- 20 Aralık 2009
- 265
- 7
- 96
Profesör, elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı. Herkesin göreceği şekilde tuttu ve sordu:
-" Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?"
-" 50, 100, 125 gram!" diye cevapladı öğrenciler.
-" Bardağı tartmadıkça gerçekten bende bilemem!" dedi profesör. " Ama benim sorum şu ki; bu bardağı birkaç dakikalığına tutsam ne olurdu?"
-" Hiçbirşey!" diye cevapladı öğrenciler...
-" Tamam, peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?" diye sordu Profesör bu defa.
-" Kolunuz ağrımaya başlardı efendim!" diye, öğrencilerden biri cevapladı.
-"Haklısın, peki 1 gün boyunca tutsam ne olurdu?"
-" Kolunuz iyice ağrır, kas spazmı olabilirdi, batardı veya bunun gibi sıkıntılar yaşardınız ve hastaneye gitmek zorunda kalırdınız!"
Bütün öğrenciler çeşitli yorumlar yaptılar ve gülüştüler.
-"Çok iyi. Peki, bütün bu sıkıntılar olurken bardağın ağırlığında bir değişme olur muydu?" diye sordu profesör.
-"Hayır!" diye cevapladı herkes.
-"Peki, o zaman kolun ağrımasına ve kas spazmına neden olan neydi?"
Öğrenciler bulmaca çözermişçesine düşünmeye başladılar.
-"Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekir bu durumda?" diye tekrar sordu profesör.
-"Bardağı bırakın düşsün!" diye öğrencilerden biri cevapladı.
-"Kesinlikle!" dedi profesör, "Hayatın problemleride böyle birşeydir. Onları kafanızda birkaç dakika tutarsın. Problem yokmuş gibi görünür. Uzun süre düşünürsün, başın ağrıtmaya başlar. Daha uzun düşünürsün, artık seni bitirmeye ve hiçbirşey yapamamana sebep olur.
Hayatınızdaki mücadeleleri ve problemleri düşünmek önemlidir; fakat daha önemlisi, onları her günün sonunda, uyumadan önce yere bırakmaktır.(Bardak gibi).
Bu şekilde strese girmez ve hergün taze bir beyinle uyanır, her konuyla ve yolunuza çıkan her mücadeleyle başaçıkabilecek güçte olursunuz!.
Haydi!... İşyerinden ayrıldığınızda sevdiklerinize şunu hatırlatın hemen:
"Bardağı yere bırakın bugün!..."
(ALINTI)
-" Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?"
-" 50, 100, 125 gram!" diye cevapladı öğrenciler.
-" Bardağı tartmadıkça gerçekten bende bilemem!" dedi profesör. " Ama benim sorum şu ki; bu bardağı birkaç dakikalığına tutsam ne olurdu?"
-" Hiçbirşey!" diye cevapladı öğrenciler...
-" Tamam, peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?" diye sordu Profesör bu defa.
-" Kolunuz ağrımaya başlardı efendim!" diye, öğrencilerden biri cevapladı.
-"Haklısın, peki 1 gün boyunca tutsam ne olurdu?"
-" Kolunuz iyice ağrır, kas spazmı olabilirdi, batardı veya bunun gibi sıkıntılar yaşardınız ve hastaneye gitmek zorunda kalırdınız!"
Bütün öğrenciler çeşitli yorumlar yaptılar ve gülüştüler.
-"Çok iyi. Peki, bütün bu sıkıntılar olurken bardağın ağırlığında bir değişme olur muydu?" diye sordu profesör.
-"Hayır!" diye cevapladı herkes.
-"Peki, o zaman kolun ağrımasına ve kas spazmına neden olan neydi?"
Öğrenciler bulmaca çözermişçesine düşünmeye başladılar.
-"Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekir bu durumda?" diye tekrar sordu profesör.
-"Bardağı bırakın düşsün!" diye öğrencilerden biri cevapladı.
-"Kesinlikle!" dedi profesör, "Hayatın problemleride böyle birşeydir. Onları kafanızda birkaç dakika tutarsın. Problem yokmuş gibi görünür. Uzun süre düşünürsün, başın ağrıtmaya başlar. Daha uzun düşünürsün, artık seni bitirmeye ve hiçbirşey yapamamana sebep olur.
Hayatınızdaki mücadeleleri ve problemleri düşünmek önemlidir; fakat daha önemlisi, onları her günün sonunda, uyumadan önce yere bırakmaktır.(Bardak gibi).
Bu şekilde strese girmez ve hergün taze bir beyinle uyanır, her konuyla ve yolunuza çıkan her mücadeleyle başaçıkabilecek güçte olursunuz!.
Haydi!... İşyerinden ayrıldığınızda sevdiklerinize şunu hatırlatın hemen:
"Bardağı yere bırakın bugün!..."
(ALINTI)
Son düzenleme: