rijt ve Dr Frans X. Plooij) kitabından alınmıştır)

Birçok yorumda "atak haftasında olabilir" diye bir ibare koyuyoruz, hafif tellenmiş bebelere dair. Bebekler ilk bir buçuk yıl içinde sekiz kere mental olarak değişirler ve bu değişiklikler bebekleri ruhen ve fiziken zorlar. Bizler nasıl ki zorlandığımızda "ay bana daral geldi" moduna giriyorsak, daha minnacık bir yavrunun kendisine ne olduğunu bile anlamadığı bir durumda çıldırmasının normal olduğunu kabulleneceğiz. Aşırı yorucu, zırlak, yapışık, gıcık olan bu yumuk elli yaratıkları ne kadar başkalarına satmak istesek de, o anda doğru olan bağırmadan, çağırmadan, sinirleri yıpratmadan bebeğe destek olabilmek. Zaten yavrunun derdi almış başını aşmış, bi de biz dert olmayalım.

Kişisel tecrübeme göre, bir atağın en büyük yardımcısı sling (en azından bebek biraz daha küçükken). Kucağınızdan bıraktığınız an kıyamet çığlık atan bebe, sling içinde hem size yakın hem de siz işlerinizi yapmak konusunda pek zorlanmıyorsunuz, en azından iki eliniz boşta. Gelelim ataklara. Bu yazıyı, belki aranızda kitabı almak konusunda tereddütü olan (muhakkak elinizde olsun) ya da kitaba erişimi çeşitli sebeplerle zor olan ya da hiç olmayan arkadaşlar için epey kısa şekilde hazırladım. Maksat, derli toplu bir özeti olsun atakların. Bu arada atakların, bebeğin 40. hafta doğmuş gibi hesaplandığını belirteyim. Yani doktorunuz 22 Temmuz demişse doğum tarihine ve çocuk erken ya da geç gelmişse, esas doğduğu tarih değil, hesaplanan doğum tarihi baz alınacak.

1. Atak – Olgunlaşma (4. veya 5. hafta)

Bu haftalarda bebekler fiziki çok büyük değişiklikler yaşarlar ve bu ruhsal değişiklikleri de beraberinde getirir. Organları daha farklı çalışmaya başlayan, daha iyi görebilen bebek kendini bir girdapta bulur. Bu girdaptan en iyi çıkmanın yolu da tabii ki dokuz ay içinde kaldığı annesine yanaşmak, çıktıktan sonra sıkı fıkı vakit geçirdiği babasıyla kaynaşmaktır. Bol bol meme ister, sürekli ağlayabilir (bir iki gün) "çocuğun içine cin kaçtı" diye dertlenebilirsiniz. Dertlenmeyin. Çünkü geçecek ve bebek bu süreçten daha fazla şey yaparak çıkacak. Bu söylediğim tüm ataklar için geçerli. Ataklarda bebekler fena şekilde anneci/babacı (daha çok anneci ve memeci) olurlar. Yere koysan durmaz, göğe koysan almaz hallerdedirler. Camdan atmak isteyebilirsiniz, aman diyeyim. Geçecek. Sonra öyle güzel şeyler yapacak ki insan "iyi ki atmamışım da doğurmuşum" falan diyecek.

2. Atak – Şekillerin Dünyası (8. hafta civarı)

Bebekler bu dönemle birlikte çevrelerinin kocaman bir kaos olmadığını, bu kaosun içinde belli başlı şekillerin varlığını farkeder. Ellerini farkeder mesela. Tüm duyu organlarıyla bu şekilleri bulmaya çalışır. Doğuştan gelen reflekslerinde bir azalma görülür.

3. Atak – Akışkan Geçişler (12. hafta civarı)

Kucağınızdaki minnak kuzuların bir robot edasında hareket ettiklerini farketmişsinizdir. Farketmiş oldukları ellerinin kesinlikle hakimi değildirler ve onlara uzattığınız bir oyuncağa comodor 64 gibi duraklaya duraklaya ellerini uzatırlar. Bu atakla birlikte, bedenlerinde ve dışarıya dönük algılarında akışkanlık başlar. Başlarını bir yandan öbür yana daha rahat ve takılmadan hareket ettirirler, ellerini daha emin bir şekilde oyuncağa doğru uzatırlar ve mesela müziği daha akışkan bir şekilde duyarlar. Bu atakla bebekler dünyasına çok yeni kapılar girer ve onlarla oynamak daha keyifli bir hal alır.

4. Atak – Olaylar (19. hafta civarı)

Bu atağın belirtileri ta 14. haftadan itibaren kapınızı çalabilir. Akışkan geçişleri öğrenen bebe, "Du ben bi şey yaparım belki bunla" diyerek, akışkan geçişleri art arda sıralayarak bir olay yaratır. Mesela oyuncağa uzanıp, onu almak ya da ona dokunmak gibi. Bu esnada oyuncak sağdaysa elini sağa doğru, yukarıdaysa yukarıya doğru uzatır ve onu tutabilir. Bu dönemde ayrıca "babababab" "mamamam" gibi anlamsız sesler çıkarır. "Aaa konuşuyoo" falan der insanlar. Tabii ki konuşmuyor, ama gidişat bu yönde. Siz gözlerinin içine bakarak onunla bol bol konuşun.

5. Atak – Bağlantılar (26. hafta civarı)

Bu atağın da öncesindeki zorlu kısım 23. hafta civarında başlar. Bu atakla birlikte bebekler bağlantıları anlamaya ve kendileri bağlantılar yaratmaya başlarlar. Etraflarındaki her şeyin birbiriyle bağıntısı olduğunu farkederler. Mesela annenin sorusu üzerine babanın cevap vermesi gibi. Odadan çıktığınızda yanında olmadığınızı anlaması da bu zamana tekabül eder. O yüzden sizi yanında tutmak için bağırmaya başlama seansları burada ortaya çıkar. Odadan çıkarken ona seslenmeye devam edin. Bir de kişisel tecrübem, bu dönem "ce e" oyunlarının çok işe yaradığı. Odadan çıkmadan önce bir iki kere koltuk arkasından, kapının oradan ce e yapınca bebek fazla sızlanmadan geri gelmiş oluyorsunuz. Bu atak sırasında tuvalete gitmek tam bir işkence oluyor, çünkü peşinizdeki yavru bağırıp duruyor. 28.-30. hafta arasında bir zamanda bebeğiniz ona sormadan!!! ondan ayrılabileceğinizin ayırdına varıyor (ayrılık korkusu). Mental bir atak olmasa da, terkedilebileceğini düşünen bebek, duygusal bir farkındalık döneminden geçiyor. O zaman da yapışık olabiliyorlar.

6. Atak – Kategoriler (37. hafta civarı)

Bu atağın da derdi 35. hafta civarında basıyor. Biraz daha erken de olabilir. Bebekler bu dönemde ilk defa "erişkin" gibi düşünmeye başlıyorlar. Daha doğrusu biz sonunda onların nasıl anlayabildiğini anlıyoruz. Atak ile birlikte bebekler ıslak, kuru, düz, yumuşak vs. gibi kavramları algılayabiliyor daha doğrusunu bunları kategorize edebiliyorlar. Mesela bir topu canlı da görseler, resmini de görseler "top" olarak kaydedebiliyorlar. Farkedeceksiniz, acayip bir dokunma ihityaçları doğuyor. Sürekli onları alıp oda oda gezdirmenizi istiyorlar. Her şeye dokunuyorlar. Verin eline elma armut, bol bol dokunsun. Blw yapıyorsa, zaten yemeğe dokunmak onun için çoğoş.

7. Atak – Peşisıralık (46. hafta civarı)

Sondan bir önceki atakta bebeler peşisıra gelen hadiseleri kavrama ve gerçekleştirmeyi öğreniyorlar. Sıkıntılı oldukları dönem de 42. hafta civarı başlıyor. Mesela daha önce terminatör gibi evin içini dağıtan yastığı alıp atan ve sonra başka bir işe koyulan yavrunuz, bir bakmışsınız yastığı alıyor ve sırtına koyuyor. Anahtarı masadan alıp, kapıya takıyor. Bir bakmışsınız, kare delik içine üçgen tıkmaya çalışmıyor ve önce eline sonra önüne bakıp eşleştiriyor. Dans ederken daha önce yapmış olduğunuz peşisıra gelen figürleri biliyor ve yapıyor. Ne güzel dünya!

8. Atak - Programlar (55. hafta civarı)

İlk 14 ayın son atağı, sinir bozucu kısmını 51. hafta zamanında göstermeye başlıyor. Bu atakla birlikte bebekler olayların, kendi içinde sıralı olması gerekmeyen yapı taşlarından mamul programlar olduğunu kavrıyor. Programda ne var? Yemek yemek. Peki yemeği her zaman aynı şekilde yemek zorunda mı? Değil. Mesela iki lokma arasında su içmek isteyebilir, istemeyebilir de. Kaşıkla yemeği bırakıp eliyle de dalabilir. Eliyle yerken kaşık da isteyebilir. Sağ eliyle yerken, sol eline geçebilir; ama bu yemek yemek işini değiştirmez. İşte hayatın belli birtakım programlardan (yemek yapmak, yemek, gezmeye gitmek, toz almak vs.) ibaret olduğunu farkettiği yer de burası. Daha çok şeyler öğrenecek bebeler. Neden, niçin diye merak edecekler… Ama en yoğun öğrenimin gerçekleştiği, daha doğrusu hayatla başedebilme (temel ihtiyaçları kavrama) yetisi kazandıkları zamanlar bu zamanlar. Gerisinde hep bu yetilerin eşliğinde üst üste koyacaklar. Biz de onları izleyeceğiz ve elimizden geldiğince destek olacağız onlara.

Ece Yıldırım- Zimmer

Bebek Yapım Bakım Onarım Saat 19:56
 
X